Yazılarımı okuyan arkadaşlardan bazılarında, anlaşılması aslında basit olan HIZIR konusunda fikir kargaşası izleri algıladım. Hızır’ın yaptığı olağanüstü işleri bir kulun yapamayacağını düşünerek ona Tanrısal bir rol biçme yoluna savruluyorlar.
Bu aslında yeni bir şey değil. Hızır da sadece İslâm’a ait bir karakter de değil. Geçmiş kadim uygarlıklarda izini sürdüğümüzde, Hızır’ın Tanrı gibi algılanmasına çok sık rastlıyoruz. Anadolu’daki birçok Hızır makamının antik devirde tabiat tanrılarına adanmış tapınaklar olduğunu görüyoruz. Bugün içinde veya etrafında Hızır makamı bulunan birçok caminin Bizans döneminde kilise, ondan önce ise tapınak olduğu biliniyor.
Kuran-ı Kerim’de işin doğrusu hem Hızır’ın hem de Zülkarneyn’in ağzından anlatılıyor. Allah’ın kapsayıp kuşattığı, yarattığı sistem içinde yapılan olağanüstü denilebilecek işler, sistemin izin verdiği ölçüler içinde gerçekleşebiliyor.
Bir konuyu anlayabilmek için, biraz uçuk da olsa bir model oluşturulabilir. Model sorularınıza cevap verdiği ölçüde geçerlidir. Tıkanırsa terk edilir. Ben de böyle yapıyorum. Herhangi bir konuyu derinlemesine anlayabilmek için çeşitli modeller oluşturuyorum. Bana yardımcı oluyorlar. Taraflı davrandığımda yanlış ve yetersiz olsa da modelimi savunmak istediğimi fark ettim. Tarafsız olunca ise, hatalı modeli terk etmem gerektiğini anladım. Bu sebeple, araştırmalarımın hepsine içlerinde bir miktar hata payı bulunduğu düşünülerek yaklaşılmalıdır. Mükemmel bir şeyin ancak Allah tarafından ortaya konulabileceğini biliyorum.
İnançlar aslında çok geniş kapsamlı kabul edilmiş kavramlardır. Onlar bütünlükleri içinde hayatın karşımıza çıkardığı sorulara cevap verirler, bize doğru ve yanlışı gösterirler. Çok sıkı kodlanmış oldukları için, bizi aynı zamanda hem dünyada, hem de ahirette yargılarlar. Aslında onlar Allah’ın bize lütuflarıdır, bize yardımcı olurlar. Genlerimiz vasıtasıyla onları atalarımızdan alıp geliştiririz.
Bir konuyu anlayabilmek için inancımıza aykırı görünen bir model oluşturup, modelin işleyip işleyemediğine bakmak ile, o modele angaje olup taraflı hale gelmek farklı şeylerdir.
Diyelim ki inancınıza ters olan ama sorduğunuz soruları cevaplayabilen bir modeliniz olsun. Ne kadar ikna edici olsa bile, inancınızdaki bilgileri o modele güvenerek terk edemezsiniz. Hatta daha ileriye gideyim; model mükemmel olsun, inancınızın yanlış olduğunuza sizi kesinlikle ikna etsin, yine de din değiştiremezsiniz.
Bir bilginin DNA haline gelebilmesini bilimadamları en az yedi nesil boyunca kaydedilmiş olmasıyla açıklıyorlar. RNA’lar yedi nesil boyunca kaydedilince, DNA olarak aktarılıyor, bize ulaşıyorlar. Kayıtlı bir DNA’yı iptal etmek istiyorsanız, onu yeni bir DNA ile değiştirmeniz gerekir. Bu işin en az yedi nesil, aynı titizlikle çaba gerektireceğini anlıyorsunuz değil mi? Bu sebeple peygamberler, eskisinin yerine getirdikleri yeni kayıtları özel bir sistem oluşturarak değiştiriyorlar. Bireysel gayretin ise uzun yıllara yayılması ve yeni gelen kodlamanın eskisinden daha mükemmel bulunması gerekiyor.
“Ben yanlışlarımı gördüm” diyerek, bireysel bir çabayla kimse dinini değiştiremeyeceği gibi, yeni kayıtlarıyla kendisini hem dünyada hem de ahirette yargılanmaktan uzak tutamaz, huzuru bulamaz.
Başkasının elindekini çalmak eski sistemde suç ise, ancak ve ancak size çok sağlam argümanlarla gelen yeni dininizde hırsızlık meşru hale getirilmiş ise ve içinde bulunduğunuz toplumun çoğunluktaki fertleri bunu onaylamış ise siz artık başkasının malını alabilirsiniz. Yoksa “ben yeni bir anlayışa ulaştım ve aydınlandım, bunu da uygularım” derseniz, kanunlar buna izin verse bile, kendi kayıtlarınız sizi yargılar ve cezalanırsınız. Hem dünyada hem ahirette azap görürsünüz. Kayıtlı Kuantum sistemini kandıramaz, eski kaydınızı yedi nesil geçmeden bireysel olarak değiştiremezsiniz. Peygamberler bunu sadece tek bir nesil içinde başarabilen özel insanlar olarak tarihe geçmişlerdir. Hızır Kuran-ı Kerim’de kul olarak anlatıldığı halde onu tanrılaştıramayız. Doğrusunu anlamaya çalışmalı, modelimizi revize etmeliyiz.
Kitapları indiren kaynak Allah’tır. Eğer bir kul, böyle bir kitabı çok ileri bir teknolojiyle yapabilir ve belki de böyle olmuştur denilecek olursa, bu yargı içinde bulunduğumuz inanç sistemine aykırı bir şey olacağı için, bizi farkında olmasak da rahatsız eder. Buna taraf olursak cezayı da hak ederiz.
Bilinçaltı hiçbir şekilde aldatılamaz. İndirilmiş kitapların başka bir kaynağı olabileceği düşüncesine destek olabilecek bir delil olmadığı için böyle bir düşünceyi modellemek bile doğru değildir. Desteği olmayan model hemen çöker. Bilinçaltımızda kayıtlı bulunan İslam inancına aykırı olduğunu bile bile, böyle bir inanca kendimizi zorlarsak, engellenemez rahatsızlıklar dizisi yaşarız. Bilinçaltı kayıtlarımız bizi normal platforma çekeceği için onunla devamlı kavga etmemiz gerekecektir. Bir türlü ikna edemeyiz. Bu durum baştan kaybedilmiş bir savaş gibidir.
Birkaç tane gizemi keşfedince aydınladım diyerek din değiştirme hevesine kapılacak arkadaşlara tavsiyem şudur: “Kendi kendinize boşuna savaşmayın, bu savaşı kazanmanıza imkân yok.”
Yeni keşiflerinizin yüzde yüz doğru, eski inançlarınızın yanlış olduğunu bilseniz bile dininizi değiştiremezsiniz. Çünkü kayıtlı sistem, sizin henüz aklınıza gelmeyen soruyu yeni modelinizi sorup cevap alamamış ve ikna olmamıştır. Peygamber olmadığınız için, eski sistemi bütünüyle kapsayacak yeni ve daha mükemmel bir model ortaya koyamayacağınız açıktır.
Öyleyse boşuna uğraşıyorsunuz. Yeni bir şeyler aramanıza hiç gerek yok. Sadece sizin olanı üst bilincinize yeniden öğretin.
Biraz felsefi oldu ama, bilmem KUANTUM’u anlayıp anlatabilmiş oldum mu?
Serhat abi, anlattığınız herşeyi anladım fakat model olarak verdiğiniz din değiştirmeye yani bir nevi fikir değiştirmede 7 nesil geçmeli diyorsunuz. Fakat günümüzde din değiştiren fikir değiştiren ve hatta hristiyanken müslüman olup sanki önceden müslümanmış gibi yaşayanlar var. Bunlar istisna olarak mı yoksa modeli çürüten nokta olarak mı algılamalıyız. Tabiki herşey Allahın hidayetindendir fakat bu noktada biraz kafam karıştı
Ömer kardeşim eğer daha sonra gelmiş olanı geriye dönük olarak değiştirmek istersen bu imkansıza yakın zordur sistem rahatsız eder ama mesela önce gelmiş olanı daha mükemmeliyle değiştirmek istersen zaten olması gerekeni yaparsın ve hiç zahmetsizce olur sistem zaten seni buna zorlar kuantum dediğimiz bilinçaltı bize devamlı sorular sorar ve cevap ister doğru cevabı veren yeni bir tasarım varsa hemen daha kapsayıcı olana geçmek ister bu sebeple islam gelip tamamlanınca diğerlerinin hükmü geçersiz hale geldi islama kolaylıkla ve zahmetsizce geçilebilmesine rağmen tersi hem dünyada sıkıntı verir hemde ahirette bizi yargılar
bu 7 yıl olayı hristiyanlıkta ciddi olarak yer alır.her nekadar başka bir dine inanırken din değiştirip hıristiyan olsanız bile,papaz efendiler yüzünüze güler ve isa seni korusun kutsasın vs vs sözlerle bir nevi hoşgeldin derler.ama aslında bazılarına göre 7.nesilden sonra bazılarına görede 3.nesilden sonra gerçek bir hıristiyan olabilirsin.ozamana kadar sadece eşikte bekleyen birisisin.bu,bilginin 7 yılda dna’laşmış olması, hali sanırım çok eski zamanlardada bilinen bir bilgi olsa gerek ki,zamanla bunu hıristiyanlığın içinede bu şekilde sokmuş birileri.
Hızır’ı anlamanıza yardımcı olmak için nacizane tavsiyem; kırklardan Op.Dr.Münir Derman’ın yazılarını okumanızdır. İnternette Hızır ve Münir Derman diye ararsanız pek çok yazısına ulaşabilirsiniz. Hoca, Hızır’la olan bir karşılaşmasını da anlatmaktadır yazılardan birinde.
Sevan kardeşim anayasa gibi düşün kanunların hepsinde uygunluk aranır değilmi bizde onlara tabi oluruz kişisel bir anayasa ama aynı zamanda kainatta karşımıza çıkabilecek her şeye yorum getirebilme gücüne sahip işte böyle bir sistem bizi yönetiyor değiştirilebilmesi kişisel olarak çok zor
Hızır yüksek teknoloji ile gelecekten gelen zaman yolcusu ise gelecekte hakim olan iradenin bir departmanı olması gerekir.Şimdiki özel tim gibi.
Yani birden çok zaman yolcusu olabilir.
Bunlar aynı anda aynı zamana ama farklı mekanlara gidebilirler.
Farklı zamanlara birden fazla zaman yolcusu olarakta gidebilirler.
Hızır bir kişimidir?
bir misyon olduğu için çok kişi olması gerekir çünki ZÜLKARNEYN lider vasıflarıyla anlatılıyor işlerin uygulanabilmesi içinse çok kişiye hiç ihtiyaç olmadığını düşünüyorum mesela bize gelse ona soru sorsak ve cevabını bilmese gider kendi zamanına öğrenir sonra çoluğu çocuğuyla vakit geçirir bakar yıllar geçmiş hemen ayarlar zaman makinesini aynı saniyeye bize cevabı söylediğinde biz onun yanımızdan hiç ayrılmamış olduğunu düşünürüz böylelikle tek kişi bile olsa her keze ve her zamana rahatlıkla yetişebilir kaç kişi olduğundan çok ne yaptığı önemlidir o veya onlar insanoğlunun PARADOXa düşerek kendi kendisini yoketmesini önlemeye çalışıyorlar çünki insanlığı birbirine kırdırabilmek üzere ayrıca plan yapan bir başka olumsuz misyon var ZULKARNEYNe MEKKENE verildiğinin söylenmesi onun dünyaya dışarıdan gelip yerleşen ve tüm zaman kesitlerine egemen olan bir dünyalı olduğunu anlatıyor . şimdi gelecekte birisi kızsa gitse hz. NUHu öldürse bütün insanlık macerası silinip yok olur bu paradoxtur insanlık intihar etmiş olur fakat ZULKARNEYN bu paradoxa dahil olmadığı için tek o yokedilemez gider paradoxu çözer insanlık hiçbir şey yaşanmamış gibi devam eder bu sebeple onon lideri olduğu olumlu misyon hem yenilemez hemde bütün zaman kesitlerine hakimdir işte HIZIR ZÜLKARNEYN böyle bir misyonu gerçekleştiriyor
Sayın Serhat Ahmet Bey,
Tabiri caizse sizi yeni keşfettim. Henüz kitaplarınızı okumadım ancak makalelerinizi ve video paylaşım sitelerinden de çıktığınız bir çok televizyon programını izledim.
Ben bu konulara çok meraklıyım ve Ahmet Maranki, Mehmet Ali Bulut, Hakan Yılmaz Çebi, Hamza Yardımcıoğlu gibi (daha liste uzun..) metafizik ve sırlar ile ilgili bir çok yazarı takip ediyorum. İslami literatürü de hep okurum, hem geçmiş hem yakın geçmiş hem de günümüz çeşitli alimlerin kitaplarını okumaya gayret ederim.Uzattım farkındayım ancak size bazı eleştirilerim olucak, eleştirilerim temelsiz olarak düşünülmesin diye uzun bir giriş yaptım.
