Kitap yazmaya üç yıl önce başladım. Araştırmalarımın geçmişi 15 yıla dayanıyor. Kitaplarımı okuyanlar fark ediyor. Sorgulayarak ve öğrenerek yazmaya devam ediyorum. Yani sizlerden hiçbir farkım yok. Sadece bir şablon var ve onun hangi dinamiklerle ilerlediğini az çok anlayabiliyorum. Temel kaynaklarım ise Kuran-ı Kerim, Müştak Baba divanı, Yuşa tepesindeki ve Topkapı sarayında bulunan Davud’un kılıcındaki kitabeler. Ayrıca Elmalılı merhumun tefsiri de bana yol gösteriyor.
Başka bir gözle bakmaya gayret ediyorum.
Mesela Kehf suresinde HIZIR yaptığı işlerin iç yüzünü Hz. Musa’ya açıklarken “bu olmuş bitmiş bir iş idi” anlamına gelen “VE KANE” ifadesini kullanıyor. Aynı kavram İsra suresinde İsrail oğullarının başından geçecek olan işler anlatılırken kullanılıyor. Hemen anlaşılıyor. Gelecekte bizim henüz uygulamaya konulmamış sandığımız, GAYB diye bildiğimiz işler aslında olmuş bitmiş şeylerdir. Çünkü Hızır bir işi değiştirmek üzere müdahale edip yeni ve olumlu bir boyut açtığını Hz. Musa’ya anlatıyor.
Aslında GAYB denilen şey, Allah’ın sonsuz kapasitesi içinde bulunan ama henüz uygulamaya koymadığı işleri anlatır. Bilinmeyen kısım aslında bu işlere ait tasarımdır.
İsra suresi 7. Ayet MESCİD kelimesini kullanarak Müslümanların İsrail oğullarına rakip olacağını 1400 yıl öncesinden açıkça söylüyor. Henüz yeni kurulan bir dinamiğin 1433 yıl sonra ulaştığı noktada önce söylediğinin yaşanır olmaya başladığını görüyoruz. İşte GAYB denilen sistemin uygulamaya konulan bu kısmını bize ulaşan bilgi sayesinde böylece öğrenebiliyoruz.
Bir okuyucum “Allah bunları niye anlatıyor?” diye sordu. Bir arkadaşım da “Müştak Baba eğer olmuş bitmiş bir şeyi haber veriyorsa, zaten gerçekleşmiş bulunan şeye ait uyarı ne işe yarar?” diye beni eleştirdi.
İşte bu kısım anlamaya, öğrenmeye çalıştığımız akıl almaz acayip sistemin en şaşırtıcı yönü çünkü kader dediğimiz şey bizim bildiğimiz gibi değişmez ve sabit bir şey değil. Aksine sonsuz ihtimalleri bulunan ve bilinçli müdahaleler ile istenilen yöne doğru ilerletilmesi, kapasitesi içinde mevcut olan bir sistem kader.
Öncelikle şunu bilmeliyiz: Allah hiçbir şekilde sınırlanamaz ve kısıtlanamaz. Dediğini yapar. Yani bir plan yapar, onu bozar, başka bir plan yapar. Onu sorgulayamayız. Bu konu Bakara suresindeki Talut Calut savaşının anlatıldığı ayetlerin sona erdiği yerde bir açıklama olarak veriliyor.
Askerlerin duygularını, yönelişlerini betimleyen ayetler savaşı kazanan tarafı açıkladıktan sonra, bana soru soran arkadaşım gibi insanın kendi kendine şöyle bir soru sorma ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Madem savaş gerekli olsun ki Allah sonsuz kapasitesiyle başka bir yol bulamaz mıydı?
Ayet soruya cevap veriyor. Allah insanların bir kısmıyla diğer kısmını uzaklaştırıp kaos ve kargaşayı önlemek üzere bu yolu seçti.
Devam ediyor… Allah ne dilerse onu yapar; onu kısıtlayamaz ve sorgulayamazsın.
Anlıyoruz ki Allah dilediğinde kendi yaptığı kaderi istediği zaman değiştirebilir.
Peki, insanlar değiştirebilir mi?
Planlanmış bulunan ve yürüyen bir kaderin ortaya koyduğu sonuç eğer sonuçlarla karşı karşıya kalanlar tarafından beğenilmezse bu duruma müdahale edilebilir mi?
Hızır konusu işte tam burayı anlatıyor. Beğenilmeyen olmuş bitmiş işler kaderden siliniyor. Geçmişe gidilip gerekli müdahale yapılarak kaderin ilerlemesi makas değiştirilip başka bir düzleme kaydırılıyor.
Hz. Ömer Şam’ı fethetmek üzere Serg şehrinin surları önüne geldiğinde şehirde veba salgını olduğunu öğrendi. Bunun üzerine, ileri gelenleriyle şehre girip girmemek üzere bir toplantı yaptı. Toplantı sonunda şehre girmemenin daha doğru olacağına karar verdiler. O zaman da şimdiki gibi aşırı yurtseverler ordu içinde bulunuyordu. Onlardan birisi, Ebu Ubeyde Cerrah yüksek sesle “Ya Ömer, Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun!” deyince Hz. Ömer ona şöyle cevap verdi. “Evet, Allah’ın bir kaderinden diğerine kaçıyorum.”
Hızır da aynısını yapıyor.
Müştak Baba da aynısını yapın diyor.
“Allah’ın bir kaderinden diğerine geçiş yapın.”
Sonucun kesin olduğunu bildiğiniz hâllerde bunu yapabilirsiniz.
“Eğer işler zaten olup bitmişse uyarıların ne önemi var ki” diyorsanız, size şunu hatırlatırım:
Aslında her şey olmuş bitmiştir. Ama aslında her şey yine başlıyordur. Her ikisi de doğrudur. Başlangıç aynı zamanda sonuçtur.
İşte kader böyle bir şey…
Umutsuzluk hiç yoktur.
Müştak Baba uyarıyor. Allah’ın olmuş bitmiş bir kaderi var.
Allah’ın henüz olmamış bir başka kaderi de var, işinize geleni seçin.
Hz. Ömer’e bağıran dindar ve yurtsever kişi duygusal güçlü bir delil öne sürerek aslında bütün orduyu tehlikeye atabilecek bir kadere karşı inatlaşma öneriyordu.
Hz. Ömer ise akılcı yolu seçip fethi erteleyerek orduyu ve ordunun kaynağı olan İslam milletini koruma altına aldı. Güvenli bir yolu seçip doğru olanı yaptı.
Sonuçlarının veba salgınından daha vahim bir netice ortaya koyabileceğini bize ulaşan gizemli mektuplar aracılığıyla öğrendiğimiz bir kader sistemine gidiyoruz.
Ama hiçbir riski olmayan bir başka kader yolunun mevcut bulunduğunu da bilmeliyiz.
Seçim bizi yönetenlerin ama onları da seçen bizleriz, öyle değil mi? Sonuçta seçimi biz yapmış olacağız; sonuçlarına da tabii ki biz katlanacağız.
Kapıya girmek üzereyiz. Kapının bize neler getireceğini anlamaya çalışıyorum. Veba salgınına açılan bir kapıdan kim girmek ister ki?
Bir seçenek daha var. Şimdiye kadar olduğu gibi kapı kapalı kalmaya devam edebilir.
Öyle günler yaşıyoruz ki şu an bütün bir ulus için her iki kader seçeneği de mevcut ve gündemde. Kapıdan girildiğinde ise giderek bir seçenek devreden çıkacak. Diğer seçeneği güçlendiren gelişmeler yaşanacak.
Zaman 2021 veya 2023 yıllarını gösterdiğinde ise SON ÇIKIŞ imkânına hâlâ sahip olabileceğiz. 2027’den sonra ise geriye dönüş imkânsızlaşacak.
“Kolayı var, önce bir girelim, işimize gelmezse çıkarız” diyenlere “öyle gelişmeler olacak ki asla çıkamazsınız” diyen mektupları göstermeye çalışıyorum.
Şimdi seçeneklerin her ikisi de eşit şansa sahipken niye güvenli yolu seçmiyoruz ki? Seksen yıldır ülkeyi risklerden koruyup rakibe haklı zemin bırakmamış olan sağlam bir yolumuz var.
Görmüyor musunuz? Doğal gibi görünen bütün yaşadıklarımızda üstteki örtünün altından yapaylıklar dışarıya taşıp görünüyorlar.
Ortadoğu’daki Arap baharı göründüğü gibi doğal mı? Tarihin hiçbir devrinde birbirini tetikleyip olgunlaşması iki üç ay içinde meydana gelen bir devrimsel süreç var mı? Önderliği ve ideolojisi bulunmayan, hayalleri olmayan örgütsüz devrim hiç gördünüz mü?
Norveç’teki tek kişilik terör sizce doğal mı?
Aynı güvenlik sistemi içinde kalmaya devam ederek İsrail’e rakip olunduğunda bu duruma ses çıkarılmaması doğal mı?
Son iki aydır azgınlaşmış PKK terörü doğal mı?
PKK’nın yaptığı söylenen Ankara’daki bombalama doğal mı?
Yapay mı bütün bunlar?
Nereden biliyorsunuz?
Evet, bilemiyoruz. İşte o sebeple çekiniyoruz. Biraz ileride bir tuzak olabilir. Aynen veba sonuçları gibi bir tuzak…
Bize “Allah’ın kaderinde mi kaçıyorsun?” diyenlere “evet, öbür kadere kaçıyoruz” diyerek cevap verebiliriz.
