Sosyal medyadaki en eğlenceli tartışmalardan birisi… Marvel mı yoksa DC Comics mi? İnsanlar her zaman olduğu gibi bu konu üzerinde de kutuplaşmış durumda. Kimi bu iki konsept arasında tarafını belli edip hararetle kendi favorisini savunurken kimi isyancılar da Star Wars serisini daha çok sevdiğini söylüyor. Bugünkü yazımızda biz de tarafımızı belli edelim istedik. Haydi, bu tür bilimkurgu filmlerini çekebilmek için kullanılan en önemli teknolojilerden birisini ele alalım. Ama önce, en sonda cevabını bulmayı arzu ettiğimizi soruyu gelin ilk başta soralım. Sizin renginiz hangisi? Kırmızı mı, mavi mi?
CGI… Computer Generated Image… “Abi, onu bilgisayarla yapıyorlar” dediğimiz şeyin Amerikancası… Bu teknoloji ile ilgili belki de en çok duyduğumuz ancak hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz konu ise sanırım “Green box” teknolojisi. Yani yeşil perde… Kısaca özetleyecek olursak bir sahneyi yeşil bir arka plan önünde çekip daha sonra bilgisayarda arka fonu silip yerine istediğimiz görüntüyü koyma yöntemi… Keşke bu iş anlattığımız gibi kolay olsaydı. Göz açıp kapayıncaya kadar kısa sürede izlediğimiz tek bir sahne için oldukça kalabalık ekipler günlerce, haftalarca çalışıyor. Hatta bir ara yeşil yerine “blue box”, yani mavi fon kullanıldı. Ancak sonradan mavi fon kullanmanın doğurduğu bazı sorunlar nedeniyle sektörde yeşil renk kullanımı yaygınlaştı. Peki, hiç düşündünüz mü? Neden yeşil?
Bunun cevabı teorik olarak oldukça basittir. Sağlıklı insan teninde yeşil rengi doğal olarak bulunmaz. Tenimizin kırmızıya çalan turuncu rengi yaşam belirtisidir. Hatta yüzün solgunlaşması, sararması, yeşilimtırak bir hale dönmesi bedenimizin “ben hastayım” deme yöntemlerinden birisidir. Kanımızın içinde oksijen taşıyan özel bir molekül vardır. Kırmızı kan hücrelerini, yani alyuvarları çevreleyen ve aslında demir içeren bir protein olan hemoglobin, oksijenle birleşerek bilinen parlak kan rengini oluşturur. Kısaca kanımıza kırmızı rengini veren demirdir. Kanımız kırmızı olduğu için mavi ve yeşil renkler normal şartlarda tenimizde bulunmaz.
Yeşil perde önünde çekilmiş bir görüntüyü bilgisayarda işlerken yapılan işlem de bu mantık çerçevesinde çalışır. Tenimizde normal şartlarda bu renkler olmadığı için bilgisayar programı ile tüm yeşilleri ya da mavileri sildiğinizde aktörün aksiyonundan hiçbir şey eksilmezken arka fon ve/veya mavi-yeşil renkteki tüm nesneler kaybolur. Bu görüntüler üzerinde oynamak artık oldukça kolaydır. Tek sınır hayal gücüdür. Ortaya çıkan boşluğa istediğiniz görüntüyü yerleştirir, oyuncuya istediğiniz kıyafeti giydirir, istediğiniz makyajı yapabilirsiniz. Ham görüntüye yüksek teknolojili uzay gemisinden tarih öncesi canavarlara kadar dilediğiniz her şeyi ekleyebilirsiniz.