Hızır Aleyhisselam ve Zülkarneyn ile ilgili düşüncelerinize çok katılmıyorum. Yukarıdaki yazınızda bahsettiğiniz gibi DNA’larım buna izin vermiyor. En başta karşı çıktığım husus geçmiş zamana gidilerek müdahale edilebilmesi olayı. Yani bir nevi “Back to the future” olayı veya “Terminatör” serisindeki olay. Bu, temel islami inanç ile çelişiyor bence. Biz ne kadar ileri teknolojiye ulaşsak bile zaman içersinde yolculuk yapıp geçmişe veya geleceğe gidip yaşayamayız. Belki geçmiş veya gelecek olayları görebiliriz, özellikle de geçmiş olayları teknoloji vasıtasıyla görebiliriz ancak müdahale etme, tekrar yaşama olayına itirazım var. Yoksa imtihan sırrı ortadan kalkar. Kur’an-ı Kerim’de benim anladığım ve anlatılan, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselamın hayatından anladığım ve anlatılan bu dünyaya bir kere geleceğimiz,bir kere şansımızın olduğu ve yaptığımız şeylerden ötürü hesaba çekileceğimizdir. “TEVBE” diye çok büyük bir kapı var, hatta Tevbe biz kullardan özellikle istenen bir kulluk vazifesi,bununla ilgili ayetler ve hadisler var,hepsini uzun uzadıya buraya yazmak zor olur. Biz hata yapmayan bir topluluk olsak, Allah bizim yerimize hata yapan ve sonra tevbe eden topluluklar getirir anlamında hadis mevcut. Bu itirazım burada dursun. Öte taraftan yazılarınızın genelinden çıkan sonuç şu (kabaca bir sonuç,lütfen yanlış anlamayın tabiki bir çok konu var anlattığınız): Gelecekte Zülkarneyn/Hızır Aleyhisselam ve Deccal/Şeytan arasındaki mücadelede hangi tarafın baskın olacağı ile ilgili bir mücadele var. Yani filmin ana konusu Zülkarneyn ile kötülük, sonuçtan sebebe gelirsek (not:sonuçtan sebebe gelmemizi siz söylüyorsunuz bazı videolarda…) Oysa bence ve anladığım İslami düşüncede filmin ana konusu Peygamber Efendimiz S.A.S.’dir. Hatta film onun için çekilmiştir. Yani ilk yaratılan Efendimizin Nur’udur.Alemler onun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır. Zülkarneyn ise Efendimiz S.A.S. yanında ancak sahabe seviyesine çıkabilir. Hızır Aleyhisselam ise Allah’ın ilim verdiği, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Mektubat Eserinde 1.Mektup’ta bahsettiği, ikinci tabaka-i hayatta yaşayan ( yani: bir derece serbesttir. Yani, bir vakitte pek çok yerlerde bulunabilirler. Bizim gibi beşeriyet levazımatıyla daimî mukayyet değillerdir. Bazan, istedikleri vakit bizim gibi yerler, içerler; fakat bizim gibi mecbur değillerdir.MEKTUBAT,1.Mektup) bir zattır. Ya peygamber ya da evliya bir zat. Zamanımızda da geçmiş zamanda da bir çok nurani zat, evliya ve veliler bast-ı zaman tayy-i mekan kerametleri göstermiş ve buna bir çok kişi şahid olmuştur. Yani illa da teknolojik alet kullanmaya sebep duymamışlar, bedeni zevkleri dizginleyip ruhlarını Allah yolunda yükseltmeye gayret etmişler ve cismaniyetten sıyrıldıkları ölçüde fizik ile cismaniyet ile mukayyet olmaktan kurtulmuşlar. Hatta ve hatta bilirsiniz uzak doğuda bazı ruhbanlar bile cismaniyetten kurtuldukları ölçüde ruhlarını güçlendirerek bazı metafizik olağan üstü olayları gerçekleştirebilmektedirler. Yani diyeceğim şu illa bir zaman makinası, illa bir teknolojik vasıta olmasına gerek yok bu tarz hadisat için. Keza benim anladığım Hızır Aleyhisselam da zaten böyle bir şahıs.
Saygılar
değerlikardeşim beni üst tarafta eleştirdiğinher şeyi alt tarafta kendin anlatıyorsun ben anlamadım eleştiriyormusun destekliyormusun mesela zamanda yolculuk olursa imtihan sırrı ortadan kalkar diyorsun altta ise tayyi mekan vardır diyorsun zamanda yolculuk kavramınınosmanlıca karşılığıdeğilmi tayyi mekan kehfayetleri bu işiyapanları KULolarak anıyor senin iddianagöre sorumlu olan ve sorumlu olmayan kullar var demektir iştebu islam inancıyla ters düşer bu konuda ilk kez kafasıkarışan sen değilsin üzülmeislam alimleri bukonuyuçok tartışmışlar hızırın ayrı musanın ayrı şeriatleri nasıl olur diyerek konunun anlaşılabilmesi için zaten buranın anlaşılabilmesi cok önemlisana teşekkür ederim çok uzun ama şunu söyleyelim musa itiraz ediyor nasıl olur masum bir çocuğuöldürürsün diyor bu suçtur bana böyle bilgigeldi diyor hızır cevap veriyor o çocuk şaki yani eşkiyaolmuştu olacaktı demiyor oymuştu diyor yani olay gerçek olarak gelecekte yaşanıyordu bunun üzerine öldürdüm diyor çelişen hiçbirşey yok bir insanıngelecekte olumsuzluk içinde olupetkili olduğunu kesin biliyorsanız geçmişte ona müdahale edilebilir ama bunu sadece görevligelecek misyonu yapabilir çünki sadece onlar gelecekte yaşananların olumlu veya olumsuz sonuçlarını izleyebiliyorlar bu misyonun üyelerininde bizler gibi sorumlu olduklarını ve bizler gibi ortalama 100yılyaşayabilen insanlar olduklarını ayetler KUL diyerek belirtiyorlar onlarda bizim bağlı olduğumuz sisiteme bağlılar sadece gelecekte oldukları için ayrıca ileri teknolojileri bulunduğu için tanrısal görünüyorlar hiç ölmezmiş gibi algılanıyorlar teknolojiolmaksızın bu işlerin yapılabilir olduğunu söylemek aslında imtihan sırrını ortadan kaldırmazmı uzak doğuda veya başka yerlerde geçmişkültürlerde olağanüstü görünen işlerin bireyselolarak yapılabildiğinin kitaplara geçmişolmasını ise ancak gelecekten geçmişe transfer edilip efsaneleşen bilgiler olarak anlıyabiliriz bizim çözmeye uğraştığımız müştak baba divanı da böyledir bilgi geleceğe aittir fakat içine konulduğuzarf eskiye aittir
Sayın Serhat Ahmet Bey,
Kusura bakmayın kendimi tam ifade edemedim. Keşke yüzyüze gelme imkanı olsa da bu daracık yazma imkanı dışında gürül gürül konuşabilseydik..
Saygılar
slm.serhat bey.anlamadığım bir konu var.bir müslüman din değiştirip,hıristiyan olduğunda kuantum kanuna göre mutlu olamıyor.peki hıristiyan bir aileden gelen hıristiyan bir insanda müslüman olmadımı mutlu olabiliyormu.tşk.
hristıyan olanlara daha mükemmel olan islam a ait bilgiler ulaşmış ise eski sistemiyle devam etse bile rahatsız olup arayışları ve cevpsızlıkları onu devamlı şekilde zorlıyacağı için tam tatmini daha kapsamlı olana geçmeden elde edemez doaha kapsayıcı olan islam onu yaptığıhataların doğruları konusundadevamlı uyaracağıiçin o kişibilinçli olarak bunlara görmezlikten gelerek karşılık verir bu durum dünyada rahatsızlık ahirette yargılanmayasebep olur çünki bilinçaltı kesinlikle hiçbirşeyi atlamaz gözünden kaçırmaz allahın bizi korumak üzere oluşturduğu mükemmelbir sistemdir
mehdi ile ilgili olarak verilen bilgilerin odak noktasında gelecekte hristiyan inanlılarının müslümanlaşarak dinlerinin islama göre sapma gösteren bölümlerini onararak ittifak oluşturacakları şeklindedir şartların şimdi onları zorlamaması sebebiyle eski sistemde devam ediyor olabilirler ama öyle şartlar oluşacakki inanç sistemlerinin ruhban yapısının yanlışlarını görerek arayışa girecekler. benim kuranı kerimden bulduğum papalığın sonu ile ilgili tarihler bir aziz sayılan MALAKİnin papalık kehanetiyle örtüşüyor buna göre 2015veya 2016da avrupa birliğinde baş gösteren dağılma eğilimi mevcut papanın ölümüyle birleşince fransızlar ile almanlar ve almanları destekleyen ispanyollar ayrışıyorlar bunun üzerine italyanlar 2021 yılına kadar papanın seçilememesini bahane ederek PETER isimli bir din adamını papa olarak seçiyorlar bu gelişme üzerine papalık kurumsal olarak dağılıyor peter 2030 yılına kadar resmi olmayan papa olarak görevde kalıyor daha sonra sorgulama giderek hristiyanlığın temellerine yöneliyor aradan 120 yıl geçinceye kadar yani mehdi zamanına kadar süren tartışmalar giderek islami eğilimlerin güçlenmesiyle sona eriyor mehdi ile hz. isa nın ittifakı gerçekleştiğinde artık bildiğimiz hrıstiyanlıktan söz edilemez oluyor bütün bu değişim sürecinde imp. haline ulaşmış bulunan israil in hrıstiyanlık alemine karşı aldatıcı ve hasmane tutumu itici bir güç oluşturuyor günümüzde bunları söylemek hrıstiyanlıkkarşıtı bir propaganda gibi algılanabilir ama bazı işaretlerinde belirgin olmaya başladığını görüyoruz avrupadaki ekonomik krizin yunanistan ile başlayan macerasının aslında avrupayı daha derin bir krize gün geçtikçe sürüklediğini herkes söylemeye başladı demekki kriz daha derinleşecek ve altındaki etmenin bir ucunun israiloğullarıyla ilgili olduğu anlaşılacakçözümsüzlüğün yapay olarak üretildiği anlaşılacak bütün bunlar fakirliğe yaklaşık 200 yıldır hiç alışık olmıyan avrupalıları sorgulama yapmaya zorlıyacak gibi görünüyor bu konuda sizlerdende yorumlarınızla katılım bekliyorum
Kuantum okuyup ya da dinleyip anladığım ama o an dönüp birine anlatmaya kalkışsam ne diyeceğimi bilemediğim kendime hani anlamıştın dediğim konudur.
Göklerde yazılıdır derler buna ilahi adalet denir yani yaşadığımız ve yaşamadığımız evrenlerin fizik yasası.
Üç semavi dinin kutsal kitapları vardır.
Peki Tanah nereye oturtulur?
Ya da Mitoloji ne menem bir şeydir(acaba onun şifreleri neler)?
Aghartalar Misyonu gerçekmidir?
Belki insanoğlunun geneline duyurulmaması emredilmiş başka bir kutsal kitap söz konusumudur?
Din değiştirmek gibi derdi olmayan Deist(Deizm)bir bakışın modellemelere daha objektif yaklaşabilmesi daha olası değilmidir?
Gök yüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile
Elimde asa ile, çağırayım Mevlam seni
Derdi öküş Eyyup ile, gözü yaşlı Yakup ile
Ol Muhammed mahbub ile çağırayım Mevlam seni
iznin olursa bildiğimi anlatayım allahın yaratığı temel var herşey diyebiliriz biz yaratılan bu şeylerin ne olduğunu hanği nitelikte olduklarını onlardan nasıl istifade edeceğimizi proğramımız olmaksızın bilemiyoruz iyi ve kötü bizim onlara yüklediğimiz yarğılarla proğramımıza kayıt edilince artıketrafımızdaki herşeyin bir anlamı oluyor peygamberler bu uzun yıllarda hep aynı şekilde kaydolarak bize ulaşan proğramı mükemmele ulaştıran allahın görevlileri bizde değiştirebiliriz ama bunun en gelişmiş olana uymsuz olduğu haller başarılı olamıyor proğramımızda ne varsa bizi o yönetiyor aynı zamanda biz onun aracılığı ile dünyayı istediğimiz şekle koyabiliyoruz eğer proğramımızdaki kayıtlara ters değilse istediğimiz şeyler hemen gerçkleşiyor aksine bir kayıt varsa ne kadar uğraşsakda isteğimiz olmuyor bu sebeple ÖNCE KENDİNİ TANI demişler KENDİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR Bu sistemin isteğimize uygun olarak hareket ettirilebilmesi ise KABUL den geçiyor öncelikle hiçbir şeye hakkın bulunmadığını kabul edeceksin elindeki herşeyi allahın sana olan lutfu kabul edeceksin bu kazanımları sen elde edemezdin ne onları yapmaya nede kendine çekebilmeye gücün kesinlikle yeterli değilken onlar sana gelmişler şükredince aynı zamanda allahı ve sana sunduklarını kabul etmiş oluyorsun işte şimdi dileğinin ne olduğunu söyle oluversin eğer onda daha fazla var bende niye yok diyecek olursan o zaman çatışmayı sen başlatıyorsun sistem seni hiç dinlemez ve karşına bu yaklaşımın nedeniyle olumsuzu öncele yasasına uygun olarak hep istemediğin şeyler çıkar bir türlü yakayı sıyıramazsın daha çok yönleri var şimdilik bu kadarını bilirsek yeterli olur sanıyorum bilmem kuantumu biraz anlayabilmişmiyim DEİZM de bir dindir her ne kadar öyle bilinmese bile çünki kuantum modeli oluşturup etrafındakilere bir anlam yüklüyor din olmadığını sandığımız ama varlığı tanımamızda bize klavuzluk eden her disiplin aslında bir dindir deistlerin de en son ve gelişmiş kuantum sistemi olan islama geçmeye herkez gibi acil ihtiyaçları olmalı çunki kuralsız sandıkları araştırdıklarını sandıkları sistem onları aslında içinde bulundukları bilinçaltı kayıtlarıyla yönetip yargılıyor fakat onların bundan haberleri olmuyor aslında sistem haber veriyor iç sıkıntısı ters giden işler umutsuzluk amaca ulaşamama giderek bazı fiziksel görünümlü psikolojik rahatsızlıklar hepsi alttaki sistemin yukarıya olan mesejları son yazdığın satırlar senin arayışını yaparken sevgiye olan vurgunu gösteriyor mahbub muhammed ve mevla kelimelerinin aynı satırda zikredilmesi sana yol açacaklar diye umuyorum
Serhat bey hiristiyanlıkla ilgili sorduğumuz soruda bizi aydınlattığınız için çok tşk ederiz.Hiristiyanlığın gelecekte dinlerin islama göre sapma gösteren bölümlerini onaracaklarını söylemişsiniz.Anlamadığım bir konu var.Hiristiyanların din değiştirmeden hıristiyanlık adı altındamı müslümanlığı yaşayacaklar .Yoksa biz müslümanız diyebilcekler mi.Bir sorum daha olacak.Kuranı kerimde bulduğunuz papalığın sonu ile ilgili ayetleri sizin için sorun olmazsa açıklayabilirmsiniz.Serhat bey bana göre papalığın ve avrupa birliğinin çöküşü konularında hiç tereddüt etmeden yaptığınız araştırmaları doğru buluyorum.Avrupada ikinci bir reform dönemi yaşanacak gibi.Ekonomiye gelince görünen köy klavuz istemiyor.Komşumuz Yunanistan’da yaşanan kriz..zamanla diğer avrupa ülkelerine sıçrayacaktir.gerisi malum.
mehdiyle ilgili hadislerde mescidi aksada müslümanlara imamlık etmek üzere iken içeriye giren hz.İSAya buyur sen imam ol diyen mehdiye hz.İSAnın hayır osenindir imam sensin diyerek karşılık vereceği anlatılır mehdi öldükten sonra liderliği hzİSAnın alacağı söylenir bütün bunlardan temel sistemin islamiyet olacağı açıkca anlaşılıyorİSLAM zaten bütün ilahi dinlerin ortak adıdır papalık ile ilgili ayetler HADİD suresinde bulunuyor ruhbaniyyetin allah tarafından emredilmeyen fakat hristiyanlarca allaha yaklaşabilmek amacıyla başlangıcı iyi niyetli olarak kurulan ama hakkıyla riayet edilmediği için dağılacak veya dağılmış olan bir müessese olduğu anlatılıyor
Burada Hızır a.s. konusuna değinmşsiniz.Bazı şeyler yazarak katkım olsun istedim.Üstad,hızırın fiziksel olarak geleceğe gidip geldiğinden bahsediyOrdu değilmi yazılarında yanlışmı acaba?Yani o kişinin hakkında bilgi edinmesi için fiziksel olarak zamanını değiştirmesi gerekiyor değilmi?Üstad böylemi söyledi yoksa yanlış anlaşılan bişeymi var?
