Komplo teorileri camiasındaki en popüler konu başlıklarından bazılarını bir araya getirirsek karşımıza büyük bir bilmecenin köşe taşları çıkar. “Piri Reis, Nikola Tesla, Haarp Teknolojisi, Lay Hatları, CERN, Keops Piramidi, Çernobil…“ İlk bakışta birbiri ile ilgisi olmayan konular gibi duruyor. Belki de tüm insanlıktan saklanan büyük bir sır var. Peki, Barış Manço’nun bu konuyla ilgisi ne? Yoksa Barış Ağabey 1981 yılında yayınlanan “Sözüm Meclisten Dışarı” albümündeki “Dönence” isimli parça ile büyük sırrı bildiğini mi ifşa ediyordu?
“Duyuyorum, görüyorum, bir gün gelecek dönence biliyorum.“
İngiliz arkeolog Alfred Watkins ilk defa 1920’li yılların başında Lay hatları teorisini bilimsel bir makalede yayınladığında çok da ciddiye alınmamıştı. Dünya üzerindeki kadim uygarlıkların dini yapılarını, şehirlerini, önemli binalarını hep Lay hatları üzerinde inşa ettiklerini iddia ediyordu.
Sonunda dünya üzerinde 16 ana enerji noktasının izafi çizgiler ile birbirine bağlandığı ve gezegenimizin coğrafi merkezinin Mısır’daki Keops Piramidi olduğu hipotezi ortaya kondu. İşin ilginci bu Lay hatları Türk Kaptan-ı Derya’sı Pîrî Reis tarafından 1513’te çizilen haritada da gösteriliyordu. Piri Reis’in haritasının eksik parçaları tamamlandığında dünyanın merkezi yine Kahire olarak karşımıza çıkmaktaydı.
Bir başka yazımda kısaca değindiğim “eksen kayması” teorisine göre bir zamanlar dünyamız bugünküne göre 30 derece daha eğik durumdaydı. Muhtemelen Ay ile Dünya arasındaki sıra dışı bir etkileşim sonucu Dünya şimdiki halini almıştı. Söz konusu olay sırasında da küresel boyutta bir felaket yaşanmış ve dünya üzerindeki neredeyse tüm canlılar yok olmuştu.
Bu eksen kayması öncesi Antarktika yaşam için ideal koşullara sahip sıcak bölgedeydi. İlginç bir şekilde eksen değişse bile Keops Piramidi yine Dünya’nın tam merkezinde konumlanıyordu. Anadolu toprakları da Yengeç dönencesinde bulunmaktaydı. Dünya’nın ekseninin 30 derece kaymasından önce muhtemel antik kutup noktası ise Alaska’nın Yukon bölgesinde yer almaktaydı.
Antik kutup noktası oldu iddia edilen yerde günümüzde ünlü HAARP üssü bulunmaktadır. Nikola Tesla’nın ölümünden sonra devlet tarafından el konulan çalışmaları doğrultusunda kurulduğu söylenen bu “bilimsel araştırma merkezi” resmi açıklamaya göre iyonosferi analiz ederek radyo iletişim, izleme ve navigasyon için teknolojik iyileştirme potansiyelini araştırmaktır. Görünürde Yukon Üniversitesine bağlı bilimsel araştırma merkezi askeri bir arazi üzerinde kurulmuştur. İddialara göre HAARP programı çerçevesinde “birileri” deprem, fırtına gibi doğa olaylarını manipüle etmek ve özellikle de askeri elektronik savunma sistemleri gibi stratejik yapıları etkisiz hale getirmeyi amaçlamaktadır.
Şimdi Google Earth ile Alaska’daki Haarp Üssü’nden Mısır Kahire’deki Keops piramidine düz bir çizgi çizecek olursanız 1986 yılında korkunç bir facia yaşanan Çernobil nükleer santralinin bu izafi boylamın tam ortasında olduğunu görürsünüz. Soğuk savaş döneminde doğu bloğunda kurulan ve asıl faaliyet alanı nükleer araştırmalar yapmak olan Çernobil’in batıdaki karşılığı ise İsviçre’deki CERN laboratuarıdır. CERN ve Çernobil… İkisinin ismine lütfen dikkat edelim. Cern, Kern, Karn… Kur’an’ı Kerim’de ismi zikredilen Zü’l-karneyn ile fonetik ve etimolojik benzerlikler oldukça dikkat çekici sanırım.
Komplo teorilerinin sonu yok. “CERN’de zaman makinası yapılmaya, boyutlar arası solucan delikleri açmaya, bir karadelik oluşturmaya, Zülkayneyn’in hapsettiği Yec’üc ve Mec’üc dünyaya geri getirilmeye, vs. vs. vs. çalışılıyor” Bunlardan başka yüzlerce komplo teorisi daha ortaya atılmış durumda. Belki de dünyanın eksenini tufan öncesi dönemdeki haline getirip Antarktika’da olduğu söylenen Atlantis’i buzulların altından kurtarmaya çalışıyorlardır. Eğer bu tez doğruysa Anadolu toprakları tekrar eskiden olduğu gibi Yengeç Dönencesinde yer alacaktır. Kim bilir… Ama söz konusu bilimsel faaliyetlerin gizli bir ajandası varsa doğuracağı sonuçların insanlık için çok da hayırlı olmayacağı bir gerçek…
Peki, gerçekten de böyle bir durum varsa devletimiz, ordumuz, bizi yönetenler bunları bilmiyor mu? Hiçbir hazırlığımız yok mu? Hiçbir önlem alınmıyor mu?
Gelin şimdi HAARP Üssü’nden Keops Piramidine doğru çizdiğimiz Lay hattı çizgisinden aşağı doğru devam edelim. Çernobil’den daha da aşağıda, Anadolu topraklarından da geçen bu çizgi üzerinde ilginç bir nokta var.
“37°51’57.49″K, 30°49’57.79″D”
Burdur ili yakınlarındaki bir askeri üs içerisindeki tepeye ordumuz tarafından dağa taşa yazılan devasa bir yazı var.
“Duyuyorum, görüyorum, bir gün gelecek dönence biliyorum.”
PS: Konu biraz olsun ilginizi çektiyse Barış Ağabey’in 1975 yılında yayınladığı “2023” isimli parçayı dinleyin ve özellikle içindeki “Kayaların Oğulları” şiirini okuyun.
Emre Gürcan
emre@emregurcan.com
Emre Gürcan’ın diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.