Burada ironik olan bir durum ortaya çıkar. Bilimkurgu filmlerinde hikâyeleri anlatılan süper kahraman, mutant veya dünya dışı varlıkların kanları genellikle mor, mavi veya yeşil olarak resmedilir. Peki, bir canlı nasıl mavi ya da yeşil kanlı olabilir? Çok basit… Demir yerine bakır ile… Omurgalı hayvanların aksine, bazı omurgasız hayvanlarda, böceklerde ve sürüngenlerde (özellikle karides ve yengeçlerde) kan rengi gerçekten de mavidir. Bu canlılarda hemoglobin yerine hemosiyanin bulunur. Bu molekül içerisinde demir değil, bakır vardır. Bakır oksitlendiğinde tıpkı Özgürlük Heykeli’nde olduğu gibi yeşile yakın mavi bir renk alır.
Kana mavi veya kırmızı rengi veren iki element… Demir ve bakır… Bu konunun anlatıldığı çok enteresan hikâye var. Kuran’ı Kerim’deki Kehf suresinde Zulkarneyn kıssası anlatılırken Ye’cüc ve Me’cüc isimli kavimlerden zulüm gören bir halktan bahsedilir. Zulkarneyn kendisinden yardım isteyenler ve kötü varlıklar arasına bir engel inşa edebilmek için kor halinde demir ve erimiş bakır getirmelerini ister. Bilim kurgu hikâyelerini aratmayacak olaylardan bahseden Kehf suresi zaten belki de Kuran’ın en sıra dışı ve anlaşılması zor ayetlerini içermektedir. Yecüc ve Mecüc denilen varlıklardan Gog ve Magog isimleriyle Tevrat ve İncil’de de bahsedilir. Bu varlıklar, çeşitli mitolojilerde ve kültürlerde cüceler, devler ve şeytanlar olarak anılır. Dünya üzerinde çok değişik söylence ve inanışlarda bu tip varlıkların ve özelikle İblis’in kanının da yeşil veya mavi olduğu söylenir.
Mavi ve kırmızı… İkisinin birleşiminden oluşan renk ise mor… Burada enteresan bir konu daha karşımıza çıkar. Musevilik ve özellikle Hristiyanlık’ın apokrif inançlarında Âdem’in ilk eşi olarak anlatılan Lilith, Sümer’deki Lilitu, eski Türk mitolojisindeki Albız Kadın ve birçok başka efsanedeki benzer arketipsel özelliklere sahip diğer karakterler genellikle hep mor tenli olarak tasvir edilir. Bazen kendisinin bazen de çocuklarının kanının mor olduğu anlatılır. Egemenliklerinin kökenini kutsal bir soya bağlamaya çalışan, genellikle Habsburg Hanedanlığı ile akraba olan Avrupa’daki soylular ve kraliyet aileleri için de “Mavi Kan” tabiri kullanılır.
Konuyu deştikçe sayısız komplo teorisi üretmeye yetecek kadar çok malzeme barındıran bu binlerce yıllık hikâyelerin kökeni belki de hep bu iki farklı renkteki kanın yani soyun savaşına çıkmakta. Adem ve İblis’in çocukları… Mor kanlılar belki de melezlerdir. Kim bilir… Mavi ve Kırmızı… Sizce de çok ilginç değil mi? İnsan olmayan varlıkların hikâyesini beyaz perdeye yansıtabilmek için bilgisayarlar insanda olmayan renklere ihtiyaç duyuyor. İnsan teninde doğal şartlarda olmayan yeşil ve maviyi çıkarttığınız zaman mavi ve yeşil kanlıların hikâyesini anlatıyorsunuz.
Peki, sizin renginiz hangisi? Mavi mi kırmızı mı? Sanırım Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde söylediği sözü farklı bakış açıları ile bir kere daha düşünmemiz gerekmekte…
“Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!”
Bu yazıda anlatılan konuları merak edip araştırmak ve daha çok bilgi sahibi olmak isterseniz ilk yapmanız gereken şey oldukça net aslında. Kuran’ı Kerim’in indirilen ilk ayeti çok açık! “Oku!”
Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu?
Düşünmez misiniz?
Akıl etmez misiniz?
Akıl edenler için apaçık ortada…
Sevgi ve saygılarımla
Emre Gürcan