Öyleyse sıkı durun birtakım gizli bilgileri açığa vurmak zorundayım.Bundan böyle bilinsin ki sistemi okuyabilen veliler için zamanda gidip gelmelerine hiç gerek yok.Zira onlar şahsın geleceğine bizzat onlara yoğunlaşarak görebilirler.Hem geçmiş hem gelecek onlar için aynaya bakmak gibidir.Hz.Hızır’da okuyanlardan idi.Hz.Muhammed(s.a.s.)’e ilk gelen emir oku’dur.
İlk örnekle işe başlayalım hemen.Bilindiği üzere Hz.Musa ve hz. Hızır beraberce yolculuğa çıkarlar.Hızır’ın bir şartı vardır.Ne yaparsa yapsın Musa ona karşı çıkmayacaktır.Yaşanan üç olaydan sonra hızır yanından ayrılmasını ister Musa’dan.Çünkü o ,yaptıklarının içyüzünü bilmediği bir şey için kendisine karşı çıkmıştır.Bundan şöyle bir yorum çırabiliriz.Bu benim yorumumdur.Hz.Hızır kişilerin hakikatini olduğu yerde okuyabiliyordu.Dolayısıyla geçmiş ve gelecek gözlerinin önünde idi.Hz.Musa ise henüz okuyanladan değildi ve bu yüzden hızıra karşı çıkıyordu….
Yani bu iş için hızırın geleceğe gidip gelme ihtiyacı yoktu.Onun için herşey ayan beyan ortadaydı.Çünkü sistemi okuyabiliyordu.Hz.Hızır velilerden biriydi.Bana göre,bazılarının dediği gibi hızır departmanı falan olamaz gelecekte biryerlerde.Dünyada olabilecek hertürlü olumsuzluk için,özellikle yazarın ifade ettiği paradoxları ortadan kaldırma görevi tek bir hızıra yeterde artar bile.Peki hızır neye benzer.Şöyle bir tarif vereyim.Elinde asası var.Yeşil bir elbise giyer.Heybetli bir görünümü vardır ve uzun boyludur.Bunu nasıl bildiğimi sormayın lütfen.dedim ya gizlidir 🙂
Üstad yazarın bu konudaki yorumlarıma diyeceklerini merakla bekliyorum…
ne diyeyim kardeşim benim bütün modelimi OKUMAK diye yepyeni bir kavram getirerek yerle bir ettin bu yeni kavramın nasıl çalıştığınıda referanslar vererek açıklayabilirsen bütün kitaplarımı geri çekmek zorunda kalabilirim kurandan vereceğin örneklerde ayetlerin meallerine değil orjinal kelimelere atıf yaparsan daha sağlam yol alırsın
Estağfurullah hocam neden o değerli kitaplarınızı çekiyorsunuzki.Bunu sizden kim istedi 🙂
Benim dediğim şey daha çok teori düzeyinde.Ama kendime göre bunu dememin sebebleri var.Herşeyden önce ben bunu yaşamış biri olarak yazıyorum bunu.Ben demiyorum ki onlar zamanda sıçrama yapamaz(hızır için)hayır yapar elbette.Ama okuma özelliği sayesinde neden uzun yolu kullanayım olduğum yerde görmek varken.neden solucan deliklerinde vakit geçireyim.Şİmdi geceğe gidip orada beş on sene geçirdikten sonra yine önceki anın olayına neden boşuna döneyim üstad.Benim düşüncem böyle.Doğrumu değilmi Allah bilir.Sizinkini de böylece reddetmem gerekmez…
Dediğim gibi bizzat bunu tecrübe ettim.Zira yapan bir derviş biliyorum….
OKUMAK yani orjinaliyle İKRA kehf suresinde nerede geçiyor hızır yaptığı işleri hz. musaya açıklarken EREDTÜ ben yaptım yada EREDNA biz yaptık diyor ben hiçbir yerde İKRATÜ veya İKRANA geçtiğini görmedim okudum veya okuduk bu yüzden bunlar oldu diye birşey varmı? kendimiz uydurup yine kendimiz inanırsak yine kendimiz dinleriz ve bir bakarız elalem aya biz yaya kalmışız modelleri delilsiz oluşturamayız kaynak ne söylüyorsa modeli ona uygun anlamalıyız oluşturmalıyız senin anladığın OKUMAK kavramına bırak kehf suresini kuranın tamamında bile delil olduğunu sanmıyorum İKRA geçen yerdeki emir gaybı gör demek olarak anlaşılabilir ama bunu kuranı okuyarak yapabilirsin manasını içsel olarak verir iş yine gelir ayetleri anlamaya dayanır ayetlerse hızırın bir zaman yolcusu olduğunu anlatıyorlar hızırın geleceği bilmesi orada yaşadığı içindir yoksa başka bir moda girip durduğu yerde gayba aşina olduğu için değil literatüre giren bütün alimler bu yeteneklerini hızırdan öğrendiklerini söylüyorlar hiçbiri ben yoğunlaştım böylece gelecekte olacakları anladım demiyorki İKRA kelimesinin senin anladığın şekilde YOĞUNLAŞARAK gelecege ait olayları bilmek anlamına gelmediğini söylemeliyim kuran eğer yeni bir şey anlatıyorsa yeni kavramlar getirir arapça olmasına rağmen araplar bu yüzden hakkıyla anlıyamıyorlar senin YOĞUNLAŞMAYI da busebeple eğer böyle bir şey olsaydı yepyeni bir kavram getirerek bize öğretirdi İKRA kelimesini bile kullanmamışken sen nasıl böyle bir modele savruldun anlamadım
Serhat bey bu konuda haklı.O Kuranı kerimden yola çıkarak konuşuyor.Kelf suresinde oku ayeti olmadığını söylüyor.O zaman okuyarak hızır bunları söylemiyor.Kuranı Kerim çok büyük ALLAH tarfından gönderilmiş mucizevi bir kitap.Kuranı kerimde ALLAH nediyorsa biz ona inanmak zorundayız.Büyük veli zatlarada ALLAHIN izniyle Hızır yardım ediyordur.Kuantum bilmindede zamanlar arası yolculuk var.Rosen köprüleriyle oluyor.1400 yıl önce inen bu mucizevi kitabımız belkide Kelf suresinde Kuantum bilmine işaret etmektedir.
Cihan kardeşimiz Hızırı anlamk için kuantum kitabını okuması gerekiyor sanırım.
süper yazı gene teşekkürler abi.
ama bildiğim mehdi arapça bilmicektir.referans vermıyım ama bu bılgı hergun tv de ıspatları ıle anlatılıyor.ozaman neyın kodlaması?neyın arapcası?
dua evet o sekılde calısır o nota o soylem ıle.peki duyanın en eski alfabesi nedir?etrüskçe dir ve a b c dir bızım alfabemısdır.aslında ataturkumun de yaptıgı gibi maya deıl bılınen gıdılebılen tarıhte turklerın mu maya atlantıs bagıntısına bakmak ıcın falan filandır.ama temelinde ki budur.neden 18 sene ezan türkçe okutuldu bu araştırılsın.neden tanrı uludur?neden 22 25 aralık ekınoks zamanında kamer suresı ay bakıra donerde aslında gokyuzundekı en parlak sey kuzey yıldızı olur??
hızır ve zulkarneyn konusunu dıger konuda yazmıstım ama anlasılmadı sanırım.qu kelımesı qu ko ok on goktürklerden gelır semavı dınler yoktur ozaman.ayrıca 114. ademde oldugumuzu bılıyorum ben yanı bunuda refernas noktam hakan cebidir.mehmet alı buluttur.neyse
boynuzlu bır sıstemde kimi grama oglağa ınanır kimi öqüze tapar yada gokturkler gıbı öqüz dostudur gecım kaynagıdır.yada qoç gibi onu keser dıleklerını postacı ıle ıletır.hızır ve zulquarneyn konusunda 10 gozlu kopru dıyarbakır bır hıkayesı var araştırabılırsınız.zulkarneynın kafasında sıvrilikler boyuzlar cıkıyo hızırda dıyokı sana ancak burası ıyı gelır fırat kenarına gdyolar sanırım ve orda zulkarneyn kayboluyor.orda aslında gelektık bır gecıs kapısı var hamza yardımcıoglunun bu hıpotezımı destekleyen nuhun gemısı ıle ılgılı dıyarbakırla ılgılı kıtapları calısmaları olması lazım referans ıstenıyor dıye yazıyorum cok ta severim hamza beyi.sımdı olayın temelınde lady gaga dan bıle cıkabılırız.hızır kelımesı aslında ixir diye adlandırılır sız semavi din zamanını referans alırsınız ben en eski soyleme bakarım.ben etrüske bakarımsız arapcadan anlatırsınız.ama derkı diller tektir zaten babilde ayırmıştır.evrensel dil a b c ıse ben neden arapca ebcede bakıcam pardon?anlamsız.
ayrıca ilmi ledün denen yepyenı bır sıstemle gelıcek mehdi var ıse.gercekse eger.ısa da gercekse klonlayıp ıskaryotu yollamıcaklarsa eger.
ayrıca suna ınanırım allahın 99 esmaul husnası vardır bence bu 114 olucak ahir zamanda bu acılıcak ılmı ledunla bunu kullanabılen GEETİK KOD UZMANI varlık gelıp cıft boynuzu ıle belkıde ok uyla ki kayı boyu sımgesıde ok tur.on dur ön dür .toruq maqto dagan oquz kaqana aslında hepsınde bu mühür vardır ama o zamanın acılmasına az kaldı.bunuda atıyorum 2 mılyar ınsanı yok ettıklerınde yapıcaklar.dunyanın karması herzaman ısraıloglu ıle türk arasındadır.her donem bu ısımlerı degısmıstır.ama cografya hep burdadır.onların derdı bızle deıl bızım ustumuzden habil kabıle kadar gıdıp lanetı kaldırmak.o eksik olan katil genı duzeltıp tekrar gucu almak.ısayıda buyuzden gerı getırcekler.ama gelen ısa olmucak.falan fılan..
mehdi peygamberimizin soyundan olacak ve medinede doğup yaşayacak Arapçayı nasıl bilmez bunları nereden buluyorsun anlamıyorum en eski dil SÜMERCE dir etrüskleri türklerle ilişkilendiriyoruz diye onların dili en eski olmaz tarihi kayıtlar ne diyorsa ona uygun modelleme yapmak en doğru yoldur TURK kelimesi ise TÜRve OK kelimelerinin oluşturduğu birleşik bir isimdir OK ise GÖK kelimesinin bozulmuş halidir bunları kesin yargılar şeklinde yazdım ama referansım bütün türk dillerinde dünya çapındaki tek uzman olan kazım mirşan dır sonuç olarak TÜRK demek göklerden gelen tür veya yaratık yani insan anlamına gelir zulkarneynin boynuzla hiç alakası bile yok bunlar anlamayanların uydurmalarıdır sizde itibar etmeyin
sümerce yazmışsınız siz kazım mirşan okusanız bu bilgiyi nasıl atlayabilirsiniz???
Günümüze dek elde edilen arkeolojik,mitolojik , etimolojik biyolojik ve tarihsel bulgular Etrüsklerin Asyatik ve TÜRK kökenli bir toplum olduğunu açıkça belgelemektedir. Bu belgeler dışında ETRÜSKLERİN TÜRKLÜĞÜNÜ VURGULAYAN etimolojik bulguların bir kısmını sizlerin bilgi ve eleştirilerine sunmak isterim.
Değişik toplumların Etrüsklere verdiği adlar TÜRK,ASENA,TARHAN gibi Türkçe kelimeler içermektedirler.
TURUSCHKA (Sank) : Türk
TURETSKİ (Rus) : Türk insanı
TURSİKİNA(Etr) : Etrüsk insanı
TURSKİ (Sırp) : Türk insanı
TURSCİ (Lt) : Etrüsklerin ilk adı (TURSKİ okunur)
TUSCUS(Lt) : Etrüsk (TOSCANA : Tuscus kenti,TOSKANA,İtalya ‘da bir kent)
TRUSCUS (Lt) : Etrüsk
ETRUSCUS (Lt) : Etrüsk
TURKSU (İskit/SAKA) : Tanrı oğlu,tanrı soyu ( = TÜRK ?)
TURCO,TURKA (İtl) : Türk
TÜRK : Hz. Nuh’un oğlu Yafes’in oğlunun adı
RASENNA(Etr) : Etrüsklerin kurucusu olan ailenin adı,Etrüsk
tanrılarına bakalım
ÖTÜKEN ve VATİKAN aynı kelimenin değişik söylemleridir. Gerçek anlamı GÜNEŞ TANRISI demektir.
