Yazar: 10:20 Köşe Yazıları, Politika

Tanımsız Kaygı

 

Ali Narçın
www.alinarcin.com

Hiçbir güç bireyi ölümden başka bir baskıyla vatanından ayıramaz. Filistin halkı ölümü göze alarak onca baskılara, sindirilişlere ve dünya devlerinin yaptırımlarına rağmen inatla doğduğu toprağı terk etmiyor. Bu davranış, dünyanın sayılı zengin ve renkli ülkelerinin sanmıyorum ki gözlerinden kaçsın!

Yıllardır ABD’nin gölgesinde dünya devlerine meydan okuyan İsrail, dinsel ilkelerini de hiçe sayarak “Vaat edilmiş topraklar adına” Filistinliye işkence çektirip, katliamlarına devam ediyor. Ortaya sergilediği insanlık dışı acımasızlığına da dindaş ülkeleri ortak ediyor. Ağa geçinen, büyük geçinen ülkelerin, siyasal düşüncelerini bir tarafa bırakarak bu kaygı dolu tarihe tanık olmaları gerekmektedir!

Ne yaptı Filistin’de yaşayan bebekler, çocuklar ve kadınlar İsrail’e?

Ne yaptı yaşlılar, delikanlılar?

Onlar doğdukları topraklardan ayrılmamak üzere kenetlenirken, dünya ülkeleri de seyirci kaldı…

Nerede Birleşmiş Milletler, nerede Avrupa, nerede Dünyaya sözde babalık yapan Amerika!

40 kilometre uzunluk ve 9.5 kilometre genişlikte olan bir alanda Filistin halkı adeta tutsak gibi yaşamakta… Bu tutsaklığın gardiyanları başta İsrail olmak üzere İsrail’in kural tanımayan baskılarına ortak olan işbirlikçi devletler ve kendilerini barış ile demokrasinin ilahi sananlardır. Ekonomik ambargo dedikleri işkence şekli, masa üstünde karar verilen bir soy kırımdır. Bu modelle Filistin halkı inanılmaz bir asimilasyonla baş başa kalmakta, Müslüman geçinen Arap devletleri de Amerikan yapımı filmleri seyretmekte!

Filistinli çocukların İsrail’in ölümcül silahlarına karşı kullandıkları sapan taşları onların zorba kubbesine dokundukça çoğalan çiçeklere dönüşüyor, o toprağa dökülen her çiçek dalı İsrail’e karşı meydan okuyan anaların gözlerinde acılarla yüklü geçen bir zaman içinde büyüyor.

Nerede demokratik yaşamdan, özgür yaşamdan, dinden ve imandan  söz edenler!!!…

Kimdir çocukların ekmeğini elinden alan, onların ilaçlarına yılan zehri akıtan!..

Bu mu Allah’ın huzurunda inancı savunmak?!.

Bu mu vaat edilmiş topraklara sahip olmak?

Bu mu demokratikleşmek?!

Sahte tanıklar, bir avuç kalan Filistinli insanın tepesinde jilet çarkı gibi dönüyor. Nasıl da görmüyorlar İsrail askerlerinin 5 aylık Filistinli çocuklara ateşle karşılık verdiğini?…

Kimdir bunlara güç veren?

Kimdir barbarlığın en vahşi örneğini sergileyen İsrail’in yolunu altınla kaplayan?

Kimdir, Filistinli çocukların ilaçlarına ateş suyu katan?!

Kuralsız saldırılar, baskı ve işkenceler Filistinlinin sığındığı toprakta belirsizlik içinde devam ederken vicdanı sızlayan çoğu ülke insanları da sadece seyirci kalmakta!!…

Arapların renkli yaşamları gölgelenmesin diye suskunluğu tercih ettiği arenada Türkiye bu insanlara kucak açan tek ülke!… Sorumlu olduğunun bilinciyle dünyaya meydan okuyan İsrail’in tavrına karşı duruyor. Çoğu Arap ülkeleri, işgalci ülkelerle iş birliği yaparak, bu olanları görmezden gelirken; barışı taşlardan yapılmış oklarıyla savunan Filistin’in o kahraman çocukları İsrail’in amcalarına, dedelerine, şarap fıçısına dönüşmüş sahte generallerine karşı barışın piramitlerini kurarak adeta meydan okuyor…

