Gazeteci-Yazar Hamza Yardımcıoğlu ve Araştırmacı-Yazar Serhat Ahmet Tan tarafından sunulan Çalar Saat programının “Gizemli Sorular” isimli bölümü yayınlandı.
Çalar Saat programının bu bölümünde takipçilerden gelen bazı sorular ele alınarak bu sorulara yanıtlar arandı.
Bu bölüm takipçilerden gelen “Gizemli Sorular” ve işlenen bazı konu başlıkları:
Orion Kuşağı ve Enok Kitabı
Marduk Gezegeni ve Gözcüler
Dünyadaki Melez Irk Nedir?
Kur’an-ı Kerim’de geçen Sirius Sistemi
Nefiller nedir ve nerede geçiyor
Uzaydan gelmiş varlıklar ve Gökten geldiği söylenen tanrılar aynı mıdır?
En düzgün Kur’an-ı Kerim meali kimindir?
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ragıp El İsfahani Lügatı
Allah insanı neden yaratmıştır?
Haris’ten önce Şeytanlar var mıydı?
Tevrat veya başka bir kitap,
efsane, diğer inançlardaki olayları,
batılıların uslubundan önce
KURAN-I KERİM ışığında incelemek
daha faydalı olur diye düşünüyorum.
Meleklerin, cinlerin , şeytanın özellikleri hakkında
Kuran ne diyor.
Bunu iyi anlamadan
Konular hakkında yapılacak yorumlar;
İnsanlık tarihinde yapılan tahrifatları
Kabul etmek anlamına gelecektir.
Sizler, İslam Alimleri sayılırsınız.
Yazılarınız, konuşmalarınız geleceğe kaynak olacaktır.
Sizi takip edenlere referans olacaktır.
Kuran-ı Kerim’de şeytan;
insana düşmanlığını ve taktiğini Rabbimize şöyle anlatır:
Araf 16
Dedi ki: ‘Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.’
Yıllar önce bir kitap okumuştum,
Çok etkilendim,
Başkasının eline geçmesin diye yırtıp attım.
Amerikalı bir bayanın ismi ile yazılan ince bir kitap.
İlk sayfalarda bir “cin” in kitabı kendisinin yazdığını belirttiği bir kitap.
Bu bayan hastalıklı bir halde iken vücuduna girdiğini,
Beynine hakim olduğunu,
Bazı konularda bayana yardımcı olunca
bayanın tamamen onun emirleri (vesvese) ile hareket ettiğini,
“ruh çağırma” gibi bazı oturumlarla
çevresindeki arkadaşlarını etkilediğini,
kısa zamanda bulunduğu kentte tanındığını,
ve bazı medyumlarla görüştüğünü,
sonunda büyük bir güç oluşturduğunu,
büyük bir konferansla yaratılış sırlarını topluluklara anlattığını
yazıyordu.
Kitabın en önemli kesiminde bu sırlar anlatılıyordu.
Tanrı, melekler, şeytan, diğer varlıklar
Çeşitli boyutlar,
Boyutlar arasında bulunan üstünlükler,
Akrabalıklar,
Sanki eski mitolojik kahramanlar anlatılıyordu.
Taktik; aynı ayette belirtildiği gibi,
Doğrular, doğrular,
Sonra yanlışlar,
Allah’ın dini üzerinde görünüp, (sıratı müstakimde oturmak)
İnançları saptırmak.
Melekleri iyi anlamak gerekir.
Bakara 32
Melekler: Ya Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alim ve hakim olan ancak sensin, dediler
Zuhruf 19
Onlar, Rahman’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir.
Melekler Kuran-ı Kerim’de bildirildiğine göre
Cinsiyeti olmayan
Görevlerine göre öğretilenlerden başka bilmeyen
İrade kullanamayan
İnsan gibi imtihanda olmayan
Varlıklardır.
Bir kısmı insan formunda yaratılmışlardır.
Hud 69-70
69. Andolsun, elçilerimiz İbrahim’e müjde ile geldikleri zaman; ‘Selam’ dediler. O da: ‘Selam’ dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.
70. Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. ‘Korkma“ dediler, “biz Lut kavmine gönderildik.’
Bakara 102
“……….Onlar, insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe Harut’a ve Marut’a indirileni öğretiyorlardı….”