Çünkü girilecek olanın sonu iyi görünmüyor.
2012 ve 2023 de iki tane dur var.
Diyelimki birinci dur noktasında buna uyuldu ve duruldu.Ya da dur noktalarının birinde.Bu halde sonrası nasıl şekil alıyor hakkında açılama var mı?Sadece olumsuzlukların oluştuğu çatal hakkında mı bilgi var.
Şimdi Rusya,İsrail ve Çin’in gelecek ile ilgili geçmişten gelen belgeler hakkında malumat sahibi olduğunu biliyoruz.
Mutlaka burdaki konsolosluklar sayesinde(konsoloslukların amaçlarından biride budur o ülkede çıkan her türlü günlük,haftalık gazete,dergi kitap veseaire toplanır incelenir ve rapor edilir)sizin kitabımızın içeriği hakkında İsrail devletinin haberi var(öncesinde de vardı).
Şimdi Türklerin Irağa girişine seyirci kalırlar ise gerileme dönemine girecekleri ortaya çıktı ise.Neden bizim kuzey ırağa girişimizi seyredip kendilerine gerileme dönemine soksunlar.Sizin artaştırmalarınızı ciddiye alan bir İsrail hükümeti Irağa giren Türk ordusuna direkt müdahele eder ya da başkasının müdahele etmesini organize eder kısaca buna seyirci kalması bu araştırmadan sonra saçma olmaz mı?
Yuşa tepesi hakkında gerekli çalışmayı 40 sene önce bitirmiştir Mossad.Orda ne vardı ne zaman çıktı nereye gitti biliyordur.
birinci durak noktasının geçilebilmesi için özellikle dünya şartlarının olumlu hale getirilmek için çaba sarfedildiğini söylemeye çalışıyorum doğol görünüm verilerek ilerletilen önemli olayların altındaki yapaylıklara dikkat çekiyorum bu öyle bir sistemki türkiyenin önü özellikle açılıyor sanki hatta bu sistemin tamamen ters görüntülerinden en önemlisi giderek israilin geriletilmesidir belkide yönetilemez hale sokulmasıdır bütün bunların nasıl ters b
ir kurguyla oluşturulduğunu 2023 kitabımda anlatmaya çalışıyorum
zaten burada anlatmak istediğide bu,biz ırağa girersek bu gelişmelere seyirci kalmayacak israil ve olacak gelişmeler bizi arada bazı şeylere zorlayacak ve bir daha çıkmamız zorlaşacak……….
Serhat bey yine mükemmel bir konuyu ele aldınız.Herkezin çok merak ettiği İslam alimlerinin bile insanları tatmin edicicevaplar veremediği bir konuya değinmişsiniz.Kaderi açıklamışsınız.Hocam harikasınız.Bazen size hızırın yardım ettiğini düşünmüyorda değilim.Size ilham ettiğini düşünüyorum.Tabi siz araştırmayı çok seven,kültürlü ve zeki olduğunuz için size ilaham ediyor olabilir.Tabi bütün bunlar ALLAH’ın izniyle oluyordur.Şirke düşmeyelim.Hocam size bir sorum olucak.Bakara suresinde 6/7 ayetinde kafirlere gelince onları uyarsanda uyarmasanda birdir.Artık onlar iman etmezler.Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemişti.Onların gözlerinde perde vardır.Onları büyük bir azap beklemektedir.Yasin suresi 7/8/9/10 Andolsun hüküm artık onların aleyhine işlemiştir.Bunun için artık inanmazlar.Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik.Çenelerine kadar dayanan halkalar yüzünde başları kalkıktır.Önlerine ve arkalarına set çektik.Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler.Onları uyarsanda uyarmasanda birdirartık inanmazlar.Hocam burda bir soru aklımıza geliyor.Neden ALLAH onların inanmasına izin vermiyor hemde cehenneme gönderiyor.Burda Kader nasıl tecellli ediyor.Bu Kuranı kerimi okuyan gayri müslümlerin ve müslüman olupta inanmayanların çok sorduğu bir soru.Bu kişilere nasıl cevaplar vermeliyiz.tşk ederiz.İşin ehlinden öğrenmek isityoruz.
burada hitabedilen peygamberimiz ve dolaylı olarak onun getirdiği mesajı kabul eden müslümanlardır Allah inanmıyanların inanmadan öldüklerini bildiği için peygambere hitabederek inanmıyorlar diye size gelenin hatalı olduğunu sanmayın yüzde yüz sonuç hiçbir zaman gerçekleşmez onlar tercihlerini yanlış olana yaptılar ve bunda ısrar ettiler bu işin sonunu ben biliyorum sizede bildiriyorum böyle oldu diyerek siz inancınıza şüphe karıştırmayın diyor. çok güzel bir ayrıntıya temas etmişsiniz deniz hanım bu konu kuranın anlattığı şeylere olayların son anındaki halleriyle bakıp anlattığına iyi bir örnek ALLAH için bu durum zaten kaçınılmaz bir şeydir bütün sonuçları bilemezse zaten ilah olamaz ama insanlar buna benzer bir bilgiye ulaşabilirlermi? işte hızır bir insan olduğu halde kıyamete kadar olan insanlık macerasının tamamına ait gerçekleşmeleri yine Allahın yarattığı sistemin özellikleri içinde mevcut olduğu için biliyor ve ona göre tedbir geliştirebiliyor. peygamberimiz bu ayetlerden sonra anladıki insanların bir kısmı dönemine göre bazen çoğu o ne yaparsa yapsın inanmıyacaklar bu onların gururlarının onları aldatması sebebiyle inatlaşarak ortaya koydukları kendi tercihleridir. peygamberin kendini bu durum için üzmesine gerek yoktur. Bu duruma kuantumda TEK GÖZLEMCİ İLKESİ denir.islami literatürde allahın FERD ismine tekabül eder. Bu duruma ulaşanlar adeta tanrılaşır ve her dedikleri gerçek olur. Fakat tek bir ilah vardır o da ALLAHtır. kimsenın tek gözlemci seviyesine ulaşamaması veya ferd isminin sadece allaha özel bulunması sistemin sınırlarındandır. Bu sebeple herkez müslüman olmıyacaktır. inanmıyanlar her zaman bulunacaklardır.mükemmel bir sonuç sistemin kuruluşunda kuruluşu tasarlayan güç tarafından devre dışı bırakılmıştır. inançsızlar bunu kendileri seçerler ve ceza bu sebepledir. kişisel seçimle yargılanırız ama bilirizki sistemin geneli için yüzde yüz inanç imkansızdır.işte bu gerçeğe göre sistem bizi inançsızlar tarafına devamlı sürükler bu yolu kolaylaştırır. Burada inanç tarafında kalabilmek için extra efor gerektiği açık olarak görünüyor. Mücadele edenlerin kazanması ve mükafatlanması aslında istisnai bir şeydir. Yoksa suyun akış yönü cezaya doğrudur. Bize kullanabilmemiz için son bir şanş verilmiş kullanana ne ala.Bahsettiğiniz ayetleri sınırlı kapasitemle anlamaya çalıştım tabiiki Allahın sözleri olan ayetler çok yönlüdür bir başkası size aynı ayetlerden daha başka benim ulaşamadığım birçok gerçeği anlatabilir.
TEK GÖZLEMCİ İLKESİ veya FERD ismi bir kişide veya bir toplumda nekadar tecelli ederse o kişi veya topluluk tek bir hedefe kilitlenir ve hedefine tecellinin gücü oranında ulaşabilir. marksist literatürde buna DEVRİMCİ RUH denir . MİLLİ RUH diyede bilinir . devrim yaparak kurulan yeni ülkelerde ilk 10 veya 15 yılda görülen adeta yüz yıllık çalişmayla ulaşılabilecek olan başarılar bu ilkenin işlemesi sebebiylledir. toplumlarda zamanla giderek azalan bu ilkenin canlandırılabilmesi çok önemlidir. Ayrıca toplu duanın tesir edici olduğunun söylenmeside yine bu ilkeye göredir. Kısaca herkez aynı şekilde inanıp aynı hedefe kilitlenirse onlar hedeflerine bu ilkenin çalışmasıyla ulaşırlar. şimdi bize uygulananında bu ilkenin işlevini sıfırlamak için olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. kürt . türk . alevi. sunni.zengin .fakir. şu .bu .giderek bütün bağlar koparılmak isteniyor. hedefsiz karmakarışık istekler heryerde herkez ayrı telden çalıyor. Tam 2000 yıldan bu yana tek bir amaca yonelik yaşayanlara bakınca görüyoruzki bu ilke evrensel ve müslümanlara özel değil.Tek gözlemciye yada ferd ismine muhatab olan tecellisine ona yakınlığı oranında muhatap oluyor.
Serhat Ahmet Bey,
Kusura bakmayın, çıkarımlarınız bana göre yanlış. Size daha önce de yorum yapmıştım. Ana İslami temelden uzaklaşıp başka bir yöne kayıyor gibi duruyor, üstelik de bunu ana temel Kur’an ve Hadis’leri kullanarak yapıyorsunuz. Herşey Hızır Aleyhisselam’ın üzerine bina ediliyor neredeyse, size daha önce de yazdım, Peygamber Efendimizin nuruydu (SAV) ilk yaratılan. O’nun yüzü suyu hürmetine alemler yaratıldı. Hızır Aleyhisselam onun ancak sahabesi olur. Oysa ki siz Hızır Aleyhisselam’a herşeyin üzerinde bir görev yüklemişsiniz, zaman içinde yolculuk yapıp olaylara müdahale ediyor. Bu düşünce Peygamber Efendimize gelen vahiy’e de gölge düşürür. O zaman Hızır Aleyhisselam’ın, Efendimizin zamanına gidip müdahale edilebilmesi gibi bir düşünceye kapı aralar, Allah kelamı kavramının içersine soru işareti düşürür.