OT+OKAN = GÜNEŞ +TANRI = Ötüken,Vatikan
Güneş doğarken onu karşılamak için tepelere çıkılır , ona ibadet ve dua edilir. Hem Vatikan’da ,hem Ötüken’de aynı dinsel ritüeller görülür. Vatikan ve Ötüken kelimelerinin bilinmeyen gerçek anlamı Kenger Türkçesinde (Sümercede) saklıdır.
ispatım yeterlidir umarım.
zulkarneyn iskender değildir.zulkarneyn şehri acem yapısındave m.ö 6. yüzyıldayaşayan pers imparatoru kuroş doneminden kalma olmalıdır.kuroşun med ve pers ımparatorluklarını birleştirmesi dolayısı ile heykellerınde iki boynuzlu olarak tecessüm ettirildiği ve bu yuzden kendısıne zulkarneyn İKİ BOYNUZLU DENİLDİĞİ iddiası daha uygundur.
yani buda yanlışsa ozaman lütfen siz bizi aydınlatın.sümer etrüsk marsilyana tahtası olayı değil kriptoyu nasıl calıstırcaksınız buna bakalım bence.tengrımı tanrımı allahmı rab mi rab ta onemlidir cunku ona bakalım.lutfen yanlıs anlamayın ama mutlak dogru yoktur.okuyabilen vardır .şimdi ilmi ledündan nasıl anlayabılırız dımı? ama ahir zaman acıldı ve rahman 33 gök kapıları sultani güce sahip insanlara açıktır gecebılen geçer.
benımde referansım kazım mirşandır hepsınıde okurum.ok ve on kayı boyu yada diğer hepsi referansım budur.peki bakalım ozaman alfabeye
https://www.facebook.com/photo.php?v=115303698548966
Tengri’den OZ laşarak yeryüzüne inen OK ve ON Türkleriyiz. Yeryüzündeki hükmümüz bittiğinde tekrar OZ laşarak Tengriye döneceğiz.
(Zamanı Tengri yaşar, kişioğlu hep ölmek için türemiş – Bilge Kağan)
SİZE EHL İ BEYTEN OLMUCAK DİYE NERDE YAZDIM PARDON?tabiki o soydan olucak.paralel evrenler kuramınıda anlatmama gerek yok sanırımda siz nerden eminsiniz?siz bana ıspatlayın ozaman bildigini?yaklasık 30 mılyon ınsanın ınadıgı her gun tv de yayın yapan ve suankı kutbul aktab sayılan ınsanın adamlarının soylemidir bu bılmem anlatabıldınmı?benım derdim bıldiği bilmediği değil.
tek soru sorayım bu arada eleştiri kaldıramıyorsanız yorum kısmını kapatınkı bu sıze olan bısey değil.ınsanlar anlasın dıye yazıyorum.
gercek kelıme tanrımı tengrimi allah mıdır? bunu acıklasanız yeter.
ebced uzmanı sızsınız. 66 ve 661 olan bu ebcedsel mantığı bana acıklayın lutfen ustunede neden m kemal neden ezanı türkce yaptı bana bunu acıklayın baska bısey ıstemıyorum.hagısı yanlıs bırıı secıceksınız.bakalım bakış acınız yakalamışmı mantıgı
kazım mirşan her zaman referansımdır
”Tanrı’nın devlet güneşini Türk burçlarında doğurmuş olduğunu,onların ülkeleri üzerinde gökleri bütün dairelerini döndürmüş bulunduğunu gördüm.Tanrı onlara TÜRK adını verdi.Kendilerini yeryüzü hükümdarı ve devrin hakanları yaptı.Herkesce üstün kıldı Onları halkı teyid ve kendilerine sığınanları aziz eyledi.”
Kaşgarlı Mahmut – Dîvânü Lugati’t-Türk
resullullah efendımızın sozunu aktarıyorum
hadistir
O BENDEDİR EVLADIMDIR BENİM LİSANIMI BİLMEZ.ÇOK AZ KONUŞUR ÇOK AZ DUYAR ANLAR.hadisler sahihtir.bunuda ispatladım başka sorunuz varsa ispatsal sorun buyrun.ben savaşmaya yada ne x y şahıslarını savunuyorum ne kavga edyorum.cok eminsiniz.asla olmayın bence.burda istişare yapıyoruz.124 bin peygamber ve 314 gorevlıyıde ıspatlarım.dıger yorumumdada zulkarneynı aktarıyım size
değerli arkadaşım neyi ispat ettiğini pek anlıyamadım türkçe kelimeler antik mısır hiyorigliflerinde maya dilinde de var hatta atatürkün elçi olarak görevlendirdiği tahsin mayatepek bu konuda atatürke raporlar hazırlamıştır ben başka bir konuda daha iyi anlaşılması için örnek vermiştim en eski dilin kronolojik olarak sümerce olduğu sabittir çünki ondan erken tarihsel kayıtlara henüz rastlanamadı eğer seni mutlu edecekse sümer dilindede türkçe kelimeler olduğu biliniyor ama bu sümerlilerin kökenini türklerle ilişkilendirmeye yetermi zulkarneyni efsanelerden değil kurandan anlayabili
rsek daha doğru olur diye düşünüyorum edebiyat eserleri kuran var iken kaynak olamazlar 66 Allah veya laledir yada hilaldir 661 ide sen söyle ezan konusuna girmiyoruz sen bu konuyu başka bir platformda tartış çünki siyasidir ve kapanmış halledilmiş bir konudur ayrıca ben hiç araştırmadım ve ayrıca bizim derdimiz olumlu bir iş yapabilmektir bu konu ihtilaf oluşturabilir herkezin söylemine saygılıyız ama bırakda o söylesin sen başkasının söylemini değil kendi fikrini söyle lütfen söylemleri delil veya kaynak kabul edemeyiz değilmi son aktardığın hadisin kaynak kitabının isminı söyle hadisin orjinaline bir bakayım belkide senin lisan olarak anladığın kelime başka bir mana veriyordur ayrıca sen söylüyorsun bende söylüorum ne güzel değilmi kızmaya ne gerek var sinirlenme
sana kaynak kitabı soruyorum çünki senin lisan bilmemek olarak anladığın konu mehdinin arapça bilmemesi anlamına gelmiyor mehdinin konuşma güçlüğü çeken ve konuşurken aniden tıkanınca sağ elini sol dizine vurarak açılıp konuşmasına devam edebilen ayırdedici tanıtıcı bir özelliğini anlatıyor okancım acele etme cevap yetiştireceğim diyerek yalan yanlış aklına gelen herşeyi araştırmadan lütfen yazma burada bir birimize üstün çıkabilmek için yarişmıyoruzki birbirimizden öğrenmeye çalışıyoruz ama illede benim dediğim doğrudur diye inatlaşırsak kimseye ve birbirimize hiç faydamız olmaz bana birşey ispat etmek için değil benim bilmediğim senin bildiğin konuları yazarsan bende senden öğrenebilirim biliyorum dediğin konuları birkaç kez çek edersen buraya sağlam sonuçları yazarsan hepimiz sana müteşekkir oluruz
🙂 yalan yanlış derken abi?diyarbakır efsanesi hakkında hamza yardımcıoğlu da mesela aynı bakış açısını referans alıyo sanırım buda yalan yanlış?yani ne doğru tamam kuranı kerim doğru.hadis te sahih değil peki.sizin referans yada bu nerde yazıyoramı giricez?benım umrum değilki ne olmuş ne olmamış şimdi kalkıp mehdının kım oldugunamı bakıcaz.mesela dün akşamsa hadisi allahın kaderınden allahın kaderıne gıdıyorum dye soyledınız benım bıldıgım allahın kazasından allahın kaderineydi.cunku levhi mahfuzda kayıtlı olamaz ozaman.bısey yazılmıstır 120 .gunde kader belırlenmıstır ama statk ve dinamik kader vardır.sonunu yazar arasına insan KARAR VERDİĞİNİ SANIR AMA ONUDA BİLİR.levhi mahfuza cıkabılen peygamber nasıl okuyabılırdı ozaman?yada nasıl hızır mudahale ederdi.demektirki levhi mahfuzda hızırında mudahale edıcegı yerler yazıyor.bır okuyucu olsaydık onun nerde olabılcegını bulabılırdık yani.benım yalan yanlış dediğim şeylerın bılımsel bakış acısı dısında alabıldıgım en yuksek kaynaktan yazıyorum referans kazım mırşan dedınız bende ıspatladım.benım derdım en eskı deıl bıldıgınız en eski yarın acılır.değişiri tıpkı cern gibi.mutlak dogru yoktur zaten .sorun yokki.ben sadece anlamsız kişisele giriyorsunuz ve sanki mutlak dogru tekmiş gibi oluyor.saygım sonsuz size ve burda üstünlük yapmıyorum.hızırda bunu yapar dımı ayar yapar?bıldıgımı soylemezsem allah tanrı rab bana ceza verir.siz dıne falan gırmezsenız zulkarneynde aslında o konuyla alakalı yanı boynuzlu değil diye yazabılıyosunuz ama hıkaye belli.pekı daha dogrusu varmı sızde? 10 gözlü koprü uzmanı hamza beydır mesela dıyarbakırlıdır da kendısı ama onu savudugumdan da degıl ben o ınsana saygı duyarım.sadece zulkarneynın pıl formulu konusunda sıze bısey attım ılgılenmedınız bıle mesela.sacmamı gelıyor?degıl ama benım babam kımya muahnedisidir perıyodık tablo tum evrenı anlatır.mendelevde kendını 101 e koymustur neden oldugunu sız bılırsınız.101 in onemını.pekı 66 olarak toplanan enerjı nereye gıdıyor?661 nereye gıdıyor?ebced kelımesıde 66 vajen de 66 acvede 66 mikvede 66 bunuda araştırın vaftiz torenı .boyle gider ben karagoz olucamki hacıvat anlatıcak abi ınsanlarda anlıcak
mesela gene dün dedinizki yeşil giyer üstüde yeşil olur yada aracı atı.ama göz demediniz?hızırın gözü yeşil ela yada yeşil temelli bir göz.çünkü değişmeyen en önemli şeylerden biridir bu.
hızır bir frekanstır hızır frekansına giren insanlar vardır.o an ne şekilde gerekli ise o şekilde gelir.hz alininde gözlerine lütfen dikkat edelim.ve bildiğim ama tabi gene sallama olucaktır ama ben hipotezimi kurayım cunku davıncıde mona lısayı yaparken 40 bın eksiz yapmıştır ben hıcbırıne sallama demem. basparmağını deggal ısırmıştır.karnınıda parcalamıstır.basparmagı yoktur yada hologramdır aynı sekılde karnıda bu sekıldedır.benımde bildiğim bu.ben 40 bin yanlışa bir yanlış daha katayım ama sizin bılme oranınız ne ıse benımde odur.trilyonda 1 de olsa oran aynıdır.
aklıma geldikçe yazayım sorun olmazsa.insanlarda uyansın.herkes hızır arıcak şimdi.mesela oktan keleşe gorede hızır ıstanbuldadır gorevını yapmaktadır.mesela mavi marmarada o silahlar denize atılmasaydı 3. dunya savasındaydık derler.ama nebukadnezarın matrix filminde gemıye verıldıgı ısım gibi bu olay tahmınen gemıyle ılgılı bseyden patlak verıcekkı bu petrol muhabbetlerıde buyuzden.bılgi konuşursak cok sevınırım.benim bi iddiam yok ama ben allaha bıldıgımı ınsanlara anlatmakla mükellefim.cunku ben ilahıyatcılarlada konusyorum tartısıyorum
beni cem tv de seyrettiğine sevindim bak şimdi güzelce konuşuyoruz bu konulara ilgi duyup benimle tartıştığın için aslında ben şanslı bir kişi olduğumu düşünüyorum oysa insanlarımızın çoğu ne boş işlerle vakiy harcıyorlar pil konusunu bilmiyorum kimbilir belki hızır istanbulada bugünlerde uğruyordur bana hiç gelmedi zaten gelsede söylemek iyi değil derler bereketi kaçmasın sen iyi bir insansın iyi niyetin devam etsin kardeşim inşaallah hem dünyada hemde ahirette dileklerin gercek olarak karşına çıkar
selamlar. bekledim bi 4 sene kadar abi.size facedende yazdık ama size ulaşılamıyor.zulkarneynı tartısıyoruz 5 sene sonra gene.link istemiştiniz boynuz ve koprude kaybolma ispatını buyrun link.
http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/hz_zulkarneyn.html
5 sene sonunda hala diyorumki abi mehdi arapça bilmicek 🙂 .biraz ilahiyatçılarıda takip edin lütfen.pisagorunda kullandığı ihvanüssafa sayılarında matrixte dil yoktur sayı vardır.tüm diller zaten aynıdır.bilgiçlik yapmıyım.
ayrıca hermafrodit ve hz meryem hz ademi bi türlü konuşamadık abi.
x ten y çıkara takıldık kaldık. neden hermafrodit olamazı youtubedeki videonuzda bekliyoruz.
butun programlarınızı zaten tekrar tekrar ızlıyoruz en son enok kitabını tavsıye ettınız onuda olkudum. siz dediklerimi inceledinizmi peki abi? biz laf yetiştirmek için değil sizin karşı tezlerınızı savunanlarada baktık şuanda bıle iskender türe ile olan ve onun ayrıca ülke tv deki programdaki iddialarını dınledım.ben nacizane yazarım.devamlı kitap ispatı ıstıyorsunuz ne dediğime bakmanızı öneririm.belki gök kapıları geçebilenlelr için açıktır.rahman 33 .saygılar
üstadım yukarıdaki cevabınıza mutabık olarak hiçbir açıklamanıza karşı çıkmak niyetinde olmadığımı belirtmek isterim.Kuran sonsuz bir bilgi kaynağı ve ondan çıkardıklarınızıda okuyup onaylamama gibi bir şansımız olamaz.Ne derseniz eyvallah deriz ancak bazı ufak nüansları da yazmamız size yanlış gelse bile gereksiz değildir.elbette eksik veya tam oturmamış ifadeler kullanabiliriz bilebildiğimiz kadarıyla siz de onu konuyla alakalı olarak tam yerine oturtamamış olabilirsiniz.Ama bu,onun olamayacağı anlamına gelmemeli.