Bravo o vicdanlı insanlar ve içinde Allah korkusu taşıyanlar…Tarihe tanıklık edin. Bu sorun ne sağcı, ne solcu ne de dinsel anlamda yönetim arzulayan insanların sorunudur… Bu sorun tamamen vicdanlı, dürüst, yüreğinde acıma hissi taşıyan ve Allah korkusu olan insanların sorunudur… Filistin’in topraklarını işgal eden ve egemen güçlerin oyuncağı haline gelmiş İsrail’in katliamlarını tarihe geçirmeyenler; çocuklar, kadınlar ve yaşlılar üzerinde oynanan suçların ortağıdırlar.

Kimdir bu İsrail:

Mitolojik öykülerde İbranilerin din büyüğü ve atası şeklinde tanıtılan Yakup’un 12 çocuğunun soyundan gelenlere İsrail adı konulmuştur. Sözcük anlamı da çok garip. Bu sözcük bazı kaynaklarda [”tanrının yolunda, doğru yolda”] bazı kaynaklarda da [“tanrıyla güreşen”] anlamında tanımlanmaktadır. “Isra” sözcüğü İbrani dilinde ”güreşmek” anlamında kullanılır. Bilindiği gibi Tanah’ta yer alan öyküde Yakup’un tanrıyla güreştiği yazılmaktadır. Yakup dayısı Lavan’ın iki kızı olan Lea ile Rahel ile evlenir. Lea’dan 6 erkek ve bir kız sahibi olur. Rahel’den ise iki erkek çocuğu olur. Lea’nın cariyesi Zilpa’dan iki erkek evlat; Rahel’in cariyesi Bilha’dan da iki erkek çocuk sahibi olur. Lea’dan olan çocukların adları Ruben, Şimon, Levi, Yehuda, İssakar ve Zevulun adlarını taşır. Rahel’den olan çocukların adları ise Yosef ve Benyamin’dir. Lea’nın cariyesi Zilpa’dan olan çocukların adları Gad ve Aşer, Rahel’in cariyesi Bilha’dan olan çocuklar da Dan ve Naftali adını taşır…Tek kız olan Dina ise Lea’nın kızıdır. Onlar İbrani soyundan gelirler. Tarihsel yanılgılar çoğaldıkça Filistin topraklarına davetsiz giren Yahudi’lerin ABD’nin Kızılderili topraklarının işgaline benzer. Onlar da Filistinlilerin topraklarını işgal ederler. Eğer onlar kendilerini temsil eden İsrail sözcüğünün betimlemesinde” Tanrının yolunda, doğru yolda” gibi bir yakıştırmaya karşılık Filistinli bebekleri, çocukları kadınları ve ihtiyarları öldürüyorlarsa o halde İsrail sözcüğünün ABD yolunda, işgalci olarak betimlenmesi daha yerinde olur diye düşünmekteyim.

Tarihin oklarını doğrulara çevirdiğimizde İslam inancını taşıyanların tümü gerek İbrahim ve gerek Yakup olsun onların soylarından gelenlere kutsal gözüyle bakarlar. Hatta kutsal kitap Kur-an’da Musa ve İsa’ya inanmanın zorunlu olduğu belirtilir. Buna rağmen bebekler öldürülmekte, çocuklar tutuklanmaktadır. Bu nasıl bir inanç? Bu gerçek açık bir şekilde görülürken, İsrail’in amaçsızlıkla sarhoş olmuş sözde inançlı kurmayları nasıl olur ki Filistin çocuklarına, kadınlarına, yaşlılarına karşı zalimce bir tutum sergilesin.

Uygulanan işkenceler, baskılar, toplu öldürülmelerin anlamı hiçbir zaman karşılığı bulunmayan bir vahşettir. Bu vahşeti sadece onların dindaşlarıyla işbirlikçileri olan batının ağaları savunmaktadırlar!!.

www.anahtar.tv

(Visited 59 times, 1 visits today)
Kapat
Yandex.Metrica