Hem ayrıca sürekli bir İsrail propagandası var. Hani komplo teorisi üretecek olursak: Sizi; İsrail’in ileride oluşturmak istediği düzene zemin hazırlayacak, Müslümanları, hatta özellikle Türkiye’yi bu zemine, bu düşünce zeminine hazırlayacak, bizden biri gibi içimize sokulmuş gizli bir ajan olarak düşünebiliriz. Yapılanları, inanç temellerimizin formatı ile oynayarak, İsrail’in ileride yapacağı hamlelerde daha şimdiden bizi fikren alt etmek, hareket etmememiz için zihnimi bozmak amacıyla yapılmış şeyler diye düşünebiliriz. İnanç sistemimiz Müştak Baba Deivanına mı dayanıyor ? Tamam kendisi büyük bir evliya olabilir ( bilmiyorum, araştırılması gerek ) ancak ülkenin geleceğine yön vermek için ana oturmamız gereken Müştak Baba Divanı mı?
Dediğim gibi sadece komplo teorisi üretiyorum. Bence Serhat Ahmet Bey yazdıklarınıza bir de bu gözle bakın, dışarıdan komplo teorisi hazırlayan bir gözle, belki niyetiniz kötü olmayabilir (Allah bilir) inşallah da iyi niyetlisinizdir, ama bir de bu gözle bakın.
Allah’ın dediği olur hep! Allah büyük. Bizim onu idrak etmemiz mümkün değil. O’nun işlerini de. Ancak O’na güveniriz ve işlerimizi O’na havale ederiz ! “La havle vela kuvvete illa billah” ne demek bunu bir düşünelim, “Hasbünallahi veni’mel vekil” bunları bir düşünelim… Esas temeller bunlar..Allah’a dayanmak, O’na havale etmek….
serhat bey değerli bilgileriniz için çok tşk ederiz.sizden bu günde kuantumda tek gözlemci ilkesi ve ALLAHIN FERD ismini öğrenmiş olduk.SAYGILAR.
teşekkürler harika anlatım.ama yanlış hatırlamıyorsam allahın kazasından allahın kaderine olmucakmı hadis?cunku allaha inanma meleklere inanmak kaza ve kadere inanmak diye gidiyor.ordaki anlatımda böyle bliyorum hatta birisi vebaya lanet okuyor peygamber efendımızde dıyorkı lanet okuma o gorevlıdır duası var onu oku der.
kader kavramıda bence su sekılde statik ve diamik kader var eğer oyle olmasa dua anlamsız olurdu sonunu yazıyo arasını ınsan belırlıyo.hızır gelir ve yardım eder türkiyeye diyelim.a hızır deprem olur gelir b savas cıkar gelir c musluman saldırısı olur gelir. eger yazılı olmasaydı peygamber ölüm tarıhını tek bılen ınsan olmazdı demek secımlerın araları sonucu degıstırmıyor.müştak baba bence sunu yaptı ara okumaları yakalamıs olabılır.mesela ıraga girilmemesi gerek öngorude .biri kalkıp gırıyoruz dıyemezmı?işte İNANÇ BURDA DEVREYE GİRİYO quatum fızıgındeki amacta bu.birilerini bişeye ınandırırsanız buda mesela 4mılyarlık bır musluman kıtlesı olursa o enerjıyle dunyayı bıle aslında belkıde batıdan dogan gunesı dogudan dogdurabılırsınız.cok mu acayıp geldı bence değil.kıyamette yaşaıcak olan şey zaten.bir zamanı cıkarrısanızki yok AN da yaşandıgı herkes bılır ozaman paralel evrenler kuramında burdaki duamız eskı mısırdaki bir savası yada bedir savasını yada marsta ki kolonıye etkılıyor 70 bin alem unutmayalım kuranı kerımden.
ama madem zaman yoksa paralel evrenlerde ehli beytin askerleri sultani güc sahıpleri rahman 33 nerde?aynen hızır gıbı sız acıkan susaya yemek yıyen bırısı dedınız o ördügü duvar mescidi aksa duvarı dıye bılıyorum gemıyı ve cocugu yorumlamayım.duvar yıkıldıında 3.dunya savası baslar altındada ganimet var der.ama ne oldugunu soylemez. bir ınsanın kaderi ruhu ıle bırlıkte 120.gunde verılır.kuranı kerımde alatılan bıldıgım budur.ortak bılınc ıle ınsan aslında 120 voltluk bir pıl kadar enerjı yayar vucut ısısı ıle yemek pişirilebilir.matrıxı herkesı ızlemıstır bıdaha ızlenmelı bence.burdaki bütün olay aslında inanc.bence hz hızırda bır frekanstır nasıl ajan smıth ıstedıgı yanlıs ınsanlara gırebılıyorsa hz hızırda o an ıcın o bedenlenmeyı kullanıyordur cunku özümüz beden deıl ruhtur.anlatılan beden belkı musa ıle o donemde olmus olabılır o donemdekı adamda olabılır hepsı olasılık dahılınde ama suana yasıması baska sekıldedır ki ASTRO FİZİKCI TASKIN TUNA EN SON hamza beyın programında tvnette fızıksel transferın zaman yolculugunun suan mumkun olmadıgını soyledı adam fızıkcı ama bende olabılceıne ınanıyorum derin konu aslında ozaman frekanssal yakalama cok daha mantıklı cunku evrende hıcbır ses bılgı enerjı kaybolmuyor suankı cıa teknolojosı bıle sızın 10 sene once herhangı bıyerde kursun duvarlar harıc ne konsutugunuzu cıkarabılıyor evınızde cam varsa 2 km oteden yansımasını dınleyebılıyorlar cok basıt sekılde.yanı o frekans eşiğibence 2012de acılıcak cunku onlar bırılerıne kıyıcaklar.o bosa cıkan enerjıde tahtravalı gıbı dıger kısmı yuklucek.sonrada ahir zamanın devamı.bırde anlatımda derkı edılen hıcbır dua ıse yaramaz ahir zaman acıkken kılınan namazlarda.bu anlatıma yorumunuz varmı?asla boyle bısey olamaz dıceksınız tahmınen ama sımdı adam kafanıza elektromanyetık sılah ıle frekans sıkarken o sevıyede ınancla dua ıle cıkmak pek mumkun olmaz.unutmayın saddamın 40 bın kısılık muhafızları tepelerınden helıkopterler gecerken kahve ıcıp sarkılar soyleyıp dans edıyolardı hıc bır saldırı olmadı cunku emf yı basmıslardı kafalarına.son donem savası sılahla olmucak.bu acık nettır .
Son kitabınızı okuyan bazı kişiler sizin İsrail yanlısı olduğunuz izlenimine kapılabilir. Anlayamadığım şu: Nasıl oluyorda İsrailoğulları şuan dünyanın kanını içerken bozgunculuk yaparken onlar gazaba uğramıyorda biz uğruyoruz? İnanın bunu hislerimle yazmıyorum. Cevabınız için şimdiden teşekkürler.
Zülkarneyn’in torunlarına selamlar.
Ali kardeşim zaten bende tam bunu anlatmaya çalışıyorum. sanki allah bize her ne olursa olsun sizi üstte tutacağım diye taahhüt vermiş gibi düşünüyoruz halbuki yaratılan sistemin bazı kuralları var kim uyarsa o galip geliyor. kuranı okuyunca görüyoruzki aksine israiloğullarına sizi üste çıkartacağım FADDALTÜKÜM deniliyor. hemen meydanlara koşup israile karşi bir slogan söylemek ile bu işler hallolmayacak gibi görünüyor aksine bu karşıtlık anti semitizm olarak algılandığı için israil böyle şeylerden bırakın zarar görmeyi fayda bile sağlıyor.dost acı söyler taraflı bakan herkez beni şu yada bu şekilde görebilir. ayrıca kendi nefsimi söylemeye çalıştığım şeylerin dışında tutmaya özen gösterip delillerini ortaya getirip anlatıyorum .bana şu söylenebilir SEN YANLIŞ YORUMLUYORSUN.ama o zaman tövbe edebilmek için bende doğru yorumu bana gösterin deme hakkını saklı tutuyorum .müştak baba tam 170 yıl öncesinden ANTİSEMİTİZM diye bir olguya israilin koruyucu tılsımı olarak dikkat çekip bize bildirmiş ise ben bunu çağdaşlarıma söyleyince bana israil yanlısı görüneceksin demenin ne önemi olabilir.anlayıp anlatmaya çalıştığım şey öyle acaip bir şeyki ne yaparsam yapayım kimseye yaranamıyorum söylediklerim yüzünde beni karşıt olarak görüyorlar halbuki sizler gibi sıradan Allahın bir kuluyum sadece tarafsız ve bağimsız olmaya çalışıyorum
serhat bey yazılarınızı ilgiyle izliorum…bu kaos ortamında başımıza gelecekler yakın gibi görünüor.size farklı bir konuda sorum var;biliyorsunuz tarihte halid bin velid denilen bir komutan vardı,hiç onunla ilgili bir bulgunuz varmı??araştırdınızmı,görüşmek üzere galaksinin güzelliği sizinle olsun..
halid bin velid meşhur EYÜP SULTAN dır arab orduları bizansı kuşattıkları sırada yaşı ilerlemiş olduğu için vefat ederek şehit olmuştu kaybolan mezarı aradan 800 yıl geçtikten sonra istanbulun fethi sırasında akşemsettin rüya yoluyla keşfetmiştir. asıl mezarın türbenin hemen dışındaki ulu çınar agacının dibinde bulunduğunu iddia eden araştırmacılar vardır halid bin velid peygamberimizi medineye ilk kez hicret ederek geldiğinde evinde misafir eden kişidir ata dedelerinin peygamberimize geldiğinde verilmek üzere halid bin velide küçük bir kutuyu emanet ettikleri söylenir peygamberimiz gelip eve girince bu emaneti istemiş halid önce şaşırmış sonra hatırlayıp kutuyu peygamberimize teslim etmiştir kutunun içindekilere ait yeterli bilgi yoktur. içinde bulunanlar her neyse birde mektupdan bahsedilir. mektup peygamberimize yetişemeyen halidin atasına aittir Allahın bırliğini ve resulallahı kabul edip tasdik ettiğini bildiren bir mektup olduğu söylenir. HALİD BİN VELİD istanbulun manevi sahibi olarak kabul edilmiştir. onu rüyasında gören istanbul ile ilgili önemli işlere imza atabilir.