Hz.Hızırın orada (eredna,eredtü) yaptım derken nasıl yaptığını açıklıyormu size.Hem siz,dün akşamki yayında “O bunu yapıyordu yada biliyordu çünkü herşey gözlerinin önündeydi” dediniz yanlış hatırlamıyorsam.Evet bencede gözlerinin önündeydi bunu kesinlikle diyebilirim enazından.Diyelimki,Hz.Hızır ,siz onunla görüşmeye hazır olduğunuz zaman yanınıza gelseydi ve geleceğinize ait önemli bilgiler verseydi;bu,o anda geleceğinize fiziken gittiği içinmi olurdu yoksa yanınızdayken mi bu iş olup bitecekti.Onun bu fiiliyatı yapmış olması nasıl yaptığınıda bilmeniz anlamına gelirmiydi.Ne dersiniz? Hz.Hızır geçmişte yada gelecekte görülmesi ona zor gelen bir şey değildir.O,Kuran’ın kaynağı ile her an bağlantılı bir velidir.Her veli gibi insanların geçmiş ve geleceğindeki olayları kolaylıkla bilir.
hızır zaten gelecekte yaşadığı ve görevi devamlı olarak bütün zaman kesitlerini kontroletmek olduğu için eğer birisinin yaşadığı zamanda yanına gelip görüşüyorsa onun gelecekteki hallerini mutlaka biliyordur ve ona yapması gereken neyse yapar ve gider ama önce o kişinin yönelişini ortaya çıkartıp ona yapacağı mudahaleyi haklı zemine oturtabilmek için o kişiden kolay bir istekde bulunur kurandaki HIZIR bölümünün en sonunda hızır yaptığı işleri daha önce ben yaptım demiş olmasına rağmen sanki daha üstteki yöneticinin emriyle yapmış gibi anlaşilan BEN BUNLARI YAPTIM AMA KENDİ İSTEĞİMLE YAPMADIM diye bir açıklama getiriyor yapılan işlerin kişisel olmadığını belli bir plana göre işlediğini bu açıklamadan anlıyoruz
ama abicim sizde yazın bakış acılarımın mantıksızlıgını oturup tartısalım .bakın cerndeki tanrı parcacıgınıda acıklayabılırler 26 kasımda 10 muharremde yada 7 aralıkta.konusma zamanı uyanmak gerek.sizin gibi insanlar bundan sorumlu aynen hz yunus nasıl kaçamadı kavminden sizde hep yapıcaksınız cunku bı an gelıcek bızım gıbı sızı seven ınanan ınsanlar cıkıcak.
ama şu hazır oldugunda gellir olayını bende anlamadım bir cocuk ıcın hazır olmak?i
cocugu öldürdü cocuk nasıl hazırdı buna?
hayır bazen diger tarafta olur yani iyi bir insanı koruyan kotu bırıde olabılır o dualite üstündedir.
ördüğü duvarda mescidi aksa duvarı dıye bılıyorum belkıde buraktır.ama yıkıldıgında 3. dunya savası cıkıcak onu bılıyorum .kendı gorusumdur.
gecmmıs gelecek zaten yok cihan bey.an da yaşanıyo.ayette derki sıze gore 70 sene bana 7 gün der.
ama asıl olay su bakın cernde bulucaklar yakında anlıcaksınız.
asıl olması gereken alemde.paralel evren yada ait oldugumuz yer yada ruh aleminde dıyelım sıstem ters calısır.
BURDA SİZ TAŞI ATARSINIZ CAM KIRILIR
ORDA CAM KIRILSIN DİYE NİYET EDERSINIZ BIRI CIKAR TAŞ ATAR.
zamanda aslında ters ısler yukarda.bıze gore zate yazılmıstır buyuzden.duada budur zaten.yoksa sistem calısmazdı.
okancım bu söylediğin şeye TERSİNME diyoruz bildiğimiz fizik alemde zaman leriye aktığı için tersinme fiziksel olarak yaşanmaz sadece varlığı anlıyabilmek için matematiksel hesaplamalarda kullanılır ama karadeli
klerin içnde zaman ters akabilir ahiret aleminde ise her ikisinede imkan veren bir yapı olduğu ve bizim isteğimize göre hareket edeceği açıklanıyor bizim yayınevimizden yakında bu konuyu detaylı olarak inceleyen birkitap çıkacak inceleniyor başka bir arkadaş yazdı
hocam sizden harika bir bilgi edindik.karadelikte zamanın ters aktığını ahiret aleminde ise her ikisinide imkan veren bir yapı olduğunu ve bizim isteğimize göre hareket edeceğimizi söylemişsiniz.Kuranı Kerimde bununla ilgili bir ayet var mı tşkler..
birde etrüskleri ve kazım mirşanı araştırcam inş.çok merak ettim şimdi.
zamanın karadeliklerin içinde ters aktıgını STEPHAN HAVKİNG söylüyor bilimsel olarak karadeliklerin ışık hızınınaşan dönüşleri sebebiyle zaman bu ortamda ters işliyor insanlar yaşlı iken gençleşebiliyor cennetde ise SİZE ORADA NE İSTERSENİZ VARDIR deniliyor bunun içinde zamanı ters çevirip gençleşebilmek de dahildir cennete giren bir insan isretse bunu yapabilir içine girildiğinde gençlik ve güzellik veren nehirleri zamanın değişik şekillerde akmakta olduğu fiziksel bölgeler olarak anlayabiliriz
çok tşk ederim serhat bey.biz bayanlar hep genç hep güzel görünmek istiyoruz..keşke bu dünyadada geçmişe gidebilsek..:))bazen hızır gibi geçmişe gidip yaptığım hataları yapmazdım diye hayel ediyorum.
bayanların ayrıca güzel olmak için uğraşmalarına gerek olmadığını düşünüyorum zaten güzeller seninde resminden gördüğüm kadarıyla ayrıca güzelleşmek için endişe etmene hiç gerek olmadığı açıkça görülüyor
çok tşk ediyorum serhat bey..
ya zaman aslında tersse 🙂 ya güneşin normali batıdan doğansa?bunu insan bilinciylede yapmak mümkün diye biliyorum zaten.karışık bir konu nerden baktığınıza göre değişir.zaman yukarıya göre ters akıyo şu anda .quantum fiziği ve astrofizikçi taşkın tuna da çok iyidir.takip edilmeli bence.mesela asıl önemli olan bir uzay teleskopu ile alfa cenruıoya baktığımızda onun 300 ışık yılı eski halini goruyoruz.belkı patladı yada başka bişeyler oldu belkide marduk diye bekledikleri her gezegene dikine gelen şeyde yolda belkide.nakur denilen hadisede bu zaten evrenin iğne deliğinden gecmesi.yoksa hz nuh okadar hayvanı kıbrıs kadar gemıye koymak zorundaydı.gen uzmanıydı aynı zamanda.bu zamanın ter skatığı kavramını şu sekılde ıspatlıyım neden hala mısır zamanındaki yapılanma yada sümer yada maya yada göktrklerın yapılan el aletlerı yapıları yapılamıyor?mantıksız değilmi?nedeni budur.hep ters aktı bence.kişisel görüşümdür :).
birde şu durum var neden her yerde evrensel bazı şeyler var mesela yılan mayada quetzcoal olarak gecerken yılanı mısırda piramıdlere koymuslar yakın tarıhte şahmeran olmuş yada bakalım cok inanışta var.demek özel bi anlamı var sayısalıda 101 diye bılıyorum.
serhat bey anahtar tv de yecüc ve mecüc konusuna ne zaman değineceksiniz acaba.bir programınızda yecüc ve mecücün dünya dışından varlıklar olduğunu.ve dünyaya saldıracağından bahsetmiştiniz.inş.bu konuya değinirsiniz.merakla bekliyoruz.
geçen hafta cem tv de ZULKARNEYN konusunu işlerken değinmiştim konu açılırsa bu haftada temas ederiz bu sitede bir yazıda yazabilirim
hımm.ben geçen hafta cem tvde yayınlanan programınızdan sonradan haberim olduğum için izleyemedim.ama linkinizde yayınlamışsınız izledim.Çok tşk ederim ilgilerinizden dolayı.Anahtar tv’de bununla ilgili yazı yazarsanız çok mutlu olucaz.
Merhaba Serhat Bey,
Zaman yolcusu Hızır adlı kitabınızı çok beğenerek okudum. Çocukluğumda annem ve anneannem ile hıdırellez günü gül ağacının altına dileklerimizi koyardık. Bu alışkanlığı bu yaşıma kadar sürdürdüm ancak hıdırellez günü dışında Hz Hızır’ı hiç düşünmezdim. Ancak yaklaşık 5 sene evvel sıradan bir gün akşamüstü saatlerinde evimde daha önce hiç görmediğim ve tanımadığım genç bir erkeği gördüm. Mutfakta iş yapıyordum ve kafamı çevirdiğimde antrede sırtı duvara yaslanmış beyaz tenli yakışıklı bir erkek bana gülümseyerek bakıyordu. Nerden geldiğini, kim olduğunu bilmiyorum. Onu gördüğümde kalbim hızla çarptı ve gözümü kaçırdım. Tekrar aynı yere baktığımda yoktu ve bir daha da görmedim. Gördüğüm kişinin aslında koruyucu meleğim olabileceğini düşünmüştüm. Gerçi kanadı yoktu ve benimle konuşmadı ama gülümseyerek güzel güzel bakıyordu bana. O günü unutamıyorum. Kimi gördüğümü ve neden bana göründüğünü de anlamıyorum. Bir hocaya sordum Hz. Hızır’ı görmüş olabilirin dedi. Gerçekten Hızır mıydı, geçmişten ya da gelecekten beni görmek isteyen başka birimiydi bilmiyorum ama bildiğim tek şey çok net capcanlı gibi birini 2-3 metre uzağımda gerçekten gördüğümdür. Kesinlikle seyrettiğim bir filmin yada okuduğum bir kitabın etkisiyle falan görmüş olabildiğimi düşünmeyin. Uykudan falan uynmış da değildim. Normal sıradan bir gündü ve akşam üzeri 18:00-19:00 saatleri gibiydi. Biliyorum siz de tabii kimi gördüğümü kesin bilemeyeceksiniz ama yine de sizinle paylaşmak istedim. Önce bu konudan kimseye bahsedemedim ama sonra eşime ve birkaç arkadaşıma söyledim. Belkide kimseye söylememek gerekiyordur.
Saygılarımla,
Ayşegül Güven
Bir kaç soru — cevap sormak istiyorum.
1= Hızır bir peygambermi ? Kuranda ismi geçiyormu ?
Cevap= Kuranda böyle bir isim geçmez.
sadece Musa ve alim kul olarak geçen kıssadaki
Musanın tabi olduğu (hızır) olarak anılmış ve yüzlerce yıl bu rivayetler sanki gerçekmiş sanki Kuranda varmış gibi binlerce senaryo üretilmiştir. Oysa Bu kıssada adı geçen Musa bizim hz. Musa ile ilişiği sadece isim benzerliğidir ve kesinlikle hz. Musa olduğunu
açık eden tek bir ayet yada benzerlik yada bağ göremessiniz. Tefsircilerde burada geçen MUSA nın peygamber Musa olduğunu düşünmüş ve madem bir peygamber bu insana tabi oluyorsa demekki bir peygamberden üstün diye düşünme gafletine düşmüşlerdir. Oysa Musa adlı bu kişinin tabi olduğu (Kuranda ismi zikredilmeyen) bir peygamberdir. Biz ona rahmet verdik derken alim için (RAHMET VERMEK) diğer benzer ayetlerdende anlaşılacağı üzere alim kul olarak bilinen MUSAnın tabi olduğu (alim kul) bir peygamberdir. Hatta ben bu işi kendiliğimden yapmadım derken aslında (vahy gelerek) yaptığını anlatmak istemiştir.
2. Maalesef eskiden beri gelen bu tip senaryolara sizde başka açıdan doğru sanarak yeni senaryolar eklemektesiniz. O ayetlerin iyi
anlaşıldığından ve HIZIR diye sanki insan üstü varlıklar olduğundan bu kadar nasıl emin olabiliyorsunuz? Bu kadar senaryo uydurarak aslında Kurana karşı tezatlık oluşturduğunuz ve muhalefet ettiğinizin farkındamısınız ?
Birde sevan kardeş çıktı ve insan üstü değil diyor. hımmm. gelecekten gelebilir fakat insanüstü olmaz. peki bizim sizin gibi bir insan ise ve insan üstü değilse niye ihtiyacımız var ona ? Şimdi birileride çıkıp efendim aslında dünya tersine dönecek 3000 yılında desede inanacakmısınız.? gelecekten adam gelecek. Hani kanıtın sadece koca bir HAYAL. AYNI AN! ın içinde yaşıyoruz ve kimse ne geri nede ileriden yani gelecekten gelemez ve böyle hayali bir şeyi pazarlayıp satmak bence yanlış bir şey. Birde olmayacak duaya amin var ve yandaşlar.. Yada doğmamış çocuğa don biçmek denir halk arasında. umarım kıssadan HİSSE alacaklar vardır
Mesih gelecek diyenlerde sizin söylediklerinizi söylüyor yada beklediklerinizi… Hep bir yerlerden kuvvetli ve adil ve yardım eden birilerinin geleceği hayali vardır insanların. Bu sadece bir hayaldir. Gerçek dünyaya ne Mesih nede Hızır gelecektir. ^^Allahın sünnetullahında asla bir değişiklik bulamassın^^ ayetini açıp okuyun ve düşünün derim. (ahzap suresinde)
okan yukarıdaki yazısında geçmiş ve gelecek yoktur demiş.Var lakin nasıl var.Bizim algılarımıza göre var.Ona zaman diyoruz zaten.Zamanın şekli ise bulunduğunuz boyuta göre değişir.dünya boyutundaki zaman ile rüyadaki zaman bu şekilde anlaşılır.Boyutların işleyiş düzeni zamanı belirler.Burada 10 saatte bitirdiğimiz bir işi , rüyamızda bitirmek dakikakları hatta saniyeleri almıyormu ?
