Anahtar.tv’nin, özel bir kaynaktan elde ettiği, Airsar Yeraltı Kaynakları Görüntüleme uydusu aracılığıyla çekilmiş fotoğraflar on binlerce yıllık bir sırrı açığa çıkardı.
Diyarbakır’da, Dicle Nehri kıyısında, yaklaşık 100 metre uzunluğunda, 50 metre genişliğinde, tarih öncesi dönemlerden kalan bu gizemli yeraltı yapısı, uydudan tespit edildi. Ancak ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığı belli olmayan bu yapının sırrı bölgede yapılacak arkeolojik çalışmalarla netlik kazanacak.
Yeraltı Kaynakları Görüntüleme Uydusundan alınan resimleri gören uzmanlar, bu yapıyı “bir anomali” yani anormal bir durum olarak tanımladı.
Anahtar.tv’ye görüş belirten uzmanların açıklamaları şöyle:
Bu kesinlikle insan yapısı
Daha önce Nuh Tufanı konulu araştırmasıyla Türkiye’de gündeme gelen, İstanbul Üniversitesi Denizcilik Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Yavuz örnek, “Ben bu resimleri gördükten sonra şu kanaate vardım ki; bu, kesinlikle insan yapısı” diye konuştu. Jeologların daha isabetli açıklamalar yapabileceğini de belirten Örnek, “Konunun iyice anlaşılması için bölgeye gidilmesi gerekir. Bence araştırılması gereken çok ilginç bir konu” diye ekledi.
Doğal bir oluşum değil
İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Sabah Yılmaz Şahin, “Burada bir anomali olduğunu görüyoruz. Burası bir bina veya eski bir kalıntı olabilir; gidip değerlendirilmesi lazım, o zaman net bir şey söylenebilir. Ama böyle dikdörtgen şeklinde bir yapının doğal oluşum olabileceğini ben düşünmüyorum. İnsan eliyle yapılmış bir şey olabilir.” dedi.
Görüntüler insan yapımı olduğunu gösteriyor
İstanbul Üniv. Jeoloji Mühendisliği bölümünden Yrd. Doç. Dr. Yıldırım Güngör, “Yeraltında jeolojik olarak bu tür bir görüntü olabilir ama son derece dikdörtgen bir şekil olması, insan yapımı olduğunu gösteriyor. Yine de kesin cevap vermek için bölgede bir jeo-radar çalışması yapılması gerekiyor. Bu görüntülere bakarak sadece bunun bir anomali (normal olmayan bir durum) olduğunu söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.
Uydu fotoğrafının orta alt kısmında siyah olarak görünen dikdörtgen şekil, uydu sistemi tarafından “unknown” yani tanımlanamayan alan olarak görünüyor. Dicle havzasında, toprak katmanının altında yüzlerce kilometre genişliğinde bir alana yayılmış volkanik bazalt kaya katmanı bulunuyor. Ancak on binlerce yıl önceki dönemlerde lav akıntılarıyla oluşan ve uydu fotoğrafında da mor ve kırmızı rengin farklı tonları şeklide görülen bu katmanın, sadece siyahlığın olduğu kısımda bulunmadığı anlaşılıyor. Bu da dikdörtgen alanda, lavların içeri akmasını engelleyen bir bariyer olduğunu düşündürüyor.
Uydu fotoğrafının yakın plan görüntüsü
Bölgenin yüzey uydu fotoğrafında, yeraltındaki yapının, nehrin kenarında, nehir seviyesinde olduğu görülüyor.
Diyarbakır’da bulunan bölge, yöresel efsanelerde kutsal bir mekân olarak geçiyor. 2009 yılında araştırmacı yazar Hamza Yardımcıoğlu, 430 metre rakımlı (deniz seviyesinden yüksekliği) bu havzanın Kur’an’daki “Cudi” tanımına ve Tevrat’taki “Ararat” (Urartu) tanımına uyduğunu belirterek, Nuh’un gemisinin, höyük görünümlü Kırıklar Dağı tepesinin içinde olduğunu iddia etmişti (Bkz. http://www.haberturk.com/yasam/haber/154988-nuhun-gemisi-diyarbakirda-mi ). Elmalılı Hamdi Yazır’ın Hud Suresi 44. Ayet tefsirinde, Nuh’un gemisinin oturduğu ‘Cudi’nin Amid’de (Diyarbakır’da) olabileceğine dikkat çekmesi, bu iddiayı güçlendiriyor.
Yeraltı tapınağı görünümündeki dikdörtgen alanın içinde ne olduğu, uzmanlar tarafından araştırılmayı bekliyor.