Ebu Eyyûb Halid bin Zeyd veya Ebu Eyyûb El-ensariاريTürkçe’de zaman zaman Eyüp Sultan olarak anılan Sahabe’den biridir.Daha sonra 80’li yaşlarında İstanbul kuşatması sırasında şehit olmuştur.(672 yılında)
Halid Bin Velid katıldığı yüzü aşkın savaşta yenilgiye uğramamıştır.Halid bin Velid savaş kaybetmemiş nadir komutanlardandır.
Halid Bin Velid 642 yılında savaş meydanında ölmediğine üzülerek yatağında eceliyle can vermiştir.
🙂 benim yazdıklarımda sorun var heralde okunmuyor görünmüyor 🙂 .allah rövanş verir israili bir kere nebukadnezar la sildi.buyuzden matrixteki geminin adıda nebukadnezar nabuko projeside bunla ılgılı.2. şansı her zaman tanır ve nebukadnezar müslüman bile deıldı.benım o kulum der.gerektıgınde musluman olmayan bırındende destek alınabılıyo demekki.üst ast kavramı değil ongoru şu ise isa gelıp ısraılı vaftiz edıcek kutsucak ve tum ısraıllıler oraya donucek..suleyman yıldızı muhuru davud yıldızı semavi dinlerden çok cok once kullanılmıstır.ama daha dogrusu oktagramdır.8 köşeli olan.bakın parti binalarından türki cumhuriyetlere hepsınde bu kullanılır.
serhat bey sizi habertürk de izledim,Hızır(a.s)ve Zülkarneyn(a.s)hakkında söylediklerinizde birçok eksikleriniz var,ilgili başka birçok ayetlerde var,tam bir bilgi ile anlatamadığınızdan çelişkiler var,yecüc ve mecüc uzaylı varlıklardır,daha önceleri uzaylılara inanmıyordum ama kur’anda bunların olduğunu anladım,ayetlerde geçen başlangıçta yaratılan ve tekrarlanan,sonra tekrarlanan yedi ayet ile bağlantı sağlamamışsınız.
arkadaşlar bu ilgi işte bu güzelliğin kendisi tam olarak bu olmalı .ilginiz sizinde araştırmacı kişiliğiniz olduğunu gösteriyor tartışarak doğruyu arıyoruz sadece biraz delillere dayanarak düşünürsek daha sağlam sonuçlara ulaşabiliriz diyorum. önyargılar olmadan ve delillere dayanarak. mesela bir arkadaşım diyorki sen hızırı çok yücelttin .yani ayetlerde böyle birşey yoktuda bunu sen abartılı aktardın oysa ayetler ortada şöyle denilmeli ayeti yanlış yönde anlıyorsun eger bu söylenebilseydi ayetlerin toplam anlattıklarıyla ilgili olarak yeni önerilen modeli tartışabiliriz hiçbir yeni model önermeksizin sadece sen saptırıyorsun diyerek eleştirilirsem ben böyle bir eleştiriye önyargı karışmış olabi,leceğini düşününce haklı olduğumu görüyorum sizlerden ricam ANALİTİK düşünerek delillere dayalı modeller oluşturarak beni eleştirin böylece bende doğruyu arayışımda doğru istikameti bulabilirim hızır ile ilgili eleştiri yine hızırın anlatıldığı bölümden yapılırsa işe yarar yoksa başka başka ayetlerde ve hadislerdeki konuları kıyısından köşesinden dalıp çıkarak herkez eleştirisine delil gösterebilir bir bütünlük önce o bütünlüğü oluşturan temellerile varolur hatası kusuruda öncelikle o temellerde araştırılmalıdır peygamberimizin nurunun elestde yaratılmış olması hızır ile ilgili ayetlerdeki yanlışlar gösterilmeden hızır ile ilgili modeli eleştirebilmek için kullanılamaz tali delildir ancak ayetlerdeki yanlış lar gösterildikten sonra destekleyici delil olabilir. gösterdiğiniz ilgiye tekrar çok teşekkür ediyorum
Serhat Bey, Sitedeki siz ve diğer değerli yazarların katıldığı programların videolarının oluşturduğu arşiv bölümü istiyoruz. Saygılarımla.
An itibari ile Kuzey Irağa Türk ordusu kara harekatı başlattı…Reuters
her işin bir bencesi var.. ben o bence bölümünden giriş yapacam…
çok nadir olaylar hariç kader her gün düzenlenmekte. hatta her an.
şimdi hayatı bir yol. bizim yaptıklarımızı o yolda bir araç yoldaki levhaları da müştak baba hz nin ve diğer bilgileri bir gelecek levhası sayarsak….
Yolda bir levha gördünüz..sarı ışıklı yanıp sönüyor. diyor ki 30 km düş yolda çalışma var. eğer düşülmezse birazdan sadece bir kaç km sonra başına çok acayip işler gelecek.hızın düşürülmediği noktayı müştak baba bize anlatıyor. ama gazdan ayağını çekmek bizim elimizde.
aslında zaman sadece insanlar için. kesin olan birşeyler var. gittiğiniz yolda otobanda yol bi yerden sonra bitiyor evet bu kesin.. değiştirelemez.
genel levhalar Allahın bizlere verdiği kurallar.
ve onun kudretinin diledikler. bu kulli irade.
bir de cuzzi irade var ki oda bizim araştırıp bulmamız için..
örneğin yıkılması engellenen duvar ağlama duvarı mı.
altında saklı bulunan hazine hz musanın sandığı mı.
hz Hızır ile Hz musaya kötü muamele edenler israil ogulları mı.
İsrail devleti onca kazıyı birşey bulmak için mi yapıyor.
bunlar hep akılda kalan sorular.
Peki Allah bunları bize niye anlatıyor. Biz bunları niye biliyoruz ?
Olcakları değiştirmek için mi yoksa tüm olacakları olsunlar diye değiştirmek için mi
ve kapı açıldı! harikasınız Ahmet bey. Konu hakkında yorumlarınızı bekliyoruz. Sizden aldığım bilgiyi arkadaşlarım ile paylaşmıştım. Herkes hayretler içerisinde!siz de Allah dostlarından aldığınız bilgiyi bizimle paşlaştınız. Allah dostlarının işine akıl sır ermiyor.Selamlar saygılar.
Bence kapı açılmadı kapı aralandı.Süleymaniye kentine girmeden(Hz.Yunus)kapı açılmış sayılmaz.
Bu yorumu bende destekliyorum NİNOVA yani süleymaniye ye askerlerimiz ulaşmadan kapı sadece aralandı denilebilir. bunun 27 kasımdan sonraki günlerde gerçekleşeceğini bekliyorum . inanmıyacaksınız ama yaklaşık 30 senedir çözülemeyen ve giderek kangren olma eğilimi gösteren bu sorun müştak babaya göre 27 kasımdan sonraki 144 gün içinde kontrol altına alınacak türk askeri 146 gün sonra kuzey ırağa tamamen hakim olacak ne acaip değilmi?
henüz kapıyı aralayıp ne var yok diye ardından bakıyorlar şimdilik ihtiyatla.Eğer yazarında dediği gibi,oradaki yerleşik usa ve ırak güçleri girişi kolaylaştırıp yani yollarını açarlarsa kandile hatta daha bağdata kadar yolları var demektir…ki açılacak olursa gidişat belli demektir.
Hısır a.s. için olağanüstü insan tanımlaması yapılmış.Evet o bir “insan”,olağanüstülüğü ise bize göre öyle.Bir de kendimize bakalım,onun gibi insanmıyız,yoksa insana mı benziyoruz…..
bence 27 kasımdan önce kapı aralandı.K.ırağa erken girdik.Artık bundan sonra neler olacak onu bekliyeceğiz.Ama görünen köy kılavuz istemiyor.Bence Müştak babanın dedikleri bir bir çıkacak.
Şimdilik yem yutulmadı birliklerin büyük kısmı geri döndü.Kapıdan içeriye bakılıyor şimdilik dedik.
Ellerindeki pkk yemini kullandılar ama dişimizin
kovuğuna yetmez misali yemi yemedik.Ama bu hiç bir zaman yemeyeceğimiz anlamına gelmiyor.Düşman daha
çekici yemler sunacak önümüze ve her balık ne kadar
kuşkucu yaklaşırsa yaklaşsın,elbet yeme atılacaktır.