Bakara 248
Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: ‘Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut’un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden ‘bir güven duygusu ve huzur’ ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır.
Hz. İbrahim’e geldiler,
Resulullah’a SAV geldiler,
Hz. Nuh’a geldiler,
Hz. Musa’ya geldikleri birçok ayette bildirildi,
Çölde yol gösterdiler,
Denizi yardılar,
Kudret helvası, bıldırcın eti getirdiler,
Yol arkadaşı oldular sabrı öğrettiler,
Kavminden bazı kişilere göründüler.
Meryem’e, Hz. İsa’ya göründüler…..
Şeytan işte bu gelenleri taklit etmek istedi.
Müneccimleri geçmişte
Medyumları günümüzde aldattı.
Geçmişte müneccimleri ve bazı kralları yanıltarak
Kullanarak
İnançlarını değiştirdi.
Efsaneler oluşturdu.
Geleceğe izler bıraktı.
…..
Olaylara birde bu açıdan bakalım diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
O kitabı bulabilirmisiniz syn yördem
eskilerin metelleride çok doğa üstüdür
Melekleri ,cinleri,cin düğünlerini,görenler bunlarla dolu hikayeler çoktur
Siz ğamam ve kudret helbasında takılı kaldınız değil mi
Birde adem ve havvaya giydirilen giysiler yorumunuz da ilginç öyle bir durum da olabilir mantık çerçevesinde
Nano teknoloji gerçekten muazzam
İlerde daha neler göreceğiz
…
Ahmet Bey ve Hamza Bey teşekkürler. Son dönemlerde tv de ve sosyal medyada, İslam’daki Mehdi kavramının israiliyattan geldiği, yahudilerin-küresel güçlerin kendi mesih lerini çıkarmak-getirmek için, İslam’a mehdi hadisleri yerleştirdikleri, bunların kendi kehanetlerini hakmış gibi göstermek niyetiyle yapıldığı vb. yorumlar yapılmakta. Şimdi Kütüb-i Sitte’de ve sair Hadis eserlerinde yer alan bir çok sahih Hadis-i Şerif’ler var İslam Mehdisi ve deccal hakkında. Hatta, Amik ovasındaki savaş ve-veya Melhame-i Kübra ve Nuzül-ü İsa hakkında. Bu Hadis-i Şerif’ler için ne dersiniz? Kur’an’da Mehdi kavramı geçer mi? İsa A.s. geri gelecek mi? Bu zuhurlar olacaksa tarihleri açısından öngörüleriniz nelerdir? Bunlar neden İslam dışı olarak gösterilmek isteniyor? vb sorulara cevap için bir program yapar mısınız? Faydalı olacaktır inşallah. Teşekkürler.
Necm 10.ayet
Derken kuluna vahy etti,ne vahyettiyse
Necm suresi siriusu anlamanın yolu sanki 7-8-9ve 10.ayetlerde gizlidir
Surenin necm e yeminle(başlaması)yani şiğra ya and etmesi,burda kuvvetli bir tesiratın cereyan ettiği,sanki 10ayette yakınlaşan yıldızın kunumuyla bu rahmani nübüvvet gerçekleşmiştir,ve 10.ayette zaten kuluna vahyetti diyor,aslında surenin içeriği bir ispat içindi,bizlere ikra ilk kelamın nasıl nübüvvete dönüştüğünü delillendiriyordu
Lakin yazıklar olsun ki bizler göremedik
Sirius A ve sirius B ye and eden rab bu iki yıldızın 49.9yılda bir çizdiği yay tavafını ,yakınlaşmasını anlatıyordu
Demekki ,o çizilen yayda ve yakınlaşmada bir kutsiyet vardı,bir emniyettttt,birrrr emannnnn,vardı anddddd edennnnn rabbbbbb bunaaaa andddddd ediyorsaaaaas,aheyyyyy sennnn boşa yaşıyonnnnn beeee,sennnn boşaaaa tefsirrrr sayfaları indiriyonnnnnn sahte belleklereeee
Klasik roma emperyalizmi kölesi,siyon ayet tefsircileri işte
Neyse aslında artık sitenize yazmamayı düşünmeye başlamış olsamda yinede duramadım,ahmet hocam ve hamza hocam size biraz sitem etmek istiyorum
Yıldızlara sizde artık siyonistlerin ağzından yorumlar yapıyorsunuz
O yıldızların adları eskiden ne idi hocam?
