Geçenlerde yazımı okuyan bir kardeşim; “En geç 2015’te kapıdan çıkalım” diyor.
Çok iyi niyetlisin kardeşim. Müştak Baba’nın öngörülerine temiz bir akılla yaklaştığın için böyle düşünüyorsun.
İçine girmekte olduğumuz yıllarda karşımıza öyle aldatıcı bir sistem çıkacak ki, kapıdan girildikten sonra, bir yıl bile geçince, senin bu sözlerin büyük bir çoğunluk tarafından “Vatan hainliği” damgası yiyebilir. 2013 yılı geldiğinde insanlar Viyana’yı fethetmiş gibi olacaklar. Onlara; “Dikkat bu bir tuzak olabilir” diyerek söz anlatabilmek dünyanın en zor işi olacak.
Müştak Baba, daha ileriyi göstermemiş olsaydı, ben de böyle düşünürdüm. Hazır bir fırsat yakalamışız diyerek “Irak’tan çıkalım” diyenlere “parazit yapmayın” diye cevap verirdim.
Fakat bu günlerde bizler geniş ve 200 yılı kapsayan bir sistemin sadece giriş bölümünü yaşıyoruz. 20 yıl süren bu ilk dönem 2030’daki kırılmaya kadar hemen herkesi topluca transa sokan gelişmelerle ilerliyor. Durdurulabilmesi çok zor!…
Osmanlı, şanlı zaferlerden sonra gerileme dönemine girdi. Toprak kayıpları geldi, yıkıldı, dağıldı. İçinden onlarca devlet çıktı; cumhuriyetimiz kuruldu. Yıllar süren sorunlar onun da yakasını bırakmadı. Bir türlü eski güçlü günlere dönemedik. Doğal olarak patlamaya hazır bir psikoloji birikti.
Aradan biraz zaman geçince İsrail tıkanıp artık ilerleyemeyince birden konjonktür lehimize işlemeye başlıyor. Hiç beklenmeyen şeyler birbirini izleyerek ortaya çıkıyor. Misak-ı Milli kolaylıkla anavatana katılıyor. Artık Müştak Baba “dikkatli olun” dese bile onu dinler misiniz?
Kimse dinlemeyecek!…
Bu sebeple olsa gerek, uyarılarını güçlendirme gereği hissetmiş olmalı. Uyarısını bir üst perdeye taşımış. “Küçük kıyamet” betimlemesini Irak’a giriş ile birlikte aynı satırlara nakşetmiş. 2030 tarihini de gizli bir teknik olan ebced ile korkunç yıkımın yılı olarak bize bildirilmiş.
Allah’ın bize bir koruyucu olarak emanet ettiği duygularımızı kontrol edebilecek miyiz? Onlara gem vurup bizleri yanlış bir yola götürmelerini engelleyebilecek miyiz?
Ya bize sunulan zehirli bir içkiyse? Ya önce zevk verip sonra aniden mahvedecekse? Tam 120 yıl bütün İslâm alemi bu sonu belirsiz macera sebebiyle, Mehdi gelip yaralarımızı sarıncaya dek acılar içinde kıvranacaksa…
Bütün bunlar bir aldanış olamaz mı? Kaledeki savunlmayı aşamayan dışarıdaki ordu kendisini güçsüz göstererek taktik bir kandırmaca oyunu yapıyorsa? Az bir kuvveti kalenin önünde bırakıp geri çekilip gizlenmişse? Kaledekiler aldanıp atağa geçince, önce kazanmış olduklarını zanneder, kaçanların peşine düşer. Çukurluk pusu alanına gelindiğinde ise herşey anlaşılır. Artık iş işten geçmiştir. Kazanıyorum zanneden yenilir, kale elden gider. Osmanlı’nın son kalesi olarak algılanan cumhuriyetimiz elden gedecek olursa, tam 120 yıl ayağa kalkamayabiliriz. 20 yıl süren sahte zafer birden korkunç yüzünü gösterirse ne yapacağız?
Küçümsediğimiz rakibin 700 adet nükleer başlığına sahip olduğu söyleniyor. İngiltere ve ABD’yi hiç hesaba katmıyorum.
Kapının, kaledekileri kandırabilmek için planlanmış bir tuzak olabileceğini düşünün. Karşı konulamaz duygulara hitap ederek yüzünü gösterdiğinde bu yazdıklarımı yazabilmek için birçok aşağılanmayı göze alabilmek gerekeceğini düşünüyorum. Şimdi yazıyorum ki temiz akıllılar o gün hatırlasınlar.
27 Kasım 2011…
Kapı açılıyor!…
Ordumuz Kuzey Irak’a girecek. Kaledekiler şimdiye kadar kendilerini koruyan tılsımı bozacaklar. Milletçe neler olup bittiğinin farkında olamayacağız, tam 2030’a kadar.
Müştak Baba 20 yıllık bu dönemi uyarılarla birlikte bu sebeple bize anlatıyor. Uyarıların kehanetlerinin arasında birlikte veriliyor olması, birçok insanın Müştak Baba’ya kulak verdiğini gösteriyor. Çünkü hiç etkisi olmayacak idiyse, neden yazmış diye sormamız gerekmez mi? Demek ki bana 2015’de çıkmalıyız diyen sevgili kardeşim gibi temiz akıllılar üstadı dinlemiş, tavsiyelerine kulak vermişler.
“2030’a kadar köprülerin altından ne sular akar” diyenlere söylüyorum. Müştak Baba divanını okuyun. Yıl yıl 2011’den itibaren yazdığı herşeyi görün. Tarihlerini bir bir bildirdiği şeyler sırasıyla gerçekleşirse, hala bu günkü kadar vurdumduymaz kalabilecek miyiz?
Tam üç yıldır kapı meselesini anlatmaya çalışıyorum. Bütün kitaplarımda 27 Kasım 2011’den itibaren gireceğimiz kapıya dikkat edin diyorum.
Eğer Müştak Baba gibi bir alimin iddia ettiği şeyler, önceki gerçekleşenlere ek olarak sırası geldiğinde tek tek gerçekleşiyorsa, daha ilerideki iddiaları için yeterince ciddi olarak araştırılmaları gerekmez mi?
Tesadüf olamayacak kadar yeterli sayıdaki bir dizi kehanetin sonunda büyük bir yıkım iddiası bulunuyorsa biraz durup düşünmek gerekmez mi?
Beni işin içine hiç karıştırmayın. Sadece Müştak Baba’yı dinleyin. Divan’a bir göz atın. Benim gördüğümden daha fazlasını göreceksiniz.
Müştak Baba‘nın divanına bakın.
S.a
Tv de katildiginiz bir programda konu cok önemli bir yere gelmesine ragmen,degindiginiz o konuya pek aciklik getirmediniz.Ejder siiri icin bir saheser tanimlamasini yaptikdan sonra,orda Israil devletinin kurulus tarihlerinin verildigini söyledidiniz”israilin kendi topragi olmadan bir Devlet kurabilmesi icin aldigi kararin altindaki itici gücü aciklamis” diyorsunuz,bu ITICI GÜCÜN Israil Hazinesi olarak tanimlamis´oldugundan bahsettiniz ve orda konu baska yere kaydi,bu konuyu detayli bir sekilde aciklayabilirmisiniz.Itici gücü Nasil anltamis Mustak Baba.
bu konu İstanbul Başkent adlı kitabımda bulunuyor
serhar bey, yazılarını ilgiyle takip ediyorum. anlamak istediğim birşey var. gaybı yalnızca Allah’ın bildiğini ve dilerse bazı kullarına da bildirebileceğine ehl-i sünnet itikadınca inanıyoruz. şimdi müştak baba’ya da ilham edilmiş olabilir.lakin gerçekse bile bu kader-i mübrem midir? allah isterse yazmışsa bozup dilediği gibi başka hadiseler yaratamaz mı? saygılar…
mustafa arkadaşım allahı kısıtlayamaz ve sınırlayamayız o dilediğini yapar hiçbir güç engel olamaz ve hesap soramaz bu açıdan bakınca kader dediğimiz şey tamamen gizlidir bizim araştırdığımız kader ise allahın uygulamaya koyduğu ve bildirdiği kısımdır onuda biz bilemeyiz alimlerin bize şifreleyip bildirdiklerini eğer doğru anlayıp çözebilmişsek bazı olayları gerçekleşmelerine az bir zaman kala bilebiliyoruz bu kadar
merhaba;
Size ve Müştak Baba(k.s) ya inanıyorum.ama kaderinde önüne geçilemez ki…
olaylara şöyle bir derinlemesine baktığımızda,bazı kazanımların bu kadar kolay olması insanı zaten şüphelendiriyor.daha şunun şurasında 9 yıllık bir hükümetin özellikle iç ve dış politikalardaki korkunç hatalarına rağmen,milletten gördüğü teveccüh ve dış politikadaki önümüze gelen fırsatlar insanı hayrete düşürüyor.(batıdaki ekonomik kriz,arap baharı adı verilen olaylar-ilk mi son baharmı görücez zamanla-çinin yükselişi,v.s bunlarda önümüze serilen fırsatlar)peki herşey tevafukmu,yada bizi idare edenler hz.mehdi mi?
bu olasılıklara inanmıyorum.
benim inandığım ;büyük deha M.K.Atatürk ün yıllar önce bu olayları tahmin edip, Yurtta sulh cihanda sulh diyerek Hz. Mehdiye kadar vatanımızın genişleme gayretini bırakmasını istemiştir.ve doğru olanda budur.sahte zafer sarhoşluğunu bırakalım,9 yılda rakip devletlerin gazıyla neo osmanlı kurmaya kalkarsan,sonun hayır olmaz,ecdadımız Osmanlıyı kurarken yüce bir amaçla ve binbir fedakarlıkla kurmuştur,kimsedende icazet almamıştır.
Sayın TAN;Bizi idare edenleri bu konularda uyardınızmı?Müştak Babadan bahsettinizmi?
saygılarımla
istanbul başkent ismli kitabımı sayın cumhurbaşkanımıza piyasaya verilmeden önce 2010 yılının aralık ayında gönderdim 15 gün incelendiği ve daha sonra incelemesi için cumhurbaşkanımıza teslim edildiği bana bildirildi.
Serhat Bey, 2030 da yaşayacağımız hadiselerden biraz daha geniş perspektif açabilirmisiniz. Nedir bu nükleer bir saldırıyamı uğruyoruz. Toprak kaybetmeklemi yetiniyoruz. Büük bir savaşamı giriyoruz ? Çünkü şu anki hükümet iyi niyetlide olsa yeni osmanlıcılık kılıfıyla bizi aldatıyorlar sanki!
merhablar serhat beye şu iki soruyu sormak istiyorum
1- atatürkün ben vefat ettikten 50 yıl sonra açıklansın dediği bir mektup varmış öyle bir bilginiz var mı?
2- atamız zeki birisiydi kendisi matematiği iyi biliyordu ve duyduguma göre ebced hesabıyla yazılmış kitabı varmış türkiyenin bir olay karşısında ne yapması gerektigini bildiren yazılar var deniliyor işin garibi tayyip erdogan bu kitaba ulaşmış deniliyor sizce varmıdır öyle bir şey?
s.a s.ahmet bey
müştak babanın bu olaylar ile şiirini herhangi
birinin eline verseniz ne anlar bilemiyorum ama
bir şey anlamayacagı kesin anlaşılmadıkca bu
şiirlerin de önemi yok derken sayın Serhat Ahmet Tan
bu şiirlerin nekadar önemli oldugunu kafamıza vurarak
anlatıyor anlayana tabi,amerika ve avrupa ekonomisi
zorda batmak üzereler bu durum ancak arap baharı ile
orta doğuda çıkacak bölgesel yada geniş çaplı bir savaş
bu sorunları çözer ekonomileri ve çıkarları tekrar rayına
otutturur onlar adına tabii sanmasınlarki araplara bahar gelecek
baharın felan geldigi yok kara kışa giriyorlar.
iş orta doguya gelince olaylar gösterirki çok hızlı bir şekilde
terör, israil ve rumlar sanki geri dönülmez bir yol çok hızlı yol
alınıyor bu süratte fren yapılmaz, frenler patlamış bu frenlerle kapı filan kalmaz geri dönülmesi imkansız.inşallah hep beraber yanılırız.
ben araştırmadım ama böyle bir şeyden bahsediliyor
Müştak Baba’nın 127 sayfalık Divanını ne zaman tam olarak yayınlamayı düşünüyosunuz ?
bu konu İstanbul Başkent adlı kitabımda bulunuyor.
Türkiye tuzağa düşmek üzeredir.
Hazar havzası petrollerine iki çıkış yolu var ya İran delinecek ya Türkiye.
İran hem nükleer güç hem de arkasında Rusya var.
Kürdistan’ın kurulması imkansız bu halka bunu kabul ettiremezsiniz.Gerekirse iç savaş çıkar gene de Kürdistan kurulmaz.
Demek en güzel yol Türkiye’ye koçumsun diyerek İsrail’in eline sebep vermek lazım.
İnsanlar buralarda yazarken atıp tutuyorlar ama İsrail ordusu ve sahip oldukları silah teknolojisi ile bizi yer.
İş noktaya gelince şimdi bizim sırtımızı sıvazlayıp gaz veren U.S.A hemen İsrail’in tarafına geçecektir.
İş bu noktaya gelirse bu işten çıkışın tek yolu İstiklal Muharebesinde olduğu gibi Rusya ile ittifak yapacak bir kadro ile olur.
Bunu başımıza açanlarında sallandırılıcağından da kimsenin şüphesi olmasın.
Israilin elindeki teknolji bizi yer bitirir cok haklisin.Birde bunu Bizim Millet anlasa
Müştak babanın divanının tamamı bir tarafı osmanlıca aslı diğer tarafı ise latin harfleriyle hazırlanıyor yakın zamanda şira yayınlarından çıkacak inşaallah.
Harika bir haber!…
bilgilendirdiğiniz için saolun serhat bey
Cumhurbaşkanı ve avanesine dediler ki;
Bizim ortadoğu politikalarımızı destekle,Suriye’ye posta koy,İran’a karşı füze kalkanına evet de hazır bizde çekiliyoruz bizim yerimize Kuzey Irağa gir çıkan petrolün %10-15 civarını da verelim,Suriye ile İran’ın arasına da kama sokmuş olalım hem de Suriye’yi makasa alalım,tabi PKK’nın kellesinide verelim,İsrail ile papaz ol bu da bahanen olsun(farkındaysanız USA hiç ses çıkarmıyor biz İsrail ile arayı kızıştırırken,Ankara patlayan bomba da AKP’nin ergenekonunun işi).
Zaten millet savaşa meraklı(nedense?) siz de misaki milliyi gerçekleştirmiş olur kahramanda olursunuz,gelecek olan ekonomik krizide böylelikle gölgeler bir sonraki seçimide rahat alırsınız.
Bu kadar havuç varken kim dinler Müştak Baba’yı?
güzel arkadaşım yaklaşımlarına hayranım sanki devlet büyüklerimizin yanındaki ikinci adam gibisin bütün politik kararların içyüzünü biliyorsun ayrıca istihbarat bilgin de çok sağlam görünüyor işler böyle kesin hükümlerle değil delillere dayalı olarak açıklanmalı uluorta suçlamalar söylediklerini baştan inanılmaz yapar bunu bir düşün yukarıda söylediklerini bu kesinlile tahlil edebilen senden başkası varmı bizi yönetenlerin kukla gibi iş gördüğü dönemleri geride bıraktığımızı sanıyorum benim bahsettiğim aldanma ulusal çıkarlara uygun olduğu halde yapılan ama bizim şu anki gücümüzün çok üstünde olduğu için kontrol edilememesi halinde büyük risk taşıdığı belli olan işlerdir onlara ait çekincelerim var
“ulusal çıkarlara uygun olduğu halde yapılan ama bizim şu anki gücümüzün çok üstünde olduğu için kontrol edilememesi halinde büyük risk taşıdığı belli olan işlerdir onlara ait çekincelerim var.”
Doğal gazımızın nerede ise tamamını İran ve Rusya’dan karşılayan biz uluslararası platformda bu iki ülkeyi karşımıza alırsak olası gaz kesilmesi durumunda Kuzey Iraktaki doğal gaz kaynaklarına sahip olmak ulusal çıkarımız olur.
Kürt sorunu bu kadar azarsada terörü durdurmak için Kuzey Irağa girmekte ulusal çıkarımız olur.
Ama bu noktalara neden gelindiğini sorgulamamak yurtdaşlık vazifesidir.
Büyüklerimiz bilir deyip kenara çekilmek eleştirmemek padişahın ümmeti olmak demek olur.
Oy da kullanmayalım bu sorun bitsin.
Çekince yaşamasaydık Kuzey Irağa girmemiz bize neye maal olur diye sorgulamazdık,zil takıp oynardık.Sadece enerji ihtiyacımızı karşılasak bunu sanayite bedava aktarsak ekonomik olarak ne noktalara geleceğimizi düşünemiyorum bile.Dünya devlerinden oluruz.
Yirmi senelik ulusal çıkarlar için bir ulusun var oluşunu tehlikeye atacak kadar vizyonsuz devlet yönetilemez.
Diyarbakır bizim Kuzey Irağa girmemizi tetikliyor ise Diyarbakır’ı nelerin tetiklediğine bakmamız ve eleştirmemiz gerekmez mi?
Hem İsrail’in atak yapması için mazlum durumuna düşmesi oyunu tezgahlanıyorsa bu oyunun zoka yutturulmuş cenahıda olması gerekmiyor mu?
Serhat Bey,
Şiirlerdeki şifreleri felan söylüyorsunuz.Timsah ve Ejder şiirinin tamamını buraya yazın da bir görelim şiiri ?
musa kardeşim timsah ve ejder şiirlerinin orjinali türkçe meali şiirlerin sembolik anlamları ebced hesab ile verilen tarihler hepsi bir kitap ediyor takdir edersinki buraya yazamam senden ricam istanbul başkent isimli kitabımı al ve oku
Serhat Bey emin olun ki kitabınızı aradım ben van’ın erciş ilçesinde yaşıyorum kitabınızı vandada aradım ama yok bu kitaba nasıl ulaşabilirim?
Değerli ercişli kardeşim garaja git ankara otobüsünü bul şöförden rica et aşti giden yolcu katındaki kitapçıda bütün kitaplarım var oradan alsın sana getirsin
Sayın Tan, şu ana kadar “İstanbul Başkent” ve “Dev Dağı” kitaplarınızı okudum. Genel olarak Müştak Babanın gelecek hakkındaki uyarılarından bahsediyorsunuz ama ne yapılması gerektiğine dair bir yorum getirmiyorsunuz. Sizce Türkiye Müştak Babayı dinlerse ne yapmalı? Kuzey Irağa hiç girmemeli mi yoksa girdikten sonra mı temkinli davranmalı? Türkiyenin durması gereken nokta neresidir size göre?
Sayın betül hanım bir hafta önce çıkan 2023fırsatmı tuzakmı kitabımda müştak babanın hangi uyarıları yaptığını ve son durak noktası olarak hangi tarihi verdiğini geniş bir tasarımla anlatmaya çalıştım
Gerçekten sizi uzun zamandır takip ediyorum ve birşeyi çok merak ediyorum. Müştak Baba divanında bir oynama yapılmış olabilir mi yani kitapta. Birde yabancı bir ülkede olsak böyle bir şeyin üstüne gidilir hatta sizi öğretim üyesi olarak bile davet ederdi üniversiteler. Türkiyede böyle bir teklifle karşılaştınız mı ?
