ÜÇ DİN Mİ???
Gerçeğin Tekliği (Tüm Peygamberler Aynı Dinin Peygamberidir):
İnsanlık tarihi boyunca bu dünyadan çok sayıda elçi gelip geçmiş ve toplumlara, tek olan büyük yaratıcının mesajlarını iletmiştir. Ve bu mesaj demetlerine de ‘din’ denmiştir. İşte bu noktada dünya genelinde yayılmış müthiş bir yanılgı vardır: “Yaratıcının birden fazla din gönderdiği.” Ama gerçek, bundan farklıdır. Ve bunu şimdi O’nun kendi sözleriyle ispatlayacağız.
Çoğu kişi Hz. Musa’nın, Yahudilik; Hz. İsa’nın Hıristiyanlık; Hz. Muhammed’in de Müslümanlık adında farklı dinler getirdiğini sanır. Bunun böyle olduğunu iddia eden ise Kuran’a aykırı bir iddiayı savunmuş olur. Durum sadece bu saydığımız peygamberler için değil; diğerleri için de aynıdır… Burada sadece onların isimlerini saymış olmamızın sebebi, onların en popüler üç dinin temsilcileri olarak kabul edilmeleridir. Bu noktada hemen Âl-i İmran suresinin 19. ayetinde mealen geçen şu ifadeler akla gelir: “Muhakkak ki Allah nezdinde din, İslam’dır[1]. Kendilerine kitap verilenler, aralarında, fesat/haset yüzünden ihtilafa düştüler…”
Bu ayette, ihtilafa yani ayrılığa düştüğü belirtilenlerin, kendilerine Yahudi diyen toplumlar, kendilerine Hıristiyan diyen toplumlar ve kendilerine Müslüman diyen toplumlar olduğu açıktır. Çünkü ayette, kendilerine kitap verilenlerden bahsedilmektedir. Ve bu bilgi, Bakara suresinin 136. ayetinde geçen şu ifadelerle tasdik edilerek gerçeğin tekliğine vurgu yapılır: “Deyin ki: ‘iman ettik Allah’a, bize indirilene[2], İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve onun (Yakub’un) torunlarına verilene, Mûsa’ya ve İsa’ya verilene ve diğer peygamberlere verilene. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O’na teslim olanlarız.”
Mealen aktardığımız bu ayetten açıkça anlaşılmaktadır ki “Hz. Muhammed bizim peygamberimizdir; Hz. İsa, Hıristiyanların; Hz. Musa ise Yahudilerin” diyen bir kişi, ancak İslam’a aykırı bir yanılgı içindedir.
Az önce aktardığımız ayette (Bakara, 136) adı anılan peygamberlerin, kronolojik sıralamaya (eskiden yeniye) göre anıldığını görüyoruz. Onların hiç biri, kendilerinden önce gelen Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği dinden başkasını tebliğ etmedi. Peki, Yahudilerin “bizim büyük atamızdır[3]” dedikleri Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği din neydi? Bu sorunun cevabı da Kuran’da mevcuttur: “İbrahim ne bir Yahudi ne de bir Hıristiyan’dı. Sadece hanif[4] bir Müslüman’dı. O, müşriklerden de değildi.(Âl-i İmran, 67)” Mealen aktardığımız bu ayet, kendisini Müslüman zanneden ve İslam dininin sadece Hz. Muhammed ve ona uyanlara has olduğunu savunanlar için bir cevaptır. Ve bu ayet, Hz. İbrahim’in Müslüman olduğunun açık açık ifade edildiği çok sayıdaki Kuran ayetlerinden sadece bir tanesidir.