Sen zikretmezsen,o zikretmezse bu adlar unutulup gidecekler öyle değilmi?
Shakesper in love…!!!ilahi komedyasından romeo ve juliet çevirmeyi bırakalım mı artık?
Niye kızdım merak ediyorsunuzdur,o da bende kalsın
Zor olacak ama yazmamaya zorlayacağım kendimi…
Neyse sirius ve oriondan dem vurmuşsunuz bende biraz necm suresi ve mitolojik bağlamdan yorumlamak istiyorum naçizane yine saçmalamaya devam edeceğim
İzniniz olursa…
Ben mitolojiye aslında göksel kanunların sembole cismaniyete aşka indirgenmiş hikayeleri demek istiyorum
Isıs>osirisAşkından olma seth-horus
Gilgamesh -enkidu-ölümsüzlük yolu
Mahabarata
Buda-konfiçyüs-fenkşui hepsi yıldız konumlarıyla alakalı mitler
Şimdi bunlar milattan öncesi fi tarihi ebemkuşağı fantazileri olarak tabletlerle papirüslerle kirabelerle günümüze kadar gelebilmişler,yalan yanlış yorumlar yapsakta
Hermezle-hermetik inanç okullarıyla bu gök kanunları arza indiriliyor ,enokun idris a.s.mın kitabından bunu anlayabiliyoruz
Ve yarım akıllarla tirilyarlarca gök cisminin varlığını göre göre mitoloji sadece bir fantazidir diyebiliyoruz utanmadan,çünki biz maymundan gelmiş,yontma cilali taş devirlerini yaşamış ilkel mağara ucubeleriydik empozelerine maruz bırakıldığımızdan
Mitolojimizin de gök cisimlerinin döngülerinden ibaret bir mit olduğunu halen anlayamıyoruzzzzzzz…..
Neyse kutsal batı(roma)nın bildiği tek mitoloji yunan mitolojisidir,
Niçin?çünki;roma kilisesinin emperyal jesusu 4bin yıl önce tarihimizin,mitolojimizin,terminolojimizin,insanlığımızın ağzına ……mıştır,kusura bakmayın kimse kızmasın ama bu durum böyle,
Sümerleri,babill yazmalarını ,çin yıldız konumları fenkşuiyi,yakılan talan edilen nüshaları,ileri teknoloji mayaları anunnakileri ,mu kavmini,atlantis kavminu ne yapacağız,tutturmuşlar bir türki vermişler sana herz sel boyuttan,sende hala muratgilin damından atlıyamadımlarla meşgul olmaya devam et….
Eskilerrrrrrrrrrrrr bu yıldızlaraaaaaaaaa ne derlerdiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii?
Bu adların kökeni neresidirrrrrrrr?
Niyeeeee şiğranınnnnnnnn daaaaaa rabbbidirrrrrr?
Malesefki,dünya artık bir ilahi komedya sahnesinde oynayan shakesper romeo and julietinin son perdesi…romeo ölmüşmüy dü?
Uranüsün uyduları da shakesper abimizden emperyal bağlamda bayabu etkilenmiş olsa gerek ki(juliet,ariel,ophelia…vs)vari yeni mitlere konu olmuşlar
Tiritiritanyus çağına ulaşacak nesiller artık,gılgamışı değilde romeo juliet kölesi olmaya mahkum olacaklar artık…
Neyse hermetik inançta isis osiris ra yı birde bu yıldız konumlarından yorumlayınca direk necm suresindeki mesaj ve yemin açığa çıkmış oluyor
Yani siğra>şiğra-i yemaniye (illiyyunnnnnnnnnnnnn)
Sirius A ve sirius B yıldızlarının 49.9yılda bir kucaklaşması netice ettiğinde ,muhammede hatiyce cebraille geldiiiiiiiii,benimmmmm vahyimmmmmm,benimmmmmmm kozmikkkkkkk nefesimmmmmmm,ruhul emn bağlamındaaaaa şiğraaaaa koorrdinatıylaaaaaa muhammedeeeee indiiiiiiii,şiğraya andolsun ,bence bu demek ti…..