DİVANI MÜŞTAK EFENDİ isimli bu kitapta herhangi bir oynama olabileceğini sanmıyorum çünki kitap kendi kendisinin sağlamasını yapacak şekilde tasarlanmış aynı olaya ait tarihler başka başka şiirlerin içinde olayın başka yönüne ait betimleme satırları ile defalarca tekrarlanarak oynama ihtimaline karşı bir nevi tedbir oluşturulmuş bir yeri bozmak isterseniz başka şiirler size oynanmış şiirin hangisi olduğunu söyleyeceklerdir bu tür belgelerin hemen hepsinde sağlama özelliği mevcut böylelikle rakibin yani şiirleri bozmak isteyecek olanın hedefini ve amacını bile anlayabilirsiniz
Sayın serhat ahmet tan,2023 kitabınızı 5 saat içinde resmen yedim,müthiş ve mükemmel bir kitap,yaptığınız hesaplamalar,normal matemetiğin üstünde gözüküyor,heleki kurduğunuz düz ve ters üçgen ler,ve tarihin ileri ve geri gidişi,bence ülkeyi yönetenlerin bunları okuması gerekir.
Ben herzaman Türkiye nin çok kutsal bir ülke olduğunu biliyordum,eminimki kutsal tabut da bu ülkede ve umarım bizde kalır ve korunur.Zaten ayasofya nın birçok gizemler barındırdığı biliniyor.
Bence Türk Milleti adına süper bir analiz ve uyarı yapmışsınız,sizin gibi insanlar sayesinde bu ülke,kıyamete kadar ilelebet payidar kalacaktır.Saygılar.
Sayın ahmet tan, yazmayı unuttuğum birkaç şey daha var.Zaman yolculuğu olabilir diyorsunuz,tayon lardan bahsetmişsiniz,bence dünya üzerinde insanoğlu tarafından yapılan bir zaman yolculuğu şimdiki zamanda yapılmadı ve yapılamaz,neden derseniz takyon hızını geçen bir icat yapıldımı dünya üzerinde,ben duymadım yapıldı ise ve saklanıyorsa,bu zamanlar arsaında dolaşabileceğimiz ve olaylara müdahale edebileceğimiz anlamına mı gelir?Peki ileriye mi gidilir yoksa geriye mi? Yada her iki yöne demi? O zaman gaybı Yanlız Allah bilir,çürütülmüş olmaz mı? O zaman insanın dünyadaki imtihanı ne olacak,imtihana gerek yok,ileriye git,o zamanki haline bak,yanlışların varsa tedbir al,yanlışları yapma,eeee sonra ben iyi bir insandım,öldüm kesin cennete gidicem,bence bu iş çok ütopik olur.Siz diyeceksiniz Peygamberimiz miraç ta gördü,Zülkarneyn geziyordu,ama bakın saydığınız kişiler normal insan değil,üstün vasıflı görevli insanlar,onlara bu kadar üstünlük verilsin biraz dimi,bence bu normal.
Zaten onlara yardım edenler de bana göre büyük ihtimal,üst uygarlık olan uzaylılar,çünkü ufo larla istedklere yere gidip gelebiliyorlar,zaten peygamberimiz dememişmi 18 bin(veya 13 bin) alem var diye,biz insanoğlu olarak bunlardan kaç tanesini tanıyor ve biliyoruz? Hiç birini bana göre.
Bir de size şunu sorucam,yazdığınız kadar ile ebced hesabı yaparak tarihleri çıkarmışsınız,ben bir de cifr hesabı nı duymuştum,acaba bu metinleri bir de cifr hesabı ile yapıp,aynı tarihlere ulaşabiliyormıusunuz,yani aynı tarihleri yine bulup sağlama yapmış olabilme imkanınız var mı?
Bunu merak ettim,bunlar sadece benim fikir ve görüşlerim,sizinle paylaşmak istedim,cevap yazarsanız,beni mutlu edersiniz.Saygılar.
Zaman yolculuğunun kuramsal fizik ile irdelendiğinde prensipleri vardır.
Kural şudur;Sizin için varolmamış bir zamana (uzay zaman) gidemezsiniz.Evrensel saat ile o anı yaşayanlar açısından geleceğe gitmek imkansızdır.
Zaman yolculuğunun olabilirliği zaman yolculuğu yapılabilirmi diye araştırırken değil evrenin içinde yolculuk nasıl edilebiliri araştırırken bulunmuştur.
Düşünsenize bir evin içinde oturuyorsunuz ama evin bir köşesinden diğerine gitmek 150 milyon ışık yılı sürüyor.Demek bu yolculuğu yapabilmenin tek yolu önce evi(evren)bulunduğunuz köşesinden terk edip sonra diğer köşesinden girebilmektir.Bunun başarılması ise evren terkedilip sonra tekrar girilirken farklı zamanlara giriş çıkış yapma imkanı verebilmesidir.
Kısaca zaman yolculuğu zaman ve ışığın olmadığı yerde yapılan sonra zamana tekrar dahil olunan bir prensiptir.Süresi ise “an hızı” denen hızdır.
aralara sızıyorsun sondan takib ettiğim için seni göremiyorum beni atlatıyorsun şu evrenin dışına çıkış konusunu yeni duyuyorum bu senin keşfinmi yoksa benim atladığım bir bilgimi bu konuda kimin hangi teorisi var bana bildirebilirsen çok sevaba girersin
Öncelikle pardon.
Uzay katlaması,uzay atlaması,zaman sıçraması ya da kuantum sıçraması.Rosen köprüleri,fantom enerjisi.
Birden çok evren olduğu kabul gördüğüne göre paralel evren değil paralel evrenler var.
Nasıl uzay’ın içinde galaksiler var ise bir şeyin içinde de kaninatlar var.Yoksa paralel evrenlerden bahsetmek mümkün olamaz.
Kıyamet dünya’nın sonu ama insanlığın olmayabilir.
Ya kainatın sonu?
Genişleyen evren sonunda büzüşmeye başlayacak karadelikler sonunda birbirlerini çekmeye başlayacak ve tek bir karadelik haline gelecek bu yoğun sıkışma tekrar bin bang ile saçılacak.
Evren tekrar tekrar yaratılacak.Küllerinden doğacak.
Dünya’nın sonundan kaçabilen insanoğlunun(eğer bunu becerebilirse) kaninatın sonundan da kaçabilmesi için paralel evrene geçmesi gerekir.
Tabi bu yolculuk esnasında mutasyona uğrayacak insandan gelen ama bu gün yaşayan insana benzemeyen bir canlı olacak.
İzlediğim belgeseller ile okuduğum makalelerin bütününden yapabildiğim özet.Tek bir adres vererek şu diyemem.
Daha yeni Hawkinsİn teorisi ile zıt başka bir teorinin aynı anda çalıştığı kuramının ispatlandığı(karadeliğin merkezi ile çekim esnasında yarattığı santrifüj yüzünden ortaya çıkan saçılma)uzay içinde farklı mutlaklıkların olduğu ispatı geldi.
Buda sanılanın aksine paralel evrenlerin birbirlerinden bağımsız değil etkileşim içimde olduğu teorisini destekledi.Buda paralel evrenlerin iç içede geçebildiği farklı hallerde olabildiğini.
Farklı hallerde çoklu evren teorisi.
kavramlarda birbirimizi pek anlıyamıyoruz bu konular bilimsel olarak teori aşamasında olduğu için tam çözülebilmiş şeylar değil ama evrene UNIVERSE diyebiliriz sonsuz sayıda mevcudiyeti bulunur aralarında eınsteın rosen köprüleriyle geçişler mümkündürislami literatürdeki karşılığı ALEMLER dir burada anlaşıyoruz değilmi ikincisi ise COSMOS yani herşeyi kuşatan bütünlük dışında sadece allahın zatı var yani dışı yok çıkılacak herhangi bir yer bulunmuyor bununda islami karşılığı ACUN dediğimiz ARŞ bundada mutabıkız değilmi benim söylediğim dışarıya cıkılamama buradan dışarısı için ARŞın dışına çıkılamaz paralel evrenler arşın içindeki bir yapıdır diye düşünüyorum ne diyorsun
hasan kardeşim bu konu çok uzun kitaplarımı okuyabilirsin cifir ile ebced aynı şeyin iki cephesidir şiiri oluşturabilmek tasarım yaparak şifrelemek cifirdir şifreyi çözebilmek için ortaya koyulan hesaplama ve yorum ebceddir ben cifir yapamam bunun için gelecekte olacakları bilmem ggerekir böyle bir yeteneğim yok araştırarak daha önce cifir ile şifrelenmiş olan metinleri çözmeye çalışıyorum ne derece isabet ettiğimi zaman gösterecek
Sayın Ahmet Tan,bana cevap verdiğiniz için teşekkür ederim,diğer kitaplarınızıda mutlaka okuyacağım,gerçekten müthiş bir vizyonunuz var.
sayın Ahmet Tan,geçtigimiz ramazan ayında bir gece rüyamda tanıştım sizinle daha önce hiç görmedigim bir simadınız benim için ve beni bir savaşın içinden kurtardınız.Bir gün sonra sizi tnt de gördüm hayretler içinde seyrettim ve şuan bütün kitaplarınızı okumuş bulunmaktayım,ben size tüm kalbimle inanıyorum ve yazılarınızı mrakla bekliyorum.Müştak baba divanınında bizlere bir yol gösterici olduğuna eminim saygılarımla…
Sibel hanım savaş birbirleriyle egolarını öne çıkararak çekişen kişilerin bolca bulunduğu sosyal ortamın içinde yaşadığınızı benm sizi kurtarmamda muhtemelen kitaplarımı okuyunca sizde oluşan psikolojiyi gösteriyor günlük çekişmelerin üstündeki daha önemli konulara yönelince etrafınızda yaşananlardan uzaklaşıyorsunuz rüyayı önce görmüş olmanız ise delta dalgalarıyla açıklanabilir hassas kişilerin delta dalgalarıyla çok yaklaşmış olan geleceğe ait kendisini ilgilendiren bazı olayları görebileceğıni bazi psikiyatrlar söylüyorlar
Ahmet bey cevabınız için teşekkür ederim.Yorumunuz gerçekten dogru yolda ilerlediğimi bir kez daha gösterdi bana,sizin yazılarınızla bilgilenmekse en mükemmeli,daha öncede yakın gelecekle ilgili rüyalarım olmuştu ve ben rüyaların haberci olduguna inanıyorum.Yüreklerin ve dilin söyleyemediği gerçekleri kalemler yazarmış,kaleminiz keskin olsun saygılar…
türkiye k.ıraka giriyor tezkere meclise sunulacakmış Allah sonumuzu hayır etsin
Ya herşey bi tarafa..müştak efendi nereden biliyormuş acaba..sizi tv den izledim kıyametin tarihini verdiniz..Allah’ın, kıyamet tarihini benden başka kimse bilemez dediği halde müştak efendi nereden bilebilir?? Yorumunuz nedir acaba
Murat arkadaşım SAD suresinde şeytan izin isteyince kendisineizin verilenlerden oldun VAKTİ MALUM güne kadar deniliyor demekki sınırlı bir süre var ayrıca kıyametin sahneleri çok ayetlerde anlatılıyor mekana ait betimlemeler zamana ait bilgi içerirler peygamberimizin bilmediğinin söylenmiş olması o ayet indiği andaki durumu anlatıyor kuranda kıyametin tarihi yaklaşım larla anlaşılabilir müştak babanın ise hızırla görüşmeleri var hızır kıyametten hemen önceki insanların temsilcisi yani bize göre gelecekte yaşıyor başına gelenleri açıklamış olmalı zulkarneyninse insanoğlunu karadeliğin içine batarken bizzat izlemekte olduğunu kehf suresi açıklıyor izlenen şey kıyametin koptuğu ana çok yakın bilinebileceğini söyleyebiliriz
ben pek bilgili değilim ama kıyameti dünyanın sonu bitiş gibi algılamamak lazım şuan dünyanın nüfusu artıyor ve bu dünyanın kapasitesi 4 milyar insana yeterli olduğu söyleniyor serhat beyin araştırmasında kutupların yer değiştireceğinin bilgisi de vardır kehf süresi ve uyurlar hakkında araştırması var kuranı kerimi dikkatli okumak gerekir zaten kutuplar yer değiştirirse kıyametin kopması demek milyarlarca insanın ölmesi demek
Kutupların yer değiştirmesi kıyametin startı ğibi bir şey güneş sistemi güçsüz kalıp bugünlerde güneş sistemini 17 derece ile kendisine doğru saptıran SOLAR APEX deki karadeliğe bu sebeple yenik düşüyor çünki saat yönünün tersine dönmekte olan venüse dünyada ekleniyor ters yörüngeler artınca güneş yakalanma diskine giriyor
Sayın Tan
Yazdığınız kitapların neredeyse tamamına yakınını büyük bir ilgi,merak,hayret,haşyet ve hayranlıkla okudum desem belki inanmıyabilirsiniz 🙂
Daha fazla övücü şeyler yazarak sizi utandırmak istemiyorum.Lakin benim gibilerin okuması yetmeyebilir.Sayın Cumhurbaşkanına bir kitabınızı gönderdiğinizi yukarıdaki satırlarda gönderdiğinizi ve bunun incelendiğini yazmışsınız.Demem o ki ben nasıl kitaplarınızın tamamını büyük bir ilgiyle okuyabildiysem ve bu önemli bir konuysa,siz muhakkak suretle bu konunun hassasiyetine dayanarak bütün kitaplarınızı Cumhurbaşkanlığa ve Başbakanlığa göndermelisiniz.Özellikle başbakan okumalı.Madem ki sonraki cumhurbaşkanı,Şimdiki başbakan olduğu kuvvetle düşünülüyor.O halde başbakana lütfen bu kitapları gönderin.Emimki sizi anlayacak ve elinden geleni yapacaktr.Buna emin olun lütfen.Gerçekten de okurken nasıl hayret ve korku içinde kaldığımızı kendiside hissedecektir.Bilemiyorm, belki de gönderdiniz siz bu kitapları.Bu konu çok önemli ve başbakanın tam bilgili olması şart.Yoksa ilerideki yıllarda oynanacak kötü senaryoların nasıl bir yıkım getireceğini Baba Müştak’ın anlatması,bizim okumamızla yeterli olmayacağını görmekteyim.Gerekirse bütün bir meclis okumalı bunları.
Önceleri İsrail ile ortak anlaşmalara imza atan Türkiye’nin arası nasıl olduda bir anda bozulabildiğini bu kitaplar sayesinde daha çok anlam çıkarabilmekteyiz.Dünyadaki gizli siyonist örgütler bir takım oyunlar tezgahlayıp bunu uyglamaya geçiriyolar ve bizde bunu güzelce yiyoruz.Öyle bir güzellikle yapıyrlarki bunu,Ne İsrail halkı ne de Bizim taraf bunu ayırdedebilecek durumda değil.Çünkü kaderin gidişatına göre kimse bunu anlayamaz.Bu öyle bişey ki,adı anılan gizli örgütler hem İsrail ayağında hem de Türkiye ayağında fazlasıyla aktifler.Yani olayları iki taraflı olarak dikkatlice yönetiyorlar.
Siz çok güzel yazmışsınız.Şu tarihlerde mesela 2015 veya engeç 2023’te Türkiye,girdiği kapı belasından biran önce kurtulmalı diye.Ama madem ki bütün bunlar levhi Mahfuz’a yazılmış.O halde biz ne kadar sesimizi çıkarırsak çıkaralım bu işler muhakkak olacak demektir…ki bunu zaten yahudilerin peygamberleri ve kuran dahi bunu dile getirmiş.Biz bunu nasıl engelliyebiliriz bilemiyorum.Bu, yokuş aşağıya akan nehirde yukarıya atılan kulaçlara benzer.Allah yardımcımız olsun……
Diğer bir konu da,kafama takılan zaman bilmecesi konusudur azizim. paralel evrenler yanyana ve içiçe geçmiş bir evrende yaşıyoruz.Biz şu anı yaşıyorken başka bir paralel evrende başka bir zamanı yaşayan aynı dünyadaki başka insanlar olamazmı.Diyelim ki, şu andA 2011 de bizler var iken 2030 da aynı anda yaşayan insanlar aynı anda var ve onlar zaman kapısını kullanarak 2011’e gelmişler.Yni herşey aynı anda geçiyor.madem ki herşey devam eden bir anın çevresinde gelişiyor yada dönüyor,böyle bir şey olamazmı sizce.Ya da şöyle birşey düşünün.Sizz kendi kitabınızı okurken bir anda 100 sayfa atlayıp 200.sayfaya geçmişsiniz yada 200’den geriye doğru 10.sayfaya atlamışsınız.Yani demem o ki,evren bir kitap,zaman ise sizsiniz.İstediğiniz an yetkinizle geçiş yapabiliyorsunuz.Ve aynı anda bütün zamanlar yaşanıyor.Şu anda 2011 var.2111 var.2222 var.ta ki kıyamete kadar bütün anlar var ve yaşanıyor .Eğer olmasaydı zaten geçişler yaşanamazdı.Hızır a.s.’de bu şekilde zamanlar arasında geçişler yaptı.Eğer bu şekilde olmasaydı zaten geçişler yapılamazdı….Siz bu düşüncelerim için neler dersiniz…
Tamamen doğrudur derim yanlız paradox üretebilecek olaylar sonuçları tahmin edilemediği için gelecekteki görevli misyonun yaptıkları her işi en ince detayına kadar hesaplıyarak uyguladığını gösteriyor siz babanızı şu andada öldürebilirsiniz bu işlem siz doğduktan sonra olduğu için paradox oluşmaz yeni kader sadece yeni faktörlere göre şekillenir ama dğmadan önce gidip babanızı öldürürseniz sizin yaşamınızın temeli kalmıyacağı için siz kaderden silinirsiniz bu paradoxtur birisi gitse adem as. bulup öldürse bütün insanlığın temelini yok eder bu durumda şu söylenebilir aslında kader için insanlığın varlığı ile yokluğu birlikte mevcuttur bizim bütün kaderimiz bu sebeple ZÜLKARNEYNin kontrolundadır o en uzak gelecek dediğimiz kıyamet anında bulunan bütün insanlığı koruması altında tutan dünyanın tek zamanlarüstü lideridir kehf suresinde onun hiçbir peygambere verilmemiş bulunan AZAB yetkisiyle donatılmış olduğu anlatılır o kaderi insanlığın yok edilmesi dahil istediği sekle sokabilme kabiliyetindedir HIZIR bu misyonun görevli kişilerinin adıdır işleri ise geleceği olumlu yapabilmektir kadere devamlı müdahaleler olmakta olduğu halde paradoxa izin verilmediği için biz bunları hiç farkedemiyoruz ayrıca geleceği olumsuzluğa yol açacak olsada kaçak olarak değiştirmek için çabalayanlarda var hızır bunlarada engel oluyor hiç farkında değiliz ama zamanlarüstü büyük bir savaşın tam ortasında yaşıyoruz allah olumlu iş yapanları korusun ne kadar tanrısal gibi görünsede bunlar insanların yaptığı işlerdir allahın bütün bu işleri kapsayıp kuşatmış olduğu HUBUR kelimesiyle vurgulanır hubur gerçeğin bütün inceliklerini bilmektir yani HUVEL EVVELU VEL AHİRU VEZZAHİRU VEL BATİNU VEHUVE ALA KÜLLİ ŞEYİN KADİR
Tartışmaya devam edersek denilebilirki zülkarneyn insan ise ve hz. ademi öldürürse kendisinide yok etmiş olmazmı?işte kehf ayetlerindeki MEKKENE kelimesi onun dünyaya dünya dışından gelip yerleşen bir insan olduğunu açıklıyor yani paradoxtan etkilenmeyen tek kişi zulkarneyndir bu sebeple onun yaşanmakta olan kargaşadan korunmuş olan tek kişi olduğu söylenebilir oda bu gücüyle bütün insanlığın kaderini koruyup kontrol etmektedir
Selamun aleykum….Sayin Serhat Ahmet Tan bey,
benim size sorum…Mehdi ve Mesihin zuhuru hakkinda bir tarihiniz varmi?…sanirimki var! Cünkü alametleri ve bu konuya dahil olan sahislari acik bir sekilde ifade ediyorsunuz! Ve o büyük patlama…bazi insanlarin artik rüyalarina giriyor…ve o gezegenlerin tek seritde yer alisi insanlara rüyalarinda malum olmaya basliyor…Ben bu tarz rüyalari son 11 senedir görüyorum ve artik zamanin geldigini saniyorum…bana bu konuda yardimci olabilirmisiz? Simdiden Tskler ediyorum ve bu konuyu yorumsuz biraksanizda, sizinde bir bildiginiz vardir!
bu tarihleri benim kişisel kehanetim varmış gibi algılanmaması için burada yazmamayı tercih ediyorum ama müştak baba kitabımda konusu geçtiği için şiirlerin açıklamaları arasında yazdım oradan bakarsanız hem konu daha iyi anlaşılır hemde bir kahin gibi algılanmamış olurum bu sebeple beni bu konuda affedin
serhat bey melamiler hakkında bilginiz var mı bilemem bir iki defa biri vasıtasıyla denk geldi hep şiir tarzlı konuştuğu için anlamak zor olabiliyor mesela bir gün kıyameti sordum o dedi ki 2090 yılları söyledi ebced hesabını çok iyi bilir ama öğrettiği kimse yok bu dünya yeni bir yüzyılı göremeyecek dedi benim anladığım kutuplar yer değiştirirse milyarlarca insan ölecek anladığım kadarıyla birde bizim şanslı olduğumuzu düşünüyorum bu yer değiştirmede anadolu pek fazla zarar görmeyeceği söyleniyor EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR biz sadece öngörü tahmin edebiliriz en azından kendimize çeki düzen vermek gerekir hazırlık yapmak gerekir
Mehmet kardeşim herhangi birisi bir şey iddia ettiğinde bunun delilini sormamız gerekir temel kaynağımız ise kurandır kıyametin 2090da başımıza geleceği o kişinin iddiasıdır benim görebildiğim kadarıyla 2090da veya 2100de kutuplar yer değiştiriyor ama yaşam devam ediyor çünki henüz mehdi bile gelmemişken kıyamet kopamaz değilmi
Üstadım,yukarıda dünya dışından bir insan olduğunu söylediniz Zülkarneyn için.Yoksa bu,yüzyıllar sonra uzayda kurulacak olan kolonide doğan biri olabilirmi?
