İsrail Devletinin “resmen” kurulduğu 1948 yılından itibaren İsrailli politikacılar Kerkük’ten Haifa’ya petrol taşıyacak bir boru hattının hayalini kurmuş ve bu konuda çalışmalar yürütmüşlerdir.
Ancak özellikle 1948’de patlak veren Arap-İsrail Savaşları ve 1967’deki Altı Gün Savaşı, İsrail’i birkaç on yıl boyunca çatışmalarla dolu bir yüksek gerilim döneminde tuttu. Dolayısıyla Kerkük-Haifa Pertol boru hattı konusundaki çalışmalar bir süre askıda kaldı.
Fakat daha sonraki dönemde İsrail Kürdistan petrollerini, ülkesine taşıyacak boru hattı projesini gerçekleştirmek için çalışmalarına ağırlık verdi. Bunun için artık herkesin bildiği Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, İsrail’e müttefik bir bağımsız Kürdistan kurulması gerekiyordu. İşin ilginç yanı, böyle bir durumu Türkiye bir savaş sebebi sayarken, yani bu konu, Türkiye için bu kadar hassasken Türk medyasında kendine hiç yer bulamadı. Sebebini, inanın ben de bilmiyorum.
Meselenin geçmişine kısaca bir göz atalım:
1982 yılında Suriye Kerkük-Banyas boru hattını kapattığında, Dönemin İsrail başbakanı İzhak Şamir, Saddam Hüseyin’e, petrolünü Haifa limanı üzerinden ihraç etmesini teklif etmiş, ancak Saddam bu teklifi reddetmişti.
Ardından Aralık 1983 ve Mart 1984’te ABD eski savunma bakanlarından Donald Rumsfeld Irak’a gidip Saddam’la görüştü ve Kerkük-Akabe arasında Bechtel inşaat firması tarafından bir petrol boru hattı kurulması için teklifte bulundu. Ama bu girişim de sonuçsuz kaldı.
1987’de İsrail Enerji Bakanı Moşe Şahal bu sefer Golan üzerinden Haifa’ya petrol taşınması konusunda araştırmalar yürüttü. 1991’de I. Körfez savaşının patlak vermesiyle projeler tekrar rafa kalktı.
1998 yılında dönemin ABD Başkanı Bill Clinton idaresi altındaki “Irak Özgürleştirme Hareketi” kuruluşu Irak petrolünün nakliyesi konusunu tekrar gündeme getirdi. Beş yıl sonra II. Körfez Savaşı başladı ve daha sonra Saddam yakalanarak -layık olduğu şekilde- idam edildi (ne de olsa etme bulma dünyası). Ama yerine ABD (dolayısıyla İsrail) kuklası bir hükümet kuruldu ve böylece projenin önündeki Irak engeli ortadan kalktı.
Bu işin elbette ki daha birçok farklı boyutları var ama hepsi bir yana; ne ilginçtir ki bu boru hattının İsrail’e ulaşması için Suriye’den geçmesi gerekiyor. Ancak Suriye yönetiminin İsrail ile olan kanlı bıçaklı ilişkileri malum, ortada.
Suriye, bu yapının bir parçası olan BM’nin hedefine oturmuş durumda. Bunun sebebi Musul’dan İsrail’deki Haifa limanına petrol taşıyacak ve Haifa’yı Akdeniz’in en önemli limanı hâline getirecek olan bir boru hattının önündeki en büyük engellerden biri olması mı acaba? Veya en azından sebeplerden biri bu mu? Ancak tahmin yürütebiliriz.
Bu arada şunu belirtmek isterim ki gözümüz kimsenin ticaretinde değil; Allah herkese bol rızık versin. Ancak eğer petrol ticaretinin kan ve insan hayatları üzerinden yürütülüyor olması, ihtimal dâhilindeyse ki ben şahsen öyle olduğuna kaniyim, o zaman biz de bu soruları sorma hakkını kendimizde görürüz. Birileri kazanacak diye diğerleri ölüm ve zulüm görmesin; derdimiz odur.
Hamza Yardımcıoğlu
aslında herşeyin güç para ve kaynak savaşı olduğu gözüküyor
Sayın Hamza Bey’in, Makalelerini, Okudukça bazı şeylerin, geçek yüzünü daha iyi görmeye başladım. Günüzde yaşananları, daha iyi algılıyorum.
Bilgisine,yüteğine sağlık.