Neyse necm suresinde anormal detaylar var ,ama bu artık küstahlık olarak algılandığından eski yıldız isimlerinden araştırmanızı tavsiye ediyorum bazı kobuların unutulup gitmemesi için
Eskii gezegen isimleri
Saturn-zühre
Venüs-zuhal
Jüpiter-müşteri
Mars-merih
Yıldızlar konuyla alakalı
Sirius-şiğra-i yemaniye(illiyun)illiyun ayetlerine baksak ne çıkar?
Bedelgeus-yad-ul cevze(jauza)meşhur horus,orionun en parlak yıldızlarından biri
Aldebaran-surayyya yıldızı,dala-al bedr-u tınısındaki tıııı….
Rigel-arapça ricel(burdan bi rical-i gayb erleri çıkar mı?)
Veya galaktik konsey denilen olgu yada ordu rigelden mi kumanda edilmektedir:)
Vega-al-waqi(alçalan kartal)anlamı eski türkçe gibi
Sirius ve necm suresine dönersek
Elifffffffff-lammmmmmmm-raaaaaaaaaa
İle başlayan surelerin genel yapısını incelediğimizde,direk gezegenleri,uzayı uzay zamanı yıldız konumlarının hikayelendirildiğini ,?delillendiğini görürüz
Veeeeeeeee
Rahmannnnn ayetinde demiyor mu sana
Şüphesizkiiiii Allahhhhhh iki doğunundaaaaaaa ,iki batınındaaaa rabbidirrrrrr…..
Ne anlıyorsunuz burdan çok merak ediyorummmmm
Ayet bağırıyor ordannnnn yırtıyor kenini sen anlaaaaaa diye
İki denizin birinin suyu tuzlu(dünyaaaaaaaa)
Ötekinin suyu tatlı(siriussssssssssss)
Sebe’suresindeeeee açıklanmaktadır,hiç şüphe yokki bizim siriusla çok köklü ,su geçirmezzzzzz derin bağlarımız vardır,rabbim buna and ediyor,ben mi etmeyecek mişim?
Siriuslu kardeşler ,paralel evrenler,çiftlere ve teklete edilen yeminler
Ohhoooooo kitap yıldızzzzzz tozundaaaaa boğacak seni yakındaaaaaaa,ama bir türkü şartel atmadı sende ne hikmet ise….
Necm suresi49.ayet ve 9.ayetin delilini zaten herkes biliyor onu zikretmeyeceğiM
Hermetik inançya ra güneş sistemimizi sembolize eden bir mit ise,ve hiyeroglifler bu mitle dolu ise,o halde
Şiğra da siriusu temsil ettiğine göre,bu iki deniz,iki doğu iki batı hakkındaaaaa kurdannnn bizeeeeeee olağanüstü detaylar vermesi lazım öyle değil mi?
Ha yanlış anlaşılmasın burda şakirtlik yapmak,yada denildiği gibi bir avdeti izlenimi yaratmak değil amacım,olurya yarına çıkacağımızın bir garantisi yok,sadece düşündürmek amacım
Sadece şunu araştırın ve azcık da olsa düşünün
Ben ne zaman bir emperyal köle olmaktan vaz geçeceğim?
Roma elbet bir gün feth olunacak ,lakin sanırım bu muslim lerle değil
………
Orda roma derken şehir roma yı kastetmiyor gafil…
yazmaktan vazgçme arkadaşım
seni bilen biliyor,
bildiğin şeyleri bizimle paylaşmaya devam et
necm suresi ve diğer sözlerin ilginç,
zaman yolcularının bu videoda senden hiç bahsetmemiştir olmalarına
şaşırdım ve yadırgadım..
zira çok basit soru sorup bu siteye pek katkı sunmayanların
adı anılırken secret keyi de anmalarını
veya teorilerinden hiç olmazsa bazılarını
irdelemelerini isterdim..
olsun arkadaşım senin kıymetini bilenler olarak yanındayız..