Anahtar.tv
Araştırmanız ve bizimle paylaştığınız için teşşekürler Hamza bey
anahtar tv ye ve hamza beye teşekkürler bizleri haberdar ettikleri için lakin fotolar nasaya ait acaba diyorum abd gizlice keşif heyeti yollamış mıdır ? yazıda denildiği gibi lavlar sed karşısında durmuş sanki etrafında dolaşmış yayılmış ama orası yasak kılınmış gibi acaba peygamber veya sahabe veya ailelerinin kabri olabilir mi ? diyarbakırda çok sayıda sahabe mezarı kayıp birde aklıma gelen kırklar dağı türküsünün sözleri ilginçtir türküde ziyaret çarptı bizi denir günümüzde ziyaret kelimesinin bir anlamıda yatır türbe kutsal mekan vb. bir inanışa göre hz. ademin kırklar dağının doğu yakasına ayak bastığı söylenir birkaç sene önce şöyle bir haber okuduğumu hatırlıyorum on gözlü köprünün restorasyon bakım vs. inşaatı esnasında köprünün ayaklarında oda ve tünel bulunmuştu hatta odaları dervişlerin itikaf için kullanmış olabileceği iddia edilmişti tünelin diğer ucu dağın içine gidiyormuş !!!! gerisi meçhul kaldı maalesef hamza bey diyarbakırda bir inceleme yapsa video fotolar çekse yörenin yaşlılarıyla konuşsa gelip bunu programa konu etse ne güzel olur birde heykelleriyle meşhur nemrut dağı (Adıyaman ) içinde uydudan görülemiyor diyorlar aynı burası gibi velhasıl teşekkürler ALLAH RAZI OLSUN
GERÇEKTEN BAŞARILI BİR ARAŞTIRMA OLMUŞ. Serhat ahmet tan ve hamza yardimci oğlu . sizi herzaman takip ediyorum araştırdığınız şeyler ve yaptiginiz yorumlar cok mantikli ve ilgi cekici seyler siteniz çok guzel boyle devam etmeniz dileğiyle.
Zaten bir alman arastirmaci cudide buldugu tahta parcalarını analiz ettirip tufanın zamanını belirledi
selam ben fotoğraftaki mavi renkteki bölgeyi ilginç buldum yandan bakınca ufo ya benziyor .
https://www.google.com/maps/place/Diyarbak%C4%B1r/@37.8804806,40.2314534,396a,35y,357.19h/data=!3m1!1e3!4m2!3m1!1s0x40751fa80abac46b:0x53070c279310852c
evet mavi renkli bölgede Ufo yada Süleyman A.s’mın uçan aracıda olabilir. şunuda söylemek istiyorum araştırmayı bizim devletimiz yapsın başkaları değil….
Diyarbakır da bu konu ile ilgili bir olayda ben annem den işittim o da anneannem den işitmiş oda daha eskilerden nenem yaklaşık 90 yıl önce duymuş ayrıca hakkı ercanın dediği gibi sahabe kabirleri ile ilgili birşeyi de babamdan şahit olduğu bir anısını dinledim annem in anlattığına göre biri varmış her gece sabah namazın 1 saat kala camiye gidiyorum diye kırklar dağına giden bir adam varmış ihtiyar. görenler olunca konuşulmaya başlanmış alttan alttan sonra gelini kendisine sormuş cevap vermemiş ikinci bir zaman sorduğunda ise kızım bana sorma ne ancak vaktimin bittiği gün sana cevap verebilirim. Sonra adam ölmeden önce “kızım biz kırk kişiyiz oraya gelir toplanırız bizden biri vefat ederse yerine biri gelir bu kıyamete kadar da böyle devam eder ” diye cevap veren adam canını teslim etmiş. Babam ise bir gün altın bulma ümidi ile kaçak bir kazıya gitmiş hazro taraflarında kazı sırasında birine kazma vurduğu yerden elektirik çarpmış bir kaç defa biri ise dışarda nöbet tutarken halisülasyon görmeye başlamış sonunda kırıkları bir kayanın içinde bir deri yada deri kaplı gövde görmüş elinin sürmüş vucut ısısı çok canlıymış biri felç geçirince bırakıp çıkmışlar. ayrıca bakınız kadir mısırlıoğlu nun anlattığına göre diyarbakırda 3000 sahabe kabri tahrif edilip yer kayıtları tahrif edilmiş bende bu babamın sözünü ettiği yerin bir sahabe kabri olabileceği görüşündeyim kırklar dağında birşeylerle karşılaşılacağı kanısındayım şayet dışardan geip bu Konularla ilgilenen araştırmacılar varsa yardımcı olmaktan ve eşlik etmekten kesinlikle memnuniyet duyarım, bana facebook adresimden ulaşılabilir vesselam.
Biraz arkadan takip ediyorum. Yorumlar da çok ilginçti. Ancak , Araştırmalar da çok ilginç. Üzucu olan bu kadar done varken, İlgili Kurumların arkada durup, araştırma yapmamaları . Cok üzücü.
Saygılar. Tüm emeği geçenlerin, emeğine sağlık.
Hamza bey nuhun kuresi isimli kitabinizi okudum, bu kirklar dagi denilen bolgede birseyler oldugu cok acik, bu kadar doneye ragmen neden devlet olaya mudahele etmiyor. Hemen bolgede kazi calismalarina başlanması lazim belkide gec bile kalinmis olabilir. Kitabinizda yabanci firmanin uzun yillar petrol arastirmasi adi altinda sondaj yapip bolgeyi arastirdigini yazmissiniz. Acaba gec kalmis olma ihtimalimiz var mi, coktan gemiye ve diger bilgilere
ulasmis olabilirler mi ?