İnşallah böyle olmaz diyoruz ama patlama eşiğine ulaştığımız vakit işler ters yola girmiş olacak.
şimdilik bile olsa başbakanın bazı niyetlerin farkın-
da olduğunu ve dahası bilgili olduğunu düşündürüyor.
Bu yüzden acele etmeyerek en iyisini yapıyor.Ama denildiği gibi 27 kasım geri dönülmez yolun başlangı-
cı olacaksa allah yardımcımız olsun….
Yem falan değil bu bir proje.
USA Sene sonu itibari ile bütün savaşan birliklerinin çekilmesini tamamlayacak.
Bu durum neticesinde Kuzey Irak’da bulunan Kürt bölgesini Irak’lı araplardan ve çevre ülkelerinden(İran,Suriye)kim koruyacak?
Kuzey Irak Kürt bölgesini USA çekildikten sonra korumak için birine ihtiyaç var.
Bu masa başında karar verilmiş bir proje tabi bunun pazarlığı var.Karşılığında birşeyler alacaz.Kuzey Irak’da USA’nın karakol görevi görüp Türk askerinin canını koyacaksak enerji ihtiyacımızı karşılayacak anlaşmalar olacak.
Tabi bunun içinde bir bahane gerek ben gittim benim yerime sen gel gir olmayacağı için.Bu bahane de PKK.
Son 24 şehit verilen operasyonu PKK kisvesi altında eğitimli askerlerin yaptığını dünya alem biliyor zaten.
Bu bir yem değil dedin pkk için bu bir projedir..
USA yerleşik güçleri yıl sonuna doğru çekilince yerini türkiyeye bırakacağını söylüyorsun.Bir takım anlaşmalardan pazarlıklardan bahsediyorsun.
Bu kadar gizli işlerin içinde ben de varım dersen artık tam olacak gibime geliyor.Af buyur lakin sanki gizli kapaklı yapılan bütün işlerin ardını biliyor gibi konuşman sana ne sağlayacak.Ha, eğer bunlar benim düşüncem diyorsan orası başka,yok değilse bu kaynakları nereden öğrendin.24 şehidin ardındaki sırrı eğitimli askerlerin yaptığını söyleyerek büyük bir sansasyona imza atıyor gibisin.Sana göre bunu sağır sultan bile duymuştur.Dünya alem zaten biliyor.Söylesene,bunca istihbaratı MİT2ten falan mı aldın yoksa ????
USA birlikleri nasıl olsa yerini kolayca türk askerlerine bırakarak kuzey ıraklı kürtlerin korumasını devredecek öylemi.???
E öyleyse brawo şimdiden bütün çetrefil konuları bir çırpıda çözmüş olduğun için alkışlamamız gerekir ancak.Diyecek başka birşey yok…..
Türkiye’nin Kuzey Irağa girmesi kimin işine gelir?
Önce şunu bilelim Türkiye kafasına göre bir takım haklı sebepler göstererek bile Kuzey Irağa kalıcı şekilde giremez.
İran;Bölgenin lider devletlerinden çoğrafyası bizim iki katımız ve arkasında Rusya var.(Bu arada Ruslar Suriye limanlarına yerleştiler,Rus donanmasıda Akdenizde tur atıyor Uçak gemisi dahil.Valla gizli bilgi değil)İran’ın mezhebi Şii bizim Sunni,biz Amerika’nın kankasıyız İran’ın baş düşmanı,İran’ın Kuzeyine aşağı Azerbaycan denir ve nüfusunun %60 oranı Azeridir kısaca bölgede senin güçlenmen İran’ın işine gelmez.Bu yüzden Türkiye’nin kalıcı şekilde Kuzey Irağa girmesini İran istemez.Bunu Rusya’da istemez,Suriye hiç istemez(adamı devirmeye çalışıyorsun).Ki bu aralar Çin ortadoğuda aktifleşmeye başladı İran’a destek vererek.
Bizim Kuzey Irağa kalıcı olarak girmemiz Amerika dışında kimsenin işine gelmiyor.Biz de Amerika’nın onayını almadan Kuzey Irağa girmeyeceğimize göre(İran kendi motor bloğunu dökmüş,Balistik füze teknolojisini geliştirmiş,Nükleer teknolojiye sahip,Bizden çok daha fazla Hava kuvvetleri envanterine sahip.Bunlarda gizli bilgi değil).
Amerikan kuvvetleride sene sonu itibari ile Irağı terk edeceğine göre(Buda gizli bilgi değil hatta çekilmenin %75’i tamamlandı).
Konumuzda Türkiye’nin Kuzey Irağa kalıcı olarak girmesi meselesi ise.
Sen Türkiye Kuzey Irağa kalıcı olarak girmeyecek diyorsan konu başka.Ama gireceksek biz mars gezegeninde değiliz kafamıza göre Kuzey Irağa girip kalalım.Türkiye’nin paçası o kadar geniş değil.
Amerika’da sana kıyak yapmak için gel Kuzey Irağa gir demez.Çıkarı olması şart.
24 askerin şehit olduğu yerde kullanılan ağır silahların hiç biri bulunamadı!!!.Bu silahlar adam sırtında,katır sırtında bir gece içinde getirilemez.Müttefiktimiz Amerika yok insansız uçaklar ile yok uydu teknolojisi ile bölgeyi sürekli izliyor görmemiş mi?Yoksa bunlar toprak altında gömülü idi çıkardılar sonrada gene gömdüler biz mi bulamıyoruz?Hadi nasıl geldiğinin cevabını bulduk sonrasında buhar mı oldular?
Helikopter ile indirilip helikopter ile götürüldüler.Yok böyle değilse nerde bu silahlar?
Özel güvenlik şirketleri diye yeni oluşumlar var(bar kapısında bekleyen bodyguardlar ile karıştırılmasın eski askerlerden oluşuyorlar)bu adamların on yirmi tanesi yüz yada ikiyüz gerillayı taktik olarak sevk ve idare eder.Görev bitince kendileri bölgeyi hava araçları ile gerilla ise kendi imkanları ile terk eder.Biz de elinde kaleşnikof olan adamları ölü olarak ele geçiririz duvarda delikleri olan ağır silahlardan bir tanesini ne hikmetse bulamayız.
Bu özelgüvenlük şirketi adamlarının kime çalıştığınıda bulmak için Kuzey Irağa kalıcı olarak girmemizin kimin işine geldiğinin sorusunun cevabını bulmamız gerekir.
İstihbaratçı olmadığıma göre bunlarda bilgi olmadığına göre geriye olan biteni görebilme şıkkı kalmış oluyor.
2012 yılının ilk çeyreği bittiğinde birimiz diğerini alkışlar.
Buda güzel bir tespit. Realist olarak bakarsak yorum çok temiz. Fakat benim aklımda X faktör var. Eğer büyük bir X faktör çıkarda Türkiyenin oraya girişindeki engelleri ortadan kaldırırsa işte ozaman iş değişir.. Tabiki benim söylediğim bir varsayım.
K.Irak’a kalıcı yada geçici olarak girmekten sözetmedim.Durduk yerde veya pkk yüzünden bile oraya tamamıyla girip yerleşmesinide USA olduğu için beklemiyorum.Bu arada herşeyin mümkün olmasını da gözardı etmedim.Bir bakmışsın,hadi ben gidiyorum eyvallah,yerime sen yerleş demeleride mümkündür elbette.Gidişata göre bir takım numaralar dönecek ya ortada,neden olmasın.
Önceki yazında bazı muğlak ifadelerini daha somutlaştırman açısından bu bilgileri nasıl edindiğini sormuştum.Biraz daha açıklayıcı yazabilirsin.
USA müttefikimiz olarak görünmekle beraber paranın öteki yüzünü de bakmak lazım.Oraya baktığında gizli kapaklı neler döndüğünü görebilirsin.USA belki de bizden daha çok müttefiktir İsrail ile…ki orası kesin.USA kendine daha iyi bir zemin oluştursa eminim İran’ı vurmak için yarını beklemez.Irak’ı vurmak için nasıl bir zemin hazırladığını da hepimiz gördük.Halbuki Saddam onun adamı sayılırdı.O zamanki Irak askeri gücü de dünyanın sayılı ordularından biri olarak gösteriliyordu.Ama USA güçleri için bu çok önemli değil.Oraya girdiler ve bütün Irak’ı dümdüz ettiler.İran için de istenirse bu yapılabilir.Şu ana kadar bütün yapılanlar Ortadoğu’da İsrail’in önünü açmaktır.Bu yolda çok mesafe katedildi.Bunun son ayağında ise Türkiye’nin olduğunu daha iyi görmeye başladık.Paralı askerlerin gerillalara destek vermesi mantıklı gözüküyor.
merhaba ahmet bey, sizi ve yazdiklarinizi cok yakindan takip ediyorum. Yazip soylediginiz seylerin emareleri gittikce daha guclu bir sekilde ortaya cikiyor. Benim merak ettigim iraka giris ve akabinde istanbulun baskent ilan edilmesi. Bakalim nasil bir motivasyon 1 sene icerisinde istanbulun baskent ilan edilmesine yol acacak? Bu kanimca cok olasi gorunmuyor ama bekleyip gorecegiz.