Nihannnn selam:)
Ya benden bahsetmek zorunda değiller ki
Sanırım tiwiter deki soruları almışlar
Bende tiwiter olmaması onların suçu değil ki benim suçum
Belkide siteyi okumuyor olabilirler burdaki soruları görmemiş olabilirler
Başka şeye kızmıştım nihancım ,beni az çok tanımışsındır saman alevi gibi çabuk geçiyor kızdığım şeyler
Teşekkurler arkadaşım
Seni koruyucu meleğim gibu hissetmeye başlayacağım yakında 🙂
Nihancım ben buraya değer bulmaya gelmedim
Sadece içimdeki saçmalayıp durana mani olamıyorum,okadar
Belkide bir şirk içerisindeyim,belkide …belkide… belkide
Belkide gerçek adımı burada zikr etmemem sebeplerden bir diğerli olabilir
Lakin şunu bilin amacım bir gizemli insan yaratmak değildir sayın hocam,birgün herhangi bir kitap fuarında yanınıza geleceğim ,sadece sebeplerim var ,okadar…
Gizemli olmak haddime değil
Belkide o videoda konuşulacak konulara göre soru seçiyorlar
Bize gelin yazın diye levha bile açtılar ama biz yazmıyoruz
Amacım ne gizemli insan olmak,ne videolarında anılmak nede bazı ayetleri çok bilmişlik taslayarak ispatlamaya çalışmak
Sadece yorum yapıyorum ,biraz paranoyağım,komplocu teoristyenler gibi beynen açılar üretiyorum,beynimde 40tilki var derler ya:( kendi bakış açımı buraya yansıtıyorum
Acaba mı?diyorum ama yinede
***
Sağlık olsun
***
Bugün kayıp besmeleyi almaya gideceğim insaallah gelmiştir,çok merak ediyorum
Nihan sen hangi kitaba başladın?
Efi püfü boş verelim biz kitap kokusunu çekelim içimize
Değerli bir dostum olarak görüyorum seni
Her türden kitap ve bilgi okunmalı çünki seni limandan hareket ettirecek cümleler hangi kitapta gizlidir bunları bilemezsin ,bu yüzden okumaya ve anlamlandırma arşivlerine bunları stoklamalı…
Gün gelir anlam anlamlanır bir bakmışsın sen kitap olmuşsun…
Saygılar sevgiler
…
Ben Bu İkiliye Hayranım.
Ayrıca Sayın Araştırmacı Yazarlarımızın, Sorularımıza da yanít vermesi Cok Güzel..
Calışma İcinde, O koşusturmada ….
Calar Saati Hazírlayíp Sunmaları da Süper.
Saygılar.
sizi tivitirda da görmüştüm
burada da yazıyorsunuz arada sırada.
çok alakasız olacak ama
sizin sesli harflerle bir sorununuz mu var?
(:
Ayrica Üçüncü, İzleyisim.
Hem de Telefonumu Anfilere Bagladım.
Evin İcine Konuklar Gelmislerde
Vidio Evimde Cekilmis Gibi Oldu.
Serhat Bey Dünya gezegenin yörüngesinde bir uzay istasyonu olduğundan bahsetti ve bu istasyon Marduk’la olan iletişimi sağlıyordu. ‘Black Knight Satellite’, bu dönemden kalmış olabilir mi? Her ne kadar UFO araştırmacıları konusunu teşkil etse de, NASA’nın (şuan kaldırıldı) sitesinde de yer alan bu bilinmeyen cisim akıbeti konusunda ne düşünüyorsunuz?
Serhat Bey’in Sibirya bölgesinde yaşayan Mamut’ların midelerinde tropikal iklimde yetişen bitkilerin bulunması, Dünya’daki iklimin kutup bölgelerine doğru çok daha ılıman ve gezenin çoğunluğunun da sularla kaplı olduğunu düşünebiliriz. Bu konuya şöyle bir yorum veya teorem üretsek:
Tarihin eski devirlerinde Dünya gezenin yörüngesi Güneş’e daha yakın bir yörüngede döndüğünü farz etsek. Mars gezegenin ötesinde bulunan Astreoid kuşağı bulunmamaktaydı. O dönem Astreoid kuşağında iki tane gezegen olduğunu varsaydığımız da, bu iki gezegenin çeşitli sebeplerden dolayı çarpışıp parçalandığını ve Astreoid kuşağını oluşturduğunu düşündüğümüzde, Dünya gezegenin de parçalanan bu gezegenlerin çekim kuvvetlerinin dağılması vs gibi durumlardan ötürü, Dünya gezegeninin Güneş’e yakın olan yörüngesinden sapıp Güneş’ten uzaklaşması olabilir mi? Çünkü Dünya’daki bu ani bir iklim değişikliğine ve türlerin yok olmasıyla da sonuçlanabilecek olan olaylar silsilesine sebebiyet verebilirdi..Bu durum Mamutların aniden donmasına ve bulundukları yerin tropikal iklim kuşağından aniden kutup soğuğu bir iklime evrilmesini de sağlayan bir sonuç gibi duruyor.