Birde, yecüc-mecüc konusu var sizin kitabınızda.Marduk ile dünya yakınlaştığı zaman saldırgan yaratıkların dünyayayı işgal etmesi şeklinde tarif etmişsiniz bu konuyu.Amerikan yönetmenlerin çokca işlediği bir konu.Halbuki böyle filimlerin ne kadar saçma olduğunu düşünüp seyrederiz.Akın akın gelip dünyaya dehşet saçacaklar aynen filmlerdeki gibi.Geçmişte de bazı dünya medeniyetlerine azap etmişler.Maya,inka gibi topluluklar bıraktıkları eserlerde bunu işlemişler.Diğer merak edilen konuda sanıyorum Atlantis’in gizemi olsa gerek.Dünya dışı yaratıkların (Marduk) Atlantisle bir ilgileri olabilirmi?
Saygılar…
Paradoxa girmeyen birisi olabilmek için hz.adem veya en azından ikinci dönem atamız olan hz. nuh un genetik soyunun devamı olmaması gerekir gelecekte uzayda bir koloni kurulacaksa kökeni yine bu iki ataya dayanmalı değilmi? geçmişteki ileri medeniyetin gelecekteki üyesi diyebiliriz bu konu uzun gider ve başka anlayışlara kapı açabilir ama en azından hz. nuhdan önceki dönemde zamanı kullanabilecek kadar ilerlemiş bir teknolojiyi ima ediyor o insanların uzayda koloni kurmuş olmaları muhtemel bunu destekliyecek delillerim şimdilik yok
Bütün gizemlerin birbiriyle bağlantılı olmaları muhtemeldir ama yeterli delil olmadan budur diyemeyiz hangisi öncedir hangisi bizimle bağlantılıdır delillerini buldukça anlıyabiliyoruz
Kitabınızı okudum( 2023) Metal Fırtına tarzı bir kitap gibi olduğunu söylemeliyim..Çelişkilerle dolu olduğunu söylemeden edemeyeceğim…Örneğin; Kitabınızda verdiğiniz ayetlerde veya tevrattan örneklerde “kafir” diye bahsedilen CALUT-GOLYAT’ın Türk ördusu olduğunu tasfir etmişsiniz..bu bir çelişki değil mi? Kime göre kafir? tevratı anladıkta Kurana göre nasıl kafir ilginç..Diğer bir çelişki ise Nehiri nasıl AMBARGOYA benzettiniz..bir avuç içenler müstesna!!! kısa ticaret yapanlar..bu bana göre zorlama bir benzetme..zaten kitabın sonunda zaten siz de özeleştiri yaparak hayal gücünüzün geniş olduğundan bahsetmişsiniz..Veee en büyük çelişki, Yaratıcı, mekandan kovulmuş ALDATICIYLA
(şeytan)nasıl tarihsel ayak oyunlarına girer..resmen şeytanın Allah’ı alt etme planından bahsetmişsiniz..size Hz. Muhammet ile şeytanın yaşadığı diyaloğu gözden geçirmenizi öneriyorum.. Haa…diyelim ki doğru söyledikleriniz..peki allahın ayetlerinden elmalılınında tefsirinde faydalanarak şu yorumu yapmışsınız..”Peki neden israilin müslümanlar karşısında galip gelmelerini sağlıyor?” demişsiniz..cevabende yine ayetten açıklayarak..Allah haklının yanındadır kökeni ne olursa olsun gibilerinde cevaplamışsınız??Şimdi kurguladığınız savaşta nasıl haksız? neye kime göre peki Allah Filistinlilerin yurdu alınırken neden ses çıkarmıyor..Allah’ın İsrail sevdasınıda açıklasaydınız..Kitabınızı okuyan her müslüman şunu düşünmeli..yaw acaba biz israil oğullarının yamağımıyız..onlara göre 2.sınıfmıyız ki müslüman olmamıza rağmen???Bu çok ilginç bence..Bu allahın adaleti olacağını samıyorum..çelişkili…
Kuran’ı Allah tüm insanlığa göndermiş..Çobanıda okuyori imamıda okuyor, başkanıda mühendiside, ev hanımıda, kaportacı ustasıda…değil mi? ewt ve bir anda yazdığınız herşeyin bire bir doğru olduğunu evrenin sırrının sırrının sırrını doğru bildiğinizi düşünelim..pekala sizin kitabınız ileri bir dünce tarzı extra bilgi ile çıkardığınız sonuçlara ulaşılacağını eminim sizde teyit edersin ..peki allah aşkına berber hamdullah efendi Maide yi, okusa bunları anlarmı? Kehf suresini okusa zulkarneynin karadelikten dünyayı kurtardığını, döktiğü şeyin demir değilde katran olduğunu nerden anlasın..bu kadar karmaşık bir kurandan ahirette Allah nasıl sorumlu tutacak hocam..lütfen biraz yalın düşeneli her şey bu kadar karmaşa olmak zorunda değil…
Birde son olarak 2023 kitabınızın sonu net değil..sonuçta 1. armageddondan sonra Türkiye yıkılacaksa 2. armageddonu hangi müslümanlar yapacak acaba?? T.C tekrarmı toparlanacak..yoksa elde kalan habeşliler kenyalılar ve somalili müslümanlarmı israillileri yenecek anlamadım..?
Şu var efendim..Bakara 247 de sözü geçecen Pygamberleri derken hangi peygamberden bahsediyor??? Musa değil ama hangisi..Ben size söyleyim Hz Eşmoil (İsmail) eee şimdi madem günümüzdeki diyalog ise bu..peygamber ne alaka son peygamber hz. muhammet değilmiydi..Eşmoil değilse kim yeni bir peygambermi gelecek anlaşılan siz tüm taşları farkında olmadan oynattınız..bana göre içinden çıkılmaz bir yanlışlıktır bu
Saygılar
değerli murat arkadaşım taraflı baktığımız zaman osmanlının yıkılışı dahil son 200 senedir müslüman dünyanın içler acısı halıni hiç anlıyamayız ve allahın yamağımıyız diye sorar dururuz tarafsız bakarsak içiçe geçmiş acaip bir tasarımın ve kıyasıya bir mücadelenin sürmekte olduğunu anlarız calut konusu ona pagan bir imaj yüklenmiş olduğu için bize ters geliyor aslında iyice anlamaya çalışırsak ayetlerin benim çıkarımımı dışlamadığı anlaşılırnehirden su içmenin sadakatla herhangi başka ilgisini siz kurabiliyorsanız bana söyleyin şeytan konusunda ise ayetlerde kendisi allaha meydan okumaya devam ediyor izin verildikten sonra boyun eğmiyor ve bunu bize bildirende kurandır Allahın kararını etkisiz kılmak için mücadele edebilir ama son mekrin allaha ait olduğunu 2023 kitabında açıkça belirtiyorum haklı zeminde bulunmak olarak kavramlaşan şey ise evrensel bir kuraldır ve yerine göre haksız zemine düştüklerinde müslümanların aleyhinede işleyebilirisrailoğullarının bu evrensel kaideye özellikle dikkat ederek yaklaşık 200 senedir filistin topraklarını ele geçirdiğini diğer kitaplarımda açıklıyorum eğer bu pozisyonlarını yitirecek olurlarsa yapay olarak haklı zemin ürettiklerini hemen her araştırmacı yazıp söylüyor murat arkadaşım işin can alıcı kısmı zaten burada bu konu çok önemli bunu anladığımızda tılsımı çözmüş olacağız ama tarafsız ve biraz bilimsel bakmalıyızson söylediğin şeylere bakınca dostum acı olacak ama senin çelişkili soru sorduğunu düşünmeden edemiyorum eğer müslüman isek ister manav ister akademisyen kuranı anlamamız gerekir karmaşıklık hayatın hr alanında var gibi görünür ama anlaşılınca hiç yoktur cep telefonunun kablosuz bilgi aktarması sinyalin uzaya çıkıp istanbuldan antalyaya bir anda gidebilmesini manav lar anlamıyormu ?halbuki bu işi fatih devrinin alimlerine anlatabilirmisin ikinci savaşı 2030 senesindeki kırılmadan sonra sağ kalanların torunları beklenen mehdinin koordinasyonu ile 120 sene sonra yapacaklar diye işaretleri belirttim diğer kitaplarımı okumanızı tavsiye ediyorum bu öyle bir sistemki ne müslümanım demek nede vatanseverim demek olacakları anlayabilmemize yetmiyor şunu yapabiliriz sadece anlıyabilmek için tarafsız düşünmemiz gerekiyor zamanın dışındaki bir bakış açısını kastediyorum çünki zamanın içindeyken mutlaka bir tarafa dahil olup bundan sıyrılamıyoruz
Yahu Üstad,yukarıdaki yorumları okurken neler düşündüm:
Bakınız,arkadaşlar yaptıkları yorumlarda kendi mantık ve zekalarından faydalanarak kendilerine has fikirler ve zaten olan biten budur gibisinden söylemler üretmişler.Gördüğümüz duyduğumuz öğrendiğimiz budur diyorlar kısacası.Milletçe bazı şeylerin farkına varamıyoruz lakin.ŞÖYLEKİ;aslında olan bitenlerin arkasında bambaşka sebeblerin bulunabileceği,bizim gördüğümüzü sandığımız şeylerinde çöldeki serap misali bizleri yanıltabileceği ve yanılabileceğimiz hiç aklımıza gelmiyor nedense.Milletçe çok akıllıyız ya,kafamızın dikine gitmekten çekinmiyoruz.Bas gaza şöför nasıl olsa gider araba mantığıyla bastıkça basıyoruz gaza.Arada bir lütuf olsun diye aramıza gelip dehasıyla çevresini aydınlatanlara karşı ise büyük bir kuşku ve inançsızlıkla bakabiliyoruz her nedense.Anlatılan Herşeyin kaynağı açıkca gösterilip,delilleriyle anlatıldığı binbir zahmetle yapılan eserlere ise yine nedense artık ,önemsemiyoruz,verip veriştiriyoruz.
Ben bile artık pes deyip neredeyse,bu yazar herhalde gelecekten bizi uyarmak için gelmiş olmalı diye düşünebilirdim .neden olmasınki? Bir Einstein,bir Hitler,bir Lenin gibi tarihin gişatına fazlasıyla etki eden kişilerin gelecekten gelmiş olmaları çok mu extra absürd olabilir?
Bilmediğimiz çoğu gizemlerle dolu olan bir evrende birçok şeyden habersiz ve mahrum birşekilde kendi kozalarımızda yaşarken,aydınlatıcı insanların bu kadar acayip görülmesi beni hiç ama hiç şaşırtmıyor 🙂
,
mehdinin 300 3012 kişilik bir ordusu olacağı falan deniliyor hadislerden yani serhat bey mehdi dönemini bence doğru bulmuştur çünkü o dönem bayağı sıkıntılı inançsız bir sistemin olacağı söyleniyor ve düşünsenize israilin imparatorluk kuruyor ve 150 yıl sürecek bir imparatorluk zaten siyonistler kendi ırklarından kendi dinlerinden olmayan insanları köle gibi onların yenilmesi gereken bir mahluk olarak görmektedir.Serhat bey bence araştırarak güzel bir şey yapıyor tarihler belki tam tutmayabilir ama olayların olma ihtimali yüksek müştak baba bunları öğrenmiş ve görmüş olmalı ki bizlere yazılarını bırakmış Allah bize müslümanlara rahmet ediyor ki müştak babaya Allah izin vermiş olmalı ki yazması için günümüze kadar ulaşmış bizim yapmamız gereken inancımızı kaybetmemek gerekir bu olaylar illa olacak diye bir şey yok serhat bey bence çok doğru dedi gurur ve kibir bizi mahveder
Serhat Bey…
söylenecek çok şey var ama..araştırmalarınızı, harcadığınız emeğe büyük saygım var…kitabınızda ki sadece kaybolan kutsal emanet ve Kutupların yer değiştirmesi bana mantıklı geldi..onun sebebide kitapta açıkladığınız gibimi olacak oda tartışılır…
Yalnız günümüze hitap ediyor dediğiniz ayetlerin geçmiş tarihlerde yaşandığından eminim..özellikle bakara 246-250 ayetleri. Calutun ordusu geçmişte filistin topraklarında yaşayan Amalika kavmidir..dolayısıyla Talut’ta geçmiş israil komutanıdır..Zaten o ayette konuşan Calutun ordusu değil dua eden Talutun israilidir…
SAYGILAR
murat kardeşim mealden delil gösterirsen hem sen hemde ben yanılabiliriz KUTSAL TABUT babil istilasıyla ortadan kayboldu hala araranıyor değilmi ayetlerde savaşın işareti israildeki rejimin değişmesi onunsa belirtisi kutsal tabutun yerinin keşfedilmesi olarak açıklanmış sence geçmiş antik israil ile uzaktan yakından bir benzerliği varmı? ayrıca TALUT ismi sadece kuranda var tevratta antik dönem kralı SAUL olarak geçer yerine DAVUD gelir dua eden ordunun müslüman olduğu kesin ayetteki sözler bunu anlatıyor ayet şöyle VE BELLİ OLDU CALUT SEBEBİYLE ORDUSU DEDİLERKİ RABBİMİZ ÜZERİMİZE SABIR YAĞDIR VE AYAĞIMIZI SAĞLAM BASTIR BİZE ZAFER VER KAFİR KAVME KARŞI Şimdi ayette hiç talut ismi geçiyormu ? nasıl olupda bu konuşmalar taluta ait olarak anlaşılabiliyor halbuki calut ismi açık değilmi? bu konuda ayetleri birbirleriyle ilintili incelediğimizde daha çok işaretler var konu uzun
yazıma 3012 yazmışım 312 olacaktı. ben buradan herkese sesleniyorum serhat bey şiirlerin orjinallerini yayınlasa latin alfabesiyle yayınlasa bile ebced hesabını bilmeden hesap tarih yapamazsınız sadece olayları anlayabiliriz 72 tane ebced hesabı vardır zaten ebcedle ilgili kaynak yok gibidir birde serhat bey bu ebcedin usulunu anlatmamalı bunu kötü amaçla kullanmak isteyen olabilir ebced hesabı zor ve tehlikeli ebcedde kendi ismini hesaplayarak ölüm tarihinden tutun hayatınızla ilgili herşeyi öğrenebilirsiniz bence serhat beyi fazla zorlamayın yazdığı kitapları alın okuyun sonuçta serhat bey emeğini zamanını harcıyor 5-10 tl vermek çok mu zor ya
arkadaşlar ebced hesabı öyle korkulacak fantastik bir şey değil sadece bir şifreleme tekniği 4 adaet tablo bulunuyor işlemler aksine uyarı bulunmadıkça esas tabloya göre yapılır müştak baba başka tabloları kullanmışsa zaten satıra DİĞER sözünü ekleyerek uyarıyor bu teknikle daha önce şifrelenmemiş olan bir gizemi çözebileceğimiz sihirli hiçbir taraf yoktur osmanlılar bu tekniği yeni inşa edilen veya tamir edilen bütün eserlerde istisnasız tarihinin bilinebilmesi için kullanmışlardırmüştak babanın farkı sadece geleceğe ait tarihler veriyor olmasıdır tekniğin zor yanı şifrenin satırın hangi sözcükleriyle tasarlanmış olduğunu bulabilmektedir çünki her alimin şifresi kendine ve şiire bazende satıra özel olduğu için zaman kilidi dediğimiz şeyin kırılması beklenilmek zorundadır alim aynı satırda en az 2 veya 3 veya daha fazla tarih verir ilk olay gerçekleşince satıra ait şifre kendisini ele verir diğer tarihlerde aynı şekilde tasarlandığından kolaylıkla anlaşılırlar şifre kırılmış olur alimin önceden öğrenmemizi istediği henüz yaşanmamış olayların neler olduğunu başımıza ne zaman geleceğini öğreniriz tasarlayan alim ne şifrelemişse biz onun istediği kadarını öğreniriz bizi şifreci alim yönetir bu açıdan bakınca bulduğumuz şeylerin bulunmasını aslında müştak baba istemiştir görün ne alim adamım demek için değil daha önemli bir amacı olmalı değilmi? önceden uyarı yapıyor olabilirmi? bence kesin uyarıyor bizleri ne dersiniz?
serhat bey bence de haklı bizler çok şanslıyız müştak babanın yazıya dökmüş olması bizim için bir nimettir ki bizim ülkemizde yani anadolu da özellikle bizler için dua eden tanımadığı insanlara dua eden derviş, Allah dostu var ama biz onlara baktığımızda onlar garib kimselere benzer mazlumdurlar yani öyle televizyonda orda burada görünenleri söyleymiyorum
serhat bey bakara suresi 83’ten 90. ayete kadar okuduğunuzda ne anlıyorsunuz birde vaadedilmiş topraklar ifadesi kuranı kerimde hangi sure ve ayetlerde geçiyor sanırım maide suresi 21.ayette ki arz-ı mukaddes değildir
vadedilmiş topraklar israiloğullarıyla ilgili çok yerde geçiyor mesela maide 20 ve 21de hz. musa israiloğullarına hitabediyor ve şöyle söylüyor EY KAVMİM GİRİN ALLAHIN ÜZERİNİZE YAZDIĞI MUKADDES TOPRAKLARA
kuranı kerim üzerinden pek fazla tartışmaya gerek yok herkes okuduğundan ne anlıyorsa Allah ona ne kadar bilgi nasip etmişse onu anlar.SERHAT BEY bu suriye meselesi nereden çıktı savaş ihtimali bile gündeme geldi birde başbakan 2 seferdir israilin atom bombası var diyor acaba sizin bu anlattıklarınızdan müştak babadan bilgisi var gibi geliyor hem çok rahat hareket ediyor hemde isralin gücünü biliyor
suriye ile ilgili bilgiler müştak babada fazlasıyla mevcut ben yayınlanmış bulunan kitaplarımda sadece suriye ve lübnanınbirleşip türkiyemize katılmak kararlarının yılını yani 2021 senesini yazdım yayına hazırlanmakta olan müştak babanın şiirlerinin çözümlerinin ağırlıklı olduğu kitabımda israil ve ortadoğu ile hemen her şey anlatılıyor yılbaşından sonra yayınlanacağını umuyorum
serhat bey ben aralıkta inşaallah askere gidicem aklı başında komutanlar olursa bu bilgilerinizi paylaştırıp yaymaya çalışacam en azından askeri olarak kendimizi korumak güçlendirmek aklı başında olanların uyanık olmasını sağlayabiliriz
ahmet bey bakara suresi 85. ayette ayeti tam yazmayacağım Allah(c.c.)buyuruyor ki:yoksa siz kitabın bir kısmına iman edip bir kısmını inkar mı ediyorsunuz bunu yapanların ereceği karşılık dünya hayatında rezil olmaktır. sizce israiloğulları kitap yani tevratın tamamına mı iman etmişlerdi yoksa bir kısmına iman etmeyip değiştirmişlermiydi şayet değiştirmişlerse cenabı hakkın buyurduğu gibi dünya hayatında rezil olacaklar kıyamette de azabın en şiddetlisine çarptıralacaklar eğer bu böyle ise kitabınızda yazdığınız gibi 150 yıl sürecek bir imparatorluk kuracaklar insanlığı temsil edecekler diyorsunuz sizce ayetle çelişmiyormusunuz?
israiloğullarının TALMUD olarak bilinen ve tevratın tefsiri olduğu söylenen kitap evrensel mağduriyet sürdükce HAKLI ZEMİN bulunduğu için birçok emir ve yasağa farklı yorumlar getirir mesela faiz haramdır ama bu sadece israiloğulları için geçerlidir onlar diğer insanlardan talmuda göre faiz alırlarsa bu onlara yasak olmadığı gibi kendi kayıp malını bir şekilde geri alabilme yoludur teşvik edilir rezil olma zamanı kurandan anlıyabildiğim kadarıyla imparatorluktan sonradır imparatorluk ise benim uydurduğum bir şey değil İSRA suresinde açık açık yazılı buna itiraz sadece geçmişi anlatıyor diyerek yapılabilir ama ayatler savaşın müslümanlara karşı olacağını açıkca yazdığı için geçmişte israilin rakibi olan hiç müslüman olmadığı için bu açıdan itiraz mümkün olamamaktadır ayetin ve benim onu anlayışımın çelişik olmadığı ortada çelişki sadece duygularımızda olabilir biz dururken allah neden imparatorluğu onlara verebilir diye sanki allah ile hep bizi kayırması için ezelde anlaşmışız gibi bir hisse kapılıyoruzhalbuki allah dilediğini yapar ve onu hiçbir güç sınırlayamaz keşke senin dediğin gibi olsada ben yanılmış olsam kim isterki mağlubiyeti?