Herşey o kadar hızlı gelişiyor ki.. 1 gün değil 1 saatte bile gündem 180 derece dönebiliyor; sadece Türkiye için değil dünya içinde geçerli bu.
merhabalar, serhat bey kitaplarında yorumunu katmıştır illa olaylar o şekilde olacak diye bir şey yok herkes kafadan bir şey söylüyor fazla kasılmaya gerek yok. ALLAH ZALİMLERİN PLANLARINI BOŞA ÇIKARIR.Biz kendimize bakmalıyız kendimize çeki düzen vermek zorundayız kurandada yazar bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe bende onların durumlarını değiştirmem diyor yani fazla söze gerek yok
selamlar sizi takip ediyorum ve inanıyorum müştak babayı nasıl keşfetiniz hangi dille yazmış ve bizde ulaşabilirmiyizbu şiirlere eski yazılara meraklıyım
Cevapla ikonu aktif değil burdan devam ediyorum,
Zaten Amerika bizim müttefikimiz derken hükümeti kast ederek konuştum dediğinde haklısın bizim müttefikimiz hiç bir zaman olmadı.Lozanı hala tanımayan adamdan bahsediyoruz neticede.
Bir kaç link ve adam ismi veririm ama daha önce koydum site politika olarak uygun görmüyor yayınlamadılar.
Eger kapi 27 Kasimda acilacaksa,ozamana kadar PKK dan yine büyük bir eylem bekleyebiliriz,büyük bir capta eylemden sonraki gelisen zaman icinde TSK iraka girecektir.Gercegi en iyi Allah bilir ama önümüzdeki günlerde Bolca sehit haberini görecegiz.Hakkimizda hayirlisi Kaderi ancak DUA degistir,bol bol Dua edelim insallah.
Ne yazık ki durum bu.
Suriye ile ilgili gelişmelerde PKK şıkkının haricinde olaylara yön verebilir.Bu zor bir ihtimal olmakla beraber(dünya savaşını tetikler batı/slav-sunni/şii).
Müştak Baba’nın başkentin İstanbul’a taşınma öngörüsünüde düşünürsek PKK bu gelişme için hafif kalır.
İlluminati sitesindeki 7 Aralık geri sayımınıda hafife almayanlardanım onlarında geleceğe ait geçmişten gelen belgelere vakıf olduğundan eminim.Yedi sene öncesinden ikiz kulelere giren uçakları resmetmek kehanet ile olacak şey değil.
İlluminati card diye arama motoruna yazarsanız görürsünüz.
Esad muhalefet ile Arap Birliği’nin önerisi çevrevesinde anlaşmaya varırsa(Suud-i Arabistan Müslüman Kardeşlerin Arap yarımadasında güçlenmesini istemez) U.S.A’nın Libya ve Mısır gibi Suriye’yi içerden devirme olasılığı kalkar.
Geriye tek yol kalır direkt müdahele.
Verilmesi gereken cevap U.S.A buna yeltenir mi yeltenmez mi?
Yeltenirse taşaron kullanır mı?(İsrail ve Türkiye hükümetleri U.S.A’nın bölge müttefikleri).
Müştak Baba,
İsrail ile Türkiye’nin bölgesel bir savaşta müttefik olacağına dair ip uçları da vermiş mi diye bayağı merak ediyorum son gelişmeler yüzünden.
Hiç biri değil, fakat kafaları kurcalayan soru,yuşa tepesindeki şu büyük tabut yoksa gelecekten getirilmiş bir zaman makinesimidir ?
Bu sandık gelecekten gelen bir zaman makinesi ise,
Bunu biz(Serhat Bey’in Müştak Baba’yı incelemesi sayesinde duyduk)biliyorsak bu gerçeği İsrailoğulları,Ruslar çoktan beridir biliyorlar manasına gelir.
Muştak Baba divanında bunları şifreledi ise mutlaka İsrailoğullarından birileride aynı metodlar ile şifrelemiş halkına bu mesajı vermiştir.
Süleyman’ın kılıcı çoktan Ruslar tarafından deşifre edilmiştir.
Müştak Baba iki yerde dur diyerek aslında buna uyulması halinde kendi şablonunu lağvetmektedir.Yani istenilirse geleceği olduğundan farklı yapmak mümkündür.
Bunu bilen Ruslar(Hadi İsrailoğulları hırslarına yeniliyorlar geri yürümek zorunda kalıyorlar)yani geçmişten gelen belgeler ile geleceği bilenler neden bir köşeye geçip kendi alehlerine olacak olan adımları seyretsinler Türkiye’nin Kuzey Irağa girmesini paşa paşa seyretsinler.
X faktör denen bir durum hasıl olacaksa olması gereken standart gidişatı değiştirmesi gereken bir faktör olarak vuku bulacak olması gerekmez mi?
Valla ben Rus devleti ya da hükümeti olsam hadi diyelim bu güne kadar da bunlardan haberim yoktu!
Ama artık Serhat Bey’in sayesinde var.Ve bunları ciddiye alsam.Elimi kolumu bağlayıp olayları seyretmem.Müştak Baba divanındaki ihtimallerinde olacabileceği ihtimaline karşı konuşlanırım hatta engelleyici tavır alırım olay vuku bulmadan engellerim.
X faktör olsa olsa bir super güç olur.
Rusların bu işle ne ilgisi var bilmem.Davutun kılıcını nasıl deşifre ettiklerini de bilmem.Edebileceklerini de zannetmem.Hem yazarın kitapları böylesine açıklayıcıyken çok gereksiz.Üstelik kutsal sandığın yeri de tam olarak yazılmış.Böyle bir katalizör faktör (hızlandırıcı) var iken kimse başka uzun yollara vakit ayırmak istemez.İsrail şimdi bu konuda nasıl bir yol izleyeceğine dair bir fikir edinmiştir.Kendileri olmasa bize bizim hükümetimize sandığı buldurup çıkartıp sonra da bize aittir diye geri alabilirler.Halbuki şimdiye kadar kimsenin bilmediği bir yeri tarif etmek kadar yanlış birşey olabilirmi? Madem ki bu sandık İsrailoğulları için yararlı,bizim içinde zararlı bir alettir….
Valla Serhat Bey bir tv programında Rusların ve israil’in bu tür belgeler ile uzun süredir ilgilendiğini söyledi.
Zaten Rusların telekinesi ve parapsikolojik olaylar üstüne 1950 lerden beri çalışmalar yaptığını biliyoruz.
Kabala denilen olay en eski şifreleme Tevrat öncesi Talmud zamanlarından beri var.Değil Müştak Baba İslam alemi ortada yok iken adamlar bu tür şifrelemeye hakimdiler.
Hitlerin de kutsal kaseyi aradığını biliyoruz.
Süleyman’ın kılıcının her yerde fotoğrafı var,keza Yuşa tepesindeki yazıtlarda gizli saklı değil alenen sergileniyor.İbranice Arapçaya çok yakın bir lisan.
Eğer sandık dendiği gibi Ayasofyada ise ki başka iddalarda var (Keldanice kayıtlarda yeri aşka yer olarak gösteriliyor.Mete Akıncı).Ayasofya Ortodoks alemi için kabe ile eşdeğerdir ve Rusları direkt olayın içine çeker.
Hem ortadoğuda olacak bir savaşa Rusya gibi süper bir gücün seyirci kalacağını kim düşünür bilemem.
Hitler’in de Kutsal Kase’nin peşinde koştuğunu biliyoruz.
Demek bu tür geleceği gösteren geçmişe ait bilgiler ile adamlar 100 senedir ilgileniyor.
Zaten Hızır’ın özellikle Müslümanları ya da Türk alemini tutmak ve saflarında yer almak gibi bir kaygısı yok.Gelecekten gelen biri olarak ırlar ve dinler yerine geleceğin daha mükemmel şekilde teşekkül etmesini organize etmek ile meşgul.
Burdan da Hızır’ın Japonya’ya atılan atom bombasını geleceğin selameti için onayladığı anlamıda çıkar.Engellemediğine göre.
Ben bu hizir olayini tam anlamadim eger duzeltilecek bir yanlis varsa evvela hitlerin soykirimdan once yok edilmesi gerekirdi demek ki her sey o kadar basit degil. Elbette tanrinin gucu her seye yeter ama tarihin akisina niye mudahale edilsin ki onemli olan ozgur iradedir…ben israilogullarinin yeryuzunde 2 kere bozgunculuk yapip 2 kere buyuk yukselis yasadiklarina inaniyorum ki bunlarda 2 dunya savasidir. Nasil mi derseniz savasin sonuclarinin kimin isine en cok yaradigini gormek kadar kolaydir bu. Hic yoktan bir devlet ve millet kurmak koca bir imparatorlugun cikmesi ve feda edilen 5 milyon yahudi ile mumkun olmustur
Serhat Bey, Öngörüleriniz gerçekleşiyor sanırım. Türk hükümeti ABD nin gazıyla ve toplumu manüple etmesi sonucu Suriyeye müdahalenin eşiğinde. Toplumdaki havadan anladığım kadarıyla hükümetin gittiği yanlış yönde olanca gücüyle desteklenmekte. Suriyeye giren Türkiyenin bu bölgede uğraşacağı güçler düşünüldüğünde son derece yıkıcı bir adım olacağı kesin. Heleki orada kalıcı olarak kalınma riski düşünüldüğünde.
K.Irak’a girecek diye biliyoruz.Suriye şimdilik planda yok…
Çok az kaldı da…
Müştak Baba savaşın tetiklediği bir iç savaştan bahsediyor mu?Hem etnik hem de siyasi iç savaş,biri doğuda diğeri batıda aynı anda.
Rusya’nın Suriye’ye konuşlandığını düşünürsek bu saatten sonra Suriye’ye herhangi bir şekilde askeri müdahele yapacak babayiğit zor bulunur.
