Yazar: 20:24 Köşe Yazıları, Manşet Haberler, Politika • 5 Yorum

Şeytanın Gazı

Bayram tatili tam dokuz gün sürdü. Bir hafta da üstüne ekleyin, yaklaşık 15 gündür varsa yoksa Hakan Fidan…
İsrail vermiş olmalı, yok yok İran’dır. Belki de ABD.B..
On kişinin ismini vermişler. Mavi Marmara’nın sembolik karşılığını almışlar bravo…
Yok canım bu yazı İsrail ile Türkiye’yi birbirine yakınlaştırmak için yazılmıştır.
Yok yok! İran ABD’ye yakınlaşmaya çalışıyor. O yüzden bilgileri İran sızdırmıştır…
İşin yoksa otur TV’nin karşısına 15 gün daha izle, sonra gel yanıma. Sana sorayım ben “ne anladın” diye. Sen de anlat bana ne anladığını…
Sonuç: Sıfırda sıfır elde var sıfır. Buna emin ol…
İşin doğrusunu aslında Cübbeli Ahmet Hoca anlatmıştı ama o gün hepimiz güldük geçtik…
Sunucu programda hocaya Şeytan’ı sormuştu.
Hoca: “Öyle zekidir ki o Şeytan” diye söze girdi. Önce seni elinden geldiğince engellemeye çalışır. Bakar bu yolla başarılı olamıyor, sonra destekliyormuş gibi yaparak gaza getirir.
Bir de örnek vermişti o programda hoca: Adamın birisi her namaza niyet ettiğinde ona engel olamayan Şeytan taktik değiştirip bu kez demiş ki; “sen en ön safa git namaza öyle dur ki herkes seni görüp “ne sağlam Müslüman diyerek gıpta etsin” adam da bu gazla gitmiş en ön safa tam namazın ortasında imam rahatsızlanınca mecburen imamlık yapmak zorunda kalmış ama ne ayet biliyor ne hadis ne de bir dua. Sonuç malum…
Günlerdir tartışılan yazıda böyle bir gaza getirme varsa bu tür olayların devam edeceğini garanti ederim…
Yazıdaki bilgilere bakılırsa sonuçta Türk istihbaratı çok başarılı bir iş yapmış. Türkiye’nin politikaları doğrultusunda gereken hamleler yapılmış. Yazıdan böyle bir sonuç çıkıyor…
Böyle yazılarda aslında karışık şeyler anlatılıyor gibi görünür ama çok basit bir amaç hedeflenir. İlk anlaşılan şey aslında anlatılmak istenen şeydir…
Bu yazı bana sırtımızın hafifçe sıvazlandığı duygusunu da veriyor. Eğer böyleyse birkaç sıvazlama daha bekleyebiliriz…
Peki, ne olur Türkiye cesaretlendirilirse?
Neler olur göreceğiz. Benim tahminimi sorarsanız bu iş 10 veya 15 seneye yayılmış son derece şeytanca ve bir o kadar da klasik sayılan bir tuzak olabilir. Eski savaş stratejilerinde buna açığa çekip pusuya düşürmek deniyordu…
Bir kale kuşatılıp uzun süre ele geçirilemeyince bu plân devreye alınırdı ve hep başarılı olurdu…
Önce kuşatma kaldırılıyor gibi yapılıp pusuya gizlenilir sonra kalenin etrafında sarhoş ve berduşlardan oluşan az bir kuvvet bırakılırdı. Kalede savunma yapanlar onları izledikçe kafalarında dışarıya çıkıp çevreye hakim olmak fikri kendiliğinden oluşurdu. Son iş olarak kale komutanının gaza getirilmesi başarılırsa tuzak plan işlemeye başlar ve kaçanların peşine takılan kaledekiler pusuya düşmüş olurlardı…
Cumhuriyetten bu güne müstahkem bir kale gibi dimdik duruyoruz. Etrafımızdaki çevrenin giderek sahipsiz bırakılmakta olduğunu da son birkaç yıldır izlemekteyiz. Kaleden şeytanın gazıyla çıkarsak pusuya düşebileceğimizden endişe ediyorum.
Belki gerçekten etrafımıza çeki düzen verebilecek güce ve altyapıya ulaşmışızdır…
Eğer gaza geliyorsak…
Tuzağa çekiliyorsak…
Bize güçlü olduğumuzu söyleyen kim?
Ortadoğu’da işleri yönetenler kutsal toprakları bize böyle kolayca bırakırlar mı acaba?
Ne dersiniz, yoksa ben mi çok uçuyorum?
Belki de bize miski amber gibi kokan bu şey bir gazdır.
Sizi bilmem ama bana başka türlü kokuyor!…
 
Serhat Ahmet Tan

(Visited 64 times, 1 visits today)
Kapat
Yandex.Metrica