zamanda ileri yada geri gidebilmek için ise kuran’da bahsedilen sultan güce ihtiyacımız vardır.Ona allahın seçkin kulları olan veliler sahiptirler.Hz.Hızırda bir veli olduğuna göre istediği zaman dilimine rahatlıkla ulaşabildiğini hepimiz billiyoruz.Şu an için insanlık zaman yolculuğuna oldukça uzak görünüyor.tahmini bir hesapla bunun gerçekleşmesi için en az yüzyıl vakte ihtiyaç var.Eğer hz.hızır istemişse zaten gelir sizi görür bir şekilde ama tavsiyem sakın sizi görmesini dilemeyin zira heybetinden küçük dilinizi yutabilirsiniz 🙂
metin kardeşim sen sadece karşı bir görüşüm olsun diyerekmi muhalif oldun ? kendinden çok emin görünüyorsun VE KANE ne demek biliyormusun ? adı kuranda HIZIR olarak geçmese bile birisi gelip MUSA ile buluşup yaptığı işleri açıklarken OLMUŞ BİTMİŞTİ anlamına gelen VE KANE diyerek açıklama yapıyor yaptığı işlerin geçmişe gelerek gerçekleştirildiğini anlatıyor. MESİH ne demek biliyormusun? Eliyle herhangi bir şey üzerindeki belirtiyi silerek yok eden kişiye kaderi silip değiştiren manasını mündemiç olarak MESİH denir uyduruk diyerek önyargılı bir suçlamayla eleştirdiğin HIZIR ile ilgili bütün yorumlarımı ayetlerde geçen orjinal kelimelere dayandırıyorum 60. ayetten itibaren surenin sonuna kadar anlatılanların her kelimesiyle delil getirebilirimki HIZIR gelecekten gelip kaderi değiştirecek işler yapan bir insandır ve zamanda yolculuk eder değerli kardeşim sen bu yorumlara UYDURUK derken nererye dayanıyorsun? sana şunu nacizane hatırlatırım herhangi bir şeye YOKTUR demek en kolay yol gibi görünür fakat bu kolaycı tavır aslında sahibini içinden çıkamıyacağı bir tuzağa çekerek mağlub eder çünki bir şeye yoktur diyebilmek için mevcut kainatın her zerresini araştırıp çek etmek gereklidir bu iş imkansız olduğu için eleştiriye direk olarak YOKTUR DEĞİLDİR gibi kesin yargılarla başlamak tavsiye edilmez iddia sahibinin delillerini çürütmek en etkili yoldur ayetleri biraz daha okumalısın HIZIR ın kendisi değil yaptığı işler insanüstüdür veya bize öyle görünür çünki geleceğin teknolojisiyle yapılan şeylerdir. sen şimdi bu teknoloji çıkarımınada UYDURUK diyeceksin ama hiç değil kehf suresinin ayetlerinin kelimeleri ne anlamlar barındırıyor anlamak istersen diger surelerdeki geçtiği yerlere bakarak gizli manalara ulaşabilirsin Osmanlı alimlerinin MUHAL dedikleri duruma düşmek istemiyorsan daha başlangıçta eleştirilerine toptancı bir yaklaşımla YOKTUR OLMAZ DEGİLDİR diyerek başlamamanı kardeşce tavsiye ediyorum insanları susturmanın en kolay görünen ikinci yolu da kafirlikle suçlayıp din dışı ilan etmektir sen tefsircileri bile GAFLETE DÜŞMÜŞ KİŞİLER olmakla suçluyorsun demek daha kapsamlı araştırmaların var ben bazı tefsirlerde günümüz anlayışına ters şeyler gördüğümde senin kadar kendinden emin olamıyorum sen mehdiden evvelki ön mehdi gibi davrandığını görmüyor olmalısın herkez hatalı tek sen gerçeği yakalamışsan endişe etmek için bundan daha uygun şartlar olmaz kardeşim metin karşı tarafı hor gören alçaltıcı eleştiri tarzına AJİTASYON denirki eski solcular 12 eylül öncesinde bunu çok yaparlardı şimdide görüyoruzki bu tarz evrimleşerek içimize sokulmuş ilk kez müştak baba kerameti söylediğimde aynen senin kullandığın bu tarz ile ünlü bir gazeteci büyüğümüz bana karşı çıkıp YOKTUR demişti şimdi kapıyı zorluyoruz bakalım ne cevap verecek sen delil istiyordun değilmi al sana delilim bana müştak babanın bu bilgileri nereden elde ettiğini söyleyebilirmisin ? sakın bunada OLMAZ deme çünki hepsi oluyor aynı sertlikte olan ama karalama içermeyen eleştirilerini devam ettirmeni bekliyorum
Üstad güzel açıklamış konuyu.Bende ardı sıra sazan gibi atlamak istemem ancak bir noktada katılmak istemediğim bir şey var.Hz.Hızır için, gelecekten yüksekteknoloji ürünü bir makineyle
geldiğini ima etmesi malesef beni fazlasıyla düşündürüyor.Geleceğe dünüş filmlerini seyredenler oradaki japon yapımı bir arabayla geçmiş ve geleceğe yapılan yolculukları görmüştür.Sanki yazarın buna benzer yapay bir ima yapmış olması bile şaşırmama yol açıyor.İnş. üstad yazar alınmaz kızmaz lakin bunları söylemek zorundayım.Daha önceleride dedim.Hızır A.s. bir allah velisidir.Veliler, normal sıradan bir insana imkansız gelecek herşeyi kerameti ile yapabilir.Sistemi okuyup ona göre işlerini düzenler.Buna göre,insanda o sistemin parçası olduğu için geçmişte olanlar ve gelecekte olacaklar kendisine gösterilir.Diyrum ki,Hz.Hızır zamanlar üstü bir insandır ve kerametiyle yaptığı şeyler için insansı hiçbir teknolojik alete ihtiyaç duymazz.Evet,bunlar kendi kanaatimdir.Yazar bu dediklerime kızacaksa bile saygıyla karşılarım….
Tnt de katıldığınız 10.08.2011 tarihli hayatın şifreleri programında yecüc mecüc konusu açıldı.Karadeliklerden bahsedildi zülkarneyn in güneşin battığı yer olarak karadelikleri işaret etmesi gibi.Düşündüğüm bir nokta var şu aralar isviçre cern de yapılan deneyde acaba atomları çarpıştırarak bir kara delik oluşturup o karadeliğin içinden yecüc ve mecüc kavimlerini hapis oldukları yerden çıkarmak olablirmi.Çünkü hz. Zülkarneynin ördüğü set bu tarz bir karadelik olabilir.Cern deneyinde kullanılan mıknatıslar ayette geçen bakır levha ve pişirilmiş katran olabilirmi siz daha iyi bilirsiniz.Programda 2010 olacak bir olay 2030 u hazırlıyor dediniz bu deney 2010 dan önce başladı ve 2030 gibi karadeliğin çıkmasıyla boyutlar arası kapı olarak tabir ettiğim karadeliğin açılmasına sebep olup bu kavimlerin buradan çıkması sağlanabilirmi.Bu arada bu kavimlerin uzaylılar olduğunu düşünüyorum.Son olarakta programda ömer çelakıl kardeş sağolsun konuk çağırıp kimseyi konuşturmuyor.İzlerken çok yerde sinirlendim doğrusu.Çok güzel konulara tam gireceğiniz yerde ömer kardeş sözünüzü kesiyor.
serhat abi benim bir sorum var; hızır neden zamanda yolculuk ediyorki, insanların kaderi birer ip gibi örülmüş ortaya çıkan desende sorun mu varki, sorun varsa neden sorun çıkacak şekilde dizayn edilmiş. amaç insanların ders alması yada buna benzer birşeyse bizim elimizde neden hiç bir kanıt yok kanıt elbette kuran dır ama onada ilham olmadan anlamamız çok mümkün görünmüyor. hızır ın hikayesini siz çok daha iyi biliyorsunuz, yıkılan duvardan çocuklara geçecek hazine kimse bilmeden çocuklara geçecekse bu onların kaderine neden işlenmemişde hızır tarafından müdahele edilip bu şekilde bir olay gerçekleşmiş. demek istediğimi anlamışsınızdır, peygamberler insanlara mevcut durumlarında müdahele edip onlara seçme hakkı veriyor ancak hızır zamanda gezip dokunuşlar yapıyor bir insanın yada hikayedeki gemi çocuklar yada çocuğun geleceğine dokunup olayı tümüyle değiştiriyor. demek istediğim rabbimizin sonsuz kudretiyle bu olaylara müdahele neden etmemiş de bize kısa bir hikayede insanların kaderine müdahele eden hızır aleyhiselamın ve musa peygamber karşılaşması anlatılmıştır.
Serhat abi şuan amerikada milyonlarca insanın izlediğibir dizi var adı da FRİNGE bu diziyi 2-3 senedir izliyorum.En sonda sizin zaman yolcusu hızır kitabınızı okudum o kadar çok sevdim ki bi kerede hiç durmadan okudum sonra 2. kere okudum.Gelelim bu diziye bu dizinin yapımcısı J.J.ABRAHAMS denen bir yahudi ve dizi aynen sizin kitabınızdakilerin benzerini içeriyor.Dizide zaman yolculuğu yapan gelecekten gelen GÖZCÜ denen şahıslar var. Demek istediğim sizin çıkarımlarınızın benzerlerini süpergüç olan amerika ve israil de çıkarmış,anlamış veya bulmuşsa böyle dizilerler insanları geleceğe hazırlıyorlar olabilir mi? Bu konuda ne düşünüyorsunu? Büyük güçler bu süreci önceden görüyorlarsa neler yapıyorlar?
Serhat bey;kitaplarınızı büyük bir ilgi ile okudum..Sadece Hz.Yuşa A.S kabrinin açıldığında kemiklerinin yanında ” Ahit sandığı” nın olduğunu yazmışsınız.Benim kafama takılan peygamberlerin,velilerin,şehitlerin cesetlerinin çürümediği ile ilgili bilgilerimizden yola çıkarak; Hz.Yuşa A.S kemiklerinin bulunması bana ters geldi…Birde Hızır ile ilgili kitabınızda bahsettiğiniz ve Kur’an da da yer alan çocuğun öldürülmesi ile ilgili olayda aslında çocuğa gelecekte işlediği bir fiili önleyerek onu cehennem den kurtarıp,o fiili işlemesine engel olmasıdır.Sanki burda bir paradoks var gibi gözüküyor ne dersiniz..çalışmalarınızın aynı başarı ile devamı dileği ile…
Selam ve Selam
Kıymetli Serhat Bey öncelikle çalışmalarınızda başarılar diliyorum..Kitaplarınızı okudum..Ben yazar değilim ama 33 yıldır siz gibi Kainatı,Uzayı,Kur’an’ı gizemli görünen herşeyi ilmi bağlamda araştırıyorum ,okuyorum gözlemliyorum, sorguluyorum ,analiz ediyorum ve hep şu gerçeğe varıyorum..Allah kendinizi gizlemiş,ilimleri gizlemiş ve kullarının sorgulamasını,araştırmasını, hakikatlerinin sonsuz muhteşemliğini ve YARADAN olmanın TEKLİĞİNİ bize gösteriyor, öğretiyor, belletiyor her an, zaman, mekan ,konu ve durumda bunu bilmemizi onun YÜCELİĞİNE İTAAT etmemizi İMAN etmemizi istiyor..Hz Hızır yada Zülkarneyn farketmez hepsinin sırrı Allahın bize bu alemler ve kainatın insan odaklı yaratıldığının ve İMTİHAN dediğimiz sırrının algılanması için ” İki günü müsavi olan bizden değildir” Hadisi Şerifi ( ki mantığa akla ve Kur’an’a uygun yani sahih ) gereğince daima Allahın o kudret ve hakimiyetinin bilinmesini bizlere Kur’an’ı şifreleyerek,gizli ilim ve bilimleri yaratatarak bizim bunları bulmamızı hakikatları ve O’nun sonsuz YARATMA GÜCÜNE aklımızla şahit olmamızı istiyor ki Kur’an’da ;
YÛNUS SURESİ: 16 De ki: “Allah dileseydi, onu size okumazdım, onu size bildirmezdi de. Ondan önce içinizde bir ömür kalmıştım. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?”
YÛSUF SURESI: 2 Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur”an olarak indirdik.
ENBİYA SURESİ : 10 Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?
ŞUARA SURESI: 28 Mûsa dedi: “Eğer aklınızı işletirseniz O, doğunun, batının ve bunlar arasındakilerin de Rabbidir.”
MÜMİN SURESİ : 67 O O”dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir.
HADİD SURESİ : 17 Bilin ki Allah, toprağa ölümünden sonra hayat verir. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz.
ve daha bir çok ayette okunduğu ve görüldüğü üzere hep AKLIMIZ üzerine odaklıyor bizi çünkü akıl sahipleri daima araştırır ,sorgular, analiz eder, gerçeğe doğru adım adım yol alır ama bu Kur’an’ın ilk emri OKU emrinininde sırrıdır ve bizler SERHAT Bey gibi araştırırsak okursak ve sorgularsak hakikatların özüne yol alırız..Bizim için ALLAH katında KOZMİK EVRENİDE, ZAMAN YOLCULUĞUNUDA yaratması Rabbimiz için mümkün ve yaratmış ve bizlerin onun sonsuz muhteşem yaratma gücünü ancak Kur’an’ı tek kaynak alarak onun ayetlerinin sırlarını araştırıp çözerek Allahın sırlı görünen her ilmini,gerçeğini,yarattıklarını cüzi aklımızla algılayabiliriz yoksa hiç bir zaman bilgisayarın kendisi nasıl ki kendini programlayanı sorgulayamaz ancak onun izin verdiği kadar sahibini algılarsa anlarsa bizlerde Kehf suresinde anlatılan kıssayı ,Hz Hızırı ,Zülkarneyni ,Zaman Yolculuğunu,Paralel Evrenleri,Yaratılmış alemleri, vesaire birbirimize ispat edemeyiz sadece Allahın o gücüne tanıklık ederiz..Bazen hedefe patikadan gidersiniz ,bazen orman içinden bazen yoldan o yüzden referansımız Kur’an oldukca okuduğumuz Kur’an oldukca,araştırdığımız AKLIMIZLA kur’an oldukca Allah bizlere Serhat Bey gibi insanları sebeb kılarak hem Levhi Mahfuzun bizdeki yansımasını hem KADERİN gerçekleşmesini bizlere ilmiyle ilimleriyle öğreterek ispat edecekdir,ediyorda ama AKLINI KULLANANLARA…Hz Hızır, Zülkarneyn ,Müştak Baba,Davud’un Kılıcı, vesaire bunlar o kullanacağımız aklımızla alacağımız yolun gerçekliğine götürür bizi yoksa tabuların ,köhne fikirlerin,sabit düşüncelerin dehlizinde ne hakikatleri bilebiliriz,ne Allah’ın bizlere öğütlediği doğruları bulabiliriz ne de KENDİMİZ olabiliriz..İmtihan dediğimiz bu kendini BULMA ön hedefinin Allah’ı bulma ( Allah Aşkı ve O’na ram olma ) ana hedefinin birleşmesini sağlayacak çizgiyi yakalayıp o düzlemde verilmiş ÖMRÜ harcayabilmekdir kanaatindeyim..Ömrümüz olursa 25-30 yıl daha Zaman Yolculuğunun madde-enerji dönüşüm ve naklinin nasıl mümkün olup olduğunu göreceğiz İnşallah….Rabbi Zıdni İlmi….