Bunu yazmak bana düşmez ama gördüğüm kadarıyla üstadın Kuran’daki ayetlerle çelişecek bişey yazdığını sanmıyorum.Kendisi sadece şifrelerin çözümlemelerini yapıp uygun yorumlarını aktarmış.Yahudilerin İsrail devletini bir imparatorluk düzeyine yükseltmeleri tamamen kaderin cilvesidir.Şöyleki bunuda zamanında yaşamış kendi peygamberlerinin duasına borçlular.Yazarın şifrelerden çıkardığına göre,yahudiler şeytana uyup acele edip bu güce daha önce kavuşmak isteyecekler.Ancak bu şekilde zamanından önce elde edemeyecekleri bir devlet için birçok yanlış işlere imza atacaklar ve dolayısıyla bu açıdan zarara düşecekler.Dediklerimderimde yanlış varsa yazar düzeltebilir.En iyisi ilgili kitapları okumanda fayda var.Orada bütün sorularına cevap bulabilirsin…
cihan kardeşim sana teşekkür ediyorum ben bu kadar etkili bir şekilde anlatamazdım herhalde birkaç satırda benim kitaplarda anlatmaya çalıştığım seyleri özetleyivermişsin senden razı oldum allahda razı olsun
Cevapla ikonu aktif değil aşağıdan yazıyorum.
Kavramlar kayıyor ve dediğiniz gibi tam çözümlenmiş şeyler değil teori aşamaları.
Şimdi sizin ile paralellik kurma anlamında;Big Bang denen olayın gerçekleştiği bir yer var.Burası Acun ya da Arş(doğru betimlediğimi düşünerek devam,hatalı ise gerisi boş olmuş olur).
Acun içinde Bing Bang gerçekleşti ise birden fazla Bing Bang gerçekleşmiş olabilir yani Alemler(milyonlarca olabilir).
Şimdi;İki boyutlu alemde yaşayan bir canlıyı yukardan bir el gelip tutup kaldırsa kendi alemine tepeden bakan kendiside iki boyutlu olan bu canlı üçüncü boyutu algılayamaz hadi diyelim algıladı(imkansız) bunu tarif ve tasvir edemez.Temel olarak algısız bir ortama düşer yani yok hükmünde bir yere gider bu esnada nerede olduğunu bile bilmiyordur orda kaldığı süre kendisi içinde işlemez ta ki gerisin geri iki boyutlu ortama konulduğu an sanki hiç ordan ayrılmamış gibi algılamaya devam eder.Ama onun ile aynı ortamda olan diğer iki boyutlu canlılar ona gidip sen biraz önce kayboldun şu kadar süre içinde de ortaya çıktın nereye gittin ne gördün diye sordukları zaman o bunlara cevap veremez çünkü onun için öyle bir şey olmamıştır.Yani iki boyutlu alemin Acununa girmiş çıkmış gibi bir şey yaşamıştır.
Aynı işlemi bu iki boyutlu alemin canlısı üzerinde yaparken aldığımız yere değilde iki boyutlu alemin başka bir köşesine koyarsak ona kendi aleminin içinde yolculuk yaptırmış oluruz bu yolculuğun süresi iki boyutlu bu canlı için yoktur sadece bir an sürmüş olacaktır.
İç içe geçmiş farklı boyutlarda Alemler olabileceği gibi aynı yapıyı muhteva eden farklı ama gene aynı prensipte iç içe geçmiş farklı boyutlarda alemler sinsilesi olabilir.
Bu mantıkla farklı ama kendisi ile aynı boyutta olan başka bir aleme geçiş yapana kadar ya da kendi iç içe geçmiş aleminin içinde kendi boyutuna dönene kadar algılama zaman durur.
Biraz çoçukça oldu ama tasvir etmek mesele.Yeteri kadar bilimsel konuşacak kadar uzmanda değilim.
Eğer Acun ya da Arş kavramını doğru algıladı isem evet evrenler Arş’ın içindedir.Hatta iç içe geçmiş Arşlar bile söz konusudur.Top yekün en üstte ne vardır muhtemelen bu sonsuzluktur bunu da sadece Tanrı bilir.
nereden başlıyayım bilemiyorum yine delilsiz ve duygusal yaklaşımlar görür gibi oldum OLABİLİR deyince böyle bir delilim yok ama ben böyle istiyorum demiş oluyorsun allah için geçerli bir önerme bu biz bilimsel veya bilgiye dayanmalıyız senin tasarladığın şey evren modeli değilki gözlemsel deneylere uygun olarak oluşturulmuş ve birkaç sınavdan geçerek bizler için yayınlanmış olan modellere referans verebiliriz yada bilgi getirdiği bilinen kaynaklar olarak kutsal kitapların açıklamalarına referans verebiliriz birkere birden fazla BİGBANG sanıyorum senin uydurman içiçe geçmiş ARŞLAR ise yine öyle halbuki ELARŞ ELAZİM diye bir kavram var yani o en yüce arşın rabbidir diyor herşeyi kuşatan bir yapıdan bahsediyor mantık ile bilimsel yaklaşamayız mantık çoğunlukla hatalı sonuçlara kapı açar mesela ay beyazdır peynirde beyazdır dediğimizde mantıksal olarak doğru tespitler yaparız fakat sonuca bir bakarmısın mantık bizi nereye götürüyor sonuç önermesi şudur AY PEYNİRDEN YAPILMIŞTIR mantıksal yürütmede hiçbir hata olmamasına rağmen deneysel olarak yaklaşıldığında çok yanıldığımızı hemen anlarız ben arşın kapsayıcı bütüncül bir tek yapı olduğunu kutsal kitaplardaki işaretlere göre söylüyorum ama bir başkası bu işaretleri tamamen senin modelini dışlamıyacak şekilde anlayıp anlatabilir inşaallah bunu sen yaparsın ama referansların sağlam olmalı ve bir tarafı sıkı tutuyorum derken öbür taraftada modelinin delinip delinmediğini kontrol et ben senin veya başka arkadaşların her yeni sorusunda aslında baştan itibaren oluşturduğum modeli çek ediyorum sizin sorularınız bana birer imtihan oluyor bu sebeple bana çok yardım ediyorsunuz size teşekkür ediyorum yoksa bu soruları ben akıl edip kendime nasıl sorarım
israiloğullarının cenab-ı hak tarafından lanetlenen dünya hayatında rezil olacağı söylenen kıyametde de azap üstüne azap göreceği söylenen bir kavim aldatıcı dediğiniz şeytanı kendilerine kılavuz ettikten sonra sizce hiç haklı zeminde olabilirler mi? ayrıca dünya hayatı diyor adet ve zaman kavramı yok mesele kimsenin mağlubiyeti isteyip istemediği değildir mesele cenab-ı hakkın ayetlerinde ne anlatmak istediğini anlayabilmek yoksa ben mağlubiyeti istemesem ne olacak ki cenab-ı hak onu öyle yaşatırSA ben ne yapabilirim ki size göre analmı değişirmi değişmezmi bilemem ama ayrıca son kitabınızın 121.sayfasındaki ELBAB kelimesinin
tersten okunuşu BABLE olur BABEL değil kısaca benim anladığım israiloğulları şeytanla münasebette oldukları sürece haklı zeminde olamayacaklardır dolaysıyla da dünta hayatında rezil olacaklar ayrıca bu haklı zemin mevzusu çok kapsamlı bir mevzudur.serhat bey 4 kitabınızı okudum faydalandım teşekkür ederim
BABLE olsun ne farkeder o daha güzel babil demek bende babil yani IRAK olduğunu söylüorum zaten i
srailoğulları tek bir misyonla ilşkili değiller HIZIR da onları olumlu yola çekmeye uğraşıyor haklı zeminde bulunmak ise evrensel bir kural uymayan gözardı eden kaybeder burada din ve millet farkı geçerli olmaz ayrıca İSLAM dininin amacı zaten bu evrensel kurala uygun davranan insan tipi oluşturabilmektir bizimse müslüman olduğumuz halde buna yaklaştığımızı söyleyebili
rmisin etrafına bir bak kim kimin hakkını gözeterek iş yapıyor hemde hepimiz hergün müslüman olan diğerlerini kandırmaya çalışmıyormuyuz yalan söylemeden malını satan varmı? biz sadece taraflıyız haklı zemin ise bize çok uzak bak göreceksin allah sana uzun ömür versin KAPI bir açılsın nerelere uzanacağız ben ileride 15 sene sonra ortaya çıkacak olan görüntünün israile haklı zemin kazandıracağından endişe ediyorum buna dikkat edelim diyorum adamın bahçesine girer çıkmazsan burası bana dedemin vasiyetydi desen bile tapu sende değilse haklı olamazsın seni dinleyen olmaz hala çıkmazsan tapusu elinde olan seni çıkarır bunu yapacak gücüde var dedene öykünerek atomu engelleyebilirmisin? dost acı söyler inşaallah ben yanılmış sende yanılmamış olanlardan oluruzsenin arzunun gerçekleşmesini gönülden isterim
Rica ederim üstadım.Uzun zamandır doğru dürüst kitap okuyamama olayını sizin kitaplarınızı okuyarak aştım.Biraz hızlı bir süreç oldu zira ilgimi çeken şeyleri nedense bir karadelik gibi içime çekmekteyim 🙂
Hemicuda arkadaşımız ikiboyutlu birşeylerden bahsetmiş.Dediklerinden bişey anlamadım.Kusura bakmasın.Teori olan şeylerin geçerliliği ne kadar geçerli olduğu her zaman tartışmalıdır.Darwin zamanında evrimleşme diye bir kitap yazdığı zaman,herkes onun yazdığını tamamiyle doğru olduğunu düşündü.Ama kimse ne kadar doğru olduğunu sorgulamak istemedi.Aslında bir teori konusu olan hayvanların evrimleşmesi kuran’daki anlatımlara ters düşer.Çünkü yaradanın(o’nun)sonu,eni,başı yoktur.Her an ve her yerde hazırdır.Dolayısıyla istediği her şeyi istediği şekillerde her zaman yaradabilir.O’nun bir canlıyı evrimleştirerek yaratmaya ihtiyacı olamaz.Evet konu dağıldı gibi görünüyor ama hiç de öyle değil.Zira konuyla ilgili bağlantılar her zaman konuyu tamamlar.
Tasavvuf’ta vahdet-i vücut tema’sını hepimizin bildiğini varsayıyorum.Buna göre ise yaradadan,yarattığı herşeyi tekillik temelinden yarattı.Onun bize iki,üç,dört şeklinde gelmesi bizim zannımızdan ileri gelmektedir.Tek olan herzaman tek idi ve onun türlü türlü görünmesi boyutlarının içiçe geçmiş olmasındandır.7 kat yer ve 7 kat gök olması da bundan ileri gelir.
Arkadaşın yukarıda dediği gibi alemler yoktur.Tek bir alem vardır.Bize çok gelmesi algılama biçimimizle alakalıdır.Uzman değilim dediğiniz halde yazdıklarınız bir uzmana taş çıkarır nitelikte 🙂
evrim meselesi çok su kaldırır burada girmeyelim bizim konumuz değil vahdeti vuctda aynı şekilde sizlerden bir ricam var yeni yazıları aralara değil alta yazın takibi kolay olsun
Neden çok su kaldırır dediniz?
Bakara 250. Ayet: Ve (Talut’un askerleri), Calut ve onun askerlerinin (ordusunun) karşısına çıktıkları zaman şöyle dediler: “Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı (düşman karşısında) sabit kıl ve kâfirler kavmine karşı bize yardım et.”
Tefsir: İmam İskender Ali Mihr…
Serhat bey görüldüğü gibi ayet açık konuşan Talut ve askerleri..Kafir sözü geçiyor diye Müslümanlar söylüyor anlamı çıkmaz israillilere göre bizde kafiriz????
“Kâfirlerin kavmine karşı yardımına muhtacız” diyenler, kalplerine îmân girmiş olanlardır. Bu savaş başlamadan önce; kavmin bir kısmı Talut’a, bir kısmı Hz. Davut’a mutlaka tâbî olarak mü’min olmak şerefine ermişlerdir. nehir olayından sonra ise ordunun bütün neferleri Allah’a ulaşmayı dileyenler olmuşlardır. Allah’a mülâki olacaklarına yakîn hasıl ederek inananlar, ordunun gâlip gelecek olan üyeleridir.
Calut’un ordusundakilerin hepsi, kalplerinde küfür yazan kof bir korkuluk gibidir. Kalpleri karanlık, nefsleri tamamen afetlerden oluşan bir kâfirler ordusudur. Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, o suyu içtikleri için ne yazık ki su onları güçsüz bırakmış ve düşman ordusunun karşısına çıkmak cesaretini kendilerinde bulamamışlardır. Ordudakiler önce tabutla sınanmışlardır. tabuttan etkilenenler, âmenû olmuşlar, nehir olayında huşûya ulaşmışlardır. Nitekim Allahû Tealâ o suyla onları imtihan etmiş ve âmenû olmayanların hepsi sudan içmişlerdir.
olay budur ..inanın ki duygusal falan değilim..Allaha inanırım ama mümin değilimdir…sadece yazılan neyse onu belirtmeye çalışıyorum…
Kolay Gelsin- Saygılarımla
Yukarıda kalan Atatürk’ün gizli vasiyetine cevaben,
Böyle bir mektup var.
Öncelikle bilinenin aksine hilafet kaldırılmamıştır.Halifelik ilga edilmiştir ve yetkileri devlete devredilmiştir.Yani Cumhuriyete.
Burdan ne çıkar;İslam aleminin lideri Türkiye Cumhuriyetidir.
Atatürk’ün vasiyetinin bir bölümünde hilafetin ne şartlar ve ne zaman devreye sokulmasından bahsettiği söylenir.
USA ve Tayyip Erdoğan’ın peşinde oldukları husus bu.
Arap baharı üniter islam modelini hayata geçirmenin ilk adımı olduğundan bu birliğin manevi liderliği hilafeti elinde tutan Türkiye Cumhuriyetine verilecektir.BOP aslında bu.
AKP’nin kaderi bu.Ona nasip oldu.Bir vizyon geliştirdiği için olan biten birşey yok.
Aslında bu rol Ecevite verilmişti(Fettullah Gülen ile yakınlaşması haybeye değil) ama sağlığının yeterli olmadığı görülünce yıldırım seçimle başa AKP getirildi.
Tabi bunun karşılığında ekümeniklik tanınacak.Ortodoksluğun ve İslamiyetin merkezi İstanbul olacak.Hilafetin merkezi Kariye Cami(Edirnekapı) olma olasığına karşın Ayasofya mimarisi değişmeden tekrar kilise olarak devreye girecek.
İlaveten Atatürk’ün 1988 de açıklanması gereken vasiyeti Kenan Evren tarafından 25 sene daha uzatılmıştır.