Bu gerçekleri bile bile saklamak ne kötüdür! İşte bu durum Bakara suresinin 140. ayetinde şöyle tarif edilir: “Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: ‘Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?’ Allah’tan kendisinde olan bir şahitliği gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir”
Dinin tek olduğu konusunda çok sayıda ayet vardır ve burada aktardıklarımız onlardan sadece birkaçıdır. Kuran baştan sona okunduğunda görülür ki halk arasında ‘din’ zannedilen şeyin Kuran’dakinden çok başkadır. Gerçeğin tekliği konusunda hâlâ şüphesi olan varsa, sanırım Şûrâ suresinin 13. ayeti bu şüpheyi tam olarak giderecektir: “ ‘Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!’ diye Nuh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey, Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. Kendine yönelenleri de ona ulaştırır.”[5]
Ama toplumlar tek olan dini parçalara bölüp bozdular. Onlar bozdukça Allah yeni elçiler gönderip, gerçeği tekrar hatırlattı. Sonra yine bozdular ve bu döngü sürekli tekrar etti. Ayrıca parçalayanlar bununla da yetinmedi, ayırdıkları parçaları da mezhep diyerek böldüler. Ve bu gerçeğe, En’am suresinin 159. ayetinde şöyle dikkat çekilir: “Dinlerini parçalara böldüler ve guruplar oldular. Senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.”
[1] İslam’ın kelime anlamı teslimiyettir.
[2] Ayette ‘bize indirilen’ ifadesi ile dikkat çekilenin, Kuran olduğu açıktır.
[3] Hz. İbrahim, Hz. Yakub’un dedesi olduğu için Yahudiler onu büyük ataları ve Yahudi dinini ilk tebliğ eden kişi olarak kabul ederler.
[4] Hanif, Allah’ın tekliğini kabul edip ona yönelen demektir.
[5] Bu ayette (Şûrâ, 13.) Hz. Nuh’un Müslüman olduğuna gönderme yapılırken, Yunus suresinin 72. Ayetinde onun Müslüman olduğu açıkça ifade edilir.
Hamza Yardımcıoğlu
Çok doğru.Kimileri varki iyi yaptığını sanıp Hz.muhammed’den başkasını gözü görmemekte.Elbette en büyük rehberdir Hz.Muhammed fakat O bile zamanı gelince Hz.Mehdi’nin arkasında saf tutacaktır.
Tek gerçek vardırki;Yaratıcımız olan Allah(c.c) ve bize verdiği Kuran-ı Kerim ve yine bunları bize anlatan Peygamberlerimiz.
Mezhebler olmasaydı şimdi bu mezhep çatışmalarıda olmayacaktı.Dİn içinden din çıkarmak maalesef sapgınlıktır.
Hanefilik bir mezhep değil bir tanımlamadır.
Yani kimse hanifiyim dememeli mümin bir müslümanım demeli yada diyebilmeli.
İslamda mezhepciliğe yer yoktur.
Hz Muhammed’in veda hutbesinde de dediği gibi; Ayrışmayın.sadece size verilen Kurana sımsıkı sarılın.
İsa A.s ile Musa A.s vasıtası ile o zamanki kavimlere inen dinler ilk olarak İslam olarak nitelense de, daha sonradan Allah’a ve Peygamberine İslam(teslim) olamadıkları ve hak dinlerini tahrif ettikleri için onlara bizzat Allah Teala tarafından yapılan hitap ile başta biz Müslümanlar olarak, onların bulundukları konum hakkındaki GERÇEKLİĞE ulaşabiliriz: “Ey iman edenler, yahudi ve hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; zira onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.”(MAİDE 51)
Tuğrul Bey; Hz. Mehdi A.s’ın arkasında namaz kılacak olan İsa A.s’dır, yanlış bilgilendirilmişsiniz sanırım…Selam ve Dua ile….
tabiki üç ayrı din diye bişey yok çünkü hepimiz aynı allaha inanıyoruz bunu bilebilmek için mantıkla düşünmek yeterli. diğer dinleri isa allahın oğludur gibi saçmalıklarla kirletmeselerdi onlarında hak dini islamdan bi farkları olmayacaktı
Sayın Hamza Bey’den, Allah razı olsun. Bizlere, kendinden büyük olanlara bile ne çok şey öğretti.
Yorumlara baktım da zaten hepsi bilgili insanlar. Onlar bir Çok şeyi biliyorlar zaten. Ben ve Benim gibiler için; bu tür yazılar çok faydalı ve öğretici.
İyiki var.iyiki Rabbim onun yazılarını bizlere okumayı nasip etti.
Saygılar.