Cihan kardeş Hz Hızır İlmi LEDÜN’E SAHİP’dir..Veli olduğu için değil.. İlmi Ledün VERİLMEZ, bir haktır GİDİLİP ALINIR.. Allah nurunu dilediğine iletir. Kuran okumayan ALLAHIN NURUNA erişemez. Çünkü ayetle sabittir: Kuranın bir diğer adı NURdur. Bir diğer adı İLİM. Bir diğer adı HİKMET (pozitif bilimler anlamında)..
فَوَجَدَا عَبْدًا مِّنْ عِبَادِنَا آتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِندِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِن لَّدُنَّا عِلْمًا
Fe vecedâ abden min ibâdinâ âteynâhu rahmeten min indinâ ve allemnâhu min ledunnâ ilmâ(ilmen).
Kehf Suresi 65.Ayet : “Derken indimizden bir rahmet ve katımızdan Ledünni bir ilim almış, kullarımızdan bir kul buldular”,
Allah şöyle vahyetmemiş: “Katımızdan bir rahmet ve (yanında) ilim vermiştik”, diye bildirmiyor Allahımız… O büyük bir farkı oraya koymuş: Allah ZENGİNLİĞİ dilediği kuluna; İLMİ ise isteyip alan kullarına verir. Bu farkı unutmayalım. O zaman şunu anlıyoruz:
1. Allah DİLEMİŞ ve RAHMET HIZIRA verilmiş…
2. Üstüne üstlük Hızır İLİM dilemiş ve MERCİİNİN KAPISINI ÇALMIŞ, “ALLAH’ın misafiri olmuş” ve “Ledünni İlmi ALIP GELMİŞ”. İşte bu farkın üzerinde duruyor o ayet…
Şimdi size göre “fiziken gittiği içinmi olurdu yoksa yanınızdayken mi bu iş olup bitecekti” dediğinizde ben size şu cevabı veririm..
1- Evet Allah katından İlm-i Ledün ilmiyle donatıldı Levh-i Mahfuzdan sadece Allahın O’nun bilmesini istediği kadarını görmesi bilmesine müsaade edildi.
2- Evet gitti o an gitmese bile Hızır bir insansa ben size sorarım peki ne zaman müsaade edildiyse Levh-i Mahfuzu görmesi Allah katına nasıl neyle yolculuk etti zaman ötesi bir yolculuk değilse şayet sizin aklınız mantığınız bu görme Allah katına ulaşmanın nasıl mümkün olduğunu söylüyor siz açıklayın o zaman.!?
Özetle Hz Hızır rabbimizin yarattığı sonsuz evren alemler içinde sonsuz kainatta rabbinin katına nasıl ulaştı nasıl vardı nasıl bir hal üzere yolculuk etti!?..Bu da gösteriyor ki o an yada önce Hz Hızır zaman üstü bir yolculuk ve hareket kabiliyetine sahip..
Belki yeni bir tartışma konusu olacak ama diyorsunuz ki Hızır bir Velidir..O yüzden biliyor..Veli Allahın bir sıfatıdır bu yüzden Velilik diye bir makam yokdur bugüne kadar bilinenler işte Kur’an’ın ilmiyle araştırılmadığı ve manalandırılmadığı yada eksik tefsir yapıldığı için yinede en doğrusunu rabbim bilir ama şu gerçek ki Velilere atfedilen üstün vasıflar ilmi ve Kur’an’i gerçekleri araştırmadan yapılmış bir tanımlama..Aşağıda Kur’an’dan bazı ayetler yazıyorum daha iyi anlamanız için..
Ahzab :17 – De ki: “Eğer Allah size bir felâket diler veya bir rahmet muradederse, sizi Allah’tan saklamak kimin haddine?” Hem onlar kendilerine Allah’tan başka bir veli de bulamazlar, bir yardımcı da.
Sebe :41 – Onlar da: “Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardı.” diyecekler.
Yusuf :101 – “Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!”
Rad :11 – Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah’ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah’dan başka bir veli de bulunmaz.
Araf :196 – “Zira benim velim, o kitabı indiren Allah’tır. Ve O, salih kullarına sahip çıkar.”
Bakara :257 – Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî olarak kalırlar.
Rabbi Zıdni İlmi
Kemal kardeş burada Kuran ayetlerinden bazılarını Allahın veli ismini açıklamak adına paylaşmış.Velilik ile ilgili bir takım şeyler yazmış.zaten bunlara karşı çıkan yok.Hernekadar bu konuda fazla şey bilmesede kendince katkı yapmaya çalışmış A.R.O. Ve lakin şöyle ki, ilmi ledünden bahsederek konuyu saptırmak suretiyle konuyu tamamen açıklayacağını sanmış.ama işler bu kadar basit değil.Veli,Allahın isimlerinden biridir(sıfat değil).Alim de isimlerden biridir.Veli olan biri alimde olabilir pekala.Üstelik kuran “okumak” bizim bildiğimiz anlamda gözle yazılı kitaptan okumakla alakalı değildir.Okumakdan okumaya fark vardır.Bunu alimlerde velilerde çok iyi bilir.İlmi ledün verilmez gidilip alınır derken,zaten gerçekten istemeden belli bazı şartları yerine getirmeden hiç bir şey ele geçmez.belli ki Hızır veli olmasının da getirdiği avantajları kullanarak,derecesine göre ilmi ledünü gerektiği kadarı almış bişekilde.Üstelik bir veli aynı anda bir çok yerde görünebilir.şu anda sizin yanınızdayken aynı anda başka yerde olabilir klon hesabı.Bunları yazmış olmam herşeyi bildiğim anlamına gelmez.Aynı şekilde sizin bildiğinizi sandığınız gibi. İnsan en iyisi ben aslında hiçbirşey bilmemişim deyip çıkmalıdır işin içinden….
Selam Cihan kardeş..Her düşünce fikir Kur’an lafzı hariç nihayetinde bir insan yorumudur..Bir fiikir başka fikre mutlak doğru kanıtı olmaz bu sebeble her insanın araştırması kendi bilgisi ilmi dahilindedir ve başka birisininki ile teraziye konup ölçecek bir değerlendirme makamı yokdur ölçütleride yokdur Kur’an dışında..Ben Kur’an’dan ayetler yazdım izah etmek için sizin bilginizi ölçmedim değerlendirmedim..Herkes kendi araştırması bilgisi dahilinde yazar..Sizin yazınızı okurken ben sizden daha bilgiliyim edası var bunu nefsinize veriyor yadırgamıyorum..Saptırmak gibi bir suçlama yapmanız ise bir niyet okuma göstergesiydi lafa bile gerek yok..Sınırı aşmışsınız azda olsa az önceki konuya bağlıyorum yine saygı duyuyorum buda sizin tavır ve yansımanız demekki!..” Her ne kadar bu konuda fazla şey bilmesede ” gibi sözler ben yetkili makam sahibiyim edasındaki kişilerin tavrıdır bunuda egonuza bağlıyorum onada saygı duyuyorum..OKU emrinin ne anlama geldiğini bana izah edecek kadar yazdıklarımdan birşey anlamadıysanız ve benim bilmediğime kanat getirecek derecede ENANİYETİNİZİN yüksek olduğunu gördükden sonra bundan sonra bana cevap olarak ne yazsanız muhtabım değilsiniz çünkü tavrınız tepeden bakış içeriyor der kendi açımdan konuyu kapatıyorum şimdiden..Siz neyi biliyorsunuz bilmiyorsunuz bilemem bu konuda nede hakkınızda yazlarıımda şahsınıza yönelik bir şey yokken siz direk şahsıma yönelik yorumlara karar vericiliğe yönelmişsiniz..Bence egonuzu biraz azaltın..Yazılarım kendi bilgim çapında kendi yorumlarım ve analizlerimdi yazdıklarım..Birşey biliyorum bilmiyorum edasında bir yorum da niyette yok..Siz bildiğinizi sandığınız gibi diyerek benim adıma ifade etmediğim bir düşünceyi siz benim adıma yazarak kul hakkıma bile girdiniz dahasına gerek görmüyorum beni size şahsınıza şahsıma yazdıklarından dolayı doğal savunma hakkkımı bu bilgi ve ilim konuşulması gereken yerde beni buna ittiğiniz içinde kendi adıma hicap duyuyorum lütfen sadece kendi çalışma araştırma bilgilerinizi paylaşın insanların şahsına yönelmeyin onlar adına yorumda bulunmayın acizane dost kardeş tavsiyesi…
est. hocam.Hernekadar siz beni çok yüksek egolu olarak algılamışsanız dahi aslında anlatmak istediklerim tam tersini ifade ediyordu . şahsınıza yönelik bir suçlama yoktu.Sadece orada Kuran ayetlerinden bazılarını yazdığınız için bildiğiniz yada bildiklerinizin bir kısmını izah etmek istedim.Elbette kendinizi savunabilirsiniz ve bu sizin hakkınızdır.İstesemde bu hakkınızın içine giremem.Yazdıklarım biraz havai ise kusura bakmayın.Yazdıklarım içinde ” hernekadar çok bilmesede” dememdeki kasıt aslında hiçbirimizin yeterince çok şey bilmediğimizin anlaşılmasıydı.Kendim bile o durumdayken size böyle bir suçlama yapmam sözkonusu olamaz.Sizi ne ile ve ne için suçlayabilirim ve bu benim ne işime yarayabilir.biraz düşünün lütfen.Doğrudur,yazdıklarım hoşunuza gitmemiş olabilir.tekrar affınızı rica ederim.kusura bakmayın…
s.a
O zaman bende bir yanlış algılama olduysa ben sizden özür dilerim..Hakkınızı helal edin o zaman..
mehdi konusunda yanlış bilğiler var mehdinin medinede yaşadıgına dair bir bilği yok daha dogrusu nerde yaşadıgı hakkında bir bilği yok sadece medine ve mekke arasında zuhur edecegi yönünde bilği var arapça bilmediği dogrudur kendisine görev bir gecede verildiğinde tüm ilimlere ve arapça bilğiye sahip olacaktır görev verilene kadar islami bilğisi yoktur
serhat bey buraya acil cevap yazarsanız sevinirim kurandaki ayetleri yorumlarken tefsirlerden yararlanıyormusunuz ve isimleri nelerdir dayyi mekanla zaman devirler arası nda gitmenin bir bağlantısı var mı hızırla musanın buluşması ve birlikte gitmeleri tayyi mekan mı yoksa zamanlar arası geçiş mi kurandan zamanlar arası yolculukla kastettiğiniz musa as. ın uzun zamanlar gideceğim sözüne mi istinad ediyorsunuz yanlış anlamayın ama kuran açıklaması veya tefsiri malumunuz kişinin kendi re’yini kullanarak olmamaktadır .yani resulullah tarafından yasaklanmış ce cehennemle tehdid edilmiştir tefsirlerde buna işaret var mı ayrıca zülkarneyn as. in batıya fethederek gittiği en uç nokta atlas okyanusu olduğu ifade edilmiş ayrıca kara deliklere malumunuzca atıf var lakin onun bir melik olup doğuya ve batıya gitmesi bir fetihten ibaret olup zahiri bir şey olduğu ve yaptığı seddin muhtevasının teknolojinin ilerlememesinden dolayı çözülemediğini anlıyorum,
daha doğrusu insanlar zamanlar arası geçişi konuşurlarken kabullenemiyorlar ve geçmişin düzeltilemeyeceğine inanıyorlar çıkardığınız zamanda yolculuk insanlara afaki geliyor benimde şu an için yazılarınızı okuyup değerlendirmeye zaman bakımından imkanım olmuyor
Merhaba Serhat bey uzun bir zamandır ilgiyle takip ettiğim birisiniz. Hoşsunuz,yakışıklınız da aynı zamanda:)ve ele alıp yazdığınız konular ve konulara yaklaşımınız da çok ilginç ve çok güzel ahhh ahhhh bir de yazarlık öğrenseniz her şey dört dörtlük olacak:)))))İnanın kitaplarınızı okurken işkence çekiyorum hani o an yanımda olsanız işkence çekeceğime emin olun sizin kulaklarınızı iyi bir çekmeyi tercih ederim:))))))
Tüm bu şakalar bir yana ben edebiyat öğretmeniyim Serhat bey ve inanın eleştirilerimde son derece ciddi ve haklıyım.Yazarlık yönünüz maalesef ki sıfır.Örneğin şu “Zülkarneyn” kitabınız yazmışsınız da yazmışsınız.Aynı lafları aynı cümleleri aynı iddiaları temcit pilavı misali dönderip dönderip yazmışsınız.Hani o kitaptaki tekrarlamaları çıkarsak koca kitap zayıflayıp bir 100 sayfaya iner rahatlıkla:)))İnanın içim bayıldı o kitabınızı okurken.Tekrarlamaların yanı sıra kitaplarınızda hiçbir konu düzeni de yok.Güya yeni bir başlık yeni bir konu,bir bakıyorsun az önceki başlıklarda anlatılanlar haydaaa sil baştan yeniden anlatılmış sonra sahi ya bu hangi başlıktı diye başa dönüyorsun.