Hani yüksek atlamada atlet ilk iki hakkında geçemezse son hakkında çıtayı yükseltir son hakkını daha yukarıya taşır ya.Suriye’yi de durum gereği pas geçecekler.Direkt İran’a dalacaklar.
İran’a dalarlar ise İran füze savunma kalkanını vurur.Biz de cevaben ! Kuzey Irağın doğu tarafına girer orda durur çelik çomak oynarız.İran’a cevap mevap veremeyiz.
Kafa yoruyorum yordukça da kuruyorum
Biz Kuzey Irağa PKK’yı bahane ederek ya da bunun gibi tayyare sebepler ile kalıcı olarak girmemize bölge ve dünya dengeleri asla el vermez.
Bu tür bir giriş için bölgede süper güçler arasında bir cepheleşme olması gerekir.Anca ondan sonra taraf olarak girebilelim.
Müştak Baba’nın dediği gibi İsrail ile karşı karşıya geleceksek demek biz USA,İngiltere,Fransa ve İsrail cephesi ile zıt olmamız gerekir.Başında olmasa bile sonunda karşıt cephede olduğumuz gerçeği çıkıyor.
Gene Müştak Baba’nın dediği gibi 20 sene otobanda gider gibi yükseleceksek bu sadece bölgesel müttefiklikler ile olur(İran,Rusya,Suriye).
Başlangıçta olan dış politikamız olaylar gelişmeye başladıktan sonra değişen iç dinamikler ile değişen bir dış politikaya dönüşebilir.
Bu birilerinin sonu çok kötü olacak anlamına geliyor.
Bu güne kadar dünyadaki yahudi mason örgütler tarafından , deyim yerindeyse dünyanın tekerine çomak sokacak türde oyunları sebebiyle , çok değişik mecralara yol almaya başladık.Unutmayın; fransız devrimi masonların desteği ile oldu.Amerikanın kurulma macerası masonların desteği iledir.Keza Osmanlıların yıkılışı da yine onlar yüzündendir.Ve dünyadaki bir çok savaş da onların planladıkları olaylar neticesinde gelişmektedir.Yeni dünya düzeninin bütün ihalesi onlar üzerinde maalesef.Kendilerinin yoluna çomak sokacak olanlarında hayatı tehlikeye giriyor haliyle.Zamanında amerika başkanı Kennedy laf olsun diye onlar tarafından ekarte edilmedi.Şimdi, Müstak babanın kehanetindeki gibi bir yükselişe geçecek ise Türkiye, bu gizli örgüt muhakkak suretle bunun önünü almaya çalışacakdır..Çünkü böyle yapmazlar ise yüzyıllar öncesinden yaptıkları büütün planlar bir anda etkisiz hale gelme tehlikesiyle yüzyüze gelecektir.Müştak babanın tüm uyarılarıda bu yüzdendir.Bakın siz bunları hafife alıp yolunuzda hiçbirşey yokmuş gibi ilerlerseniz,hemde uçak hızında,o zaman heran biryerlere toslamaya hazır olun,demek istemektedir.O yüzden her hızlanınılan zamanın ardından sert bir viraja girildiğinde yavaşlamak hatta durmak gerekebilir.Ama o zamanın yöneticisi bu hızda kendini emniyetli görüyorsa ve bırakın böyle gitsin diyorsa o zaman yapacak hiçbirşey olmayacaktır.Iraka giriş olayı ise bir şekilde davet şeklinde olacaktır kanımca.Oraya yemlerini yerleştirecekler ve gelin alın diyetinizi diyecekler……
Müştak Baba’ya göre 27 Ocak civari Kuzey Irağa gireceksek demek öncesinde bir şey patlak verecek.Muhtemelen bu İran’a müdahele olmalı.
Arap Birliği gözlemcilerini Suriye’den çekiyor…Müdahele an meselesi.
27 Kasım tarihine 65 gün eklersek Ocak ayı sonuna denk gelir.
Bir yılın gerçekte 365 gün 6 saat’den yaklaşık 12 dakika kısa olduğunu düşünürsek 120 yılık sürede 1 gün gibi sapma söz konusu olur ki bu da 65 günlük sürenin üzerine bir kaç gün eklemeyi gerektirebilir?
Benim Serhat Bey’e güvenim tam.Çünkü mesnetsiz yorum koymuyor.
Eğer olaylar öne sürülen savlar gibi gerçekleşmez ise gelecekte zaman makinasının icat edilmediğini bu da Kuran’ın deli saçması olduğu gerçeğini ortaya çıkar ki bunun böyle olacağına ihtimal vermek dahi imkansızdır.
Sadece bir yerde standart sapma söz konusu olabilir mutlaka kapı açılacaktır üstelik öngörülen sürelerde henüz nihayete ermedi.
Sanırım olaylara bir de şöyle bakmak gerekebilir.Bakmak istemeyen için üzerine alınmasına gerek yok elbette.Ama demek istediğim şey, Müştak babanın kerametleri üzerinden bir takım hesaplamalar ve yorumlar yapan yazarın bulduğu 1 muharrem üzerinden, sonraki 65 gün ve sonrası sözkonusu olmuştur.Buna göre ,eğer halen neden birşeyler olmadı türünden düşünen varsa,biraz daha bekleyin derim.Eğer böyle birşey varsa,tam o zamana geldik.Şimdi,1 muharrem itibariyle kapının açılacağı söyleniyorsa bu ancak,ortamın hazırlanıp bir takım sebebler yaratılmak suretiyle sonuca gidilecek olmasıdır.İlk 65 günde bu dediğim sebebler hazırlandı değilmi?mesela neler oldu.Öncelikle USA güçlerinin önemli birliklerinin çoğu geri çekildi.Irak’taki bölgesel çatışmalar ise malumunuz:şii-sünni çekişmesi yaşanıyor.Türkmenlere baskı yapılıyor..gibi bir sürü sebebler hazırlandı şimdiye kadar.Türkmenler konusu ise Türkiye için en önemlisi bence.Sırf onlar için bile Türkiye K.Iraka girebilir.Yukarıda bahsettiğim yem sanırım Türkmenlerin durumu olabilir.Özellikle onlar üzerinden bir takım oyunlar oynayıp,Türkiye’yi içeri çekmeye kalkabilirler.Evet,dediğim gibi,ilk 65 gün ,Türkiyenin ,K.Iraka girmesi için yapılacak çalışmalardan oluşuyordu.Sonraki süreç ise tamamıyla sonuca gidileceği yeni bir dönemi kapsıyor.Yazarın Müştak baba üzerinden yaptığı hesaplamalar doğru ise,gidişat böyle olabilecektir kanaatindeyim….
Serhat hocam artık birkaç kelamda sizin yazmanız gerekmezmi??
27 Kasım’ı 65 günden fazla geçti. Kuzey Irak’a girmiş değiliz.
Hızır yoksa tarihin akışını mı değiştirdi? 🙂
Gayb ı bir tek ALLAH bilir dostlar,kadere inancınız tam olsun,serhat kardeşimizide kitaplarının sadece 2012 de çıkanı hariç hepsine göz gezdirmiş bi okuru olarak,bizlere güzel,heyecan verici duygular yaşattığı için emeğine sağlık diyorum
galiba olaylar zinciri başlıyor.
zaman meftununda ufacık bir sapma ile
Serhat Bey’ in “İstanbul Yeniden Başkent Olacak” isimli kitabında, 2012 yılında ‘İstanbul’ un yeniden başkent olacağı’ve ‘ kuzey Irak’ ın referandumla Türkiye’ ye dahil olacağı’ yönünde çıkarsamalar vardı. Acaba halen görüşlerini korumakta mı? Malum 2012′ nin 8. ayına gelmiş bulunmaktayız…
Selam Serhat bey,benim anlamadığım neden hep bu gizli esrarlı işler İsrailoğullarının etrafında dönüyor?Yani bu adamların özelliği nedir de bu kadar ön plandalar,Kuran da bile o kadar çok bahsediliyor ki onlardan yani dünyada başka ırk mı yok ki hep onlardan bahsediliyor?Yani aslında öyle bir görüntü var ki sanki Allah İsrailoğullarına kafayı takmış gibi:)Sürekli ya onları uyarıyor ya onları cezalandırıyor ya yardım ediyor ya da ödüllendiriyor!Yani aslında bence adamlar kendilerini özel görmekte haklılar ben de Yahudi olsam ben de kendimi özel görürdüm herhalde bu durumda.Üstelik çok da zekiler,Yani Allah’ın onlarla farklı bir bağı var biraz bu konuda araştırma yapsanız aslında NEDEN İSRAİLOĞUULARI diye!Haani Milli Eğitim Bakanlığı bir projeyi ilk uygulayacağında özel bir okul seçilir ya o uygulama için öyle bir konumdalar mı acaba?