Bu konuda düşünceleriniz nelerdir.
Ayrıca, Kur’an Kerim’de bahsi geçen; “Hani Yûsuf babasına söyle demişti; ‘Babacığım ben rüyada, gerçekten on bir yıldızla, güneş ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.’ ” (Yûsuf, 12/4.) ayette 11 tane gezegenden bahsediliyor ve şuan 8 gezegen ve bugünlerde Plüton’nun ötesinde matematiksel metoduyla yeni bir gezegen keşfi yapılmak üzere.. Geriye kalıyor 2 gezegenin kayıp olduğudur. Bu ayet ışığında baktığımızda kayıp gezegenleri halen bilmediğimizi görüyoruz. Marduk Gezegeni veya başka gezegenler var olmaması için bir neden de olmamalı.
11 Gezegen konusunu nasıl yorumluyorsunuz?
En düzgün Kur’an-ı Kerim meali kimindir?
cevap: İmam İskender Ali EVRENOSOĞLU’nun tefsiri
kalu bela:yemin gününe dikkat…dünya da iken,ruhumuzu,fizik vücudumuzu,nefsimizi,irademizi ölmeden önce teslim edeceğimize dair ALLAHU TEALA,bizden yeminler alıyor….ve din adamların vaazlarda bu yeminlerden bahsetmiyor….çünkü [[Âdem (a.s)’dan başlayarak bütün insanların sırtlarından, onların çocuklarını çıkarıyor; onlardan da onların çocuklarını çıkarıyor ve baştan sona kadar bütün Âdemoğullarını etrafında topluyor. Orada, İndi İlâhi’de, herkes Allah’ı görüyor ve işitiyor; kalp gözüyle, kalp kulağıyla…İlk insan Âdem (a.s)’dan kıyâmet günü yaşamakta olan son insana kadar herkes nefsiyle, ruhuyla ve fizik vücuduyla orada. Ve Allahû Tealâ diyor ki:
“Elestü bi Rabbiküm, Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?”
Hepimiz diyoruz ki: “Belâ, evet.”
Allahû Tealâ, insanları nefsleri üzerine şahit tutuyor. Ademoğulları diyor ki: “Evet, Sen, bizim Rabbimizsin. Biz hepimiz, buna şahit olduk.”
“Kıyâmet günü, biz bundan gâfildik, haberdar değildik demeyesiniz, diye Allah, bunu yaptı.” diyor]]] parantez içindeKİ KISIMDAN ÖTESİNİ BİLMİYORLAR…….HALBUKİ evet sen bizim rabbimizsin dedikten sonra ALLAHU TEALA,insanlardan teslimlerle ilgili yeminler alıyor……..inananların eksiği burada,yoksa hem HZ.MUHAMMED’e inanıp hemde küfür karşısında aciz olmak mağlup olmak mümkün değil….
7/A’RÂF – 172
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”
AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allahû Tealâ zamandan evvel, Âdem (a.s)’dan başlayarak bütün insanların sırtlarından, onların çocuklarını çıkarıyor; onlardan da onların çocuklarını çıkarıyor ve baştan sona kadar bütün Âdemoğullarını etrafında topluyor. Orada, İndi İlâhi’de, herkes Allah’ı görüyor ve işitiyor; kalp gözüyle, kalp kulağıyla…
İlk insan Âdem (a.s)’dan kıyâmet günü yaşamakta olan son insana kadar herkes nefsiyle, ruhuyla ve fizik vücuduyla orada. Ve Allahû Tealâ diyor ki:
“Elestü bi Rabbiküm, Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?”