Çok üzgünüm ama inanın yazarlık yönünüz sıfır.Öyle bir üslupla o kadar acemi bir tarzda yazıyorsunuz ki sanki eş dost akraba toplanmış bir evde “Ya Serhat hele şu Hızır’ı anlatsana bize biraz” demişler size ve siz de başlamışsınız anlatmaya:))))))E tabi dost sohbeti olunca arada bir birileri bir şey der insanın kafası karışır,sahi ya ne diyordum ben en son ne söylemiştim der:)))))Unutur da başa döner hani:))))Birileri de ya Serhat abi en son ACAYİP İŞLER diyordun der:))))Bir diğeri “Ama Serhat abi sen konuşmaya başladığından beri zaten en az belki bin kere “acayip” kelimesini kullanmıştın” der:)))))
Hele hele “Yeni Bir Şans” kitabınız bence tam bir FACİA:)))))Ne o öyle sakın onun bir roman olduğunu iddia etmeyin de kalbime inmesin bakın:))))Hikaye desen değiiiiillll,araştırma-inceleme yazısı desen değiiillll:)))))Sahi yaaa o kitabınızın türü ne:))))))Ne maksatla yazdınız o kitabı gerçekten çok merak ettim bakın bir edebiyat öğretmeni olarak.Yoksa yeni bir tür mü yaratmaya çalıştınız:))))))Hani olur ya Hızır ile pek içli dışlısınız ya belki Hızır size zamanın ilerisinden yeni bir tür öğretmiştir de bizim haberimiz yoktur,belki 100 yıl sonra ortaya çıkacak yeni yazın türü falandır olamaz mı:))))))))))))))))))))))))))
Uzun lafın kısasııııı sevgili Serhat Ahmet Tan başta dediğim gibi hoşluk yakışıklılık sempati ve yazılan konuların ilginçliği yetmeeeezzzzzz lütfen azıcık yazarlık eğitimi alın.Bunu okuyucularınıza bir saygı olarak görün lütfen.”Ya kitaplar satıyor mu satıyor” demeyin lütfen.Bakın olmadı sizinle iletişime geçelim siz anlatın bana ben yazayım olur mu söz para falan da istemem sizin sempatiniz ve yakışıklılığınız yeter bana:))))))))Kimseye de söylemem bunu,okuyucularınız da rahat bir nefes almış olurlar olmaz mı ne derseniz:))))Selamlar sevgiler…
Selamün Gavlem-mirrabbir Rahiym
Sübhan(Hu )ve Teala ve Tekaddes hazreleriniz mahlukatı seelamlayışıyla selamlamak istiyorum sizi saygı değer ve pek muhterem hocam
Öncelikle hayatta raslantı tesadüf diye birşey yoktur ,tevafuklar gelir bizleri bulur,bunlar ilahi kodlamanın ,sizin tabirinizle post modernize edilmiş tabirle kuantumun bir gereği ,bu zaten kaderin ilahi yasalaştırılmış hali
Hani diyorsunaz ya bu genetik kodlama 7nesle sirayet eder ,ve senin bir etki alanın yoktur ,yedi nesle srayet ettirildiği hususunda size katılıyorum ,amma bunun yedi bakir sayısının =>yani tekilAllah ‘ın ilahi kanunları ve matematiksel kodlamalarının hep tekillik yasasına tabi olduğuna birçok örnekte şehadet etirdik Elhamdülilah,amma şurda bir ayrıntıyı atlamayalım Ahmet hocam bu 7 nesil katlarına tabi tutulduğunda yani geçmiş ve geleceğe vurulduğunda bu da vasati 1400 dünya yılına tekamul ediyor ,amma bu dünya yılıda nakurunhangi konumundaydı???? evrendeki tavafını tamamlarken acaba hangi necm ler etkisi alanına alıyordu?acaba o neslin yaşama süresi ve dna daki geçişlerin süreleri nezaman yaşandı ?bu ilahi kombinasyon bir örüntü evren kaderi evrendeki herşey etkiliyor , keza Hz Ademin yaşam süresini kıyas alırsak anti maddesi onu ne zaman gelip bulmuştur? ve cenabı rabbül Aleminin yüce ayeti celilesindeki Kadere vurulan dem kendi çabasına bağladık ibaresi çok mühimdir ve genlerle geçişin de delilidir .şimdi siz demişsiniz ğer sizi yanlış anlamadıysam genetik kodlama senin geçmişteki ataların atistse senin kuantumda yapabileceğin olasılıksızdır ancak peygamber olmakla şereflendirilirsen bu genetik kodlama kırılır buda ilahi emirle olacaktır sanırım bu kısmı doğru anladım,şöyle geçmişe yapabileceğin birşey yok ama ayetle sabit bir kavram var çabana bağlıysa işte ordaki detay çok düşündürücü ahmet hocam bilmem katılırmısınız bana 7 nesil geriden bir ateist ada düşünelim ve 7. nesildede siz duruyorsunuz kodlama buradamı kırılıyor ?çünki o o çağı yaşatacak yani bir 7 yüzyıl ondan sonraki neslikodlayacak oda onu etkileyecek ,ozaman şöyle mi düşünmemiz gerekir peygamberimizden örnekleme yaparsak ibrahime vurguda bulunuyrsa kuran ibrahim genetik kırılmasının atasıdır ve Muhammed(Muhmenanna,Faraglid)de 7 nesil sonrasına birgenetik kodlama taşıyacak ,ozaman 7 nesil sonrasında seyyidlik dedikleri mefhumda son bulmuş oluyor ,gidiyorda gidiyor burada bizlerin atladığı ince detay genetikten gelen yalınlıklar vardır ama genetiktende büyük bir rabbi vardır kodlamanın eğer dilerse değiştirebilir eğer değiştirmese idü ne Hızırın ne Zülkayneynin bir anlamı kalacaktı !!!
YAZILI LEVHALARDA=>hızır sürekli Allhla konuşuyor nederse onu yapıyor saniyeni katrilyarda bir yerinde emirleri uyguluyor diye bir şey yok bana göre ,herşey levhalarda eğer böyle olmasa idi levhi mahfzun bir anlamı olmayacak ve bu yalan olacaktı ,hızır bu emirleri yerine getiriyor ama onun haddinemi düşmüş ki anlatılanlardaki gibi sürekli tırans halinde irtibatta olsun görsün emirleri uygulaın bu Allahın koymuşolduğu tekillik yasasına uymaz bu sınırı hızırın aşması mümkün deği ancak levhaladan emirleri okuyup emredildiği saniyede yapmak zorundadır yapmasaydı ve bu kudret ona verilmese idi başaramayacaktı ,öyle düşünürsek bizler uyanan ve uyutulan canlılarız ve hızır asla uyumuyor ,kuran ayetlerinde ölen insanlara onlara bir vakte kadar uyuyun denilir ,demeki ölüm bir uyku halidir uyandırılacağı güne kadar ama bu hızır için söz konusu olmamış hiç uyumuyor ve buda insaniyet bağlamında bakıldığında mümkünatını yitiren bir hadisedir!!!
hızır konusunda kehf suresi dışına çıkamadığınızı göryorum sayın hocam ,bunuda anlıyorum burda verilen detaylar sizi heyecana sevk ediyor ve ön sıralara alıyor ama cin suresi ve süleyman hadiseindeki cereyan eden hadiseler belkısı şaşkınlığa sevk eden sıradışı olaylarada bi eğilmek gerekiyor ,buradan anlaya bilioruzki ,cinlerinde bir vakte kadar levhalardan birşeyleri okuyabildikleri ve bunu kötü yönde kullandıkları ve yasaklandığını artık levhaları okuyamadıklarını anlıyoruz ,yani hızırdaki teknolojiye yada ne derseniz işte buna cinlerinde sahip olduklarını ve süleymana birçok şeyi bildirdiklerini görüyoruz,hatta ben başka birşey atacağım ortaya kendi araştırmalarımdan harmanladığım bir fikir ,geçmiş ve geleceği görebilmeyi mümkünlü kılan bir alet vardı elinde diye düşünüyorum ,Anunnakilerin teknolojisini kullanıyordu ,bu uzaylılar neden türkçe kouşuyorlar hocam :)) eski mısırdaki son gizlenememiş delilleridir anunnakilerin ,çünki zülkarn neyn =Hızır buna mani olmuştur gelememişlerdir ama dünyada kalan torunlarıda olmuş bunlara perde gözlüler diyorlar ve genetik kayma olmamasıiçin ensest yaklaşıma varır derecedeki sapkınlıkları var ,bunu ilminatide ve kabala öğretiisinde görebiliyoruz ,Arza gelmiş göçmüş okadar çok uygarlıklar varki bunların hepsi birer gizem ancak kuşikama izin verilirse açacaktır verilmiyorsa kaderin tozlu raflarını süslemeye devam edecektir ,
yani dieceğim oki hızırın bu bilgiye levhalar harici ulaşabilme gibi bir lüksü yok Ahmet hocam bu benim şahsi kanaatim,hızıra bir bilgisayar örneği verirsek obir avg hükmü görmektedir ,yani sistemin iyi işleyebilmesi için ayıklamalar yapma,ha birde şu var biz aciz beşerlere indirgiyoruz bu varlığı sadece insancıklar üzerinde uygulamalar yapan bir varlık hıdırellezlerde yetiş ya hızır himmet ya hızır denildiğinde imdadakoşacak bir mefhum olarak görüyorlar halbuki öyle değil ,bir insanı galaksiler yıldızlar etkileyebiliyorsa bu zatı muhteremin bir çok şeyi başarabiliyor olması gerekiyor yıldız konumlarını etki alanlarını iyi biliyor olması gerekiyor ,buda tabiri caiz ise hızırı acziyet makamında çıkartıyr bana göre o bir ram bellek gibi değiştirilemez kanunların konulduğu bir sistemin içerisinde yanan kırmızı ışıkları yakalıyor ve imha ediyor
Şu bir gerçek 1800 alem var ve bu evrende envai çeşit genetik kodlamaların olmamasızaten olasılıksız ,bizler kendimizi çok büyütüyoruz ,aha zikrettik namaz kıldık bz şükrettik diyoruz hatta erdik biz tayyi mekanar falan yapıyoruz diyoruz kerametler alametler gırla gidiyorlar ,halbuki ana panele bakıldığında görülen tablo şudur sen avg li bir sisteme mahkumsun bildirildiğin kadar bileceksin öğrettiğim kadarını öğreneceksin ve seni yarattığımıda bileceksin ,ama bunu bir çoğunuz inkar edecekler bileceksiniz ama kininiz buna mani olacak diyen bir ssitem var ,yeri gelmişken ben ateizm diye bir şeye inanmıyrum
evren onun ol emriyle olmuş atomaltı parçacıklarıyla zikri daim olan bir sistem ,şu ateist arkadaşlarım bunu bilmezler o kalbinden birsürü fitne fucur geçirsede nun elektrikle çalışan ve kan pompalamakla mükellef makinası allah allah diyor ,bu kodlama zaruidir ,bu kanunun işlemediği zerrei izmak kadar atomaltı paçacık yoktur ,parçacıklar birleşerek bir btünü meydana getirirler ve bu birnevi bir evren yaratır kendi çapında ve büyüklüğünce zikri daimine devam ederler ,örnekleme yaparsak sadece dünyamızı düşünelim mavi yuvarlak bir top ve tirilyarlarca parçacığın birleşerek meydana getirdiği bir üç boyutlu ama zikri daim ,evrende saniyenin bilmem kaçta brinde içimizden geçip giden o enerjinin fevkiyle her duyduğunda her hisettiğinde her notron proton dönümünde bu zikr devam etmektedir ,maddenin anti maddesi aslıdır ve madde ilahi emrle sonlandrıldığında anti madde sonsuz görevine devam edecektir ,
Aslında birçok konu var
Abarttığım için kusura bakmayın hocam ,takip etmeye çalışacağım inşaAllah
SAYIN ORDİNARYÜZ EDEBİ DÜŞÜNÜR SEVDA DUMAN KARDEŞİMİZEDE BURADAN SELAM OLSUN :))
MÜENNESLERİN MİNYATÜR TANRIÇA VARİ TUTUMLARINI SEVMİYORUM
selam ve dua ile saygı değer hocam :))
ayrıca insanın evrimleşmediğini söylerler ama ayetlerden bunun zr bir sürecetabi tutulduğunu görmekteyiz ,bu demek değildirki darvinizmi savunuyoruz ,biz diyoruzki din evrimi reddetmez,çünki insan aslında hiçbirşeyi bilmemektedir ,bildirildiği kadarını aurası ve nöron çalıştırabilme kapasitesi yettiğinde hayatı ve evrenseliği anlayabilmektedir ,herşeyi bildiğini sanan uzaya çıktım yaşasın diyen insan hiçbirşey yapamayacağı gösterilerek acziyeti evrenle delillendirilmiştir adeta,Neil Armstrong uzaya çıktığı anda dönyaya dönüp baktığı zaman şaşkınlıktan OOO MY GODD demekten kendini alamamıştır çünki karşısında gördüğü ablo onu dehşete düşürmüş ve bunu buraya kim astı demiştir,Arzın semaya tutturulmuş tıpkı askıda durdurulan yuvarlak bir mavi top görünümündedir ,ve bu onu çok etkilemiş hüstının cevabınıveremeyeceği vegizli dosyalarında baş yapıtlar arasında yerini almaya mahkum edilmiş ennihayetinde
Her neyse hocam ordan raya daldan dala atlayışımı mazur görürsünüz umarım ,saygıyla ve sevgiyle elim yettiğince zaman zaman takip etmeye çalışıyorum sizi ve asla tesadüfi bir bağdaşma değil bu herkes nasibince yer lokmasını nasibinde yoksa ağzında gevse bile o ona tükürtürülecektir ,
buradaki çok değerli arkadaşların yorumlarınında yarısını okudum ama hemen yorum yapmak istedim takip ederim inşaAllah bundan sonra
Hocam yazımda eksikler hatalar olmuş Sevda hocamız görmesin:) siz tamamlarsınız eksklikleri
Sürç-i Lisan ettim ise affola
Hz Hızır’ın neyi nasıl yapabildiği, zamanda yolculuğu gibi hususların ne kadarının doğru olduğunu sadece ALLAH bilir. Bu bilgilerin bizlere pratik bir faydası da yoktur. Bunları bırakıp, faydalı ilimlerle uğraşmak gerekir. mesela, nükleer silah nasıl yapılır? Siyonizme karşı milletçe ne yapılır? CHP nasıl ortadan kaldırılır gibi. Türk nüfüsunun % 90 ından fazlası müşrik durumdadır. Kimse şirk koştuğunun farkında değil. namaz terk edildi. herkes anlamını bilmeden fatiha okuyor. gençlik tamamen cünup geziyor.
selam
kuantum ve tasavvuf(kuran) ilişkisini savunan bir eğitimci,aslında dışarıda (gözlerimizle seyrettiklerimizin ) hiç bir şey olmadığı,evren,insanlar vb. hepsinin bilinçaltımızdaki hologram olduğunu söylüyor, bu konuda ne dersiniz?