Alaska Fairbanks Üniversitesinde 1993 yılından beri gizemli bir proje yürütülüyor. Ve bu proje ile ilgili, dünyanın çeşitli yerlerinde suni depremler yaratıldığı, meteorolojik olaylara müdahale edildiği ve zihin kontrolü yapıldığına dair iddialar yıllardır dünya genelinde tartışılıyor. Bahsettiğim çalışmanın adı HAARP. Yani “High Frequency Active Auroral Research Program”. Türkçesi “Yüksek Frekanslı Aktif Atmosferik Araştırma Programı”.
Bilimsel bir çalışma olduğu, projenin adından belli oluyor ama onu daha ilginç kılan, Amerikan ordusu ve donanması tarafından başlatılmış olması. 300 milyon dolar bütçeyle Alaska Fairbanks Üniversitesi üzerinden başlatıldı. Mount Sanford eteklerinde geniş bir arazi üzerinde, 180 yüksek frekanslı radyo vericisi antenin kurulu olduğu istasyonda gerçekleşen çalışmalar hep gizlilikle yürütüldü. Projeyi askeri kurumların finanse edip yürütmesi, çok fonksiyonlu süpersonik bir silah üzerine çalışılıyor olma ihtimalini akıllara getiriyordu.
HAARP ile ilgili sayısız iddia ortaya atıldı. Ama bunlardan en dikkat çekici olanlardan biri, Ottawa Üniversitesinden ünlü akademisyen Prof. Michel Chassudousky’ninkiydi. HAARP istasyonunda yapay depremlerin üretildiği, sel, kuraklık, yıldırım, fırtına gibi meteorolojik olayların tetiklendiğine dair iddiası konspirasyon literatüründe yeri aldı. Hatta 1999’daki 17 Ağustos depreminin bile HAARP kapsamında gerçekleştirildiği çok tartışıldı.
Bir diğeri de eski Minesota valisi Jesse Ventura’nın iddiasıydı. Ventura, HAARP’ın yaydığı dalgalarla insanların zihinlerine müdahale edildiğini iddia etti ve 2009 yılında Alaska’daki dev anten istasyonunda inceleme yapılması için resmi bir teklif verdi. Aynı sene Amerikan Hava Kuvvetleri, Ventura’nın teklifinin reddedildiğini açıkladı.
Bu iddiaların dikkat çekiciliği bir yana, söz konusu teorilerin odağı olan Alaska Fairbanks üniversitesindeki HAARP koordinatörleri sessiz kalmayı tercih ediyordu. Olayı tek taraflı değerlendirmemek adına ve sorumlu araştırmacılık ilkeleri gereği, geçtiğimiz hafta HAARP’ın başındaki kişilere ulaşıp önemli bilgiler aldım. Daha da ilginci bu bilgilerin kamuoyunda hiç yazılmamış olmasıydı.
Proje gökyüzü ile ilgili gözlem ve araştırmaları içeriyordu. Ama burada pasif değil, programın adından da anlaşılacağı gibi aktif bir gözlem söz konusuydu. Yani sadece izleme yapılmıyor, atmosfere yüksek frekanslı sinyaller göndererek atmosferin tepkileri ölçülüyordu. Ve işler burada ilginç bir boyut kazanmaya başlıyordu.
Alaska Fairbanks üniversitesini aradığımda, HAARP idare merkezinin, üniversite bünyesinde bulunan AFU Jeofizik Enstitüsü olduğunu şaşırarak öğrendim. Çünkü göksel bir araştırma programının astronomi ve meteoroloji benzeri bir disiplin dahilinde yürütülmesi beklenirken, garip bir şekilde idarecileri jeofizikçilerdi. Yani deprem bilimciler.
Enstitünün sözcüsü Susan Mitchel, ABD ordusu ve donanmasının 2015 yılının Haziran ayında HAARP projesinden çekildiğini ve çalışmaların durdurulduğu söylüyordu. Bu bilgi zaten kamuoyunda yazılmıştı. Ama HAARP’ın önümüzdeki ay, yani 2017 Mart ayında tekrar aktif hale geçip operasyonların yeniden başlayacağını da aktardı. Fakat bütün dünyanın bu kadar ilgi gösterdiği projeyle ilgili bu haber hiçbir yerde yazılmamıştı.
Enstitü sözcüsünün aktardığına göre budan sonraki çalışmalarda üniversite, HAARP kapsamındaki çalışmaları ordudan bağımsız yürütecekti. Fakat antenlerin bulunduğu arazinin, ABD Hava Kuvvetlerine ait olduğunu ve üniversitenin kullanımına bıraktığını söylemesi, aslında ordu ve Alaska Fairbanks üniversitesi arasındaki bağın devam ettiğini düşündürüyordu.
HAARP’ın doğa olaylarını tetiklediğine dair iddialar dünyanın birçok yerinde gözlemlere dayalı olarak da gündeme getirildi. Onlardan biri benim ve birçok İstanbullunun da şahit olduğu, 13 Ocak 2016’ta gerçekleşen olaydı. O gece saat 1’den sonra Yeşilköy-Florya açıklarında, denizin üstündeki bir bulut kümesinin üst tarafında, sabah saat 4’e kadar devam eden anormal yıldırımlardı. Birkaç saniye arayla, sabaha kadar binlerce kez şimşek çaktı. Ama o gece bir damla yağmur yağmadı. Bulutların üstünde olduğu için sadece bulutların parladığı görülüyordu. Hatta bu garip yıldırımlar o gece sosyal medyada tartışılan birinci sıradaki konu haline gelmişti.
ABD ordu ve donanmasının 22 yıl boyunca gizlilikle yürüttüğü HAARP projesinden çekildiği açıklaması doğru olabilir mi? Yoksa HAARP daha farklı bir boyut mu kazandı? Bu sorular şimdilik spekülasyon düzeyinde. Ama HAARP’ın, önümüzdeki ay tekrar aktif hale geleceğini açıklanması dikkat çekici bir bilgi. Bakalım Mart ayından sonra Türkiye’de deprem konusu tekrar gündeme gelecek mi?
Hamza Yardımcıoğlu
13.02.2017
hz.mehdi ile ilgili bazı hadisler 2019 yılını gösteriyor deniliyor !