Yani açıklanma zamanı 2013 yılıdır.
serhat bey madem farketmiyordu kitabınızda da o şekilde yazılsaydı bunu yazmazdım. israil oğulları varsa bile
kendilerine bahşedilen tüm kazanımlarını şeytana uyarak ve onun yolundan giderek ve halen daha gidiyorlar kaybetmişler ayetleri onun için size örnek verdim çünkü cenabı hak tarafından lanetlenmiş ve dünya hayatında da rezil olacakları söylenmiş bir kavim tıpkı maide suresi32.ayette olduğu gibi yani yeryüzünde fesat çıkartıyorlar ve çıkartmaya devam ediyorlar çünkü şeytanı kendilerinin önüne koyduğu bir hedefleri var burada maide suresi 33.ayet çok anlamlı oluyor bu doğrultuda 15 sene sonra israil oğulları fesat çıkartmayacak fesatı çıkartanlar türkler yani biz müslümanlar olacak yüzyıllarca israiloğullarını koruyup gözetlemiş daha doğrusu bütün kavimleri biz türkler çıkartacağız ve 2030lu yıllardan sonra dünyada yok olacağız yada perişan olacagız devletimiz kalmayacak ortada haklı zemin dediğiniz şey bu olmalı allah sizede uzun ömür versin 2030lu yılları yaşayalım görelim. benim naçizane kıt aklımla bunun allahın el-ADL ve EL-MANİ sıfatları gereğince hak etmeyene haketmediğini vermeyerek adaletli olacağına olan inanıyor ve düşünüyorum en doğrusunu allah bilir kısaca şeytanın yolundan yürüyenlerle günahlarına rağmen biz müslümanların cenabı hakkın nazarında bir farkımiz olduğuna inanıyorum naçizane
daha evvelki yorumumda eklemeyi unttuğum bir hadisi de eklemek isterim huzeyfe,ebu hureyre,hz.Ali ve ibn-i Abbasın bildirdiğine göre hadis şöyledir:”Ahirzaman’ın harbi cihan harbidir çok kimselerin öldürüldüğü iki büyük harpten sonra bir üçüncüsü daha olacak ikinci cihan harbinin ateşini yakan ‘Büyük Reis’ künyesinde bir adamdır.”(El-Mehdiy-yul Muntazar Alel Ebvab) şimdi bu hadis sahih mi yoksa uydurulmuş bir hadis mi siz bunun uydurulmuş bir hadis olduğuna inanırsınız onu bilemem ama kaynaklarına(bildirenlere) ulaşılamıyacağı için bunu bilemeyiz ama doğruysa geriye kalıyor bahsedildiği gibi 2 büyük savaşın ne olduğu ve bir üçüncüsünün ne olduğunu anlamaya çalışmak yani benim açımdan tüm yorumlarımın doğrultusunda kitabınızda yazdığınız gibi 2 armageddon olacak hele hele 1.sinden sonra türkler yani türk olan müslümanlar tarih sahnesinden çekilecekler yok olacaklar yada çok etkisizleşecekler çıkarımına pek katılmıyorum kimbilir belki de buna benim mağlubiyeti istemeyimişimde sebep olabilir ama kendimce çok haklı kuran-ı kerimde yazılı ayeti kerimeler,esma-ül hüsna ve yukarıdaki hadislere benzer çok sebeplerim var
serhat bey bizim burada haklı iken haksız duruma düşebileceğimizi anlatmak istiyor gurur ve kibir şeytan işidir yani biz çok güçlüyüz rakibi küçümsersek tabiki mağlup oluruz dağılırız. yeni yorumlara bakınca türkler yok olucak tarih sahnesiden çekilecek falan bunları Allah bilir serhat bey kitabınada yazdı müştak baba türkiyenin az hasarla atlatmasını istiyor çünkü (son imam)mehdi a.s gelişini türkiye cumhuriyeti ile bağdaştıryor çokta üzülmek sıkıntı yapmamak gerekir
serhat bey ayrıca bakara suresi 250.ayeti yorumlamanızda bana göre sıkıntı var ve yazdığınız gibi meal e 19 tane meale baktım hiç rastalamadım kendimde mevcut 3 tane ayrca internetten diğer meallere de baktım bulamadım ama olsun sizinki ye göre yapsak bile calut sebebiyle ordusu derken sebep olan calut ordusu derken 249. ayeti de düşündüğüm de ben talutun ordusu olarak anlıyorum çünkü kimin ordusu olduğu sizin meale göre muallakta kalmış gibi sanki insanların yorumuna bırakılmış gibi ama siz calut sebebiyle calutun ordusu dua ediyormuş gibi bir yorumda bulunuyorsunuz
aslında burada bir başkasına cevap vermek istemiyordum ama sıkıntı yapmak ve üzülmek kelimeleri bana göre hoş olmamış ben sıkıntı yaptığımdan değil ben öyle inanıyorum ve düşünüyorum diye yazdım sizde öyle düşünüyorsunuz ayrıca allah tarafından lanetlenen bir kavimden bahsediyoruz bence allah tarfından lanetlemeyi ben önemli görüyorum anlayamadığım şu anda kibirlenen ve zulüm eden taraf yani şeytana uyan ve nispeten daha güçlü taraf(abd dolasıyla) iken israiloğulları iken 15 sene zarfında biz onları ancak geriletiyoruz tamamıyla yok edebilme dünyayı bir zilletten kurtarabilme şansımız olmuyor ayrıca biz türklere nankörlük yapıldığı halde devreye haklı taraflılık ve allahın dünya hayatında rezillik ayeti girmiyor ve onlar 15 sene sonra israiloğllarının mazlum duruma düşüceği bana göre mazlum duruma bürünmeye çalışacaklardır bürünmek hep yaptıkları gibi zira kılavuzları şeytandır bizim ise kibirleneceğimiz küçüseyeceğimiz varsayımıyla bir vuruşla yıkılacağız parçalanacağız ve diğer devletler bizi paylaşıyorlar bunu kitabın 223.sayfasında unuc oğlu uc bahsinde anlatıyor şimdi biz ne anlayacağız burdan türkler yollarına devam ediyorumu yoksa ne ? daha evvelki yorumlarımda yazdığım gibi ben bunların olacağını allahın sıfatlarını ve ayetlerini ve hadis-i şerifleri okuduğumda bunu böyle anlamıyorum bilmem kendimi anlatabildim mi kendimi memet bey
arkadaşlar birincisini israiloğulları kazanıyor aradan 120sene geçiyor mehdi gelince ikincisi oluyor onu kazanan müslümanlar. birinci savaşa ait betimlemeler ise bakara 250 de öyle parantezli meallerle yolumuzu bulamayız bakın orjinal ne anlatıyor VE LEMMA BERAZU Lİ CALUTE VE CUNUDUHU KALU ve neden sonra belli oldu calut sebebiyle ve ordusundakiler dedilerki allah aşkına buradan ne anlıyorsunuz talut nerede ? konuşanlar onun ordusu yani calutun askerleri değılmı? burada problem nereden çıkıyor biliyormusunusuz konuşanların müslüman olduğu kesin olduğu için ayeleri eğer eski antik zamanı betimliyor diyerek anlaşılacak olursa mecburen calutun pagan olması gerekiyor eski alimler böyle yorumlamışlar bizim farkımız zaten burada bu savaş günümüze ait dediğimiz için israiloğullarının karşısında müslümanların olması çok doğal ayetler böyle anlayınca yerine oturup anlaşılabiliyor hiç eğip bükmeye paranteze gerek kalmıyor calutun pagan imajı aşılacak olursa hiç problem kalmıyor ayeti olduğu gibi anlamaya gayret etmeliyiz bu kadar yeterlikelimelerin karşılıklarını vereyim ki sizde tefsir edin VELEMMA ve neden sonra BERAZU belli oldu (oldular) Lİ sebebiyle CALUTE calut VE ve CUNUDUHU onun ordusu (SONDAKİ HUEKİ ONUN MANASI VERİR) KALU dedilerki şimdi siz yapın tefsirinizi bakın bakalım TALUT a uygun bir söz varmı yokmu?
serhat bey sebebiyle diyorsunuz ne mana ya geliyor sebep dediğiniz talut ordusu mu sizin mealinize göre herhalde talut ordusu sebebiyle calut ve onun ordusu allaha dua ediyorlar acaba mealinize göre saldıran taraf kim talutun askerlerimi calutun askerlerimi calutun askerleri ise tamam sözüm yok eğer talut ve askerleri ise haklı zeminde bulunma kuralı nasıl işleyecek ayrıca meallere göre sizinkini bilmem ama geçilen bir nehir var o nehir hangi nehirdir eğer fırat veya dicle ise sizin söylediğiniz gibi ıraka girer lübnan ve suriye o zamana bize katılacakları için bir savaş olmuş olmalı gerilemişiz nehir önlerine kadar gelmişler ya da kendiliğimizden bir vakit çıkmış olmalıyız aaa nehir geçmediler diyorsanız sözüm yok o zaman şu andaki tüm meallerin yanılıyor olduğudur çünkü talut ordusu ile yola çıkıyor ve nehir geçiyor deniyor tüm meallerde öyle ise o zaman sizin değiniz gibi bizim topraklarımıza sızıp bize karşı bizim silahımızı kulanıyorlar demektir o zaman bir ordu değil bir birlik sanırım ordu kelimesini yanlış tercüme etmişler içiçe sorular sorup artık son vereceğim eğer biz sizin uyarılarınızı dinleyerek ıraktan çıkarsak bunlar devreye girmiyor ve biz yolumuza devam mı ediyoruz? eğer devam ediyorsak 2 armageddon olmayacak mı? 2 armageddon olacak ise o zaman herhalde uyarıları dinlemiyoruz verdğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim.teşekkür ederim.
LİCALUTE yani calut sebebiyle arkadaşlar ayet savaşın sebebi caluttur diyor savaş calutun zorlamaları sebebiyle kaçınılmaz olunca israiloğulları savunma savaşı yapmak zorunda kaldıkları için haklı zemin elde etmiş oluyorlar tevrattaki goliat sembolü tek bir kişiyi tasvir eder hemde komutan falanda değildir savaşı tek bir asker çıkarabilirmi? halbuki kurandaki calutun bir ordusu var yani o bir devletin lideri işte bu fark bile bu savaşın geçmişte değil günümüzde yaşanacağını gösteriyor saldıran veya tahrik eden calut ordusundaki askerler mecburen bir savaşa giriyorlar duada bu durum açıkça belli değilmi sabır istiyorlar demekki olası bir felaket seziliyor peygamberimiz sahabelere hiçbir sıkıntı yokken sabır istemeyi yasaklamıştır böyle birçok hadis var eğer sabır isterseniz ortada hiçbir sıkıntı yoksa sukıntıyı siz çağırmış oluyorsunuz kuantum dediğimiz bilinçaltı sistemi böyle çalışıyor bu duada sabır isteniyor müslümanlar dua ediyor savaş henüz başlamamış demekki beklenen kötü bir gelecekten endişeler var calutun ordusundaki müslümanlar sıkıntılı zaten savaşı onlar kaybediyor bakın doğru çıkarımlarla modeli oluşturunca herşey nasıl yerine oturuyor değilmi arkadaşlar birinci armageddon olmazsa ikinciside olmayacaktır ama birinciyi önleyebilmek imkansız gibi bir şeydir baksanıza daha sizi bile ikna edemiyorum kim inanacakda rakıb devletler savaştan bu şekilde vazgeçecekler insanlık huzurgörsün diyecekler
en son olarak siz mealinizi yazıyorum ve belli oldu calut sebebiyle ve onun ordusu dua ediyor ama niye onun ordusu calut sebebiyle dua ediyor calut kendi ordusuna ne yapmış olabilir ki sebep ne acaba bana sizin mealiniz anlamsız geliyor sizin sorduğunuz talut bu ayette yok ama bir önceki ayette var bahsekonu olan o ve ordusu çünkü ama şöyle olursa anlam yerine oturuyor ve belli oldu calut sebebiyle ve onun ordusu(talutun ordusu) sebep burda açıklanıyor çünkü calut talut ve ordusunun düşmanı sebebiyle allaha dua ediyorlar
üstün kardeşim bir önceki ayette talut var diyerek bu ayette hiç talut geçmediği aksine CALUT geçtiğihalde eğer onun manası veren zamiri atfı açıkça belliiken bir önceki veya bir sonraki ayetlere atıfla meal yaparsak bu işin içinden hiç çıkılamaz o zaman karşımıza öyle mealler çıkarki ortaya çıkan sonuca hayret etmek çok hafif kalır o zamirinin atfedileceği isim bu ayette caluttur ayetin yapısı başka bir atıf kabul etmiyor size su kdarını söyleyeyim calutun eski devirde yaşamış pagan bir figür olduğundan eminmisiniz tarihte talut diye bir karakter varmı neden bu ayetler günümüzü anlatıyor olamazlarki kuranı kerimdeki ayetler hep eski zamanlarımı anlatıyorlar birde en uzak gelecek olan kıyameti anlatıyorlar arasındaki insanoğlu macerasını neden anlatmasınki oysa kıyamete kadar yaş ve kuru ne varsa kuranda yokmudur arkadaşlar bakış açınızı geçici de olsa bana uyarlayın korkmayın tefekkür ile dinden çıkılmaz sonra bakın bakalım eski anlayışmı daha sağlam yenisimi baktınız oturmuyor eski anlayış zaten yerinde duruyor yine anlamamaya devam edersiniz parantez nerede varsa orada sıkıntı var demektir bunu sakın unutmayın parantezsiz mealler dilerim
Müştak Baba melami midir?
müştak baba KADİRİ dir hızır ile görüşenlerde çoğunlukla kendileri bireysel olarak olgunlaştıkları için ÜVEYSİ olurlar üveysiler herhangi bir silsileye bağlı olmaksızın erenlerdir bu açıdan müştak baba resmi olarak kadiri olup müştakiyye şubesinin kolbaşı olmasına rağmen batını olarak aslında üveysidir zaten müştakiyye şübesinde üveysi etkileri barizdir
serhat bey ayeti açıklamanızda bu seferde talutu geleceğe ait yaptınız yani gelecekte talut adında israil oğullarından birimi çıkacak oysa biz bakara 246 247 anlatıldığı gibi israiloğullarının yurtlarından çıkarıldığı bir dönem ve musadan sonra gelen bir peygamber talutu ordunun başı olarak bidiriyor diye biliyoruz meallerde yine bir sıkntı varsa onu bilmem ayrıca israiloğulları şuanda yurtlarına dönmedilermi şuanadki bulundukları yer yurtları değil mi değilse neden hak iddaa ediyorlar sonra tabutu sekineyi israiloğulları bulacak da diyorsunuz kitabınızda nereden belli bakara 248 den mi belli oluyor ama orada ayet eğer inanmışsanız yada iman etmişseniz diye şart var şimdiki israioğularının iman etmiş olduklarınımı düşünüyorsunuz ya da 19 yıl içinde bir zamanda iman edeceklerini mi düşünüyorsunuz son ayette de dua kısmında kafir kavim olarak talut ve ordusu olarak anlamamızı istiyorsunuz hangi sebeple bir önceki ayete atıf yapıyorsunuz başka mealler atıf yapıp 250.ayetle bütünleştirmek isteyince itiraz ediyorsunuz bana göre kafirler kavmi kim ve neden sizinde parantez içinde açıklamnız lazım serhat bey ayrıca ıraka girilmez ise 1.ve 2. armageddon olmayacak diyorsunuz o zaman iddaa ettiğiniz israiloğullarının vaad edilmiş toprakları ne olacak israiloğulları bunun için hiç bir girişimde bulunmayacaklar mı bunlar böyle şimdi müştak babanın şiirlerinden bu kadar çok şey çıkartılabiliyorsa o zaman diğer sorduğum ayet ve cena-hakkın esmaül hüsnalarından olan EL-MANİ EL-ADL ışığı altında şimdiki israil oğulları ve taifesinin yaptıklarının karşılğı olarak sadece gerileme bulundukları durumdan gerileyecekler ama yok olmayacaklar ya da parçalanmayacak bölüşülmeyecekler sonunda 120 yıl sürecek bir imparatorluk kuraacaklar ama biz türkler 19 yıl boyunca öyle şeyler yapacağız haklı zemin oluşacak bir vuruşta yıkılacak paylaşılacak ve bölüşüleceğiz sanki lanetlenen ve dünya hayatında rezil olacağı söylenen toplum bizmişiz gibi bütün bunlara rağmen bu işler ACAYİP İŞLER diyecekseniz size daha fazla sözüm yok 41 yaşındayım benim öğrenebildiklerim ve bildiklerim şimdilik bu kadar
üstün arkadaşım tabut oalarak biline n kutsal sandığı israiloğullarının rakibi bulacak diyorum sen nereden okuyup tam ters mana verdin ve bunun üzerine bana başka birçok eleştiri getirdin hatta yerini bile söylüyorum 2023 kitabımda kutsal tabut bölümünü tekrar okuyabil
irsen herşey açığa kavuşmuş olacak talut semboldür israiloğullarının günümüzdeki yönetimini simgeler evet geleceğe ait bir sembol kelimedir çünki sadece kuranda geçer tarihsel kayıtlarda antik israilde yaşamış gerçek bir karakter olarak izine rastlanamaz israiloğulları nın bugünkü konumlarını akdeniz sahiline çıkarma yapan askerlerin kıyı şeridinde tutundukları geçici bir konum olarak düşünebilirsin bu konuyu anlayabilmek istersen 1897 yılında isviçrenin BASEL şehrinde yapılan birinci israil kongre sinin kararlarını araştırmalısın israil burada topraksız olarak kurulduğunda belirlenen sınırlarını öğrenmelisin israil oğullarına ALLAH BİLİR O ZALİMLERİ diyerek hitab eden yine kurandır 246 ayette ki bu niteleme 254 ayetteki açıklamayla ZALİMLERİN KAFİRLER olduğu şeklinde geliştirilir kuran açıkca israiloğullarına kafir nitelemesini uygun gördüğü halde hala geçmişin betimlenmiş olduğunda nasıl ısrar edebiliriz bu açıklamalar günümüzü tasvire daha uygun düşmüyormu? tam olareak ne dediğim anlaşılmamışsa benim bütün çabalarım acaba boşmu diye düşünmeden edemiyorum duayı calutun ordusu yapıyor ayette başka isim yokki kardeşim ben ne yapabilirim ayeti degiştirememki dua allaha yapılıyor allahtan sabır isteniyor rakibe karşı ayağımızı sabit kıl deniyor rakibin kafir olduğu söyleniyor bunlarda mutabıkız değılmi? işte birleştir şimdi kafirlerin kimler için yapılmış olan niteleme olduğunu anla üstüncüm bu ayaetlara nasıl bakarsan bak bana mealler deme istediğin açıdan bak önyargısız sadece ayatleri anlıyabilmek için yaklaşacak olursan kafir denilenlerin israiloğullarını işaret ettiğini anlıyacaksın bu durumda eğer ayetler geçmişteki bir olayı anlatmakta olsalardı israiloğullarından başka imanlılar o devirde olmadığı için bu niteleme israiloğulları için imkansız olacaktı halbuki ayetlere bu günü anlatıyorlar diye yaklaşabilirsek herşey hiç sorun olmadan yerine oturuyor üstüncüm allahın elmani eladl isimllerinin kainattaki karşılığının nasıl tezahür edeceğini bu isimlerinkarşılıklarını yaşadıkca görebiliriz allah hiçbir konuda kısıtlanamazki adaleti sen öyle anlarsın ben böyle anlarım belkide müslüman dünyanın celal ismine muhatap olması gerekiyordur allahın hangi esmayı nerede ne sebeple kullanması gerektiğini biz söylersek onu kısıtlamış görünmezmiyiz senin endişelerini bende yıllardır inan yaşıyorum nasıl olur bütün bunlar diyorum ama bakıyorum 120 sene sonra bugun kader bu acaip görüntüye büründüğü için MEHDİ ortaya çıkabiliyor ve dünyayı böylece değiştirmiş oluyor
bütün bu sistemi yanlış anlamış olmayı dilerdim ama galiba oluşan tasarım bize ters görünüyor olsa bile pek hatalı değil gibi
Sizin tabutun yerini tam olarak tarif etmeniz iyi bir şey oolmayacaktır bizim açımızdan.Ne bizim elimizde nede İsrailin elinde olması sonucunda ortaya çıkabilecek yıkımı düşünmek bie istemiyorum.Bu yüzden en iyisi tabutun yerinde güvenli bir şekilde durmasıdır.Büyük ihtimalle tabutun bizim tarafımızdan bulunup ortaya çıkmasından sonra İsrailin onu çalması mümkün görünüyor.Kim isterki özellikle bize felaket getirecek bir tabut ortaya çıksın.Eskiler o tabutu kimse bulmasın diye onu gizli bir yere saklamışlar.Ama şimdi herşey ifşa edildiği için tabutun bulunması geri sayımının başladığını düşünmekteyim…..
bu yoruma tamamıyle katılıyorum osmanlılar bu şekilde davranmışlar ama kader olayları belirli bir sıralamayla ilerletiyor bakın hemen dünyadaki öne çıkmış kolleksiyoner ve antikacılar israiloğullarından olduğu halde ellerindeki tarihi eserlerin kaynak devletlere iade edilmesine itiraz etmiyorlar görüyoruzki görünüşte aleyhlerine çalışan bu sözleşme onlara bulunduğunda kutsal tabutu bulan devletten geri isteme hakkı kazandırıyor nasıl bir anlayış biz bu sözleşmelere uygun olarak en son yorgun herkülü ondan öncede karun hazinesini geri aldık terihi eserlerin kaynak ulkelere iadesi sözleşmesi bakılınce sanki onların aleyhine gibi görünüyor degilmi işte benim yapay olarak HAKLI ZEMİN oluşturarak ilerlemek dediğim böyle şeyler çok planlı işler oluyor şimdi sandığı biz bulsak vermiyoruz diyebilirmiyiz acaba?