Yazarın Zülkarneyn kitabını okudum..enteresan bir bakış açısı var..ancak kuvvetle muhtemel olumsuz misyonu temsil eden ve kendisine Müslüman gibi görünen kötü cinlerin tesirinde oluşmuş fikirlerle dolu bir eser yazarak aslında kendisi tuzağa düşüyor..Çünkü işin başı İslam direği Namaz ve zirvesinin Cihad olduğunu söyleyen Peygamberimiz (s.a.v) hadisiyle çelişiyor..Allah Kur’an da anlamı apaçık olan muhkem ayetler olduğu gibi birden çok anlama sahip olabilecek müteşabih ayetler olduğunu…kalplerinde eğrilik olanların müteşabih ayetleri alarak tevil etmeye çalıştığı oysa müteşabih ayetlerin muhkem ayetler ışığında değerlendirilmesi gerektiğini ve en doğru yolunda bu olduğu uyarısını yapıyor…çok bilgili olduğunu düşündüğüm yazarın bu konuda tuzağa düştüğüne inanıyorum…ister istemez olumsuz güçlere yardım ettiğini düşünüyorum..Suriye de ki olaylara bakışı, Cihad kavramına yüklediği, barışa, iyiliğe, zulüme, salih kavramlarına yüklediği anlamlar Kur’ana ve Sünnete dayanmaktan uzak, ya da sadece belli manalarla kısıtlanmış..Zülkarneyne biçtiği rol ise “çok tehlikeli” Sünnetten delillerle desteklemesi gerekiyor ki..Zülkarneyn hakkında bize ulaşmış az bilgi içeren sahih hadis vardır..aslında düşmanı tanımamaktan kaynaklanan yanlış düşünceler içinde olduğunu sanıyorum yazarın..Dr.Umar Sulaiman al Ashqar’ın “The World of The Jinn and Devils” isimli kitabı örneğin Kur’an ve Sünnet ışığında, zayıf, muteber ve sahih hadisler ışığında Cin ve Şeytanları, amaçlarını, insanoğluna düşmanlıklarını, özelliklerini, Deccali, Ufoları vb..pek çok konuyu fazla yorum katmadan ele alan faydalı bir eser..bilmiyorum okudu mu..ama bu kitabı okuması durumunda düşüncelerini değiştireceğini sanıyorum…Allah hepimize hidayet versin…
serhat bey, kitabınızı zevkle okuyorum. 200. sayfadaki hükümdar bölümündeyim. bu bölümde ZALİM KRAL’IN SAĞLAM BİR GEMİYİ (İFADENİZE GÖRE DEVLETİ) ZORLA GASPETMESİNDEN BAHSEDİLİYOR VE BU İŞİN HIZIR TARAFINDAN MÜDAHALE EDİLMEDEN ÖNCE OLMUŞ BİTMİŞ YAŞANMIŞ BİR ŞEY OLDUĞUNU SÖYLÜYORSUNUZ. BU ZALİM KRAL; HIZIR’IN KADERE MÜDAHALESİ OLMADAN, ÇOK GÜNAHLAR İŞLEMİŞ, BİRÇOK KİŞİYE KIYMIŞ BİRİSİ. BURAYA KADAR CEHENNEMLİK DİYEBİLİRİZ.
SONRA KADERE MÜDAHALE GERÇEKLEŞİYOR. DOLAYISIYLA BU ZALİM KRAL, YA ORTADAN KALKIYOR YA DA SIRADAN BİR KİŞİ OLUYOR. İŞTE SORUM BURADA; KADERE MÜDAHALE EDİLİNCE BU ZALİM KRAL GÜNAHSIZ MI OLDU?????? ne düşünüyorsunuz….
Cengiz Buran Kardeşim selam,Öncelikle bende senin paylaştığın bir fikir için kendi fikrimi söyleyeceğim,çok güzel mantık yürütmüşsün,Adem fawerin Olasılıksız isimli kitabını okumuştum,sonra epey düşündüm,bir kaç alim dinledim ve denilen şuydu,Hayat veri bilgiler topluluğu ve biz insanlarında onu algı yolu ile sınırlandırılmış şekilde yaşadığı düşünülürse, ve bir benzetme daha yapılıyor,deniyorki farzedinki hayat bir cd içinde kayıtlı olsun bir bireyin yada tüm insanların başına bir an içerisinde yaşayacağı bir olayı bir çok olasılık tetiklesin,birey sadece yaşadığı ve algıladığı anı yaşamış olacak ama diğer yaşayabileceği birçok olasılık ise ona hiç görünmeden ortadan geçmiş dediğimiz yöne akacak.ama biz yaşamadık diye onlar orada değildi değil.Dolayısı ie Şöyle de denir kader çok derin ve sırlı bir mevzu anlaşılması çok güç olmakla birlikte,Rahman REsulune YA MUhammed(s.a.s) onlar için üzülme muhakkakki hidayeti ben veririm,sen onlara hidayet edemezsin diye buyurur..Rab herkese bir yol çizmiş sıraya koymuş KAderiniz demişken,Allah(cc) şükredebilen şükrettiği için bile hamd etsin,Çünkü O isteemdikçe yaprak dahi kıpırdamazken nasıl olurda ben yaptım diyebilelim.gezegenleri belli bir yörüngede yüzdüren ve döndüren odurderken,Biraz düşünmekte faide var.Gelelim Hızıe (a.s)a mübarek Hızır için Allah tarafımdan ilim verdiğim bir kul diyor,gayb dediğimiz şey örnekteki olan cihaz içerisine konmuş dönen dvd-cd ne dersen,iz deyin ona benzetilirse filmin başıda sonuda bellidir,ama biz algılayana yani izleyene kadar:)Rab yapılan dualara icabet ederim-resulde sadaka verin belayı defedin derken jayatımızda olabilecek sıkıntı veren olasılıkları uzaklaştırırsınız der-dolayısı ile sıkıntı uzaklaştığında yada hiç karşımıza çıkmadığında biz onu bilmez idik-algılamamış olurduk ama RAbbimiz size çok merhamet edicidir derken buradanda bir kasıt vardır.VE yine üstüne basarak söylemek istiyorum Rabbimiz bize Kuranda Kelamları ile bize Hızır ve Musa kıssasında böyle birşey yaşandı yaşattım demese idi biz böyle bir olayı bilmeyecektik algılamayacktık bile,Ama aAllah size düşünesiniz tutasınız diye öğüt veriyor derken Her Cuma namazında hutbede Hoca.. Şimdi farkına varıyormusunuz gelişmelrin sizlerde..Kimi Alimler RAbbimiz kimi insanlara kendi isimlerinden belli bir ölçüde kattığını söyler,bu şuan mutfağa gittiğinizde yapacağınız hamura sizin ne katmayı seçtiğinize ve değişik lezzetler ortaya çıkarmanıza benzer,Ama Biz yine Allahın takdir ettiği ve olasılıkları belli olan bir dünya içerisinde yaşadığımız için Yine onun bildikleri kadar yapacağız bu hamuru tabi,AMa Rab öylemi değil tabikide O sınırsız,ebedi,dilediğini yapmaya kadir olduğu için İsmi azam ından dilediğini dilediğine verir,dilediğini cani,dilediğini hızır,dilediğini alim,dilediğini masum,dilediğini peygamber,melek,insan,cin,vs diğer yaratık mahlukatlardan eyler.YAratttığı insanlara bilgisayar gibi düşünün dilediğine windows 8-7-98-xp-ne derseniz deyin onu yükler..sonrada tüm olasılıkları belli olan dünyada ne bir eksik ne bir fazla çizdiği yol üzerinde her bir bireyi her çeşit duygu,düşünce,istek arzu ile bezer bezer ve bir seçimler yani sınavlar dünyasında döndürür..Diledğini yapmaya kadir olan Allah Çok merhametli olup Sınırlı dünya içine koyduğu bizleri Affetsin..
YAnlış Bir söylemim oldu ise ALlaha sığınıyorum ,
İyi Günler
tarıhe bakarsak bugun 2013 ve yırmı eylul…gerıye dogru yorumları okudugumda guzel bır mantık yolculugu yapılmıs ve ıcınde bır suru varsayımlar yurutulmustur..
gaybı sadece allah bılır..mustak baba konusunun abartıldıgını dusunuyorum..velı bır zat olabılır.ebcet hesaplarının bıze neyı nereye kadar dogru gosterebılecegıne guvenmemek gerek.kı hala ıragı zaptedemedık..kuranı layıgıyle anlamamızın zor oldugu kanısındayım.mutlaka allah kelamıdır..ve allah ısraılogullarından bahsederken bunu bıze ogut manasında anlatıyor.zıra her bolgece bır kavım ve onların helakını dusundugumuzde bu bır agacın bır yapragı konumundadır..ve sonunda kaybedeceklerını yıne kurandan anlayabılıyoruz.hıcbır teorı ve mantıkla ters dusmeyen ve 1400 yıldan bu yana o zamanda bılınemeyecek bırcok seyı bıze farkettıren bu essız kıtap;bencebundada yanılmıyordur.kader her halıyle allahın elıncedır.kullı veya cuzı dıye dusunmemıze bıle gerek yok.sevkı ıdare allahın elındedır.eger allah onu anan ve onu yeryuzunde lagıyıgla zıkreden mumınlerı basarıya ulastıracagını bıldırmısse bu bıze yeter.ben akıbet ısraılogullarının bır gun kaybedeceklerıne ınanıyorum.onlarda bundan suphedeler kı bıze hadıste bıldırılen agacı dıkmekteler.kurana ınanmazlar ama dıkerler.ve sanıyormusunuz bu kadar akıllı bır toplum kuranı bızden daha ıyı okuyup anlamaya calısmıyorlar.anlayamadıkları sey basıretlerının baglandıgı ve gozlerının bu allah kelamına perdelı oldugudur.galıp olan allahtır.ve onlar bır duzen kurmaktalarda allahında bır duzen kuracagını unutmayalım.ona havale edelım ve guvenelım bu kuantum mantıgına ters dusmez herhalde…saygılarımla
Putin Hızır olabiliir mi ?
Serhat Bey, maalesef suriyede tuzak olan el-bab a (kapı) girildi. Korkarımki bataklığa saplanmış durumdayız. Liderlerin geri dönüşü yok açıklamalarından sonra.