Hepimiz diyoruz ki: “Belâ, evet.”
Allahû Tealâ, insanları nefsleri üzerine şahit tutuyor. Ademoğulları diyor ki: “Evet, Sen, bizim Rabbimizsin. Biz hepimiz, buna şahit olduk.”
“Kıyâmet günü, biz bundan gâfildik, haberdar değildik demeyesiniz, diye Allah, bunu yaptı.” diyor, Allahû Tealâ. Bundan sonra Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde anlattıklarını gerçekleştiriyor. Bütün etrafındaki insanlara: “Ben, sizin Rabbiniz olduğuma göre ey nefsler, sizlerden yemin istiyorum; tezkiye ve tasfiye olarak, Bana teslim olacağınıza dair! Ey ruhlar, sizlerden misak istiyorum; Bana dünya hayatını yaşarken geri dönüp, teslim olacağınıza dair! Ey fizik vücutlar, sizlerden ahd istiyorum; şeytana kul olmaktan kurtulup, Bana kul olacağınıza dair!” diyor ve soruyor:
“Sözlerimi işittiniz mi?”
Hepimiz, kalbimizdeki kulaklarla işitmişiz Allahû Tealâ’nın söylediklerini. Diyoruz ki:
“Semina, işittik.”
Allahû Tealâ diyor ki:
“Öyleyse itaat edin. Yemin verin, misak verin, ahd verin; nefsler, ruhlar, fizik vücutlar!” Ve hepimizin nefsi de, ruhu da, fizik vücudu da Allah’a yemin, misak ve ahd veriyor. Allahû Tealâ: “İşte bu, Allah’ın sizi bağladığı, size vasiyetidir.” diyor.
Burada Allahû Tealâ’nın bize vasiyet ettiği bir husus var (En’âm-152,153).
Allah’ın ahdi, Allah’ın vasiyetidir. Bu ahd, ruhumuzu, vechimizi (fizik vücudumuzu), nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmemizi emreder. Ama Allahû Tealâ’nın bizden aldığı yemindir, misaktir, ahddir. Ruhumuzun, nefsimizin ve fizik vücudumuzun Allah’a verdiği yeminler. Allahû Tealâ, irademizden yemin almak gereğini duymuyor. Çünkü bu, otomatik olgunlaşan bir konu. Fakat Mâide-7’de geçen misak kelimesi Allah’a verilmiş kesin bir sözü ifade ediyor. Bu söz ruhumuzun misakini, nefsimizin yeminini ve fizik vücudumuzun ahdini muhtevasına aldığı gibi, iradenizi Allah’a teslim etmeyi de içine alan, Allah’ın Ahdine ve Allah’ın vasiyetine eşit ve ruhumuzun misakinden farklı bir MİSAK bütünü ifade eden bir kesin sözdür. Âli İmrân-81’deki MİSAK gibi kesin söz.
72 fırkanın daha var olduğunu söylüyor, Peygamber Efendimiz (S.A.V). O fırkalardan hiçbirine tâbî olmayın ki, o fırkalar sizi Allah’ın yolundan ayırırlar. İşte o yola, Sıratı Mustakîm’e tâbî olursanız takva sahibi olursunuz. diyor Allahû Tealâ.
Allahû Tealâ’nın üzerimize bir vasiyeti var: İşte bu vasiyet, sadece ruhumuzu, vechimizi, nefsimizi değil; irademizi de Allah’a teslim etmemizi isteyen bir vasiyettir. Hepimiz için o vasiyete itaat etmek, vasiyeti yerine getirmek söz konusu olmalıdır.
5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki Allah göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.
6/EN’ÂM-152: Ve lâ takrabû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddehu, ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.
6/EN’ÂM-153: Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûhu, ve lâ tettebiûs subule fe teferraka bikum an sebîlihi, zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne).
Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.
3/ÂLİ İMRÂN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tansurunnehu, kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).
Ve Allah, nebilerden, “Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah’ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, O’na mutlaka îmân edeceksiniz ve O’na mutlaka yardım edeceksiniz” diye misak aldığı zaman, “İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” diye buyurdu. (Onlar da): “İkrar ettik (kabul ettik)” dediler. (Allahû Teâlâ): “Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim.” buyurdu.