Selamlar;
Gaybı Mutlak ve mutlak ALLAH (c.c) bilir. Allah ın öyle kulları vardırki “yürür ayağı,gören gözü,işiten kulağı olur um ” diyor… bu bağlamda arz da öyle kullar vardır ki Alla Hu te ala (c.c) bu kullarına gelecek olan hadiseleri bildirmiştir. en iyisini ALLAH (c.c) bilir.
KADER değişmez DUA Gelecek olan belayı Kıyamete kadar engeller… v.selam
serhat bey sandığı alıyorlar ama işe yaramıyor çünkü iman etmiş değiller siz öyle düşünüyorsanız başka
hayır,hayır.Dediğinle ilgili değil.Sebebi; tabutun tamamen yahudilerin menfaatine çalışmasısır.En başından beri onlara hizmet ediyordu tabuttaki güç.Biliyorum bunu anlaman zor.Başka milletlerin eline geçtiği zaman ise ters etki yapıyor.O yüzden bize her şekilde zararlı olur
sandığın işlevi farklı o bir iletişim aracının prototipi onunla gelecek ile temas kurabilen gelişmiş bir araç yapmayı planlıyorlar
ters etkisi olduğu tevratta anlatılıyor şehir halkının vücütlarında ur çıkıyor ama israiloğullarına olumsuz etkisi yok
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma! Sözünü unutmayalım.
bana söylüyorsan merak etme evde bulgurda kalmadı .inanmazsın ama ev bile yok
Bu satırları yazdığımda tarih 28 Kasım 2011′ i ve saat 20:36′ yı gösteriyor.. şu gün ve şu saatte Irak içlerinde işlerliyor olmamız gerekmiiyor muydu?
27 Kasımdan sonraki 60 gün içerisinde olacak bu olaylar Serhat bey öyle yazmıştı.
27 kasım 2012 olmasın
Deccalde geldi mehdi de arkadaslar ve bunlar sahislar ve onlarin sistemi seklinde..Siz mehdi beklerken kiyamet kopmasin sakin arkadaslar ahirzamanin tam ortasindayiz da..
serhat bey iran ile israil arası iyi değil bu arada o ne olacak.mesela türkiyeye saldırıp toprak koparacakmı,yoksa türkiyeye yardım mı edecek?türkiye bu sırada atom bombası ve füze yapıcakmı,iran kuzey koreden teknoloji alıyor.türkiye niye atom bombası için çabalamıyor.kuzey koreden pakistandan teknoloji ve destek almıyor?
Sayın Tan,
Tv programlarından sizi tanıyorum ve ilgiyle izliyorum.Ancak katıldığınız programların kesik kesik olmayan kayıtlarınızı kendi sitenizde yayımlasanızda keyifle dinlesek.Perişan oluyoruz orada burada 5 dakika, 10 dakika ..izleyicileriniz açısından bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz.
İyi çalışmalar ve esenlikler dilerim.
27 kasım da geçti,üzerinden 60 gün de geçti,daha fazlası da geçti.Öyle görünüyor ki yetkililer sayın tanın uyarılarını dikkate almış.Bırakın kuzey Irak a girmeyi pkk ile anlaşma yapıp,güneydoğuda özerk bir oluşuma bile izin vermiş.Mit görüşmeleri deşifre oldu.Acaba Suriye sorunu ne olacak?bir yorumunuz var mı?saygılar.
Şu andaki genel görünüm nedir diye bakılacak olursa, İsrail geri adım atmış gibi görünmüyor ve tam tersine, giderek etrafımızı kuşatmaya (en son G. Kıbrıs’taki girişimlerini hatırlayın) devam ediyor. Bu durumda, Türkiye ülke olarak dış politika atağının yanı sıra savunma konumuna da geçmiş olmuyor mu ? Çünkü, en azından şu ana dek ne K. Irak’a ve ne de Suriye’ye direkt fiili müdahaleye yönelik herhangi bir girişimin işareti henüz ortaya çıkmış değil.
serhat bey ömer çelakılın programında sizi görmüştüm galiba. tam sed açıklamasını yapıyordunuz…. sözünüz kesilmişti sinir olmuştum. o günden sonra aşırı derecede hayıflandım ama geçen hafta hızır kitabınız elime geçti ve o programdaki yazar dedim. sizin gibi düşünen insanların varlığı ( bu düşüncelerde yalnız olmadığmı gördüğüm için) beni çooook mutlu etti. körü körüne yaşayamıyorum. sorgulamadan edemiyorum. zamanı, sistemi, hayatı varlığı, yokluğu, kıyameti….. ama beni anlayacak yada benim gibi düşünen insan yok gibiydi taaa kiii…. maillere cevap yazdığınızı gördüğüm için yazıyorum. ilk kitabı “hızır’ı” bebek olmasına rağmen 1 günde susamışçasına okudum. hemen öbür kitapları alıp okuycam. Allah sizden ve varsa sizin gibilerden razı olsun.
Bütün yazıyı ve yorumlarınızı okudum. Kitaplarınızın tamamını sipariş edip okumayı düşünüyordum tv de çıkınca sizi merakla takipe diyordum. Fakaat. Dikkatlice ,d efalrca okumama rağmen sizin Bakara Suresi 250. ayetinde konuşan ordunun ısrarla calutun ordusu olduğunu ifade etmenizi hiç bir şekilde anlayamam. Sizin teorinize oturacak diye, aşağıda mevcut bulunan 17 farklı türkçe mealin yanlış olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Lütfen bu isimlerden daha iyi çeviri yapabildiğinizi ve tamamının hatalı çevirdiğini iddia etmeyin. Şu yazılanları okuyana kadar sizi hayranlıkla takipe diyordum. Şu anda şaşkınım.
2.250*************وَلَمَّا بَرَزُوا لِجَالُوتَ وَجُنُودِهٖ قَالُوا رَبَّنَا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ
Kuranı Kerim Türkçe okunuş :
2.250 – Ve lemmâ berazû licâlûte ve cunûdihî gâlû rabbena efrığ aleynâ sabrav ve sebbit agdâmenâ vensurnâ alel gavmil kâfirîn.
Diyanet Meali :
2.250 – (Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”
Elmalılı Hamdi Yazır Meali :
2.250 – Ve vaktaki Calut ve ordusuna karşı meydana çıktılar şöyle dediler «Ey bizleri yetişdiren rabbımız üzerlerimize sabır dök ve ayaklarımıza sebat ver ve bizi kâfirler kavmine karşı muzaffer buyur.»
Ömer Nasuhi Bilmen Meali :
2.250 – Vaktâ ki Câlût ile askerlerine karşı meydana çıktılar, dediler ki: «Ey Rabbimiz! üzerimize sabır yağdır ve ayaklarımızı sabit kıl ve bizlere o kâfirler gürûhu üzerine nusret ver.»
Hasan Basri Çantay Meali :
2.250 – Onlar (Taaluta itaat eden mü’minler), Câlut ile askerlerine karşı çıkdıkları zaman (niyaz edib) dediler ki: «Ey Rabbimiz, üzerimize (yağmur gibi) sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver (er meydanından kaydırma). Bu kâfirler güruhuna karşı bize yardım et».
Ali Bulaç Meali :
2.250 – Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: “Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
Celal Yıldırım Meali :
2.250 – Onlar (o teslimiyet gösteren mü’minler) Câlût’a ve onun ordusuna karşı (savaşmak üzere) çıkınca (şöyle duada bulunup) dediler ki: «Rabbimiz ! Üzerimize sabır (güç ve kudretini) boşalt (tıpkı bolca yağan yağmur gibi). Ayaklarımızı (savaş alanında, düşman karşısında) sağlam ve sabit tut ve bize, İnkâr ve haksızlık içinde bulunan millete karşı yardım et!»
Muhammed Esed Meali :
2.250 – Onlar Calut ve kuvvetleriyle karşı karşıya geldiklerinde, “Ey Rabbimiz! Bize zorluklara tahammül gücü bağışla, adımlarımızı sağlam kıl ve hakikati inkar eden bu topluma karşı bize yardım et!” diye dua ettiler.
Ali Fikri Yavuz Meali :
2.250 – Talût’a bağlı bulunan müminler, Calût ve onun askerlerine karşı çarpışmak üzere çıktıkları zaman şöyle dua ettiler: “- Ey Rabbimiz, üzerimize bol bol sabır dök, ayaklarımıza kuvvet ve sebat ver ve bizi kâfirler kavmi üzerine muzaffer kıl.”
Süleyman Ateş Meali :
2.250 – (Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerlerinin karşısına çıktıklarında şöyle dediler: “Rabbimiz, üzerimize sabır dök! ayaklarımızı sağlam tut ve o kâfir millete karşı bize yardım et!”
Yaşar Nuri Öztürk Meali :
2.250 – Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar: “Ey Rabb’imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et.”
Suat Yıldırım Meali :
2.250 – Talut’un beraberindeki müminler ise Câlut ile ordusuna karşı çıkınca dediler ki: “Ya Rabbenâ, üstümüze (gürül gürül) sabır yağdır, Ayaklarımıza sebat ver ve kâfir topluluğa karşı bizi muzaffer eyle!”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali :
2.250 – Câlût’la ordusuna karşı çıkınca da Rabbimiz dediler, sen bize sabırlar ver, ayaklarımızı diret, bizi kâfirlere üstün et.
Şaban Piriş Meali :
2.250 – Câlût ve ordusuna karşı çıktıklarında: -Rabbimiz! üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver, bu kafir topluma karşı bize yardım et, zafer ver, dediler.
Diyanet Vakfı Meali :
2.250 – Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Yüreğimizi sabırla doldur; bize direnme gücü ver; kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler.
Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 1 :
2.250 – Calut ve ordusuna karşı meydana çıktıklarında şöyle dediler: «Ey bizleri yetiştiren Rabbimiz, üzerimize sabır dök, ayaklarımıza sebat ve dayanıklılık ver ve bizi bu kafirler topluluğuna karşı zafere ulaştır.»
Elmalılı Meali Sadeleştirilmiş 2 :
2.250 – Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da şöyle dediler: «Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!»
Fizilalil Kuran Meali :
2.250 – Talut ve askerleri, Calut ve ordusu ile karşılaştıklarında; ‘Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirlere karşı bize zafer nasip eyle’ dediler.
yorum yapan bazi arkadaslarin yorumu dikkatimicekdi yok israil bizi yer yok israil teknolojisi falan filan sen once kendi tarihini iyice bir ogren turkler nasil savasiyo nasil savaslar kazanmis ondan sonra israilden kork adamlar piskolojik savas taktigi ugguluyor bizim millet sessiz sessiz durur zaten akilli devlet de oyle yapar turk milleti baska millete benzemez sivil vatandas israili yer bitirirbizim ordumuz dunya ile bas edecek gucdedir bunuda inanarak soyluyorum laf olsun diye degil saygilar.
Merhaba Serhat bey ben Hızır kitabınızı okudum.Kitapta kafama takılan bir şey oldu.Hem Stephen Hawking’in zamanda yalnızca ileri gidilebileceğini geriye gidilemeyeceğini iddia ettiğini yazmışsınız hem de Hızır’ın gelecekten günümüze gelip bir takım düzeltmeler yaptığını söylemişsiniz.Hızır gelecekten geliyorsa bu da bir geçmişe gitme değil midir tersten bakıldığında?Bizim “bugünümüz” geleceğin “dünü” yani “geçmişi” değil midir? Hızır da bizim gibi bir insan olduğuna göre Hızır nasıl geçmişe gelebiliyor o halde?Sevgiler,selamlar…
2019 bu tarihe ve önce ki 1- 2 yıla dikkat …. + dünyanın 2 saf yani tarafa ayrılacağı ve savaş olacağı ve insanların bu savaş ile gözlerinin görmez hale gelecegi + bundan sonrası bilim kurgu film gimi olucak neyse sonun da hepimiz ya ölücez yada köle olucazz ne yazıkki
müştak babyı sayenizde takip ettim istabul yeniden başkent olacak hesaplamaları 2012 çıkıyor galiba fakat ben henüz güneyden bir bölünmenin olacağı fikrinde değilim hadislere baktım kıyamet alametleri ile ilgili özet geçiyorum dış etkenlerle bir düşmana karşı savaşacamız bildirilmiş bu muhtemelen suriye ile savaşımız ciddi tehlike budur yoksa güneydoğunun bölünmesi değil bu tehlike neticesinde istanbul başkent olabilir çünkü abd nin veya israilin şu sıralar 2012 de türkiyeyi bölmek gibi bir projeleri yok önce türkiyenin sınırlarını genişleterek değiştirme var yani suriye ile savaş gündemde ankaranın taşıdığı risk budur bence yoksa pkk nın bölmesi olarakgörmüyorum zaten şu an için böyle bir çalışma yok bu durum 2029 a kadar türkiyenin yükselişi tezini destekliyor ama önümüzde suriye savaşı var yine suriyenin bize katılacağını serhat tan söylüyordu bu savaş neticesinde olabilir hadislerde bunu destekliyor türkiyenin bölüneceğine inanmıyorum şu anda bir savaş riski ile başkent değişebilir şu ana kadar kitaplarınızı okumadım alıp okuyacam fakat müştak babadan anladığım çok özel araştırmalar yaptığı ve olayları en ince detayına kadar özelden tikele tarihli incelediği fakat hadiler ise daha genel şablonlar çiziyor ve müştak babyı destekler nitelikte hadisler daha genel dönemlerden bahsederken müştak baba çok daha özel dönemlerden bahsaetmş dersek daha doğru olur vel hasıl hadisleri incelemeden müştak babadan faydalanayım dersek ki ben yaptım kafa karışıklığı meydana getiriyor ben hadislere baktıktan sonra şu andaki teehlikenin suriye olduğunu çıkardım yoksa istanbulun başkeent olmasının 2012 de veye 60 gün sonra kadar olabilecek bir bölünmeden kaynaklanmıyor bilmiyorum sayın tan hadisleri inceledimi kıyamet alametleri ile ilgili hadislere bakılması lazım özelliklede şu kitapta daha derli ismi kıyamet alametleri ahmed ziyaüddin gümüşhanevi ye ait
amerika 2030 da bir kürt devleti kurulaca ğını ilan etti biz şuanada hadislerde geçen suriye ile bir savaşla karşı karşıyayız aslında biraz düşündümde hadisler müştak babanın söylediği ile düşünülmeli beni şüpheye düşüren nokta şu oldu istanbulu tekrar başkent yapacak olay suriye ile savaşmamızmı yoksa pkk nın ülkeyi bölmeye çalışmasımı bunlardan suriye hadislerde rivayeti var bölünme ihtimalide müştak babadan yorumlanarak çıkıyor bu iki ihtimal teker teker de gerçekleşebilir her ikisi birliktede gerçekleşebilir suriye savaşından çıkışımızda hadislere görede müştak babaya görede toprak kazanıyoruz suriyeden burada suriye tehlikesivarken bölünmeye ihtiyaç yokmuş gibi duruyor hatta müştak babadan suriye olayı varken bölüme yorumunu çıkarmak biraz zorlama gibi duruyor burada rahmetli erbakanın toprak kayıyor sözü aklıma gelince bölünmeninde bir tehlike olabileceğini düşünüyorum yalnız zannı galibim yinede suriye ile bir savaş tehlikesinden yana ama her ikisinin neticede bölünme olmasada bu süreçte kullanılacağı ve sonrasında başkentin değişeceği kanaatindeyim bunların ikiside tehlike ve zaman gösterecek fakat ne hadislerde nede müştak bab da durum çok basit değil süreçler devam edecek ve suriye savaşının ardından israille köşeye sıkıştığından sonra bir savaşın ardından zorlu günler yani melhame i kübra 3. dünya savaşının geleceğine hadislerde yer verilmiş zaten müştak baba da hadislerdeki dönüm inoktalarının haricinde çok özel olaylarıda zikretmiş dediğim gibi suriye ve bölünme bizi bu 2012 den sonraki2 3 ayda baya meşgul edecek dış güçler ya bir yolu suriyeyi yada bölünmeyle beraber suriyeyi kullanacaklar
İBNİ ARABİ MESALA yine bu suriye savaşıyla ilgilibir kesit aktarmış dinini necmeden adamın vefatından sonra ki bu zalim hükümdarların aşağı indirilmesine rastlıyor ve bundan sonrası için kehanetleri var İki gündür İbn-i Arabi’nin, “Fi Muallak-ı Gayb-ül İlm”ini okuyorum. Nedenine gelince, bir dostum telefonuna gönderilen bir mesajı gösterdi. Şöyle yazıyordu: “Dini Necm eden adam’ın alameti 28 kez ihrama girmesidir. O, zalim hükümdarlar düşürüldüğünde ölür. Müslümanların üzerine feci bir savaş çıkar. Bu esnada dini necm eden adam’ın öğretilerini üstlenen bir kumandan, Müslümanlardan oluşan bir ordu teşkil eder ve Kudüs feth olunur”
Mesajda bu ifadelerin kaynağı olarak; İbn-i Arabi’nin ‘Gayb-ül İlmi” gösterilmiş.
Bu yüzden aldım okudum… Şunu söylemeliyim ki; kitapta böyle bir şey yok.
Ama başka ilginç ifadeler var…
Mesela İbn-i Arabi’ye göre;
Deniz’de büyük karışıklık çıkacak.
Müslüman hükümdarlardan biri öldürülecek.
Kıble yönünde büyük bir savaş başlayacak.
Kırmızı tenli bir kişinin başında büyük bir fitne kopacak.
İnsanlarda göğüs hastalıkları artacak.
Batı ülkelerinde kargaşalıklar çıkacak.
Şam vilayetinde büyük bir savaş başlayacak.
Pahalılık artacak. Buğdayın batmanı bir altuna çıkacak.
Şam’da çıkan savaş sene sonuna doğru bitecek.
Padişah azledilip yerine bir başkası oturtulacak…
Deniz’de çıkacak karışıklığı: Basra körfezi ya da Akdeniz’e,
Öldürülecek Hükümdarı: Kaddafi’ye,
Batı Ülkelerindeki kargaşayı, Yunanistan ve Wall Street eylemcilerine,
Artan göğüs hastalıklarını; kansere yorarsak, 2012 ve sonrası oldukça hareketli geçecek demektir
ibni arabi müştak baba ve kıyamet alametleri ile ilgili hadisler iyi irdelenirse elde baya bir şey var acaba sayın tan arabiyle ilgili farlı birşey biliyormusunuz acaba birde artı not ekleyeyim suriye ile muhtemel savaşımızla ilgili hadislere rastlayıncaya kadar aslında bende başkentin değişim sebebini bölünmeye bağlıyordum fakat bu altarnatif oldu aslında dediğim gibi ikisi birbirine altarnatif gözüksesde her ikisinin birlikte olma ihtimalinede inanıyorum hala
ARTIK DÖRT ÜLKEDE KURULACAK BİR KÜRT YAPILANMASINDAN 2013 ÜN İLK GÜNLERİNDEN KONUŞULMAYA BAŞLANDI BİLE 2012 DEBDEBESİNİ ATLADIKTAN SONRA ÖCALANLA GÖRÜŞÜLMESİ DÜŞÜNÜLÜYOR ÖCALAN VE BARZANI VE TALABANİ KCK PYD BDP 5 AKTÖR VAR GÖRÜŞÜLÜYOR BUNLARLA BUNLARIN HEPSİNİN ETKİSİ VAR KÜRT YAPILANMASINA BÖLÜNME VE SURİYE SAVAŞI TÜRKİYENİN ÖNÜNE GETİRİLİYOR TARAFLAR TÜRKİYE SURİYE ESED YÖNETİMİ İSRAİL RUSYA İRAN VE TOPRAK KAYIYOR 2030 DA GÖRE BU DEVLET YANİ KÜRT DEVLETİ AMERİKAYA GÖRE YÜKSELİŞE GEÇEBİLİRMİŞ VEL HASILI TEHİKELER ÇİFT GELİYOR SURİYELİLER VE BİZİM EN AZ 1 SENELİK BİR UĞRAŞIMIZ VAR GİBİ GÖRÜNÜYOR 1 SENENİN SONUNDA SURİYELİLER BİR DEVLET OLMASAD TOPRAK KAZANACAKLAR HADİSTEDE ÖYLE BİLDİRİLMİŞ VE MÜŞTAK BABNINDA DEMESİYLE SURİYE VE LÜBNAN TÜRKİYEYE KATILMAK İSTENECEK LÜBANANINDA BİZE KATILMAK İSTEĞECEĞİ DEMEK ORANINDA KARIŞACAĞI MANASINA GELİYOR EE İRANIN 2.ARKA BAHÇESİ OLACAK OKADAR SURİYE VE LÜBNANDA BİR DEVLET OLMAYACAK ALEVİ SÜNNİ ÇEKİŞMESİ DEVAM EDECEK İRAN TOPRAĞINDAKİ KÜRT TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA İRAN YİNE LÜBNANINI VE HATTA IRAKTAKİ Şİİ YÖNETİMİNİ KAYBEDEBİLİR BU KONUDA TÜRKİYEDE İRANI SIKIŞTIRACAK IRAK 3 PARÇA TÜRKİYE BÖLÜNÜYOR SURİYEDE ALEVİ SÜNNİ ÇEKİŞMESİ MISIR HIRİSTİYAN KIPTİLER VE LAİKLER BİR CEPHE MURSİ AYRI BİR CEPHE OLARAK KARŞI KARŞIYA TÜRKİYE ÇEPE ÇEVRE RUSYA İRAN IRAK KÜRT TEHLİKESİ HAKİM 4 TARAFTAN SARILMIŞ DURUMDAYIZ ORTADOĞU TAM BİR ÇIKMAZA GİRDİ BU ORTADA BÖLÜNMEMİZ KAÇINILMAZ GİBİ GÖRÜNÜYOR AYRI OLARAK İRANA DEĞİNMEK İSTİYORUM İRAN TEOKRATİK OLMASINA VE MEZHEPÇİLİK YAPMASINA RAĞMEN BÜTÜN SİYASETİ TARİH BOYU REALİST OLMUŞTUR YANİ SÜNNİLİK DAHİ HER MEZHEPLE KONJEKTÜREL ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA ANLAŞABİLİR O YÜZDEN BEN İRANLA ŞU ANDAKİ DÜŞMANLIĞIMIZIN GEÇİCİ OLDUĞUNA İNANIYORUM SURİYE İLE GÖBEKTEN BAĞI KESİLDİĞİNDE KÜBNAN LA İLİŞKİLERİ KESİLDİĞİNDE KÖŞEYE SIKIŞMIŞ BİR TAVŞAN GİBİ OLACAK VE İSLAM ALEMİNİN KUCAĞINA DÜŞECEK BU DURUMU DESTEKLEYEN BİR HADİSEDE RASTLADIM
PEYGAMBERİMİZ İRANLA ORTAK BİR DEVLETİMİZ OLACAĞINI BUYURMUŞ VEL HASIL BU BÖLGEYLE OYNASALAR BİLE Kİ ŞU ANDA DEVLETLERİN YAPISIYLA ORTADOĞUDA 2.DEFA KURTULUŞ SAVAŞINDAN BU YANA OYNUYORLAR VE BUNUN 3.SÜDE OLABİLİR FARKETMEZ NE KADAR UĞRAŞIRSA UĞRAŞSINLAR YAKIN GELECEKTE BURALAR BÖLÜNSE BİLE PEYGAMBERİMİZ BİZİM GALİP GELECEĞİMİZİ BİLDİRMİŞ HATTA BU GALİBİYETİ ANTLAŞMA İLEDE TAÇLANDIRACAZ VE FAKAT RAZI OLMAYIP BU ANTLAŞMAYI BOZUP TEKRAR ÜZERİMİZE YÜRÜYECEKLER BU İŞ BAŞINDAN BERİ BİZ ONLARI ONLARDA BİZİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMALA DEVAM EDECEK İSRAİLLİLERLE TÜRKLER EKSENİNDE ÖZELLİKLE BİR SAVAŞ ÇIKACAK VE İSRAİL BATI ALEMİ DIŞ GÜÇLER BİR SÜRELİĞİNE KÖŞEYE SIKIŞMIŞ OLACAKLAR ZATEN BU KÖŞEYE SIKIŞMALARININ NETİCELERİ 3.DÜNYA SAVAŞINI ÇIKARIYORLAR YANİ ORTAKLAŞA BÜYÜK BİR ORDU OLUŞTURARAK BU SAVAŞTA MÜSLÜMANLARIN ÜZERİNE GELİYORLAR MÜSLÜMANLAR BU SAVAŞTA BAYA BİR YIPRANINCA ARDIN MEHDİ AS.IN ZUHURU ROMANIN FETHİ VE HZ İSA AS.IN NUZULÜ MEYDANA GELİYOR MÜŞTAK BABNIN TÜRKİYE EKSENLİ ANLATTIĞI 200 SENELİK OLAYLARIN BİR KISMINA SADECE HADİSLERİDE EKLEYEREK PARALELLİK KURMAYA ÇALIŞTIM DAHA BAHSEDECEK ÇOK ŞEY VAR ZATEN ÖZEL OLARAK MÜŞTAK BAB GENEL ÇİZGİLERLE DE HZ PEYGAMBER KISMENDE İBNİ ARABİ BU OLAYLARLA İLGİLİ BİLGİLER VERMİŞ FAKAT ZAMANI GELMEDEN KİŞİLERİ VE OLAYLARI YERİNE OTURTAMIYORSUN FAKAT BİZE CİDDİ TAHMİNLER YAPABİLME FIRSATI VERİYOR ELDEKİ BİLGİLER
RUMLARLA ARAMIZDA 2 BÜYÜK SULH VAR VE HEM BİRİNCİSİ HEM 2.SULHU BOZACAKLAR VE BUNDAN SONRAA BİRBİRLERİMİZİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ BİZ BELLİ BİR DÖNEME KADAR DAH GALİP DURUMLARDAYIZ TAKİ 3.DÜNYA SAVAŞI PATLAK VERİNCEYE KADAR ÇÜNKÜ BU SAVAŞTA MÜSLÜMAN MİLLETLERİN ÜZERİNE ÇULLANACAKLAR ŞU ANDA İSE BÖLDÜKLERİ PARÇALARI HEM BİRBİRLERİ İLE HEMDE KENDİLERİ İLE ÇARPIŞTIRMAK SURETİTİYLE BİZİ OLABİLDİĞİNCE GÜÇSÜZ DÜŞÜRMEYİ VE OLABİLDİĞİNCE BÖLMEYİ HADEFLİYORLAR AMA HZ PEYGAMBER BUYURMUŞ BUNDAN YERYER BİZ YER YER ONLAR GALİP ÇIKACAK VE NETİCEDE 3.DÜNYA SAVAŞI PATLAK VERECEK ONLARIN İSTEDİĞİDE BU ZATEN
BU OLAYLARIN DİB KÖKÜ erbakanın 2009 daki iran ziyaretine dayanıyor. Ve bulmuş olduğu silaha Bu silah karşı tarafın teknolojisini size geçiriyor ve böylece onların silah teknolojisinin hızına ulaşmış oluyorsunuz yani onların ürettiği silahlar size geçmiş oluyor Siyonizm buna asla tahamül edemez edemedide ve Ortadoğu ayaklanmalarını 2010 dan itibaren başlattılar ve yüzyıllar öncesinden hazırlamış oldukları planları yürürlüğe koydular yanıp tutuşmaları bu yüzden bu silah bize aynı zamanda hz mehdi döneminde teknolojinin duracağı fikrine de alt zemin hazırlıyor böyle bir şey nasıl olur sorusunu akıllardan adeta gideriyor hocanınbulmuş olduğu silahların gücü onları yandı tutuşturdu acele ediyorlar İsrail başta olmak üzere çünki Müslüman milletler hem uyanıyor hemde techizatlanıyorlar 2010 devrim hareketlerini ortadoğudaki 2. Değişikliklerini başlattılar 2011 ile kapıdan içeri girdik 2012 kargaşayla devam ettik 2013 ün sonuna kadar Suriye savaşı ve bölünme meselesi var ….velhasıl hz peygamberinde bildirdiği gibi belirli bir süreye kadar mücadele ve muzafferiyet devam edecek yine hz mehdi as. A kadar ümmetimden bir topluluk sürekli hak bir mücadeleye devam edecektir manasında buyuruyor hz peygamber ….zefer inananlarındır ve zafer yakındır
kıble yönünde olması muhtemel savaşın israil iran ve türkiye ırak savaşı olabileceğini ve yine türkiyenin şamla savaşabileceği fikirleri bende daha yoğunlaştı zamanın kilidi açıldıkça göreceğiz ibnü arabinin söylediği ve müştak babnın istanbulu başkent yaptığını söylediği olayların gerçekleşmesine az kalmış görünüyor miskı milliye ulaşırsak serhat beyin dediği gibi 2023 e kadar bu milleti 2030 da bir savaşın çıkacağına inandırmak biraz zorlaşacak ve aksi gibi israil 2008 lerde başlattığı 20 senelik geriye çekiliyormuş gibi davranma planı takır takır işlemekte bu günlerde daha iyi anlıyoruz ki dafos ve mavi marmarada bu planın bir ürünüymüş israil bizi geriye çekildiğine bu yollarla ve hükümetimizle yaptığı horoz dövüşüyle inandırmayı fevkalade başarmış durumda 2013 te ki ırak müdahaleside bu işin tuzu biberi olacak ve insanları felakete gittiğimize ve israilin geri adım atıyormuş gibi yaptığına milleti inandırmak zorlaşacak bu fitne dafos ve mavi marmaradan beri böyle.özetle 2030daki savaşa sürüklenirken bu milletin kafasını gözünü yarmış etnik ve mezhepsel anlamdada yıpratılmış olarak savaşa girmesini istiyorlar yani etnik derken türkiyedeki kürt meselesini mezhepsel derkende bölgede ve türkiyede kışkırtılacak olan şii sünni çatışmasını kastediyorum çünkü israilin irana müdahalesinden sonra bu iki grubun birbirlerini yıpratabilecekleri ortamında hazırlanmasını bu müdahil güçler hedeflemektedirler.bu bağlamda istanbulun yeniden başkent olması durumunda istanbul merkezli sünni demokratik bir yapının bölgeyi kontrol etmesi için kurulması abd nin stratejileri içindedir o halde bu stratejileri başkentin değişmesine azda olsa bağlıdır bunu başkenti değiştirmedende zaten türkiyeyi sünnilere örnek model göstermeye çalışarak başarmış durumdadalar fakat böyle bir yapıda kurmak abd nin stratejileri arasında vardır bu konuda bir kitapta yayınladılar zaten.şilerden hizbullah esed ırak yönetimi ve iran olarak gruplanması sağlandı sünnilerden türkiye muhalifler ıraktaki sünniler lübnan ve ürdün olarak gruplaştırıldı ve bu coğrafyay yayılan sünni ve şii gruplar 2030daki savaşa varıncaya kadar çarpıştırılıp yıpratılmak isteniyor israil 20 senelik geriye çekilişinde bölgeyi birbirine düşürerek kendi güvenliğini artırmayıda ve bölgeyi kolay lokma haline getirmeyi hedefliyor.hatta güven aşılamak için israil netanyahunun hükümeti devraldıktan sonraki açıklamasına göre iranın nükleer tehdidini ortadan kaldırdıktan sonra mahmud abbası barış müzakereleri ve kudüste olası filistin israil ikili devlet yapısı için msaya davet ediyor. bu barış hem bölgedeki devletlere güven ve istikrar pozu verirken hemde 7 senelik barış süreci stratejisini uyguluyor. 2008 de israilin filistini bombalamasından bu süreci alacak olursak filistinliler açısından bu barış süreci 2015 te sona eriyor filistinle bu süreci işletirken bölgedende israil geri çekilmiş gibi yapıyor.bm nin aniden filistini işğal edilmiş pozisyonda garantör devlet yapması ise ikili devlet yapısının oluşmasının ön adımları olduğunu göstermektedir. ama bütün bunları yaparkende bütün dünyanın gözü önünde mescidi aksanın etrafını yıkarak işgallerinede devam etmeyi bırakmıyor.
muhyiddin arabi futuhatı mekkiyede mehdi döneminde başkentin konya olacagına işaret ediyor istanbulla ilğili öngörülerin kaynagı nedir
Serhat Bey,
Merhabalar, şu ana kadar “Zaman Yolcusu Hızır ve Zamanın Sahibi Zülkarneyn ” kitaplarınızı okudum. Genel olarak ilgi çekici fantastik bilim kurgu tarzında kitaplardan hoşlanırım bu kitapları da böyle kabul ediyorum. Kusura bakmayın ama zamanda yolculuk sadece makine ile değil ruhen de mümkündür. İslam bilginleri arasında sizin kurgunuz veya uygun Hızır A.S. hakkında hiçbir malumat nakledilmemiş zannediyorum. (Gelecekten gelme meselesi hakkında.” Bildiğiniz gibi ilmi ledün (gayp ilmi) Hızır A.S. da mevcut. Sonra zaman makinesine evliya muhtaç değil bir çok veli Tayyı zaman ve mekan yapabiliyor. Sadece Hızır A.S. değil. Burada Veliler (Hızır A.S. dahil) Allahın izin ve yetkisi dahilinde bu imkana mazhar olurlar. Teknoloji ile Evliyanın sırrına yetişilmesi muhaldir. Çünkü onlarda zati sıfatlar tecelli eder. Onlarda bu tecelli ile bu hadiseler ve haller vuku bulur. Yani her şeyi kudret elinde tutan sonsuz ilim ve kudrete malik olan Hakimi Zül Celal yine kendi izniyle evliyaya kısmen tasarruf yetkisi verir. Sizden ricam Sonsuz ilim ve kudret sahibi olan Cenab-ı Zül Celal hazretlerini tüm kurgularınızda merkeze oturtun. Zira şirk veya hakikate karşı bir zulüm ortaya çıkar ki bunun vebali ağır olur.
Selamlar
Yunus Irmak
osman bey yanlış anlamışsın orda kastedilen dinini necmeden adamın kurtuluş hareketini konyadan başlatacak olması ve mehdi de zamanın mehdisi asıl son mehdi hadislerde geçen hepimizce malum olan mehdi as. fıratla dicle arasından mezepotamyadan çıkacağı rivayet ediliyor
serhat bey buraya acil cevap yazarsanız sevinirim kurandaki ayetleri yorumlarken tefsirlerden yararlanıyormusunuz ve isimleri nelerdir dayyi mekanla zaman devirler arası nda gitmenin bir bağlantısı var mı hızırla musanın buluşması ve birlikte gitmeleri tayyi mekan mı yoksa zamanlar arası geçiş mi kurandan zamanlar arası yolculukla kastettiğiniz musa as. ın uzun zamanlar gideceğim sözüne mi istinad ediyorsunuz yanlış anlamayın ama kuran açıklaması veya tefsiri malumunuz kişinin kendi re’yini kullanarak olmamaktadır .yani resulullah tarafından yasaklanmış ce cehennemle tehdid edilmiştir tefsirlerde buna işaret var mı ayrıca zülkarneyn as. in batıya fethederek gittiği en uç nokta atlas okyanusu olduğu ifade edilmiş ayrıca kara deliklere malumunuzca atıf var lakin onun bir melik olup doğuya ve batıya gitmesi bir fetihten ibaret olup zahiri bir şey olduğu ve yaptığı seddin muhtevasının teknolojinin ilerlememesinden dolayı çözülemediğini anlıyorum
Yıl 2013 oldu 2014 de çok bisey kalmadı… Hala ne İstanbul başkent oldu ne, 2012 de Muhiddin Arab-i Hz. lerinin dediği gibi fevkalade bir enerji ortaya çıktı, nede dünyayı etkileyen büyük bir savaş çıktı… Ne olacak sıradanlık devam ediyor nezamana dek böyle gidecek ? Herkes birşeyler araştırıp söylüyor ama şu ana kadar tam dğru bir tespit yapana hiç rastlayamadım sizde dahil k.bakmayın
Hüseyin,bana bir iddaa kuponu oynasana gözünü seveyim:):)paranoyak ettin milleti::):)
Arkadaşlar geleceği hepimiz bilmek isteriz,yada birazdan olacakları bilip ona göre hareket etmek,ama bizler zaten süpriz gelişmeler hariç çoğu birazdan olacak şeyleri biliyoruz,misal ben birazdan bilgisayarı kapayıp yatmaya gideceğim.sabahsa işime,Allahın bana biçtiği ömrü hayatı yaşayacağım.gönlüm şöyle bir ibn arabi gibi marsada gitmek ve aleykümselam da yazmak istiyor tabi bir yandan ama.Ben Allaha tam teslim olmadığım,Ona şahitliğimi tam yapamadığım,her anıma Allahı katamadığım müddetçe Allahın keramet verdiği kullarından olmam zor gibi,ama dilerim Allah hepimize versin hidayetleri,Çünkü hepimiz sistemi,geleceği,bilgiyi merak ediyoruz Ve bunların herşeyin sahibi ltek olan Allah herşeyi bahşedebilir.Matrix te çok sevdiğim sevdiğim bir söz var ”Görmek için Bakmaya Gerek Kalmayacak” YA Mevlana hz nasıl demiş.adamın teki sormuş siz kimsiniz diye O da HİÇİM demiş..Adam gülmülş.üstad demişki peki sen kimsin,demiş maliyeci .e demiş sonra ne olacaksın,demiş müşavir,ee sonra vezirliğe oynayabilirim, ee sonra demiş üstad .sonraaa Hiççç demişs maliyeci.Üstad söylemiş’Gördünmü ben senin yıllar sonra ulaşacağın makama şimdiden ulaştım”
Kuranın ilk Ayeti OKU-Peygamberimizin sözü-ilim çindede olsa alınız-Kuranın bir ayeti ,silahlanın,güçlenin düşmanlarınız sizdenkorksun,-Allahın Bir hikmeti,İsteyin vereyim.-Rabbimin Israrla söylediği Rızkınız göklerdedir,bu bilgisayar gibi güncellenen bir dünya değilde nedir,-cinleri insan deriisinin gözeneklerinden geçebilen ışıktan yarattım,bu aynı dünyada bir yada daha çok boyut ile yaşadığımızın bir kanıtı değildir de nedir.-Dünyanın manyetik alanından ziyade Nicola Teslanın üzerine basa basa söylediği evreni ayakta tutan bir kuvvet var bizler bu kuvveti kullanmanın yolunu bulmalıyız derken einsteinın bugün bilinçsiz ellerde kullanımında dünyayı yerle bir edecek nükleeri kastetmiyordu,Rahmanın HZ Musa kendisine Sorduğunda”Rabbim sen hiç uyumazmısın halkım merak ediyor dediğinde”Allah (cc)Musaya iki sürahiye su doldurup iki eli ile bunları havaya kaldırıp tutmasını söylediğinde musa en sonunda dayanamayıp uyuklamış sürahiler yere düşüp kırılınca Rabbimiz Ona ya Musa eğer ben uyusa idim Kainat işte böyle sürahiler gibi darmadağın olurdu demiş.İŞte bu kuvvet baki olan Rabbimizin kuvveti değilde nedir-elektrik sinyallerine mana yükleyip çeşit çeşit madde yaratıp onu insanların kullanımına sokan Rabbimize sudan tutun plütonyum elementinin yıkımlar oluşturan gücüne kadar yaratmak zor gelmez iken hangi bir şey Rabbimin dilemediği gibi olacakki..Rabbimiz buyurdu Ben tuzak kuranların en hayırlısıyım.Ve Kadir gecesi herkesin senelik amelleri belli olurken onları Yine değiştirmeye Kadir olan Rabbimiz,Vaadini yerine getirecektir,Zaman sadece biz insanlara konulmuşken,milyonlarca yıl geçmiş iken bizim sayımımızla biz saymaz iken bilemeyiz Bir rivayet Allah 135 bin adem yarattı bir okadar dünya daha samanyolu içerisinde diye söylediği buyurulan Resulallah yanlış söylemeyeyim,araştırabilirisniz.Bu kadar olasılık olan bir dünyada bir evrende heleki Allah yaratmış ise ve bizler bir Okyanusta bir damla su kadar ilme sahip bile değil isek bunu söyleyen Hızırdır.İnsanların düşündüğü herşeyin olabilirlik ihtimali çok yüksek iken Rabbimiz Ne yücedir,,Koca kainatın ölçülemeyecek derece ki bilgisini Bizim 16gb lık hafıza kartlarımız almayacak gibi,,Allaha Hamd Olsun Muhakkak ki O dilediğini Yapmaya Kadir olup Yüce,Azamet sahibi,ve herşeyi yok edeceği günde ama aklınıza ne geliyorsa herşeyi yokluğu bile,,o büyük günde de Tüm yarattıklarını yeniden yaratmaya Kadir ve ULUDUR.
Yaşayın arkadaşlar yaşayın ve Allah a şahitlik edin
Merhaba Serhat bey uzun bir zamandır ilgiyle takip ettiğim birisiniz. Hoşsunuz,yakışıklınız da aynı zamanda:)ve ele alıp yazdığınız konular ve konulara yaklaşımınız da çok ilginç ve çok güzel ahhh ahhhh bir de yazarlık öğrenseniz her şey dört dörtlük olacak:)))))İnanın kitaplarınızı okurken işkence çekiyorum hani o an yanımda olsanız işkence çekeceğime emin olun sizin kulaklarınızı iyi bir çekmeyi tercih ederim:))))))
Tüm bu şakalar bir yana ben edebiyat öğretmeniyim Serhat bey ve inanın eleştirilerimde son derece ciddi ve haklıyım.Yazarlık yönünüz maalesef ki sıfır.Örneğin şu “Zülkarneyn” kitabınız yazmışsınız da yazmışsınız.Aynı lafları aynı cümleleri aynı iddiaları temcit pilavı misali dönderip dönderip yazmışsınız.Hani o kitaptaki tekrarlamaları çıkarsak koca kitap zayıflayıp bir 100 sayfaya iner rahatlıkla:)))İnanın içim bayıldı o kitabınızı okurken.Tekrarlamaların yanı sıra kitaplarınızda hiçbir konu düzeni de yok.Güya yeni bir başlık yeni bir konu,bir bakıyorsun az önceki başlıklarda anlatılanlar haydaaa sil baştan yeniden anlatılmış sonra sahi ya bu hangi başlıktı diye başa dönüyorsun.
Çok üzgünüm ama inanın yazarlık yönünüz sıfır.Öyle bir üslupla o kadar acemi bir tarzda yazıyorsunuz ki sanki eş dost akraba toplanmış bir evde “Ya Serhat hele şu Hızır’ı anlatsana bize biraz” demişler size ve siz de başlamışsınız anlatmaya:))))))E tabi dost sohbeti olunca arada bir birileri bir şey der insanın kafası karışır,sahi ya ne diyordum ben en son ne söylemiştim der:)))))Unutur da başa döner hani:))))Birileri de ya Serhat abi en son ACAYİP İŞLER diyordun der:))))Bir diğeri “Ama Serhat abi sen konuşmaya başladığından beri zaten en az belki bin kere “acayip” kelimesini kullanmıştın” der:)))))
Hele hele “Yeni Bir Şans” kitabınız bence tam bir FACİA:)))))Ne o öyle sakın onun bir roman olduğunu iddia etmeyin de kalbime inmesin bakın:))))Hikaye desen değiiiiillll,araştırma-inceleme yazısı desen değiiillll:)))))Sahi yaaa o kitabınızın türü ne:))))))Ne maksatla yazdınız o kitabı gerçekten çok merak ettim bakın bir edebiyat öğretmeni olarak.Yoksa yeni bir tür mü yaratmaya çalıştınız:))))))Hani olur ya Hızır ile pek içli dışlısınız ya belki Hızır size zamanın ilerisinden yeni bir tür öğretmiştir de bizim haberimiz yoktur,belki 100 yıl sonra ortaya çıkacak yeni yazın türü falandır olamaz mı:))))))))))))))))))))))))))
Uzun lafın kısasııııı sevgili Serhat Ahmet Tan başta dediğim gibi hoşluk yakışıklılık sempati ve yazılan konuların ilginçliği yetmeeeezzzzzz lütfen azıcık yazarlık eğitimi alın.Bunu okuyucularınıza bir saygı olarak görün lütfen.”Ya kitaplar satıyor mu satıyor” demeyin lütfen.Bakın olmadı sizinle iletişime geçelim siz anlatın bana ben yazayım olur mu söz para falan da istemem sizin sempatiniz ve yakışıklılığınız yeter bana:))))))))Kimseye de söylemem bunu,okuyucularınız da rahat bir nefes almış olurlar olmaz mı ne derseniz:))))Selamlar sevgiler…
zamanda makineyle veya teknoloji ile yolculuk kesinlikle mümkün değil olamaz..bu imtihana ters düşer..insan zamanda bedeniyle yolculuk yapamaz..zamanı ancak ruh aşar zamanda ruh yolculuk edebilir oda rüyada izin verilirse..herşey yüce Allahın kontrolündedir insanlar başıboşlarmıki zamanda geriye gidebilecekler..
Katıldığınız bir programda Muştak baba, “Amed’de kardeşlik yeniden kurulacak” demiştiniz diye hatırlıyorum. Hafta sonunda Kuzey Iraklılarla yapılacak buluşma ile ilgili bir değerlendirmeniz var mı?
Es-selamun aleykum muhterem hocam
Ahit sandığı mevzuunda birkaç videonuzu izledim ,ahit sandığı adı altında bir sayfa açmadığınız için yorumu buraya atıyorum ,inşaAllah içinden istifadeleriniz olur
Atlantisliler bizi geliştirirken hem bilim hem de din yoluyla bilgi verdiklerini söylemiştim. Kutsal kitaplardan Tevrat’ta bize epey ilginç bilgilerin verildiğini görmüştük. Atlantislilerin Musevilerle uğraştığını Tevrat’tan takip etmiştik. Fakat her an onlarla beraber olamamıştır. Onun için Yahudilerle her an iletişim içinde olabilmek için onlara bir telsiz (Ahit sandığı) vermiştir. Verilecek telsizin çok uzun süre pillerinin dayanması gerekir. Oysa en iyi şartlarda elimizdeki piller bir kaç ay dayanabilirler. Sürekli onlara pil götürmek yerine onlara küçük bir atom reaktörü olacak bir cihaz vermek daha uygun olacaktır. Atlantislilerin soğuk vizyon reaktörünü yapmış oldukları gözüküyor. Sanırım bizde önümüzdeki yıllarda başaracak olduğumuz bir gelişme olacaktır. Böylece çok uzun yıllar dayanabilecek bir pilimiz olmuş olacaktır. Bu durumun Atlantisliler tarafından da böyle uygulandığı Tevrat’ta gözükmektedir. Olayı anlayabilmek için Ahit sandığının özelliklerini incelemek gerekir.
1.Sa.5: 8 Bunun üzerine ulaklar gönderip bütün Filist beylerini çağırttılar ve “İsrail Tanrısı’nın Sandığı’nı ne yapalım?” diye sordular. Filist beyleri, “İsrail Tanrısı’nın Sandığı Gat’a götürülsün” dediler. Böylece İsrail Tanrısı’nın Sandığı’nı Gat’a götürdüler.
1.Sa.5: 9 Ama sandık oraya götürüldükten sonra, RAB o kenti de cezalandırdı. Kenti çok büyük bir korku sardı. RAB kent halkını, büyük küçük herkesi urlarla cezalandırdı.
Ahit sandığı radyasyon saçmaktadır. İsrail dışına çıkarılan sandığın nasıl kullanılacağı bilinmediğinden herkeste radyasyon etkisi olan tümörler oluştu.
1.Sa.6: 19 RAB’bin Antlaşma Sandığı’nın içine baktıkları için, RAB Beytşemeşliler’den bazılarını cezalandırıp yetmiş kişiyi yok etti. Halk RAB’bin başlarına getirdiği bu büyük yıkımdan dolayı yas tuttu.
Ahit Sandığı kurallara uyup yanaşılmadığında öldürücüdür. Her önüne gelen sandığa yanaşamaz hele sandığın koruyucularını kaldırıp bakanlar sadece kanser olmadı çok kısa zamanda öldüler.
1.Ta.13: 9 Kidon’un harman yerine vardıklarında öküzler tökezledi. Bu nedenle Uzza elini uzatıp sandığı tuttu.
1.Ta.13: 10 RAB sandığa elini uzatan Uzza’ya öfkelenerek onu yere çaldı. Uzza orada, Tanrı’nın önünde öldü.
1.Ta.13: 11 Davut, RAB’bin Uzza’yı cezalandırmasına öfkelendi. O günden bu yana oraya Peres-Uzza denilir.
Ahit sandığına yanlışlıkla bile tutulamaz. Çünkü çarpıyor. Bu ayetlerde Ahit sandığının yüksek voltaj ürettiği görülmektedir. Bu özelliği yüzünden taşınmasının nasıl olacağı insanlara anlatılmıştır. Fakat yanlışlık sonucu bu voltaja kapılan Uzza oracıkta öldü.
Lev.16: 13 Orada, RAB’bin huzurunda buhuru korların üzerine koyacak; buhurun dumanı Levha Sandığı’nın üzerindeki Bağışlanma Kapağı’nı kaplayacak. Öyle ki, Harun ölmesin.
Ahit sandığı insanları öldürmesin diye yalıtılıyor. Uzza’yı öldüren voltaj Harun’u da öldürmesin diye sandığa bir koruma yapıldığı anlaşılmaktadır.
Lev.16: 23 “Sonra Harun Buluşma Çadırı’na girecek. En Kutsal Yer’e girerken giydiği keten giysileri çıkarıp orada bırakacak.
Lev.16: 24 Kutsal bir yerde yıkanıp kendi giysilerini giyecek. Sonra çıkıp kendisi ve halk için getirilen yakmalık sunuları sunacak, kendisinin ve halkın günahlarını bağışlatacak.
Daha önce voltaj için bir koruma yapılmıştı. Şimdi ise radyasyonun etkilerini azaltmak için çözüm oluşturuldu. Ahit sandığının yanına girip çıkmak için özel elbiseler ve radyasyondan kurtulmak için yıkanmak gerektiği anlatılmaktadır.
Mısırdan Çıkış 25: VE RAB Musa’ya söyleyip dedi: Ve seninle orada buluşacağım, ve İsrail oğulları için sana emredeceğim bütün şeyler hakkında kefaret örtüsü üzerinden, şehadet sandığı üstündeki iki kerubi arasından, seninle söyleşeceğim.
Görüldüğü gibi Ahit sandığı telsiz olarak bile kullanılabilmektedir. Ayette RAB, Musa ile bu araç sayesinde söyleşecektir. Bence bu aracın yapılmasının asıl amacı budur. Rab sürekli Musa ile irtibat kurmak istemektedir. Çünkü her şeyi bilmesi gerekmektedir
1.Sa.5: 8 ayetini biraz daha açmak istiyorum. Ahit sandığı bir dönem Yahudilerin elinden alındı. Fakat sandığı alanlar onu nasıl kullanacaklarını bilmediğinden etkilenmişlerdir. Görüldüğü gibi soğuk vizyon olduğunu sandığım sistem radyasyon saçmaktadır. Yahve ahit sandığına yaklaşmak için Levilileri eğitmiştir. Onların haricinde olanlar radyasyondan ya da üretilen elektrikten etkilenmektedir. Ahit sandığına ancak özel şartlarla yaklaşılmalı ve dikkatli olunmalıdır. Belki de Yahudilerin ya da Levililerin genleri ile farklı şekilde uğraşılarak radyasyondan diğer insanlar kadar etkilenmemesi sağlanmış olabilir. Bu ayetlerden anlaşılacağı gibi tüm Gat halkı etkilenmiştir ama Yahudilerin radyasyondan etkilenmediği görülmektedir. Gat halkında çeşitli urlar oluştu ve bu durumu Yahve’ye atfettiler ve sandığı tekrar eski sahiplerine gönderdiler. Fakat sandığı merak yüzünden ziyaret edenlerde bu durum görülmüş olabilir. Yani uzaktakileri etkilemiş olması az bir ihtimaldir. Sanırım bu ahit sandığını nasıl yapacağımızı kütüphanelerde bulacağımız belgelerden öğreneceğiz. Yada eskisini bulup tamir edeceğiz. Büyük bir ihtimalle kaybolan Ahit sandığı Mısır’daki arşivler piramidine konulmuştur. Bu işi de Süleyman peygamber yapmış olmalıdır. Bu konuyu inceleyen Eric Von Daniken Ahit sandığını Süleyman peygamberin Oğlu Menelik’e verdiğini ve ondan sonra bir daha izine rastlanmadığını söyler.
Bana göre Menelik Ahit sandığını Mısır’a götürüp arşivler piramidine koymuştur.firavunun lahitinin olduğu odada da kullanılıyor olabilir buda muhtemel mısır hiyerogliflerinde esrarengiz öizimler esrarengiz varlıklarla yapılan antlaşmalar ve ellerinde ışık saçam aletler kullandıkları ve tüm mısırın elektiriğini bu şekilde karşıladıkları ve kablosuz bir teknolojinin kullanıldığıda söz konusu ,şimdi burda ilginç olan bağlantıyı nasıl kurmamız gerektiği ,musa acaba bu sandığı mı kaçırıyordu firavundan kaçarken denizi yaran bu aletmiydi ,araştırmalarda firavunun oğlunun ölümü üzerine firavunun takip ettiği konusunda bir varsayım var ama ,bu varsayımda tevratta geçen kişi firavunun oğlu olabilir kafa tası kemiklerinin incelenmesindeki ölüm şeklindeki varsayımlar bunun olabilitesini sükseltiyor ,şöle bir senaro çizersek musanın elinden firavun bu teknolojiyi bir müddetliğine aldı ve sonra musa bu teknolojiyi tekrardab firavunun elinden aldı alırken orada firavunun oğluda öldü ve firavun sandığın peşine düştü ,mısır halkının anlatımlarındanda görüldüğü üzere firavun bir tanrı gibi davranmaktadır ve olağan üstü şeler yaparak halka ben sizin tanrınızım demiştir ve bu ancak bu alet ile muhtemel olabiliteside yüksektir ,denizi geçtikten sonrasında ,musaya gideceği yer ve onu saklaacağı erde bildirilmiş ayetlerden anlaşılacağı üzere kutsal tuva vadisine işaret vardır ,ve bu vadininde ülkemizde bulunan nemrut dağı etekleri civarıdır ,sandığı oraya gömmüşlerdir ,sandığın şuan nemrut dağındaki hüüğün antında olma olasılığıçok yüksek ,keza peygamberimiz miraca yükselirken bu konu hakkında saki bir detay vermiştir,o alet her ne ise musa onun nasıl durdurulabileceğinide biliyor olması gerekir ki bu radyason eğer durdurulmasa idi sandığın eri şuanki teknolojiyle gayet rahat bulunabilecekti, Fakat başka bir iddia da Etiyopya’da bir tapınakta olduğudur.
hocam ahit sandığının içinde herne var ise o çok büüyük bir teknolojiye sahip ,yani sadece musaya ait sekine var oydu buydu o çıkacak herkes inanacak falan filan diyorlarda ,bunların dertleri ne inanç nede bi ispat sadece o gücü ele geçirmek
Allahu ağlem kilitleri açan ve belli bir vakte kadar saklayana and olsun ki o asla emanetini ehli olmayana vermeyecektir
hocam bir başka konu da şu kabalacıların herere diktikleri dikili taşlarla yaptıkları büyülere birazda onlara eğilin mümkün ise çünki sizler kitlelere hitap eden ve ulaşan anahtarlarsınız
selam ve dua ile….
herkez kaderin önüne geçilemez diyor. allah sıze bır görev veripte sen bunu yaşayacaksın dememiş. herşey yaşanır biter ama allah ne yaşanacağını zaten biliyor. bu yüzden hayatı şekillendirmek bizim elimizde.unutmayın hepimizin içinde allahtan bir parça var.senin anlına bu yazılmış bunu yaşayacaksın gibi bir yaklaşım yok ve olamaz. olsaydı eğer bu bır sınav olamazdı.. biz şu an islamdan çok örf ve adeti yaşıyoruz. sünnet olmayana gavur dememiz gibi halbuki sünnet olmak zorunda değil hiçbirerkek sağlık sorunu olursa olabilir. unutmayın allah isteseydi bizi sunnetli yaratırdı sonucta bedene şekil veren o değilmidir. kusurlumu yarattı biziki bız bunu duzeltmeye kalkıyoruz. çok açık ve net bız örf adeti yaşıyoruz.
10 yıla yakın mehdi ile ilgili bilimsel niteliği olan yani sağlaması yapılabilinir hadis ve diğer her türlü kaynağı araştıran biri olarak hz mehdi nin 2019 yılında ortaya çıkabileceğini düşünüyorum, serhat Ahmet tan en son katıldığı programların birinde MÜŞTAK BABA metinlerinde bile MÜŞTAK BABA açık açık bunun tarihi yoktur şeklinde daha önceki MÜŞTAK BABA anlatımlarında daha sade ve net bir dille bunu ifade etmişti, ama işte topla çıkart böl işlemleriyle gene burada bir tarih var deniliyor ama asıl olan ve ulaşıla bilinir tek tarih 2019 ( 1440 ) tarihi dir ! tabi bazı çekincelerle gene bu MÜŞTAK BABA 2012 kehaneti şeklinde yanlış yorumlanan bir tarih anlamıyla gene yanlış yorumladık 2019 da çıkmaz diyerekten bundan 50 veya 100 sene sonrasına tarih vermek pekte hoş sayılmaz bir durum ! gündemin gerçekleriyle 2019 yılı dünya için yeni bir başlangıç dönemi olma olasılığı baya gerçekçi
mehdi dönemi 2019 a denk geliyor
2030 larda bariz bir felaket varsa o zaman neden uğraşıyoruz ki zaten müştak baba görmüş olan olmuş Türkiye dağılmış ise ne yapabiliriz ki. Kader de farklı bir yolu seçsek o zaman müştak babanın önceden belirlenmiş olarak gördüğü ve yazdığı şeyleri nereye koyacağız. Demem oki eğer birisi gelecekte yaşananları görüp önceden haber verebiliyorsa o zaman sizin bahsettiğiniz önümüze konulan farklı kader seçenekleri var tezi yanar. Çünki müştak babaya göre olay yaşanmış bitmiş. Seçeneklerinde aslında önceden belirlenmiş olduğu ortaya çıkmazmı… Saygılar
İslam Alimleri ve Allah dostları evliya nurdur temizdir. 1400 yıldır yazılı el yazması ve gerçek aktarımlarda evliyadan sadr olan Allah’ın izniyle olan harikulade (ğariku alalade) işlere KERAMET denir. Keramet nur ehlininden temizden Allahın rızasına uygun halde olandan sadr olandır Keramet. Nostradamus vs gibi ehli iman olmayan büyü ile uğraşan rahip papaz keşiş vs ise iman olmadığından günah iş Allah nezdinde pis oldupundan KEHANETTİR. sen çok kçtü birisin bir nuru izah etmeye çalılırken böyle bir muazzam ayrımı yapamayacak kadar cahil ve bu işi gençlerin dimağında alenileştirecek bedbahtlık mukadderatta sana nasip olmuş. Düzeltmesde yapmamışsın bunca zaman. Bu iş senin işin değil. Bu ve bunun gibi birçok eser mevcut olup hepsinin hakiki ehlince doğru anlaşımı yağılmıştır. Para kazan ama kültürü bozma. Ruhları incitme. KERAMET BİZİM KEHANET SENİN OLSUN.